KOMİSYON KONUŞMASI

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli Başkanım, değerli hazırun; sizleri tekrar saygıyla selamlıyorum. Hayırlı olsun, yeni bir kanun teklifi görüşüyoruz, Ahmet Tan Beyefendiye de kolaylıklar dilerim. Kendilerinin ifade ettiklerine göre milyonlarca insanın pozitif yönde etkileneceği bir kanun teklifi. Birkaç maddesi dışında bizim de hayır diyemeyeceğimiz teklifler var, evet fakat bu milyonlarca kişinin böylesine ufak terkinlerle pozitif yönde etkileniyor olması beni çok acı şekilde düşündürüyor açıkçası. Bu ifade ve bu kanun teklifinin niyetine, bize gösterdiği istikamete bakarsak buradan şunu anlıyoruz: Yirmi yıllık AK PARTİ döneminde halkımız inanılmaz fakirleştirilmiş ve hatta muhtaç hâle getirilmiş. Bundan önce bir iddiamız vardı "AK PARTİ fakirliği yönetiyor." diye, bu kanun teklifinde maalesef görüyoruz ki AK PARTİ muhtaçlığı yönetir hâle gelmiş ve bu muhtaçlıktan bir oy devşirme istikametine yönelmiş ki bu hiç hayırlı bir davranış değil, bunu öncelikle ifade etmek isterim.

Yine, bu ödemeler yapılırken veya bu aflar yapılırken bunun kaynağı ki... "Bütçe fazlası veriliyor." deniyor, evet, bütçe fazlası nasıl veriliyor? Enflasyon vergisiyle fonlanan bir bütçe var ve bu bütçe fazlası enflasyon vergisiyle veriliyor, fazla fazla veriliyor ve bu enflasyon vergisinden gelen meblağın bir kısmı da böylesine seçim yatırımları için harcanıyor. Keşke bu düşünceye AK PARTİ seçimlere sekiz ay kala gelmeseydi, daha önceleri düşünseydi ama asıl önemlisi insanları bu ufak yardımlara muhtaç hâle getirmeseydi. Bundan biz büyük endişe duyuyoruz ve insanımızın refah düzeyini yükseltmenin formüllerini bulmak için daha köklü yapısal tedbirlerin, kanunların, bu önemli teknik Komisyona getirilmesini ümit ediyoruz. İnşallah seçimlerden sonra bunları zaten bizler yapacağız.

Nasıl bir ortamda yine bu kanun teklifini biz görüşüyoruz? Türkiye Cumhuriyeti devletinin ekonomisinin âdeta bir millî güvenlik krizi hâline geldiği, bir millî güvenlik sorunu hâline geldiği bir ortamda biz bu kanun teklifini görüşüyoruz. Allah esirgesin, Türkiye'nin, yine devletimizin siyasi tavizler verdirilmeye zorlanabileceği bir ortamda biz bu kanun teklifini görüşüyoruz ki bunu hiçbirimiz istemeyiz.

Yine, çok ciddi yolsuzlukların gündemde olduğu, SPK gibi çok önemli bir kurumun yoldan çıktığının görüldüğü, borsada bir soygunun yapıldığı ve bununla ilgili kurum olan SPK'nin kılını kıpırdatmadığını, bu işlerle ilgili Bakanın âdeta ateşe benzin döktüğünü, temmuz başından eylül ortasına kadar süren bu süreçte Sayın Bakanın gerek demeçleriyle gerek "tweet"leriyle bu soygunu teşvik ettiğini âdeta gördük, çok hazin bir tabloydu.

Yine, bırakın 128 milyar doları -artık dilimize pelesenk oldu- onun üzerine bile gelen milyar milyar dolarların tabiri caizse âdeta ezildiği bir dönemden geçiyoruz. Benim çok merak ettiğim bir şey var, bu yüzden de açıkçası bu etki analizini ben istiyordum. Bütün bu yolsuzlukların, SPK döviz vurgununun yine, borsadaki korkunç soygunun, bunun gibi bir sürü harcamaların veya vurgunların ve artı yine -çok hazin bir rakam bu- Merkez Bankası net hata ve noksan hesabındaki 28 milyar doların... Bu bir yüz karasıdır, bir devlet için yüz karasıdır. Hesabı bilinmeyen, devletimizin tarihindeki en yüksek rakam bilançoya eklendi. 28 milyar doları, bunların hepsini üst üste topladığınızda bu yapılan afların toplamıyla kıyaslandığında kaçta kaçı eder, bütün bu gayrimeşru işlerde harcanan veya kullanılan paraların kaçta kaçıdır? Ben bunu çok merak ediyorum. Değer mi,? -İnsanımızı fakirleştirmeye, muhtaç hâle getirmeye değer miydi? Bunun sorusunu buradan sormak istiyorum.

Politika faizini düşürüyoruz, evet, keşke faiz sıfır olsa. Ben de faiz geliri hiçbir zaman olmamış bir insanım hamdolsun çünkü bunun manen doğru olmadığını düşünüyorum, madden de ihtiyaç duymadım bugüne kadar çok şükür.

Bu politika faizinin neye yaradığını ben buradan ifade etmek isterim. Politika faizi şu anda Hazinenin yağmalanmasına yarıyor. Siz politika faizini düşürdüğünüz zaman diğer faizler düşmüyor. Lütfen bir de şuna dikkat ediniz: Sizler politika faizini düşürdüğünüz zaman piyasa bunu umursamıyor, piyasanın faizi bambaşka yerlerde, sizler bankaların fahiş kârlar elde etmesine aracılık ediyorsunuz yalnızca ve yine servet transferine aracılık ediyorsunuz. Politika faizinin düşürülmesi demek devletin hazinesinin yağmalanmasından, Merkez Bankasının yağmalanmasından başka bir şey değildir.

Sayın Aksu'nun dış politikayla ilgili görüşlerine katılıyorum, çok daha iyi olmasını dilerim. Evet, Türkiye son krizde dış politikada önemli bir rol oynuyor. Bu rolün çok tabii olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin jeopolitik konum, önemi Türkiye'nin bu rolü zaten kendiliğinden oynayabileceği bir konumdadır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin idaresi, Hükûmeti daha ciddiye alınan, dünyada daha ciddiye alınan, Türkiye'de daha ciddiye alınan bir idare olsaydı bizim rolümüz, önemimiz çok daha fazla olurdu, bundan da eminim. Bu bakımdan da yapılanların eksik olduğunu ve Türkiye'nin öneminin dünyada eksik kabul edildiğini ve hakkının da eksik verildiğini düşünüyorum.

Değerli Başkanım, bütçe görüşmeleri var önümüzde, malumunuz. Bütçe görüşmelerinde biz milletimizin parasının hesabını vereceğiz, gerek iktidar gerek muhalefet. Bu bütçe hakkının kutsallığına hepimiz inanıyoruz ve milletin parası, milletin bütçesi görüşülürken milletin gözünün önünde yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu bakımdan da bütçe görüşmelerinin naklen yayınlanmasını Komisyonumuza teklif ediyorum. Bu teklifimin de kabul edilmesini rica ederim.

Sizleri saygıyla selamlıyorum efendim.