TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Şimdi, tabii, işçiye ne verirseniz hakkıdır arkadaşlar ama bir gerçekliğin de altını çizmemiz gerekir, bu 51 lira çok da ciddiye alınacak bir rakam değildir. Hâlâ oransal olarak üç, dört yıl öncesinin neredeyse 7-8 kat gerisinde kalmış olan bir 51 lirayı burada böbürlene böbürlene söylüyoruz. Bunu eleştireceğim ben, "Niye veriliyor? Nakit mi, ayni mi?" o tartışmanın ötesine geçeceğim. 51 lira insan onuruna yaraşır bir para değildir beslenme açısından. Ya sokağa çıkmıyoruz ya sokağa çıktığımızda bir çorbanın bile neredeyse 50 lira olduğunun farkında değiliz, enflasyonun farkında değiliz. Ama burada tahmin ediyorum başka bir şey var, burada bütçenin tercihlenme meselesi var. Tercihlerinizi nasıl yaparsanız bütçenizi o doğrultuda yaparsınız.

Şimdi, yine, aynen, bu kanunla beraber getirmiş olduğunuz kur korumalı mevduat ve katılım bankacılığına dövizden dönüştürülecek olan paralarla alakalı getirmiş olduğunuz vergi muafiyetlerinin üç aylık ortalama toplamı bugünün rakamlarıyla 10 milyar TL vergiden vazgeçme şeklinde. Bunun yıl sonu itibarıyla süresi bitecekken önümüzdeki 2023 yılının sonuna doğru da aktarma yoluna geçiyorsunuz. Kanunilik her zaman hukukilik anlamına gelmez. Burada çıkarmış olduğumuz kanun -daha önceki konuşmamda da vurguladım- Anayasa'daki eşitlik ilkesine aykırı bir kanun niteliği taşıyor. Göreceğiz, takip edeceğiz, bunlarla ilgili yargı kararları nasıl oluşacak? Türkiye'de bağımsız, tarafsız bir yargı var mı? Daha önce kanuna ihtiyaç duymadan altı-yedi ay boyunca hukuksuz bir şekilde dayatmış olduğunuz bu muamelenin yine, hukuka aykırı kanunlarla beraber halkımızın sırtından, hazineden, halka harcanacak olan paralardan harcarken elinizin titrememesinin hukuk nihayetinde bir kararını verir. Ama tercihi burada sorguluyorum; burada eliniz titremeden oligarklara bu paraları peşkeş çekerken diğer taraftan işçiye hâlâ 51 lira yemek parasını böbürlenerek konuşmanızı kimseye anlatamazsınız. Niye anlatamazsınız bunu söyleyeyim. Emek örgütleri burada, onlar eleştirebilirler ya da onaylayabilirler. Türkiye'de son bir yıl içerisinde emeğin gayrisafi millî hasıladan, millî gelirden almış olduğu payı yüzde 33'ten yüzde 25'e düşüren bir iktidarınız var. Neyi anlatıyorsunuz siz burada ya? "50 lira verdik, 50 lira verdik, nakit verdik, ayni verdik." Bu yüzde 8 kimin cebine gitti? Bu yüzde 8 kimin cebine gitti? Önce onun hesabını ortaya koymanız lazım.

Az önce AK PARTİ'li hatip arkadaşımız dedi ki: "Yahu, işte, bu kış zor geçecek." Günaydın, ağustos böceği gibisiniz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kim dedi?

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Bu kış değil, geçen kış da ondan önceki kış da zor geçti. Size dedik ki: "Emeğiyle geçinenler büyük problemler yaşıyor, kara kış fonu kurmanız lazım, başka şeyler yapmanız lazım." Bunda bunlarla ilgili hiçbir şey yok, varsa yoksa oligarkları zengin etmek, varsa yoksa oligarkları zengin etmek.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kim dedi?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Müdahale etmeyin.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Ben tekrar ediyorum, bütçe yapılırken bakılacak olan kimin çıkarına bütçe yaptığınız meselesidir. Eğer emeğin, emekçilerin, alın teriyle üretenlerin lehine bir bütçe yapıyorsanız onların üzerinden almış olduğunuz vergileri yatarak para kazananlara nasıl peşkeş çekiyorsunuz? Sadece kanunlarla bütün anayasal sistemi, bütün hukuk düzenini yok sayarak yol yürümenin bir gün ayağınıza takılacağını düşünmüyor musunuz ya? Akıl var, yakın var ya!

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Aydoğan...

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Özür dilerim, tamamlıyorum Başkanım.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - 12 puana düşürdüğünüz politika faizini bankalara diyorsunuz ki "Üzerine 3 puan daha ekle, 15 puanla faizi ver, üstünü ben tamamlayacağım." Nereden? Benim emeğimden, işçinin emeğinden, emekçinin emeğinden, sanayicinin emeğinden, hazineden ve Merkez Bankasından. Bize bu masalı ne diye anlatıyorsunuz hâlâ?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Teşekkür ediyorum.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Ben teşekkür ediyorum, kendinize iyi bakın.