KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şimdi, değerli arkadaşlar, bu toplu taşıma araçlarından hem minibüslerde hem belediye otobüslerinde daha önce şehirler arası otobüslerde de var olan bir düzenleme vardı, her şehirler arası otobüsün engelli rampası yapma mecburiyeti söz konusuydu. O engelli rampası yapma... Herhâlde 2005 yılında çıkardığımız bir kanunla -biliyorsunuz yaya yollarında engellilerle ilgili sarı taşlar yaptık, rampalar ortaya koyduk ama- toplu taşıma araçlarında her bir araca yapılması gereken bu engelli rampasının olağanüstü derecede bir maliyeti hasıl oldu. Aslında bunun yeniden gözden geçirilip belediyelerin veya kamu kurumlarının belirli zaman içerisinde, engelli araçlarının binebileceği araçların servis yapabileceği bir noktaya gelmesi lazım. Bugün, sanıyorum, İstanbul Belediyesinde 25-30 bin civarında otobüs var, Ankara Belediyesinde hakeza. Tüm Türkiye genelinde baktığımızda bu araçların engelli rampası yaptırma mecburiyeti hem firmaları zor durumda bırakıyor hem de bu çeşitli esnafları da zor durumda bırakıyor. Onu dört yıl daha ilave uzatmayla ilgili bir düzenlememiz... Aksi hâlde içinden çıkılmıyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir şey sorabilir miyim?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Soru için buyurun Sayın Paylan.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Burada, ailesinde engelli olmayan kimse yoktur, benim ailemde de var, başka ailelerde de vardır. Yani gerçekten ben açıkça söyleyeyim, biz bunu daha önce de uzattık. Bu yasal düzenlemeyi getirdik, daha önce uzattık ve "Son kez uzatılsın." diye kayda geçtik Başkanım. Burada Belediyeler Birliği de vardı, diğer ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vardı. "Son kez uzatalım bakın bunu." diye getirdik ama bakın dört yıl daha uzatma getiriyorsunuz yani bu kabul edilemez Mustafa Bey. Hani, tamam "Covid, bilmem ne gerekçesi..." diyorsunuz da o zaman bir yıl uzatalım, niye dört yıl uzatıyorsunuz? Bu kabul edilemez.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Garo Bey, bakın, kanunda üretici firmaların da bunu yapma mecburiyeti var.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Anlıyorum da...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Aksi hâlde üretici firmaların fabrikaları duruyor, üretim yapamıyorlar.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, her af yeni bir affı getiriyor. Siz bunu uzattınız ya, bu artık akamete uğrar, dört yıl sonra bir daha uzar.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şöyle... Şunu yapalım diyorum, bakın: Engellilerle ilgili -bu engelli araçların rampasına yapılan şeydi, bütün engellilerle ilgili değil- koltukla gitme mecburiyetinde olan kişilerin belediye otobüslerine veya minibüslere binebilmesiyle ilgili.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Doğru...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ama Türkiye'deki 100 bin aracın böyle olması doğru mu? Hepsinin böyle olması doğru mu?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, bu bir standarttır. Bütün dünyada böyle.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Hayır, dünyada böyle değil efendim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Böyle efendim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bilmiyorum, bütün dünyada böyle araçlar var mı bilmiyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Böyle. Engelli standardı vardır; yolları, araçları engelliye uygun hâle getireceksin.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Garo Bey, onu kaldırımlara yaparsanız, eğer kaldırımlar ile otomatik kapılar arasına merdiven koymazsanız, doğrudan doğruya böyle yaparsanız olur, raylı sistemde olduğu gibi yapabilirseniz olur ama şu anda bu şartlar çerçevesinde fabrikalar üretimi durduruyorlar. "Üretim yapamam." diyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ben buna tamamen katılmıyorum. Engelsiz bir dünya hayali var engelliler için -biliyorsunuz- ve dünya bu standartta yürüyor, biz geriye doğru yürüyoruz...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, Garo Bey...

Bülent Bey'in de bir sorusu var, Naci Bey'in de...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, siz diyorsunuz ki: "Bu olamaz." O zaman niye yasa çıkardık biz? Sizin "Olamaz." dediğiniz...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bunu, makul bir seviyede yasayı düzenlememiz lazım diyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - E, tamam, dört yıl daha uzatıp akamete uğratıyorsunuz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ya, o süre içinde de düzenleyelim diyorum bunu.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Olur mu öyle şey ya! Yapmayın, akamete uğratıyorsunuz işi.