KOMİSYON KONUŞMASI

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Ziraat Bankamızın Sayın Genel Müdürü, Yönetim Kurulu Başkanı, Yönetim Kurulu üyesi arkadaşlarım, Sayıştayımızın çok saygıdeğer grup başkanı ve bürokratları, diğer kurumlardan katılan diğer bürokrat arkadaşlarım; hoş geldiniz.

Bugün aslında bir konuşma da alacak değildim, bankacılıkla, parayla pulla çok işim olmaz, ben madem mühendisiyim, madeni iyi bilirim, enerjiyi de bilirim ama yaklaşık olarak, çok üzülerek söylüyorum, yani on dört yılın üzerindedir KİT Komisyonunda çalışıyorum, ta, 2002'den başlayarak 2003'lerden geliyoruz. Bu kadar birkaç defa söyleme lüzumunu hissetmeme rağmen yine aynı şeyler devam ediyor, anlaşılan ki bu böyle gidecek ama gitmemeli, birbirimizi anlamalıyız. Az evvel tartışmadan -hocayla beraber, değerli milletvekilimizle aralarındaki tartışmadan- çok da üzüntü duydum, birbirini anlamayacak seviyede değiliz, birbiriyle de tartışacak seviyede değiliz, bunların sorunları, sorumlulukları... İşte, karşımızda Genel Müdür var, Sayıştay var.

Bir de şunu anlamakta çok zorlanıyorum, bu bir kural hâline gelmeye başladı, böyle bir kural yok: Burası teknik bir kurul yani biz kendimizi yerindelik denetimi yapacak şekilde genel müdürün, Sayıştayın, aklınıza hangi kurum geliyorsa buradaki o görevlilere tavsiye etme, iyi niyet göstermenin dışında... "Gelecek beş yılınız, on yılınız, yirmi yılınız nedir?" diye sorulabiliyor, sorulur belki iyi niyetle ama onun yerine koyup olayı işletir gibi, o kurumu çalıştırır gibi, vergi defterdarı gibi, müfettişi gibi, savcı gibi, hâkim gibi bir pozisyona bürünüyoruz ve ondan sonra da hem birbirimizi üzüyoruz hem de bu büyük bir sıkıntı yaratıyor ve bu Komisyonun da işleyişinde böyle bir şey yok, bu doğru değil.

Sayıştayın alt komisyonları var, Sayıştayın burada bulguları var, ek bulguları var, onların üzerinde bunlar tartışılır. Sokakta duyulan gazete haberleriyle, siyasi veya diğer haberler üzerinden burada bir tartışma yapılmaz, yapılmamalıdır ve doğru da değildir. İşte, konuşuyoruz, doğrudur, eksikleri varsa o eksikler zaten dediğimiz gibi buranın usul ve kaideleri içerisinde olur. Sayıştay bulguları bulur, tartışırız veya Sayıştayımızın eksik bulduğu bir şeyler varsa onlar söylenebilir. Geçmişte olanların hesabı soruluyor burada, 2017, 2018 diye de başlayarak bir hesap veriliyor, alınıyor, Sayıştay da "O dönemde bunlar olmuştur..." Onlar yok olmuştur, alt Komisyondan üste çıkmasına gerek de yoktur, yerine gelmiştir, bunlar olabilir.

Ziraat Bankasının kara gün dostu olduğunu hepimiz biliriz, o söylemlerle büyüyen, onu öyle algılayan Türkiye'mizin çiftçisine, tarımına en büyük desteği veren bir kurum olarak görür ve biliriz, bunu da bugüne kadar böyle yaptığını hep hissetmişiz, hep görmüşüz; ondan dolayı da teşekkür ediyoruz kendilerine.

Yeni yeni oluşan yeni argümanlarla beraber genç çiftçilere, genç kadınlara, sulamaya, elektriğe verdiği, vereceği kredilerden dolayı da kendilerine teşekkür ediyoruz.

Az evvel bir bilgi de verdi, dedi ki: "Tarımda traktörü hacizli olan yok ama varsa bile, tarlaları hacizli olanlar varsa bile onları biz yüz yirmi aylık veyahut da ona benzer on yıllık bir süre içerisinde onlara da ayrıca bir ödeme planı çıkaracağız, o plan dâhilinde onların problemlerini de çözeceğiz ve üretime katacağız." Bu çok güzel bir olaydır. Bugün dünyadaki ekonomik sıkıntılardan kaynaklanan Türkiye'deki bu sıkıntıyı da gidermiş olacaksınız. Onun için de tekrar tebrik ediyorum. Ama şunu da şöyle söylemeyeceğiz ondan sonra: "Arkadaş kredisini doğru alsaydı, doğru yapsaydı, doğru eyleseydi, onun kredisini niye uzattın, niye yaptın, buna mı torpil yaptın, şuna mı torpil yaptın?" diye bunu da konuşmamak lazım, bu da çok doğru değildir çünkü görüyorum onu "Şu firmaya ne kadar verdiniz? Bunu neyle eylediniz?" Bunların usulleri, kaideleri vardır, işte, Sayıştaya, eğer o bulgular üzerinde bir şey varsa onlar üzerinde tartışırız, konuşuruz, haklı olan bir şeyler varsa tabii ki eleştireceğiz, hesap da sorulacak ve ona göre de onun cevapları sorumlulardan alınacak diye düşünüyorum.

Ben tekrar bütün arkadaşlarımın fikirlerine de saygı duyarak bunların bu seçim arifesine girmeden dolayı da olduğu kanaatindeyim, seçimler yaklaşıyor, ondan dolayı herkes, işte, nedir, telefonunu falan koyuyor, oradan mesajlar vermeye çalışıyor, böyle bir gayretin içerisindedir. Bu da belki hak verilecek bir şeydir ama şunu özellikle istirham ediyorum: Genellikle de böyle işleyişi kara yoludur, beyaz yoldur, küçümsemek için söylemiyorum, bunlar için konuşulabilir ama dünyada akredite olmuş kurumlarımız var, bu kurumların başında da çok hassas olan bankalar var genellikle ve buna benzer, işte, TÜPRAŞ gibi çok önemli olan kamu kurumları var. Bunlar üzerinde konuşurken de, topluma da açık olacağı için, dünyaya da açık olacağı için vereceğimiz mesajları çok daha dikkatli vermek zorundayız. O kurumlarımızı bilmeden de yıpratırız. O hem ülkemize hem geleceğimize de zarar verir diyorum, verdiğiniz fırsat için de teşekkür ediyorum.

Tekrar, bankamızı tebrik ediyorum, muvaffakiyetler diliyorum.