ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Usul hükmü olduğu için bu konuda hemen yürürlüğe girmesi gerekiyor ancak şöyle bir durum var: Evet, biraz gecikmiş olacak ama benim bizatihi verdiğim... Yani bölge istinaf mahkemelerinden ve idari mahkeme başkanlarımızdan özellikle farklı hisselere sahip davalardan bazıları adli yargıda, bazıları idari yargıda; bilirkişileri farklı incelemelerde. Şimdi, dolayısıyla davanın bütünlüğüne baktığımızda aslında hedef noktasında bizim çok parçalı veya farklı bir hükümle karşı karşıya kalma riskini ortadan kaldırma noktasında bunu yapmamız gerekiyor. Elbette, belki bir geçiş dönemi itibarıyla mevcut davalarımız da olabilir.

CAVİT ARI (Antalya) - En az iki sene fazladan uzar.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ama nihai evrede esas hedef adli yargıda daha gerçekçi hedef edilen... Demin Anayasa Mahkemesinin 2014 tarihli kararını okudum arkadaşlar, orada mülkiyet hakkı kapsamı içerisinde bireylerin gerçekten... Yani mülkiyet hakkından kasıt, o bedele ulaşmalarıyla beraber kamu zararının da oluşmaması adına makul dengeyi kurma... Sizin adli yargıda kurduğunuz o denge ile idari yargıdaki yaklaşım ve değerler farklılık arz edebilir. Esas orada bu sefer, bu hükümle beraber "Benimki adli yargıya taşınmış olsaydı, bu geçiş hükümleri olmamış olsaydı..." diye bir itirazı o zaman da göğüslemek zorunda kalabilirdik. Dolayısıyla usul hukuku kapsamı içerisinde bir düzenleme olduğu için yürürlük noktasıyla beraber adli yargıya taşınması gerçekleşecektir. Biraz zaman kaybı da olacaktır, onu da ifade etmek istiyorum.