| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Devlet Memurları Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4527) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 29 .06.2022 |
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, teşekkürler.
Arkadaşlarımızın çoğu gündeme getirdi, dönem dönem çok hızlı şekilde çalışmalar yürütülüyor, hazırlıklar yapılıyor, her seferinde bizim dile getirdiğimiz bir konu var: Bu torba yasalarla çalışma tarzımızı Meclisin saygınlığı açısından ve aynı zamanda yasamanın verimliliği açısından sıkıntılı. Şunu söyleyeyim: Uzun bir süredir getirilen torba yasayla ilgili çalışma gerek basında gerek burada konuşuluyordu. Hatta geçen hafta konuştuğumuzda siz dediniz ki: "Bir kısım düzenlemeler tekrar gelebilecek." Şimdi -Orhan Bey dışarı çıktı, Abdullah Bey burada- 54 arkadaşımız imzalamış; biz buradayız hep, keşke bir kısım çalışmaları bizimle paylaşsalardı. Plan ve Bütçede, buradayız, şu düzenlemeyi getiriyoruz, düşünceniz nedir, ne yapabiliriz? Hep beraberiz -ve en sık çalışan- ve her seferinde kendimize, bu Komisyonun disiplinli çalıştığına, kendine ait bir teknik düzeyinin olduğuna atıfta bulunuyoruz. Abdullah Bey de dönem dönem katılıyor. Mesela, niçin dün gece elimize geldi? Daha geçen hafta Erol hoca ile Orhan hoca arasında burada konuştuk, paylaştık, sabah konuştuk. Biz birbirimize güvenmiyor muyuz, kaçırıyor muyuz? Eğer biz bir yasa hazırlayacaksak bu teklifin tüm herkese hitap etmesini istiyorsak niçin konuşmuyoruz? Eğer gerçekten bu teklifin üstünde uzun bir süre çalışılacaksa, bu vekil arkadaşlarımız hazırlıyorlarsa ve Plan ve Bütçe Komisyonundaki arkadaşlar da bunu imzalıyorlarsa niçin paylaşmıyorlar bizimle? Şunu insana düşündürüyor: Başka yerde hazırlanıyor, arkadaşlarımız bunun üzerinde çalışıp buraya gelip sunum yapacaklar. Aksine, kendileri hazırlıyorlarsa, her birimizin, burada çalışan arkadaşlarımızın belli konumlarda yeri var, ya, bu konuda düşünceniz ne olur... Çünkü amacımız daha az muhalefet edip yasayı toplum yararına çıkarmak ama belli ki bu, başka yerde hazırlanıyor ve hızlıca getiriliyor. Dün gece on ikide getirilmiş ve defalarca basında paylaşılmış, "Müjde." diye duyurulacak haberler gelmiş; burada, bizden yorum bekleniyor.
Bir diğer konu: İlgili birçok kurum var, kurumların düşünceleri var. Birçok torba yasada şunu diyoruz: "Yurttaşlardan, kurum ve kuruluşlardan gelen talep üzerine..." Biz onları dinlemek isteriz, onların bu yasa teklifine katkılarının olmasını düşünürüz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Maddelere geçince söz vereceğim, geneli bitince.
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Ama Sayın Başkanım, nasıl oluyor? Söz veriyoruz, dinliyoruz, üç dakikalık, beş dakikalık bir sınırlama; yine oylamaya geçiyor. Amaç oylayarak değil, amaç... Gerçekten burada bir düzenleme yapılıyorsa ne kadar mükemmel olursa o kadar iyi olur. Buradaki bir kısım düzenlemenin kendisi de yetersiz kaldığından dolayı tekrar süre uzatımı... Demek ki daha önce yapılan düzenlemeler yetmediği için tekrar süre uzatıyoruz ve aldığımız kararlarla ilgili düzenleme getiriyoruz. Bu da aslında, Meclisin yeterince çalışmadığının bir göstergesi. Yeterince çalışmış olsa, üstünde bir düzenleme yapmış olsa bunlar bir daha önümüze gelmez "Dört yıl daha uzatılması, beş yıl daha uzatılması, şunun düzenlenmesi..." diye. Tümüyle bu açıdan yetersiz.
Bir diğer konu: Bir hafta sonra, cuma günü Meclis tatil olacak diyoruz, bir hafta sonra bayram tatili olacak, bayram tatilini uzatıyoruz; bayramda verilen ikramiyeyle ilgili tek bir düzenleme yok. Ve ne? Çalışma Bakan Yardımcısıyla burada konuşuldu falan. "Biz bir düzenleme yapsak hiperenflasyon olacak." Zaten enflasyon olmuş, zaten insanlar perişan. Değil bayramda kurban kesme, evine şeker alacak, çay alacak durumda değil. Emeklisi 1.100 liraya devam ama her yerde diyoruz ki: "Düzenleme yapıyoruz, müjde veriyoruz." Geçen bayramda verilmedi, bu bayramda verilmedi; bunlarla ilgili düzenleme yok.
Öğrencilere af getiriyoruz ama öğrenciler borçlarını ödeyemedikleri için, okul parasını veremedikleri için, kira veremedikleri için, ulaşımda problem yaşadıkları için, başka işe girdikleri için derslerinde mağdur oluyorlar. Önemli olan af değil, tümüyle bir düzenlemeyi kapsamlı bir şekilde ele almak lazım. Cezaevleriyle ilgili düzenleme getirmişiz, artık Türkiye'de cezaevi sayısı arttığı gibi, cezaevlerini çalışma alanlarına dönüştürdük. Neredeyse "Cezaevlerine giren insanlar çalışsın." diyoruz.
Bütün çalışmalardan sonra büyük bir müjde olarak duyuruluyor. Belki KESK'ten gelen, diğer sendikalardan gelen arkadaşlar konuşacak. Bu düzenlemede büyük bir çoğunluğa hiçbir artış yok, Türkiye'de kamuda çalışanlarla ilgili ciddi bir düzenleme yok ama burada tanımlama yapmışız; "polislerle ilgili, subaylarla ilgili, uzmanlarla ilgili, akademisyenlerle ilgili" diye ama büyük çoğunlukla ilgili bir tanımla yok. Bu büyük çoğunlukla ilgili tanımlama yapmadığımız zaman, düzenleme yapmadığımız zaman önümüzdeki dönemlerde bu düzenlemeyi tekrar yapacağız. Arkadaşlarımızın hazırladığı teklifteki en büyük ihtiyaç neydi? Hayat pahalılığı var, krizler çıktı; bununla ilgili düzenleme... Yürütmeyi koymuşuz 1 Ocak 2023, önümüzdeki yıl yılbaşından sonraya almışız. O zaman, niye bunu önümüzdeki hafta konuşmuyoruz, Meclis açıldığında konuşmuyoruz, ekimde konuşmuyoruz? Yani şimdi konuştuğumuz düzenleme alelacele cuma gününe yetişecekse ve bunun uygulaması Ocak 2023'te olacaksa niye böyle sıkışıyoruz? Bunu birilerinin izah etmesi lazım. Abdullah Bey -Orhan Bey de burada olsa- bunu ekimde konuşalım, bütün yürürlük maddelerine bakıyoruz, yılbaşından sonra uygulanacak. Eğer yapıyorsak bunun uygulamasını temmuzdan sonra yapalım, insanlar temmuzu bekliyor, kendi yaşamlarını nasıl etkileyecek, emeklilik olacak mı, olmayacak mı, maaşlarını nasıl etkileyecek diye. "İyileştirme" diye duyurduğumuz şeyi temmuzda görüşüyoruz, yılbaşından sonra uygulamaya sokuyoruz; o zaman, bu telaş niye? Zamanımız varsa bu arkadaşlarımızı bekletelim, bütün kurumlardan görüş alalım, bu kurumlarla beraber bu çalışmayı geliştirelim.
Sabahleyin Sayın Paylan da söyledi, aslında, kamuda çalışanlarla ilgili ciddi bir reforma ihtiyaç var, kamu reformuna ihtiyaç var. Dünyada da bir değişim var, pandemiyle beraber dünyada da çalışma tarzları değişti ama bununla ilgili hiç düşünmüyoruz, kamunun görüşünü de almıyoruz, onların örgütlerinin de görüşlerini almadan -kendi kendinize- bir yerde bir hazırlık yapılıp, bir şekilde önümüze getirilip bunun hızlıca oylanması isteniyor. Bu oylamayla beraber aslında ciddi bir eşitsizlik tekrar ortaya çıkmış olacak.
Ben, burada bırakayım, maddelerde tekrar konuşurum ama bugün konuşulan şeyin ocakta yürürlüğe girmesi ve paldır küldür çıkarılması doğru bir tarz değil.