| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası AŞ'nin 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 30 .06.2022 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Kurumun değerli yöneticileri, tekraren hoş geldiniz.
Tabii, Ziraat Bankasının büyüklüğü konusunda diyebileceğimiz bir şey yok. Bununla her zaman gurur duyuyoruz. 158 yıllık bir geçmişi var. Gerek yurt içinde gerek yurt dışında bizi temsil etmesinden de gurur duyuyoruz. Hazır yurt dışı demişken Almanya'yla ilgili belli sorunlar vardı; bu, Almanya'daki şubemizle ilgili bize ceza kesilmesinden bahsediliyordu. Herhangi bir ceza kesildi mi? Atamaya çalıştığımız genel müdürleri reddettiği ifade ediliyordu. Orada son durum nedir, onunla ilgili bir bilgi verebilir misiniz.
Devamında, ben özellikle yurt dışı şubelerden bahsetmek istiyorum. Biliyorsunuz, bugün hem Afrika'da hem Orta Asya'da hem Orta Doğu'da çok ciddi faaliyetler yürüten firmalarımız var. Bunlar ticaretin her alanında faaliyetler yürütüyorlar. Dolayısıyla, yurt dışı şubelerin güçlendirilmesine yönelik, gerek sermaye yapıları gerekse bilgi, birikim, deneyim açısından durumları nedir? Bunu ne için söylüyorum? En kolay bilgileri sizin şubelerinizden alabiliriz. Yani bir ülkeyi ziyarete gittiğimiz zaman, o ülkenin hukuk düzeni nedir, muhasebe düzeni nedir, ticari düzeni nedir; neler olup bittiğini en kısa yoldan, bilfiil ticaretin ve iş dünyasının içerisinde olan bir bankadan... Hem de yerli banka olması itibarıyla da doğru bilgilere ulaşmamız açısından çok ciddi katkılar olacaktır.
Zaman zaman belli sorunlar yaşanıyor, belli ülkelerde yaşanıyor. Ben bir miktar Türkmenistan'ı biliyorum. Mesela, orada konvertasyonda problem var, havalede problem var. Gerçi, her ne kadar, oradaki bankanın yüzde 50'si bizim, yüzde 50'si Türkmenlerin olsa bile orada biraz daha ağırlık konabileceğini düşünüyorum yani biz de eşit şartlarda olmamıza rağmen, maalesef, daha çok, Türkmen tarafının uygulamaları orada ön plana çıkıyor. Bu manada orada da ciddi problem yaşanıyor. Bu hafta sonu itibarıyla Cumhurbaşkanımız Türkmenistan'a gidiyor Türk İş Konseyiyle beraber, Karma Ekonomi Toplantısı da var. Hazır yeri gelmişken oradaki arkadaşlarımızla bu konunun orada gündeme gelmesi konusunda bir iletişim sağlarsanız ben katkı sağlayacağını düşünüyorum. Çünkü bugün her türlü biz dolara engel koymaya çalışıyoruz yani "İnsanlar yurt dışına dolar göndermesinler." "Şu oranda bozdursunlar." kur korumalı mevduat hesapları da dâhil tümüyle bunun muhafazasına yönelik. Yurt dışı inşaat sektörü de olsa girdiler açısından özellikle inşaat sektöründe iki yönlü ticaret yapıyoruz. Hem buradan oraya inşaat malzemelerini ihraç ediyoruz, aynı zamanda da orada yaptığımız müteahhitlik hizmetleri bedelinde belli rakamları Türkiye'ye getiriyoruz. Bununla ilgili, yaygın olan bu bankanın çok ciddi çalışıyor olması lazım. Mesela, Türkiye'deki toplam cironuz ile yurt dışında yaptığınız cironun arasında nasıl bir ilişki var? Aynı zamanda, buradaki limitlerin oradaki şubeler marifetiyle kullandırılmasının yanı sıra bazen belli büyüklüklerde kısa da kalabiliyor. Dolayısıyla, oradaki şubelerin, oradaki iş adamlarının oradaki hacimlerini büyütmeleri açısından biraz daha farklı bir yapı içerisinde faaliyet göstermelerinde fayda var.
Tabii, benim özellikle ilgimi çeken, genç çiftçi kredisi, kadın çiftçi kredisi, Altın Kovan, üreten kooperatif kredisi, güneş enerjili sulama kredisi; ama tabii, bunların toplam cironuzdaki payı düşük.
ZİRAAT BANKASI AŞ GENEL MÜDÜRÜ ALPASLAN ÇAKAR - Daha yeni başladık, söylemiştim onu.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Evet. Yani burası çok önemli.
Hakikaten, en başta şunu söyleyeyim: Bugün de Parlamentoda, Genel Kurulda gündeme getirmeyi düşündüğümüz, çiftçilerimizin önemli bir kısmının bu sulama suyuna ödedikleri enerji bedeli artık tahminlerin çok üzerinde. Şimdi, mesela, konut, iş yeri kiralarken elektrik, su doğal gazı hep ihmal ederdiniz ama bugün her ne kadar "Ekonomide problem yok." dense de ödenen elektrik, su, doğal gaz paraları kiranın neredeyse ötesine geçti, bunlar önemli hâle geldi. Bu manada destekleriniz çok önemli. Neden önemli? Türkiye, her ne kadar tarım alanları daralsa bile netice itibarıyla bir tarım ülkesi, tarımda fazla veren bir ülke. Bu sulama suyuyla ilgili enerjiye ciddi oranda bir bedel ödüyor. Burada yeterli güneş de var. Yani bugün Avrupa açısından baktığınız zaman, Avrupa'dan çok daha fazla güneşlenme ortalaması var yani Türkiye'nin ortalaması 1.800'ler civarında. Bugün Almanya önemli oranda güneş enerjisinden istifade ediyor, ortalama güneşlenme oranı 1.300-1.400 saatlerde. Dolayısıyla, bu, ciddi oranda desteklenmesi lazım gelen... Tabii, sadece çiftçi değil, küçük işletmeler de hayvancılık yapan arkadaşlarımız da yaptığı ahırların üzerinde bu tür uygulamaları yapabilirler veya farklı alanlarda da yapabilirler. Yani tarım dışı hayvancılık yapanlar da aynı şekilde bu enerji projelerinden istifade edebilirler.
Şimdi, Türkiye'deki çiftçinin yaş ortalaması yükseldi: 55-60'lar. Yani maalesef köylü nüfusu azalırken şehirli nüfusu artmaya başladı. İnsanları toprağa bağlamanın en makul yolu onların orada barınmalarını sağlamak ki işte o da buradan geçiyor. Bu alanı ne kadar genişletebilirsek o kadar iyi. Yani bu işi tabana yayma gibi bir şey, riskleri ne kadar tabana yaysak o kadar iyi. Tabii, toplam krediler içerisindeki payı yüzde 22. Siz de yeterli görmüyorsunuz, biz de yeterli görmüyoruz. Zaten bunun oranının muhakkak daha fazla artması lazım. Zaten geri dönüşünde de verdiğiniz rakamda "Ödenemeyen krediler binde 7." diyorsunuz. Yani demek ki bizim çiftçimiz aynı zamanda da borcuna sadık, aynı zamanda küçük işletmeler de yüzde 90 oranında borcuna sadık.
Burada kredilendirmenin de işte... Arkadaşlar da hep aynı şeyin üzerinde duruyor. Keşke 800 milyon doları bir kişiye kredi verene kadar... Yani "250 bin" diyorsunuz. 250 bini böldüğünüz zaman korkunç bir şey çıkar. Riskin de tabana yayılması açısından -siz bankacısınız, yıllarınızı verdiniz- bunun ne manaya geldiğini gayet iyi bilirsiniz.
Bu 120 ay vade... Tabii, hakikaten "Arsalarını, tarlalarını geri almaları açısından iade edeceğiz." diyorsunuz, yeni aldığınız bir karardan bahsediyorsunuz. Siz önemli oranda imalat sanayisini de destekliyorsunuz. Aslında aynı şeyi imalat sektörü için de yapmak gerekir. Nasıl, tarlayı eken çiftçi, onun üzerinden ürün elde edip bir gelir elde ediyorsa bugün aynı imalatı yapan esnafımız, yatırımcımız, işletme sahiplerimiz de aynı mantıkla hareket ediyor. Yani onların tezgâhını çevirmek de aslında bizim görevimiz. Bununla ilgili hep anlatılır işte Yahudilerin temel felsefesi. "Onlar dünyayı parayla idare ettikleri için hiçbir zaman imalatçının, üreticinin tezgâhını alıp götürmez." derler; tam tersine, ona belli ortaklık yapısı kurarak, işletme sermayesi desteği vererek sistemi çalıştırır, parasını tahsil eder, ondan sonra da "Sen yoluna, ben yoluma." der, gider. Yani bu, Türkiye açısından düşündüğünüz zaman... Çünkü Türkiye'deki özellikle orta ve küçük boy işletmeler sermaye şirketleri değil; bunlar bir kişinin yola çıkmasıyla, belli bir gayret ve çabayla meydana gelmiş şirketler. Türkiye'de de zikzaklar çok fazla. Yani bugün devlet hedefler koyuyor, diyor ki: "Yıl sonu enflasyon hedefi 9,8 olacak, kur hedefi 9,27 olacak." Şimdi bir işletmeciyi düşünün; buna göre gitmiş, makine almış; buna göre gitmiş, üretim için belli bir projeksiyon koymuş orta yere; devletin rakamlarına güvenmeyip de neye güvenecek? Ama bu rakamların hiçbiri tutmadığı zaman ne oluyor? Bakın Türkiye'deki ilk 500 şirkete. On yıl önceki ilk 500 şirket ile bugünkü 500 şirkete baktığınız zaman önemli çoğunluğunun bugünkü 500'ün içinde olmadığını göreceksiniz. Yani bu zikzaklardan dolayı Türkiye'de şirketler, çok ciddi oranda, maalesef iflasın, konkordatonun eşiğine geliyor. Tam burada, madem böyle güzel bir karar aldınız... Tarımla ilgili, 120 ay vade, iyi bir vadedir. Yaklaşık 10 yıl bir vadeyle bunlar yüzde 99 çevrilebilir; çiftçi çiftçilik yapmaya devam eder. Aynı şeyi küçük ve orta boy işletmeler için yapmanızda da ben çok büyük faydalar olduğunu düşünüyorum. Neticede, siz, evet bir bankasınız...
OTURUM BAŞKANI NEVZAT ŞATIROĞLU - Sayın Yaşar, toparlayalım lütfen.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Başkanım, yeni başladık daha.
OTURUM BAŞKANI NEVZAT ŞATIROĞLU - E, on dakika oldu.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Peki, peki.
Ya, bozdun konsantrasyonumu.
OTURUM BAŞKANI NEVZAT ŞATIROĞLU - Estağfurullah, ben sadece hatırlatma yaptım. 10'uncu dakikada hatırlatma yapıyorum.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ederim.
Şimdi, tabii, çiftçinin desteklenmesinin yanı sıra biz üreticinin de desteklenmesini sizden istemiştik. Son dönemde, özellikle bankaların, gelirlerinin yüzde 50'den fazlasını faiz gelirlerinden elde ettiklerini görüyoruz. Bu son dönemdeki politika faizi yüzde 14 ama bugün devletin borçlandığı faiz yüzde 23. Öbür taraftan, kur korumalı mevduattaki rakamlar başka bir şey. Bu bankaların kârının yüzde 50'den daha fazlasının bu alandan elde edildiğini söylüyor. Ziraat Bankasının buradaki durumu nedir? Yani sizdeki bu kârlılık oranı, ifade ettiğiniz rakamlardaki asli faaliyet alanlarınızdan mı, yoksa bu devletin oluşturduğu bu zikzaklardan... Piyasa faizidir, şudur, budur; bunlarla arasında nasıl bir ilişki var, bununla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Tabii, diğer taraftan, gerek yapım işlerinde gerekse doğrudan satın almalarda şeffaflık önemli. Yani bugün Türkiye'de gerçekten çok ciddi üretim var. Hayatın her alanında bu tür talep ve tekliflerinizi karşılayacak firmalar var. Bazen aciliyet kesbedebilir, bunun için bir şey söylemiyorum ama bu söylediklerinizi mümkün olduğunca herkese açık -daha önce bu rakamları alt komisyonda da ifade etmiştiniz aslında- ümit ediyorum, rakamlarla da ifade ederseniz daha mutlu oluruz. Her ne kadar Sayıştay bulgularında bunu gündeme getirse de yani bu alanlarda biz iyileşmenin olduğunu sizin yönetiminizde net bir şekilde görmek istiyoruz.
Devamında, kiralanan araçlar meselesi var. Tabii, bankacılık yapıyorsunuz, buna bir itirazımız yok. Ne bileyim, birine ciddi bir oranda kredi veriyorsunuz; ne bileyim, emekliye bir maaş ikramiye verdiğiniz gibi veya kredi kullanan bir firmaya da "Bu krediyi bizden kullanırsanız şöyle bir iş, yani bir araç desteği verebiliriz." gibi mi yoksa tamam devletin malı, birisi arıyor telefondan "Şu aracı buraya tahsis et, bu aracı buraya tahsis et..." Eğer uygulama böyleyse ben tümüyle karşısında olduğumu net bir şekilde söyleyeyim. Yani tabii devletin kurum ve kuruluşlarının araca ihtiyacı vardır ama sizin bir de asli bir yönünüz var: Bankacılık. Bankacılık faaliyet alanınızla ilgili yapılan tasarruflara diyebileceğimiz hiçbir şey yok ama siyasi mülahazalarla "Gönder buraya, gönder şuraya..." Netice itibarıyla hepimiz, siz o masada, biz bu masada tüyü bitmemiş yetimin hak ve hukukunu müdafaa etmek üzere toplanmışız, neyi daha iyi yapabilirizi konuşmaya çalışıyoruz.
Bunun yanı sıra ben yönetim kurulunun ücretleri mücretleri, bunların hiçbir tanesine takılmıyorum. Yani bugün sizin sektörünüzde yetişmiş elemanların ücretlerinin ne olduğu konusunda üç aşağı beş yukarı fikrim var, muhakkak bilgi birikim, deneyime sahip arkadaşlarımıza hak ettiklerini vermediğiniz sürece kaybedersiniz. Yani bugün bu sektörde herkes her yere geçebilir ama bunun belli bir kural ve kaideler içerisinde yapılmasında fayda var yoksa ben bu ücretlere takılınmasının, uğraştığınız rakamlarla ilgili söylüyorum, bir karşılığının olmadığını düşünüyorum. Neticede sizde çalışan insanların net bir şekilde geçim derdinin olmaması lazım ki işine kendini konsantre edebilsin. Zaten Türkiye'nin bu işlere konsantre olamayışının en büyük sebebi de gelir adaletsizliği. Bugün yüzde 45, 50'si asgari ücretle geçinen bir ülkede insan neye konsantre olacak da ne iş yapacak, eve ekmek götürmenin derdinde. Onunla ilgili bir derdimiz yok.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yurt dışı şirketlerinin yönetim kurulu üyelerinin ne kadar ücret aldığını biliyor musunuz?
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Tahmin ediyorum. O da oranın şartlarına göredir, biraz biliyorum mesela bu aynı zamanda...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ne kadar olduğunu soralım.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Şunu söyleyeyim mesela yurt dışında...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bilelim, ona göre biz de...
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Verilebilir, o mesele değil, dediğim gibi benim çok takıldığım bir şey değil. Yani neticede bugün...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yaşar, toparlayalım lütfen.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Toparlıyorum Başkanım.
ZİRAAT BANKASI AŞ GENEL MÜDÜRÜ ALPASLAN ÇAKAR - Hepsi tek kalem, hepsi kişi başı 7.300 lira, Türkiye'nin her yerinde aynı.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Genel Müdürüm, karşılıklı soru-cevap şeklinde...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yurt dışındaki genel müdür de mi 7.300 lira alıyor?
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Yönetim kurulu ayrı şey, icraatın içinde olanlar onlar, dolar bazında...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yurt dışında 7.300 lira alıyor da kirasını nasıl ödüyor?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Soru-cevap şeklinde bir usulümüz yok.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yurt dışındaki genel müdür ne kadar alıyor? Onu söylüyorsanız onu da söyleyeceksiniz, söylemezseniz saklamış olursunuz.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, siz... Lütfen... Bakın, böyle bir şey yok ama Sayın Yavuzyılmaz.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - O ne demek ya? Size de cevap verdi Genel Müdürümüz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bakın, Komisyonda istenilen sorulara cevap veriliyor, istenilenlere verilmiyor, istenildiği zaman usul deniliyor, istenildiği zaman usul olmuyor.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Buyurun Sayın Yaşar.
Toparlayalım lütfen.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Türkiye'deki rakamlardan bahsettiniz, Türkiye'deki bankamızın büyüklüğünden bahsettiniz. Mesela Avrupa ölçeğinde bankamızın yeri nedir? Dünya ölçeğinde bankamızın yeri nedir? Mesela bir de o son dönemlerde CDS şeyleri var, Türkiye'nin maalesef istesek de istemesek de bugün ekonominin içinde bulunduğu durum itibarıyla 800'lerin üzerinde. Siz doğal olarak uluslararası arenada belli kredileri alıyorsunuz, bu aldığınız kredileri de belli alanlara transfer ediyorsunuz. Son borçlanma oranlarınız nedir uluslararası arenadan? Bu CDS rakamlarının yüksek olması sizi ne derece etkiliyor?
Tabii son bir şey daha söyleyeyim fazla şartları zorlamadan. Üçüncü havaalanının, İstanbul havaalanının işte yerli bankalar tarafından finanse edilmesine arkadaşlar "Ya, çok iyi oldu bu, bankaların gücünü gösterir." dediler ama bence, bunlar devlet bankaları, her alanı destekleyebilir. Bu ihaleler yapılırken bizim onları zaten finanse etme gibi bir sorumluluğumuz yok. İhaleye çıkarken diyoruz ki: "Bu krediyi kendiniz bulacaksınız, bulduğunuzda zaten devlet size bir şekilde yolcu garantisi veriyor, onu rezerv, onu teminat göstererek kredi alıyorsunuz." Bugün devlet bankalarının iyi kötü hâlini, şeklini hepimiz biliyoruz. Eğer devlet kendi finansmanıyla yapacaksa "Bunun kredisini Ziraat Bankası Halkbank, Vakıflar veriyor." desin, inanın o yaptığınız havaalanlarının fiyatı en az öldüm desen yüzde 30 daha ucuza yapılır. Hani bunu biraz bu işlerden anlayan biri olarak söylüyorum.
Bitiriyorum Başkan.
Tabii, Demirören Grubu takibe düşmüş bir kredi değil. Bu arazi işi de... Zaman zaman bankalar kendi ipoteklerini artık kârlı mı görüyor ne görüyor bilmiyorum. Aynı şekilde Next Level'ı da satın aldınız, Next Level da bugün takibe düşmüş bir kredi değil, bildiğim kadarıyla 60 milyon dolar ya da euroya da bunu satın aldınız. Yani Demirören Grubunun kredileri takibe düşmüş krediler değil, daha önce verilen ipotekler üzerinden belli bir nakit tahsil edilerek yerine konmaya çalışılıyor. Başta da söyledim, kesinlikle benim tasvip etmediğim bir kredi türüdür, siyasi mülahazalarla, basındır, şudur budur doğru bulmadığımı bir kez daha ifade ediyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Toparlayalım Sayın Yaşar.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Toparlıyorum Başkanım.
Son... Bu özürlü çalışanlarla ilgili, yükümlülüklerle ilgili yüzde 4 var. Kurumunuzda buna çok önem veriyoruz çünkü onların bankalarda onların iş bulma imkânları ve fırsatları daha yüksek. Bu konuyla ilgili bağlı kuruluşlarda veya genel müdürlük seviyesinde kadrolarınızı doldurdunuz mu? Beş yıl sonra, on yıl sonra, on beş yıl sonra biz Ziraat Bankasını nerede göreceğiz? İşte tarımsal kredilerde, imalat sanayiinde veya farklı sektörlerde nerede göreceğiz?
Ben şu ana kadar verdiğiniz hizmetlerden dolayı size, yönetim kurulunuza ve bütün çalışanlara teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.