| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (1/284) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 23 .06.2022 |
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Doğrusunu isterseniz bir iki şey söylemek istiyorum. Bunlardan bir tanesi, bu bütçe rakamlarında dikkati çeken, daha doğrusu, dikkat çekilmesi gereken bazı rakamlar var, bunları paylaşmak istiyorum, daha doğrusu soru olarak da sormak istiyorum.
Şimdi, ben şöyle bir kabaca baktım bakanlıkların ek bütçe ihtiyaçları nasıl dağılıyor, hangi kalemler üzerinden nasıl gidiyor diye ve dikkatimi çeken birkaç tane şey oldu. Bunlardan bir tanesi -rakamlarla da okuyacağım size- İçişleri Bakanlığının bundan önce 2 milyon olarak ayrılmış olan ödeneği 70 milyona çıkmış yani anormal gördüğüm artışlar -bana göre anormal artışlar- ve bunlar şöyle kaydedilmiş: Gayrimenkul büyük onarım giderleri. Yani nedir bu hiç anlamış değilim. Onun dışında, daha önce sıfır ödeneği olan "hizmet alım giderleri" adıyla 2 milyon 800 bin liralık bir ek bütçe getirilmiş. Şimdi, ben bunu da anlamadım, "Hizmet alımı"ndan ne kastediliyor, İçişleri Bakanlığının "hizmet alımı" dediği şey nedir acaba?
Dışişleri Bakanlığında daha da ilginç bir şey var: Ödenek ayrılmamış ama -herhâlde bu, sizin kur korumalı sistemle ilgili- 40 milyar liralık bir ek ödenek koymuşsunuz. Bunlar mevduata katılma hesaplarının... Yani bu, kur korumalı mevduatla ilgili artışlarına karşı korunmasına ilişkin giderler diye kalem; onu anlamış değilim. Yine aynı şekilde daha önce konmamış olan bir "gelirlerden ayrılan paylar" diye bir kalem var; hiç ödenek ayrılmamışken 28 milyonluk bir ek ödenek konmuş.
Sahil Güvenliğe bakıyorum, daha önce 76 milyon ödenek konmuş, şimdi 170 milyona çıkmış yani 100 milyonluk bir artış talebi var. Nedir bunlar diye baktığımızda "gayrimenkul sermaye üretim giderleri" Allah aşkına, biriniz açıklayın bize, bu nedir hakikaten yani gayrimenkul sermaye üretim giderleri?
Diyanete bakıyorum, Diyanette anormal artış olarak baktığımda, mamul mal alımlarıyla ilgili daha önce 8 milyon bir ödenek konulmuş, 8 milyon olan mamul mal alımları 23 milyona çıkmış, ek bütçe istemişler. Yolluklar mesela, Diyanet İşlerinin yolluklarına da 425 bin ödenek ayrılmış, şimdi 2 milyon 798 bin olarak bir ek ödenek talebinde bulunulmuş. Bunu da anlamakta çok zorluk çektim yani Diyanet ne yapıyor da yolluk bu kadar artıyor? Yine benzer bir şekilde, daha önce -Diyanetin yine bu- 500 bin lira ödenek ayrılmış -tüketime yönelik mal ve malzeme alımlarıyla ilgili olarak söylüyorum- şimdi 7 milyon 500 bin liraya arttırılmış, 7 milyonluk bir artış talebi var.
Devam ediyorum: 43 milyon ayrılmış elektrik, su vesaire gibi kalemlere, şimdi, 2 kat artırmak, 80 milyon ek bütçe daha isteniyor. Daha da ilginci, bir tane kalem bu: 24 milyon 400 bin olan "yurt dışına yapılan transferler" kaleminde 24 milyon 400 bin olan rakam; şimdi 225 milyon ek ödenek talebinde bulunuyorlar, bu nedir Allah aşkına? 25 milyondan 225 milyona yani 200 milyonluk bir artış talebi var.
Dikkatimi çeken şeyler bunlar, bu ek ödenek talebinde dikkati çeken kalemler bunlar ve bu kalemlerin bir şekilde açıklanması gerekir diye düşünüyorum.
Biraz daha vaktim var galiba, değil mi?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - İkinci olarak da...
Sayın Bakan, serbest piyasa ekonomisiyle ilgili şöyle bir tespitte bulundunuz... İnanıyorum ki, anlıyorum ki siz buna inanıyorsunuz, Türkiye'de serbest piyasa ekonomisinin var olduğuna inanıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamamlayın lütfen.
Buyurun.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Tamam.
Ama doğrusunu isterseniz çalışmalar bunun tam tersini gösteriyor. Ben size bir kaynak göstereceğim, bu güvenilir bir kaynak çünkü Türkiye Merkez Bankası tarafından yapılmış, başlarında da Ufuk Akcigit diye Chicago Üniversitesinden bir hocanın dâhil olduğu bir çalışma var ve bu çalışmayı ben birkaç defa bu hazırunla paylaşmıştım. Mesela orada -açıkçası, bu fiyat artışları enflasyonla bağlantılı olduğu için ben bunu dikkatinize getirmek istedim- "yoğunlaşma" diyoruz biz buna teknik terim olarak ama yani bir tür tekelleşme, bir tür piyasa gücünün artışı olarak bakabilirsiniz; 2008'den 2012'ye kadar azalma var fakat 2012'den sonra yükselme var ve buna paralel olarak da 2012'ye kadar kâr marjlarında bir düşüş var ama 2012'den sonra ciddi bir artış var. Şimdi, bu neyi söylüyor bana? Şunu söylüyor: Siz, iş dünyasıyla belli bir uzlaşma üretemeden enflasyonu kontrol altına almanız zor gibi geliyor bana çünkü sizin kontrol etmeniz yani sizin stokçuluk yapanla... Piyasa fiyatlarını kontrol mekanizmaları üreterek bunun önüne geçemezsiniz; doğrudan doğruya iş dünyasıyla bir anlaşma yapmanız lazım ki bu artışların makul artışlar olması lazım çünkü çok açık bir şekilde görüyoruz ki bu fiyat artışlarının -dediğim gibi- zincir marketlerin vesairenin cezalandırılmalarıyla falan da önüne geçemezsiniz; eğer serbest piyasa ekonomisine inanıyorsanız bu meseleyi başka bir şekilde çözmeniz lazım; buna da gelirler politikasını öneriyorum aslında.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, teşekkür ederiz.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Bitiriyorum.
Enflasyonu önlemekle ilgili gelirler politikasından söz ediyorum bir bakıma; bu, becerilebilir bir şey midir bilmiyorum ama bu önerdiğiniz çerçeve içinde enflasyonu ciddi bir şekilde kontrol altına almanız pek mümkün olmayacak gibi geliyor bana.