| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 24 .10.2022 |
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Başkanım, ben ilk daha tarifimi yaparken dedim ki: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde değişik zaman dilimlerinde... Tabii, arkadaşlar dinlemedikleri için kendilerine göre bir kodları var, bizim ne söylediğimizin onlar için önemi yok. "Ya, bu adam, teklif sahibi ne diyor acaba, bir not alalım..." Hiç, kendi diyeceğini söylüyor. Dedim ki: Değişik zamanlarda kendilerinin de taraf olduğu derneklerin, vakıfların davaları var. Bu davalarda kararlar verilmiş, biz de bu davalarda karar verilen bir kısım beklentileri karşılamak adına, Anayasa'nın 90'ıncı maddesi kapsamı içerisinde bir şeyler yapmaya çalışıyoruz, nedir bunlar diye izah ediyoruz. Bunu küçümsemek, bunu alaya almak, değersiz kılmak, ne gereği var demek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin sadece bir kararını söylemek... Diğer kararlarından niye bahsetmiyorsunuz? Aydınlatma ücretlerinin ödenmesiyle ilgili, suyla ilgili, diğer hususlarla ilgili, bakım, onarım, imalat... Bakın arkadaşlar, 2009 yılında çalıştay yapıldığında yine benim kendi imzam olduğu... İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis üyesiydim o zaman ben, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesi. Bir gün dahi Garo Bey'den bu manada hiçbir şey duymadık.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Neyi?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Bakın, anlatacağım şimdi.
Süryani Kadim Beyoğlu Kilisesi'nin İstanbul'da kilisesi yok. Yok, Garo Bey çok iyi bilir, ya Katolik kilisesini ya Ermeni kilisesini kiralıyorlar bunlar bedel karşılığı yani bedava değil, giriyorsunuz ücret ödüyorsunuz ayin yapmak için. O da sıra oluyor, kendi programları oluyor. Geldiler bize rica ettiler. Sayın Cumhurbaşkanımızın -o zaman Başbakan- talimatıyla kanunu değiştirdik biz, Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nu değiştirdik ve büyükşehre ait olan bir yeri Süryani Kadim Meryem Ana Kilisesi yapılması üzere tahsis ettik. Garo Bey çok iyi biliyor, önünde güzel bir şapel var, İtalyan mezarlıkları var. Yine, aynı şekilde, Ermeni kiliselerinin tamir, bakım, onarımlarıyla ilgili bu manada...
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Yani?
SALİH CORA (Trabzon) - Yani daha ne olsun?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ne dememi bekliyorsunuz efendim? Ne istiyorsunuz?
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Hayır, buradan nereye varacaksınız onu anlamadım.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Hayır, ne istiyorsunuz?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, size sıra geldiğinde fikirlerinizi söyleyin lütfen. Başkalarına fikir dayatma alışkanlığımızı bırakalım.
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Kimseye bir şey dayatmadık ya.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Herkes kendi fikrini söylüyor.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ya "Sen ne söylersen söyle!" diyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sizin fikriniz size güzel, başkasının fikri başkasına.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Başkanım, "Ne söylersen söyle!" diyor, "Ne önemi var ki!" diyor. Doğru, ne önemi var yani!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Eyvallah.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Yeri gelince canız, kardeşiz, eyvallah!
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Kurumlara devam edebilir miyiz?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bence Bülent Bey son noktayı bir koysun bırakalım bunu, artık içeriğe geçelim.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Başkanım, Sivas'ta doğmuş, büyümüş, kardeşleri, arkadaşları, komşuları... Sayın Bakanım çok iyi bilir, benim babam merkezde bir kitapçı dükkânı işleten, çok sayıda böyle komşuluk ilişkileri olan, dedelerle, Alevi canlarla büyümüş bir kardeşinizim ben. Bu hassasiyetle söylüyorum. Biz, eksiğimiz olabilir, aşama aşama bir şeyler yapmaya çalışıyoruz, kademe kademe. İlerleyen zaman içerisinde çok daha temel bir kanun noktasında arzu ederiz. Elbette geniş çalıştaylar, katılımlar...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu düzenlemeler tartışmaları bitirecek düzenlemeler değil.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Elbette.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama bu düzenlemeleri tartışıyoruz şu anda.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ama şimdi bu düzenlemenin ne olduğunu söylüyoruz, belli karşılıkları var, belli altlıkları var, bir emek var, bir gayret var. Bunu da, lütfen, takdirlerinize arz ediyoruz.