| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası AŞ'nin 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 30 .06.2022 |
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Diğer bulgu ve önerilerde, ihale yoluyla yapılması gereken yapım işlerinin Banka tarafından belirli şirketlere ihalesiz olarak yaptırılmasıyla ilgili görüşümü aktarmak istiyorum.
Kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, bankalar ya da Sayıştay denetimindeki kurumlar Devlet İhale Yasası'nın kendilerine verdiği olanaklar ölçüsünde bazı yöntemlerle bu tür yapım işlerini yapabilirler. Tabii, merak ettiğim ve yazılı olarak da cevaplanmasını istediğim nokta şu: Banka muhtelif illerde, ilçelerde şube açabilir, tadilat yapabilir ya da görünmeyen durumlarda onarıma ihtiyaç olabilir. Bunlarla ilgili, siz kapsamını daha geniş tutarak yıl içinde belli büyüklükteki şube sayısını esas alarak ihale gerçekleştirebilirsiniz. Bunda herhangi bir engel yok. Tıpkı diğer kurumların olduğu gibi öngörülmeyen durumlara ilişkin olarak ihaleler açılır, o yıl içinde meydana gelecek olan her türlü olumsuzluğu gidermeyle ilgili bir görev tanımı yapılır, bunlar da hak edişlere bağlanabilir. Neden bu yöntem uygulanmıyor da sürekli olarak aynı şirketlere bu tür şubelerin bakım onarım ya da yeni şube yapılması işi veriliyor?
İkincisi, tabii, Türkiye, 2019 yılında, özellikle yerel yönetimler eliyle siyasi partilere, kamu kurum ve kuruluşlarına ya da ilgisiz kişilere, vakıflara ve derneklere tahsis edilmiş yüzlerce özel otomobili gündeme taşıdı. Sadece İstanbul'da -benim bildiğim- 450'nin üzerinde otomobilin İstanbul Büyükşehir Belediyesiyle ilgisiz kişi kurumlara ya da bakanlığa bağlı iştiraklere kullandırıldığını biz biliyoruz, bunlar daha sonra geriye çekilmişti. Şimdi, Ziraat Bankasının da, Bankanın kendisi ya da iştirakleri dışında özel şahıslara kullandırdığı 20'nin üzerindeki otomobil acaba kime veriliyor? Yani bunu öğrenmek istiyoruz. Böyle bir yetkisi var mı? Sorumluluk alanında kendisine yüklenmiş olan sorumluluklar içinde Ziraat Bankası, evet, gerçekten de birtakım derneklere, vakıflara ya da iştirak dışındaki şahıslara, Yönetim Kurulu ya da Banka çalışanlarının dışındaki insanlara niçin araç kullandırıyor? Bunu merak ediyorum. Tabii, 2020 yılından başlamak üzere, Türkiye'de fiyat istikrarsızlığı, oynak rejim, Merkez Bankasının yanlış para politikaları yüzünden özellikle otomobil kiralamada ve gayrimenkul ihalelerinde bir fiyat istikrarsızlığı ortaya çıkmıştır. Burada tabii, Ziraat Bankasının başlangıçta tadilat yaptırdığı müteahhitlere ya da taahhüt firmalarına öngörülenin çok üzerinde maliyetler çıkması durumunda bunları nasıl fiyatlandırdığını da merak ediyorum. Yani Ocak 2021'de 1 milyon TL'ye tadilatını öngördüğünüz bir inşaat zaten dönem içindeki fiyat artışlarıyla en azından yüzde 50, yüzde 100 artmıştır. Bunu ihale yapmadığınıza göre nasıl, hangi yöntemlerle çözüyorsunuz, onu merak ediyorum.
Şimdi, Değerli Başkanım, biraz önce yaptığım açıklamaya Adana Milletvekili Sayın Tamer Dağlı bir cevap verdi ama bence bir yanlış anlama ya da eksiklik olabilir, ben ifade edememiş olabilirim ya da kendisi yanlış anlamış olabilir. Tekrar, Demirören grubuna verilen krediyle ilgili olarak şunu belirtmek istiyorum: Bakın, Ziraat Bankası, Demirören grubuna ait olan Kemer Country arazisi içindeki Kemer Yapıya ait olan araziye 1 milyar 118 milyon TL ipoteği 4/6/2018 ve 6/8/2018 tarihinde koyuyor. Tekrar söylüyorum: 1 milyar 118 milyon TL. Daha sonra 4/9/2018'de yani bundan yaklaşık iki üç ay sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı buraya 306 tane villa imarı çıkarıyor; mülkiyet yine Kemer Yapıda. Bundan sonra Ziraat Bankası -tarih veriyorum tekrar- 7 Mayıs 2019 tarihinde, koymuş olduğu 1 milyar 118 milyon TL'lik ipoteğini 4 milyar 696 milyon TL'ye çıkarıyor. Yani bir yeşil alana, spor alanına koyduğu ipoteğin çok daha üzerinde, neredeyse yüzde 300 seviyesinde bir artışla 4 milyar 696 milyon TL ipoteğe çıkarıyor. Sonra burayı 315 milyon dolar ya da 321 milyon dolara yani -Merkez Bankasının kuru o gün neyse- TL cinsinden söylüyorum, 1 milyar 840 milyon TL'ye kamulaştırıyor. İpotek karşılığında mülkiyeti Ziraat Bankasına geçiyor, 1 milyar 840 milyon TL. Ama daha önce dedik ya, 4 milyar 696 milyon TL, artı 300 milyon dolarlık ipotek koyuyordu. Ama bunun tarihini de söylüyorum size, 23/10/2019 tarihinde 1 milyar 840 milyon TL'ye Bankanın mülkiyetine geçiyor. 17 Şubat 2020 tarihinde Danıştay bütün planları iptal edince bu arazi çöpe dönüyor yani imarsız bir araziye dönüşüyor, sizin 320 milyon dolara mülkiyetinize geçirdiğiniz arazi, arsa, imarsız bir alana dönüşüyor. Kemal Zeybek söyledi, tabii, o arada Demirörenden satın aldığınız bu araziyi Demirörene de kiraya veriyorsunuz. Yani Demirören de golf sporu yapanlardan burada yıllık kişi başına 10-15 bin eurodan da aidat topluyor. Yani oradan da çifte kavrulmuş fındık hesabı devam ediyor.
Şimdi, bakın, imar planı olmayan, çöpe dönmüş olan bir araziyi, plansıza dönmüş olan bu yeri İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 11 Kasım 2020 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinde oy birliğiyle spor alanı ve yeşil alan olarak tescil ediyor yani tekrar eski meri imar plan koşullarına geri dönüyor yani buranın bir planı var. Yeşil alan ve spor alanına dönmüş olan, İBB'de oy birliğiyle yani AK PARTİ'nin, MHP'nin, İYİ Partinin ve CHP'nin oylarıyla, oy birliğiyle geçen imar planına rağmen Bankanız, Ziraat Bankası gidiyor Çevre ve Şehircilik Bakanlığından nisan ayında buraya yeni bir imar planı yapıyor ve bu imar planı, Danıştayın iptal ettiği imar planından daha yüksek bir yoğunluk getiriyor. Yani daha önceki imar planında burada 2 kat imar varken, şimdi siz zemin artı 2, zemin artı 3, zemin artı 4, zemin artı 5 imar getiriyorsunuz. Ya, bunun Danıştayda ya da idari mahkemelerinde bu plana ilişkin, oradaki yaşayan yurttaşlar tarafından açılan, meslek odaları tarafından açılan davalarla iptal edileceği o kadar açık ki, o kadar açık ki yani şehirciliğin temel ilkelerine aykırı bir işlemden bahsediyoruz. Benim ifade etmek istediğim nokta bu. Yani banka bir krediyi verebilir, bunun karşılığında teminatlar alabilir. Siz de, bu teminatları, devletin gücünü, siyasi iktidarın gücünü ya da bakanlıklardaki yetki gücünüzü kullanarak "Ben burayı yeşil alan olarak ipotek altına alayım, karşılığında bunun değerinin 5 misli bir krediyi vereyim. Arkasından nasılsa buraya bir imar planı geçiririz, imar planıyla da Banka zararlarını kurtarabilir." anlayışının egemen olduğunu görüyoruz.
TAMER DAĞLI (Adana) - "Bu yanlış." diyorum ben de, bu noktada yanlış olduğunu söylüyorum.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Yoksa bu kredinin -bakın verilen krediyi söylüyorum- 675 milyon doların, bunun 630 milyon doları Doğan grubuna ödendi. Bizdeki bilgi 675 milyon dolar bir kredi ödendiği ama bunun üzerine finansmanın yönetilmesi açısından başka krediler de ödenmiş olabilir...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Zeybek, toparlayalım. Mükerrer oldu, daha önce de aynı konuşmayı yaptınız, buna benzer rakamları verdiniz.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Şimdi yazılı olarak cevaplanmasını istediğim sorumu soruyorum: Burada açılacak olan davalar... Şu anda da en son, Haziran ayının 22'sinde son plan onaylandı çünkü nisan ayında onaylanan, Çevre Şehircilik Bakanlığının onayladığı imar planında buralardaki irtifak hakkı tesis edilmiş olan haklar dikkate alınmadan bir plan yapıldığı için, kişilerin de itirazları dikkate alınarak 22 Haziran tarihinde son plan da askıya çıktı. Bu, Danıştaydan ve idare mahkemelerinden bu plan da -önceki planlarda olduğu gibi- iptal edildiğinde Ziraat Bankası bu kamu zararını nasıl karşılamayı düşünüyor? Yani Demirören grubunda bunların dışında, sizin elinizde Bankayı ve 84 milyonu koruyacak teminatlar var mı? Bu konuda elinizde başka argümanlar var mı? Banka bu bilanço zararlarını, bu ipotek zararlarını, bu kredi zararlarını karşılamak için kendini garantiye almış mıdır? Onu soruyorum.
Teşekkür ederim.