| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası AŞ'nin 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 30 .06.2022 |
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi, tabii, Sayıştay Grup Başkanı burada. Grup Başkanı 2019'daki alınmayan bilgi ve belgelerin Komisyona verildiğini söyledi. Ya şimdi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin KİT Komisyonu tüm partilerin bir araya gelmesiyle oluşan bir komisyon mu yoksa bir siyasi partinin komisyonu mu? Kime verdiniz Başkan bunu? Biz görmedik böyle bir şey. Sizin denetimde böyle bir şey görmüyoruz, yazılarınızda böyle bir şey görmüyoruz, Genel Müdürün sunumunda böyle bir şey görmüyoruz.
AHMET TAN (Kütahya) - Ayar veriyor gibi konuşuyor bak Atila Bey, söyler misiniz?
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Arkadaşlar, ben sizin konuşmalarınızı, konuşmacı arkadaşları çok sakin bir şekilde dinledim, o kadar sakin olmayan bir insan olarak sakince dinledim.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sakin olalım.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Şimdi, arkadaşlar, burada, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı KİT'e, Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonuna vermiş olduğu yazısıyla Adalet Bakanlığı bir cevap veriyor. Burada detaylı olarak sorumluluk ve görevlerimizi hatırlatıyor. Ne diyor burada? "5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 6/1-c bendinde ise kamu görevlisi, kamusal faaliyetlerin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi şeklinde tanımlanmıştır. Bu itibarla, Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunda görev alan milletvekillerinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca kamu görevlisi sayılmaları nedeniyle, aynı kanunun 279'uncu maddesi uyarınca denetim kapsamına giren kuruluşların faaliyet ve işlemlerinde kamu adına soruşturma veya kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini görevleriyle bağlantılı olarak öğrendiklerinde keyfiyeti yetkili makam olarak anılan Komisyon Başkanlığına bildirebilecekleri ancak Komisyon Başkanlığına yapılan bu ihbarın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 158'inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca gecikmeksizin ilgili cumhuriyet başsavcılığına göndermesi gerektiği düşünülmektedir." demektedir. Bunu da kim söylüyor?
AHMET TAN (Kütahya) - Düşünüyormuş yani.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Bakan adına müsteşar yazıyor.
TAMER DAĞLI (Adana) - Tamam "Yetkimiz var." diyor burada, bir şey yok ki.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - "Yetkisi var." diyor.
Arkadaşlar, şimdi şöyle bir şey: Ben size bu konunun nasıl olduğunu ifade edebileyim.
TAMER DAĞLI (Adana) - Bir hatırlatma yapıyor yani.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayıştay Kanunu'nda da var Sayın Zeybek, ona da bir bak istersen, 78'inci maddeye de bak.
TAMER DAĞLI (Adana) - Sayıştay Kanunu'nda da var.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Kanunu okuyanlar, kanunu bilenler gereği olduğu zaman, olay vuku bulduğu zaman yerine getirmiyorsa zaten suçludur.
TAMER DAĞLI (Adana) - Kişisel olarak da yapabilirsin, sıkıntı yok.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Şimdi, arkadaşlar, 2019 yılında bir olayı tespit ediyoruz; suç falan demiyorum burada. Şimdi, görevliler gereği şekilde istenilen bilgi ve belgeleri vermiyor, Sayıştay bu bilgileri alamıyor. Bu neye benziyor biliyor musun? Şimdi, bir vatandaş veya bir şahıs bir suç işliyor 2019 yılında, onu görevli -güvenlik görevlisi veya bir başkası- yakalıyor, yakaladığı hâlde salıyor, diyor ki: "Tamam, seni yakaladım ama salıyorum." Ya arkadaş, şimdi, oradaki görevli suçlu da görevini ihmal eden, kelepçeyi takmayan adam suçlu değil mi? Kelepçeyi takacak adam kim burada? Sayıştay görevlisi. Sayıştay denetçisi bu görevini yapmamıştır koşullar itibarıyla. Daha sonra "Ben bu görevi yaptım." falan demek bu işin bir başka boyuta taşınmasıdır. Yani bu olayın nereye gittiğini biliyor zaten. Bu olay daha sonra KİT Komisyonunun alt komisyonuna geldiği zaman KİT Komisyonunun Komisyon Başkanı ve üyeleri görevini yapmadığına göre -onlar da görevlerini yapmamıştır- ne yapılması gerekir? Değerli arkadaşlar, biz daha 2022'nin 2 Martında alt komisyonda bunu görüşürken, Sayın Sayıştay Denetim Başkanı burada, "Ben belgeleri alamadım daha" dedi. Ne zaman aldın bu belgeleri? Bilmiyorum, Haydar Bey, ne zaman aldınız bu belgeleri ve bize neden bu belgeler istenildiği şekilde teker teker dağıtılmadı? Burada bizi, Komisyonu bu şekilde yormaya hakkınız var mı sizin? Veya verilse bile bu geçiştirilemez ki yani bu belgeleri bize şu anda verseniz bunu geçiştirme mümkünatı yok.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Zeybek, direkt Komisyona konuşun, lütfen.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Sayın Başkan, ben size konuşayım o zaman.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Konuş, bana doğru dön, konuş.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Sayın Başkan, şimdi, bu hadise... Bir olay vuku etmiştir, vuku ettiği günün haricinde...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sizin bugün hukukçu kimliğinizi gördük; yani lütfen Sayın Zeybek...
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Türkiye Cumhuriyeti Anayasası der ki: "Hukukçu olmanıza gerek yok, gerekli yasalar çıktığı an bilginiz ve haberiniz olmuş demektir." Ben de bir vatandaş olarak, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir vatandaşı olarak...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Kötü bir şey demedim ki niye savunuyorsun kendini.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - ...Anayasa'nın temel hükümlerine göre, bir vatandaş olarak, kanunen, çıkan kanun ve hükümleri bilmek zorundayım. Bunları anlatmak da herhâlde hukukçu olmamı gerektirmiyor.
Değerli arkadaşlar, şimdi, böyle bir durumda bu görevler neden yapılmadı? Bu geçiştirilecek şimdi. Yok, efendim, bunun suç olduğu belli, suç unsunu teşkil ettiği belli ama şu anda bilgi verildi. Ben şu anda bilgi verilmesini kabul etmiyorum çünkü böyle bir bilgiden haberimiz yok.
Sayın Başkan, özellikle size söylüyorum burada; lütfen diyorum, Türkiye Cumhuriyeti Türk Ceza Kanunu'nun 279'uncu maddesi ve buna ilişkin Adalet Bakanlığının açıklamasına uyarak bu konu hakkında yetkili makam olarak, bulunduğum suç duyurusuna gereğini yapmak üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına iletiniz. Takdir yargının olacaktır. Bu yazıya göre benim suç duyurumu işleme koymamanız veya gereğini yapmamanız bariz bir biçimde görevi ihmal ve kötüye kullanma suçlarını teşkil edecektir. Eğer görevi yapmaz iseniz ben de Türkiye Büyük Millet Meclisinin KİT Komisyonu Başkanlık Divanı hakkında görevi ihmal ve kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunuyorum; gereği Türk yargısının takdirine diyeceğim. Ama tabii, Türk yargısının da takdirini takdir Türk milletinindir. Bu olay böyle vuku bulurken bunların nasıl sonuçlanacağı... İnşallah, temenni ediyorum ki süreci içerisinde, Türkiye Cumhuriyeti devletinin değişimleri süreci içerisinde, siyasi iktidarlar dönemi değişimlerinde bu mutlaka ele alınacaktır. Bunlar tarih; ben şu andaki konuşmamı, bir olayı şu anda aydınlığa kavuşturacağınıza, bu işin üzerine gidileceğine inanmadığım hâlde ama tarihte yerini bulması için, şu anda tarihe not düşmek için yapıyorum değerli arkadaşlar.
Diğer taraftan, Sayın Başkan...
AHMET TAN (Kütahya) - Başkanı beklemeyin ağabey, siz kendiniz verin suç duyurusunu.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - O görev benim değil, ben Başkana ilettim, Başkan o görevi yapmak zorunda çünkü yasa onu diyor.
AHMET TAN (Kütahya) - Sizin hakkınız var.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Yasa onu diyor arkadaşlar.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Savcılığa götürüp hakikaten ver, veremiyorsan görevini yapmıyorsun ya.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Zeybek herhâlde avukatlık masrafından kaçınmak için yapıyor bunu.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Yani bu milletin hukukunu korumuyorsun o zaman.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Siz vermiyorsunuz diye o zaman biz sizi şikâyet edelim yani.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Şimdi, arkadaşlarımız defalarca, tekraren konuyu dile getirdiler. Neyi dile getirdiler? Tabii, Doğan Holdingin alınması, Ziraat Bankasının da bu konuda büyük kredi vermesiyle şu anda bir olay var. Bu olay yine 2 Mart 2022 KİT alt komisyonunda üst Komisyona çıkarılmadı ve izlemede bırakıldı orada. Şimdi, nasıl çıkarılmadı? Acaba bu konu, böyle bir vaka bir başka vatandaşın... Örneğin Sayın Genel Müdürüm, şimdi, burada bu şirketin tüm gayrimenkulleriyle beraber siz bir yapılandırma yapmışsınız; size soruyorum: Bir çiftçi, bir besici ödeyemez duruma düştüğü zaman, taksidini ödeyemiyorsa yani almış olduğu krediye geri dönüşüm sağlayamıyorsa siz, acaba gidip o vatandaş iflas ettiği zaman, iflas durumunda "Efendim, senin ahırının veya tarlanın karşılığında, yeniden, bedeli mukabilinde gel anlaşalım." diyor musunuz? Yaptınız mı bu zamana kadar?
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) - Diyorlar.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Ben görmedim, benim seçim bölgem Samsun, ben böyle bir şey görmedim Sayın Genel Müdürüm.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) - Yüz yirmi aya kadar vadeyle, ekspertiz raporu üzerinden veriyorlar.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Bak, şimdi, ben böyle bir şey görmedim.
Ama öyle bir durum var ki Türkiye Cumhuriyeti devletinin Ziraat Bankası, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının diğer bankalardan toplamış olduğu paraları -tüm munzam karşılığı- Türkiye Cumhuriyeti devletinde kredi olarak sağlayan bir banka. Ya, krediyi başka yerden getirmiyorsunuz, ne uluslararası arenadan sağlıyorsunuz krediyi ne de şu andaki tasarruf mevduatlarından. Size verilen bu kredilerin çoğunluğu, Türkiye'de Merkez Bankasındaki diğer bankaların yüzde 14 ayırması gereken munzam karşılıkları. Merkez Bankasına yatırılan paraların sizin tarafınızdan kullanıldığı biliniyor; ben öyle düşünüyorum.
TAMER DAĞLI (Adana) - 1.276 milyar TL mevduat nereye gidiyor Kemal Bey?
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Şimdi, 1 milyar 276 milyon TL'lik... Bir mevduat değil bu, Sayın Dağlı.
TAMER DAĞLI (Adana) - Ne ya?
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Şu andaki bankanın şu andaki kredi limitedisi bu.
TAMER DAĞLI (Adana) - Ya, bilançoya da bakmamışsın o zaman.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Bu, mevduatlardan toplanan paralar değil.
TAMER DAĞLI (Adana) - Mevduat o, mevduat.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Ya, ben de biliyorum okudum efendim, ben de biliyorum.
TAMER DAĞLI (Adana) - Nereye gider mevduat?
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Herhâlde bilanço okumasını biliyorum ben, o kadar muhasebe tekniğim var.
TAMER DAĞLI (Adana) - O zaman yanlış yeri okumuşsun.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Şimdi, arkadaşlar, burada Sayın Genel Müdürümüz diyor ki: "Biz, çiftçiye 120 milyarlık kredi sağladık." Tamam, doğru, çok teşekkür ediyoruz. Evet, faizi de yüzde 14,5; süspansiyon uygulama. Ya, yazılmadı mı bu Sayın Genel Müdürüm? Yani Sayıştayın denetimlerinde, sizin sunumlarınızda bu... Şu andaki uygulamış olduğunuz süspansiyon değeri 14,5.
Şimdi, diğer taraftan, ben şöyle demek istiyorum... Neydi şirketin adı? Söyleyin bana. Demirören. Hatırlamak zorunda da değilim, onun varlığı için, o kadar da kafamı yoracak değilim çünkü yani kimlerle iş birliği içerisinde olduğunu biliyorum zaten. Yani şimdi, hatırlanmayacak ismi de hatırlamak doğru değil hakikaten.
Şimdi, Demirören grubunda Değerli Genel Müdürüm bir yapılandırma yapmışsınız, bu yapılandırmanın içinde... Biz bunu alt komisyonda anlattık, dedik ki... Yani siz, 1 milyar 840 milyon 406 bin 667 TL'yi 321 milyon 749 bin 417 ABD doları üzerinden yapılandırmışsınız. Yani adamın dolar bazındaki kredisini TL'ye çevirmişsiniz, TL'ye çevirmiş olduğunuz krediyi de... Gayrimenkullerini siz bir şekilde almışsınız, bu gayrimenkulleri aldıktan sonra da 250 bin liradan kiraya vermişsiniz. Ya, ne güzel iş ya! Olmaz böyle bir şey arkadaş, ya! Ya, bir çarpım yaptım, Allah aşkına, 321 milyon 749 bin 417 ABD dolarının bugünkü değeri 5 milyar 309 milyon TL.
Ya, size soruyorum, Türkiye'deki gayrimenkuller kendisini kaç yılda amorti eder? Bir gayrimenkul alıyorsunuz, bana göre on-on iki yılda; şu anda yirmi diyelim, en azamisini söyleyelim, yirmi yıl diyelim.
AHMET TAN (Kütahya) - On beş yirmi.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Ya, arkadaş, şimdi hesap ediyorum; 5 milyar 309 milyon TL'yi bölüyorum yirmi yıla, eşittir 265 milyon 450 bin lira yapıyor.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Zeybek, toparlayalım.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Ya, Sayın Genel Müdürüm siz en kötü koşullarda bunu yapılandırdığınız zaman bugünkü koşullar itibarıyla, bugünkü tarih itibarıyla 265 milyon 450 bin liralık kira almanız gerekiyordu. Aileye böldüğün zaman kaç lira yapıyor? 22 milyon 120 bin lira. Ya, yazık değil mi arkadaş? Siz 250 bin liraya veriyorsunuz bunu kiraya. Ya, kimin malı bu arkadaş? Babanın malı değil ya!
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Zeybek, toparlayınız lütfen.
Bakın, lütfen üsluba da dikkat edin ya, lütfen ya.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Üslupta bir şey yok.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Hayır var, "Yahu!" diyorsunuz, şunu diyorsunuz, bunu diyorsunuz ya! Lütfen, Allah aşkına ya, Allah aşkına!
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Ya, Sayın Başkan, bu ülkenin...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Zeybek, "Sakin olacağım." dediniz ama sakin olamıyorsunuz.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Ya, doğru ama olmaz böyle bir şey.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ne olmaz?
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Ya, olmaz böyle bir şey.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Olmaz olan şeyi anlatın, güzel güzel anlatın.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Biz bunları burada anlatmasak toplumsal...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Biz anlatmanıza izin vermiyor muyuz? Sayın Zeybek, anlatmanıza izin vermiyor muyuz? Veriyoruz. E, niye "yahu"lu, "şu"lu "bu"lu konuşuyorsunuz? Sakin ol.
AHMET TAN (Kütahya) - Yargısız infaz yapıyorsunuz.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Sayın Başkanım, sizi saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ediyorum uyardığınız için.
Şimdi, bakın...