KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli Komisyon üyeleri, değerli bürokratlar, Sayın Bakan; ben de ek bütçeyle ilgili kısa zamanda görüşlerimi paylaşmak istiyorum.

Şimdi, tabii, bir ek bütçe ihtiyacının doğmasının, sizin de belirttiğiniz gerekçelerde, işte "daha çok uluslararası konjonktürdeki yaşanan gelişmeler" vurgusu çok fazla yapılıyor; işte, kriz süreci, savaş süreci, salgın süreci. Tabii, en önemlisi de bu süreçlerde iktidarın uyguladığı yanlış politikalar ve bir de bir nevi yanlış politikalardaki, oradaki tercihler tabii. Hangi yönde kullandı bu elindeki araçları? Şimdi, bizim, bence artık bu uluslararası vurgudan biraz çıkmamız gerekiyor Sayın Bakan. Bizim artık kendi ulusal ve yerel düzeyde yaşadığımız soruna odaklanmamız gerekiyor. Sizin de sunumda, olağanüstü fiyat artışları atfı yaptığınız, gerçekten, kontrol edilemeyen bir döviz kuru, fiyat artışları ve faiz oranı arasında ciddi kısır döngü var ve bunun da en büyük maliyeti bütün hepimize yani bütün vatandaşlarımıza. Bu sorun, bir nevi, aldığınız önlemler de kısa ve uzun vadede vatandaşın yoksullaşması ya da yaşam standardını etkilemiyor; aslında bunu tartışmak lazım.

Şimdi, bir defa, biz bu bütçede ödeneklerin nelere ayrıldığına dikkatlice baktığımız zaman, ya, şöyle bir durum var: Bir kriz ortamı -ulusal veya uluslararası her neyse- gerçekten ciddi bir ekonomik sorun ve kriz ortamındayız. Şimdi, ben, burada kamunun bu ek bütçede bir tasarrufa gidip ve gerçekten bu sorunu nasıl çözeceğimize dönük kaynak aktarma gibi bir durum göremiyorum. Şimdi, birazdan söyleyeceğim, kaynaklar çok ciddi anlamda farklı şekilde değerlendiriliyor. Yani burada vatandaşın o gelir adaletsizliğini çözecek ve vatandaş üzerindeki vergi yükünü azaltacak bir önlem yok bu bütçede, ek bütçede. E, bunu göremiyoruz. E, bu noktada, bu harcama-gelir dengesinde bir tercih değişimi de yok, aynı. Ciddi anlamda bir vergi yükü gelecek, yarın biz Genel Kurulda bu ek bütçeyi kabul ettiğimiz zaman ciddi bir vergi yükü de gelecek ve o enflasyonist baskıyı da yaratmayacak ve ciddi anlamda da personel maaşlarında bir artışa gidecek. Bunun enflasyonist baskısı nasıl olacak? Yani bunlar tartışılıyor mu gerçekten? Ben bunları merak ediyorum. Ciddi bir şekilde, gerçekten, baktığımız zaman, kişi başı gelir düzeyimizde, gelir adaletsizliğinde -işte, yoksulluk sınırı rakamları açıklanıyor- ve asgari ücretle karşılaştırdığımızda, enflasyonu karşılaştırdığımız o uluslararası ülkelerle gerçekten çok ciddi bir makas var bizim ülkemizde ve yaşam standartları ciddi şekilde düşüyor, ciddi bir yoksullaşma var ülkemizde. Ama, şimdi, bu bütçe bunlara, bu sorunlara kısa vadede nasıl çözüm getirecek? Dediğim gibi, yarın ciddi bir vergi yüküyle de karşı karşıya kalacak.

Gelir adaletsizliği konusuna çok ciddi odaklanmanız lazım Sayın Bakan, bu makas çok ciddi açılıyor. Bütün hatipler söyledi, gerçekten, orta sınıf üzerinde çok ağır bir yük var. Yatırımcı açısından, işveren açısından da maliyetler, girdi maliyetleri ve döviz kurunun yarattığı o girdi maliyetlerindeki artışla mücadelede de ciddi bir sorun var. E, işsizlik konusu zaten -siz "5 milyon istihdam." dediniz ama- ciddi bir sorun, genç işsizliği özellikle.

Yine, orta vadeli programdaki hedeflerin tutmaması, büyümenin, büyüme rakamlarının vatandaşlarımıza ya da ülkenin tümüne etkisinin olmadığını görüyoruz. Riskler, belirsizlikler, yapısal sorunlar devam ediyor. Özellikle de siz göreve ilk başladığınızda en çok bu sorunlara vurgu yaptınız ve bu bizi sevindirdi açıkçası. Temel, kurumsal bağımsızlık, şeffaflık, özerk karar alma mekanizmaları; göreve geldiğinizde buradaki yapısal sorunları önemsediğinizi söylemiştiniz ama bu noktada, gerçekten, bu yapısal sorunlar çözülemediği için de işte bu ekonomik sorunlar aslında devam ediyor.

Dış ticaret noktasını da çok önemsiyor iktidar, işte, ihracat noktasında büyük bir hedef koyuyor kendisine ama veriler böyle değil. Dış ticaret, ihracatın ithalatı karşılama oranında ciddi sorunlar var, yapısal sorunlar devam ediyor. Dış ticaret hadlerinde de -Sayın Yılmaz da vurgu yaptı- bir iyileşme yok. Nasıl... Turizm gelirleriyle bu dengelenmeye çalışılıyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sibel Hanım, süreniz doldu.

Son bir iki cümle alayım.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Şimdi şunu söyleyeceğim: 241 milyar vergi yükünden vazgeçildiğini söylüyor, bu ciddi bir rakam Sayın Bakan ama bunun vatandaşa bir yansıması olmuyor. Bunun gerekçesi nedir? Vatandaş bunu hissetmiyor.

Şimdi, ben şuradaki ödeneklere baktım; burada tasarrufu dikkate almanız gerekirken bizim genel bütçeden kaynak ayırdığımız, ödenek ayırdığımız birçok kaynak tekrar ayrılmış. Yani burada bir stratejik tercih yapmadığınızı görüyoruz biz. Bir stratejik tercih yapıp vergi yükünü azaltacak o harcama kalemlerini de...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın Özdemir.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Şöyle: Mesela, yolluk giderleri var -çok dikkatimi çekti- araç kiralama giderleri, işte, mamul, mal alımı... Çok ilginçti, Diyanet İşleri Başkanlığında birçok yolluk gideri var. Yani bir tasarrufu biz göremiyoruz burada. Bunlara da bir cevap...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

Diğer maddelerde devam ederseniz...

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.