KOMİSYON KONUŞMASI

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Sayın Bakanım, çok kıymetli Başkanım ve Plan Bütçe Komisyonunun kıymetli milletvekilleri ve çok kıymetli bürokrat arkadaşlarım; bu Plan Bütçe toplantısı için, yapmış olduğunuz çalışma için öncelikle teşekkür ediyorum.

Burada Hazineyle ilgili değerlendirmeden sonra sermaye piyasası ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna ilişkin kısa kısa değerlendirme yapmak istiyorum. Tüm dünyadaki küresel gelişmelere ve yurt içinde yaşanan iki seçim sürecine rağmen Türkiye ekonomisine baktığımızda 2015 yılının ilk dokuz aylık döneminde geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 3,4 oranında büyüme gerçekleştiğini görüyoruz. Bu büyüme oranıyla birlikte 2014 yılının ilk çeyreğinden bu yana en yüksek yıllık büyüme hızının kayıtlara geçtiğini görüyoruz.

Türkiye'de kapsayıcı ve istihdam yaratan büyüme eğilimi sayesinde 2015 yılının Ekim ayı itibarıyla bir önceki yıla göre 718 bin kişiye ilave istihdam sağlandığını ve istihdamdaki söz konusu güçlü seyre rağmen, iş gücüne katılım oranının yüksek olması, işsizlik oranının 2015 yılının ilk on aylık döneminde ortalama yüzde 10,3 seviyesinde gerçekleşme gibi bir netice doğmuştur. Buradan mevsimlikten arındırılmış işsizlik oranının 2015 yılı Ekim ayında avro bölgesinde yüzde 16 ve AB ülkelerinde yüzde 99,2 olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Bu ülkelerin mevcut en güncel verileri karşılaştırıldığında Türkiye'nin işsizlik oranı 7 AB üyesinden daha düşük seviyede seyretmektedir. Tabii, Türkiye, Rusya, Almanya, İngiltere ve Fransa'dan sonra Avrupa'da 5'inci büyük iş gücüne sahip bir ülke konumundadır.

Değerli Başkan, çok kıymetli üyeler; Gümrük ve Ticaret Bakanlığının resmî olmayan geçici verilerine göre, 2015'te ihracatımızın bir önceki yıla göre yüzde 8,56, ithalatımızın ise yüzde 14,5 azalma ve dış ticaret hacminin de bir önceki yıla göre yüzde 12,16 gerileme gösterdiğini görüyoruz. Buna karşılık dış ticaret açığımızın söz konusu dönemde 25,53 azalma ve ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 69,5'e yükseldiğini görüyoruz. Dış ticaret açığındaki bu olumlu gelişmeye paralel olarak 2015 yılı Ocak-Kasım döneminde cari işlemler açığı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 11,8 milyar dolar azalarak 27,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini görüyoruz. Bu cari işlemler açığının azalmasında, ödemeler dengesi tablosundaki dış ticaret açığının önceki yılın aynı dönemine göre azalmasının etkili olduğunu söyleyebiliriz.

Değerli Başkan, çok kıymetli milletvekilleri; Hükûmetimizin maliye politikasındaki sıkı duruşunun devam ettiğini görüyoruz. 2015 yılında merkezî yönetim bütçe açığı 22,6 milyar lira olurken bütçe açığının başlangıç bütçesi hedefinin altında gerçekleştiği görülmektedir. Özelleştirme gelirleri hariç genel yönetim bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranın ise dört yıllık dönemde olduğu gibi 2015 yılında da yüzde 3 olan Maastricht kriterinin altında yüzde 0,6 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. Bu Hükûmet tarafından sağlanan mali disiplin, uygulanan etkin borçlanma stratejileri ve ekonomik büyüme sonucunda kamu borcu artık bir risk unsuru olmaktan çıkmış Türkiye'nin AB tanımlı borç oranı 2014 yılında Maastricht kriteri olan yüzde 60'ın oldukça altında ve yüzde 33,5 düzeyinde gerçekleşmiştir. Hükûmetimiz tarafından yürütülen borç yönetimi neticesinde, borç yapısı iyileştirilmiş ve borç stokunun makro ekonomik şoklara karşı direnci artmış, ekonominin kur, faiz ve likidite risklerine karşı olan duyarlılığı önemli ölçüde azalmıştır.

Değerli Başkan, çok kıymetli üyeler; ülke olarak dönem başkanlığını yaptığımız G20 zirvesinde küresel ekonomideki yavaş toparlanma ve alınması gereken önlemler, yatırımların büyümeye katkısı ve finansmanı, istihdamın artırılması, sağlam bir finansal sistemin kurulması, kalkınma, enerji, iklim değişikliği ve uluslararası vergilendirme alanlarında, konularında uygulamaya geçmek üzere nihai kararlar alınmıştır. Türkiye, jeopolitik konumu, demografik yapısı itibarıyla artan iş gücü, gelişmiş pazarlara yakınlığı açısından büyük bir potansiyele sahiptir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Taşcı, süreniz doldu, sözlerinizi tamamlamanız için ilave süre veriyorum.

Buyurunuz efendim.

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Dolayısıyla Hükûmet olarak, önümüzdeki dönemde Hükûmetimizin dünyadaki gelişmiş ekonomilerle yarışabilecek, ithalata bağımlı olmayan, kendi potansiyelini açığa çıkaran bir ülke yolunda Hükûmetin kararlı bir şekilde yürüyüşünü görüyoruz.

Buradan Başkanım, diğer üyelerimize tanımış olduğunuz inisiyatifi de çok kısa sürede SPK ve BDDK'yla ilgili bir iki hususa da değinmek isterim müsaadenizle.

SPK, evet, bağımsız üst kurul dediğimiz, bağımsız idari otorite olarak Türkiye'de çok köklü geçmişi olan bir kuruluşumuzdur. Bu kuruluşumuzun bugüne kadar yapmış olduğu nitelikli hizmetlere bu dönemde bireysel emeklilik sistemine yapılan katkıları, bunu tabii açabiliriz, bu katkılar ile sistemdeki katılımcı sayısının 6 milyon kişiyi aştığını, fon portföy büyüklüğünün son üç yıl içerisinde 50 milyara yaklaştığını görüyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Malumunuz, Sermaye Piyasası Kanunu sonrası

BAŞKAN - Sayın Taşcı, tekrar süre veriyorum, yalnız lütfen sözlerinizi toparlayın.

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Tamam efendim.

Sermaye Piyasası Kanunu sonrası kısa sürede 70 yeni ikincil düzenleme yapılarak Türk sermaye piyasalarının çehresinin değiştiğini ve uluslararası standartlar ile tam uyumlu bir düzenleme alt yapısı oluşturulduğunu görüyoruz. Bunların aslında Plan Bütçe Komisyonunda biraz detaylı konuşulmasını da arzu ediyoruz.

Yine, Türkiye elektronik fon alım satım platformunun açılmasıyla dünyada ilk defa bütün yatırım fonlarının işlem gördüğünü bir fon süpermarketi oluştuğunu görüyoruz, bunların da mutlaka burada çok kıymetli çalışmaların tartışılmasını da öneriyorum. Yine, finansal eğitime ilişkin yapılan çalışmaları örnek olarak gösterebiliriz.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna ilişkin de bir iki cümleyle ilave etmek isterim. Finans sektörümüzün yaklaşık yüzde 65'inin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından gözetimi ve denetiminin yapıldığını, bu bağlamda yaklaşık bunun yüzde 95'ini de bankaların payının oluşturduğunu görüyoruz. Bankacılık sektöründe toplam aktifleri Eylül 2015 itibarıyla 2,4 trilyon olarak gerçekleşmiş olup toplam kredilerin banka varlıkları içerisindeki oranının 2002 yılındaki yüzde 23 seviyesinden Eylül 2015 itibarıyla 61,9'a... Yine, arkadaşlarımızın ifade ettiği gibi, mukayese anlamında bu rakamlara iyi bakıldığında kredi toplamının 1,5 trilyon TL'ye ulaştığını görüyoruz.

Yine, menkul değerlerin payının yüzde 45'ten 13,9'a gerilediğini, bankaların ekonomideki asli fonksiyonlarını icra etme noktasında fonksiyonel işlev gördüğünü burada vurgulamak isterim.

Yine, bizim bu dönemimizde kredilerin ABD doları bazında yaklaşık 11 kat arttığını söyleyebiliriz.

Detaylı çalışmalarım vardı ama vakit sıkıntısı nedeniyle bunları ifade edememekten dolayı üzüntümü ifade etmek isterim.

Şunu söylemek istiyorum: Ben de bir üst kurulda uzun yıllar yöneticilik yapmış ve bugün Mecliste görev yapan bir kişi olarak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Taşcı, lütfen sözlerinizi bağlayınız efendim.

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Öncelikle çok nitelikli, insan kaynağı itibarıyla çok zengin, bürokrasiden çok kıymetli arkadaşlarımızın yapmış olduğu çalışmaların ülkemiz için, bundan sonraki hedeflerimiz için çok güzel çalışmalar olduğunu... Bu çalışmalar için kendilerine teşekkür ediyorum, Sayın Başbakan Yardımcımıza ve ekonomi bürokratlarımıza. Bütçemizin de ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Söz verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum.