KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım, çok teşekkür ederim.

Şimdi, tabii, Süleyman Bey'den sonra konuşunca daha net ifadeler kullanabilirim, sendikacı olduğu için. Ben şunu anlamadım: Süleyman Bey "İşçiye nakit para verilmesin." mi diyorsunuz siz? Burada kanunu yaparken özellikle çalışanlara bir alternatif sunuluyor: İlle de yemek kartı almayabilirsiniz kardeşim, sen şu parayı alıp başka bir yerde de bu yemeği yiyebilirsin; belki işyerine gelen yemeğin niteliğini beğenmiyor olabilirsin, daha kaliteli, daha böyle besin değeri yüksek şeyler alabilirsin; ilave koyabilirsin. İşverene ille de "51 liralık bir yemek vereceksin." diye bir kayıt yok, işveren bir öğünde 150 liralık yemek de ikram edebilir, verebilir ama burada 51 liralık kısmını vergiden muaf tutuyoruz biz ve bu bir alternatif. Zaten daha öncesinde bu var yani bir şey değiştiriyor da değiliz, sadece işçiye -amiyane ifadeyle- daha özel bir yol veriyoruz, onlar için daha mutlu olacakları, memnun olacakları bir hâli koyuyoruz.

Şimdi, ben Akif Başkanımı dinlerken... Eğer bir maddeyi tenkit edecekseniz o kadar yolunu bulursunuz ki, Akif Başkanım bu işlerin allamesi, işin uzmanı, vergi kısmını da izah etti. Yani KDV'sini getirirsiniz, 4 lira ilave edersiniz, "Şuradan KDV kaybı vardır." dersiniz filan ama özü itibarıyla şunu söylemek lazım: Arkadaşlar, sıkıntılı bir süreç yaşanıyor, biz bu sürece vaziyet ediyoruz, süreci her noktası itibarıyla takip ettik, insanlarımızı enflasyona ezdirmeme noktasında ne yapabilirizin gayretinde olduk. Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla da nerede böyle küçük bir fırsat var, onu değerlendiriyoruz. Bu madde de bunun mebnidir, bunu içermektedir. Dolayısıyla şimdi, burada, işveren sendikasının temsilcisi kardeşim de işçi sendikalarının temsilcisi kardeşlerim de memnuniyetlerini ifade ediyorlar. Hiçbir kesimi sıkıntıya sokmuyoruz, tam tersi, bu maddeyle beraber hem işvereni hem de işçileri mutlu eden, memnun eden bir hâli...

SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Ben sakıncalara dikkat çektim, maaş içinde bir unsura dönüşmesin şeklindeki sakıncalarımı söylemek istedim.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Evet yani burada yapılan çok ince bir çalışmadır.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Banka hesabına yatacak, bankaya yatırmak zorundalar bir de parayı.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Tabii, tabii.

Bu çok önemli, Uğur Bey'in ifadesi çok önemli, burada bu para, bu yemek mutlaka ama mutlaka banka kanalıyla işçiye aktarılacaktır. Dolayısıyla da böyle istismar, işveren şuradan kaçırır, buradan kaçırır gibi bir hâl de olmayacaktır, bütün incelikler düşünülmüştür.

Bir şeye daha vurgu yapmak istiyorum arkadaşlar: Biz yirmi yıldır siyaset zemininde bulunuyoruz, AK PARTİ olarak söylüyorum ve tabii ki Cumhur İttifakı burada, İsmail Bey kardeşim burada. Birlikte şunu yapıyoruz: Enfüsi bir hesap ya da faydacı, eyyamcı bir yaklaşımı hiçbir zaman hayata yansıtmadık. Ne yaptık? Ülkemizin imkânları çerçevesinde, milletimizi daha huzurlu kılabilme adına, varsa netameli bir hâl o hâlden insanlarımız daha az etkilensinler diye kanun çalışmaları yapıyoruz. Bugüne kadar burada, Plan ve Bütçe Komisyonunda -sekiz yıldır buradayım ben- hep bu hâl üzere çalıştık. Bu madde de aslında bunun için en mütebariz örnektir. Dolayısıyla ben teşekkür ediyorum, çok yerinde bir kanuni çalışma Ahmet Bey; elinize sağlık, zihninize sağlık, minnettarız efendim.