| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve 73 Milletvekilinin Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4680) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 24 .10.2022 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, eşit yurttaşlık talebimiz var. Yani bu konuda arkadaşlar belki hassasiyet gösteriyorlar "Eşit yurttaşız." diyorlar ama eşit yurttaşlık konusunda sıkıntılarımız var ve ben bu sıkıntılarımızın da... Yani her ulus devlet kuruluş sürecinde bazı hatalar yapmıştır, dünyada pek çok ulus devlet -yani bu anlamda- ayrımcılıklara imza atmıştır ama daha sonra insanlık, özellikle Avrupa ülkelerine baktığımızda bu konudaki eksikliklerini aşmıştır. Yani her bir yurttaşın inancına, inancın şudur budur, efendim öyledir böyledir, hak dindir, tek tanrılı dindir, değildir, Budist'tir, ateisttir, bakmadan o inancın sahiplerine saygı göstermiştir ve eşitlik çerçevesinde bu saygıyı göstermiştir. Bakın, size iddiayla şunu söyleyeceğim: Devletimiz maalesef Sünni İslam'ı da devletleştirmiştir. Yani geçmişte vakıflar adına yerelde örgütlenen yani öyle değil mi, yerelde örgütleniyordu. Biz Osmanlı bakiyesiyiz; camiler de, kiliseler de, havralar da, sinagoglar da, cemevleri de yerelde örgütleniyordu ama bunların merkezî bir anlayışla devletleştirdiğimiz zaman ve merkezden "Bu doğrudur, bu yanlıştır." diye fetva verdiğimiz zaman dini de devletleştirmiş oluyoruz. Dini devletin elinden kurtarmamız gerekir. Yani dini yerelde insanlar hangi inanca inanıyorlarsa ki bunun farklı yorumları var. Yani Sünni Müslümanlıkta farklı yorumlar yok mu? Müslümanlıkta farklı mezhepler yok mu? Hristiyanlıkta farklı mezhepler var, Protestanlık var, Katoliklik var, Ortodoksluk var, Yehova Şahitleri var, pek çok yorum var. Bütün bu yorumlara Hristiyanlık içinde bile tek bir unsur çıksa "Budur arkadaş." dese ben ona itiraz ederim çünkü farklı tefsirler var, farklı yorumlar var. Bu açıdan, dinin devletin tasallutundan çıkarılması gerekirdi değerli arkadaşlar. Bu anlamda da büyük bir eksikliğimiz var cemevlerinin statüsüyle ilgili.
Bakın, açıkça söyleyeyim, tekrar ediyorum: Dünya bunları aştı, büyük oranda aştı, biz aşamadık, 2022 yılı Türkiye'sinde "Cemevlerinin statüsü var mıdır yok mudur?" tartışması hepimiz için zül olmalıdır arkadaşlar. Züldür bu ya! Niye bunu aşamıyoruz, ben de bunu anlamıyorum.
Bakın size şunu söyleyeyim: Ermeni patrikhanesinin de statüsü yok biliyor musunuz. Şimdi diyeceksiniz ki nasıl olur ya, Ermeni patrikhanesinin nasıl statüsü olmaz? Osmanlı'da yani Fatih, efendim, 1453'te İstanbul'daki Ermeni patrikhanesinin kuruluşuyla ilgili fermanı yazmış, Ermeni patrikhanesinin statüsü oluşmuş, altı yüz yıla yakın süredir bu patrikhanenin statüsü var ama cumhuriyet tarihine gelmişiz, arkadaş, yaşar ne yaşar ne yaşamaz, Ermeni patrikhanesinin statüsü yok. Bak, Lozan'a referans vermeyi de zül addediyorum. Niye uluslararası bir anlaşmayla ben statü vereyim ki değerli arkadaşlar? Cumhuriyet tarihine geçmişiz, Lozan Anlaşması imzalanmış, ona referans vermeyi zül addediyorum, ya biz yüz yıldır iç hukukunu sağlamamışız, şu anda Kumkapı'da Ermeni patrikhanesi var, Süryani patrikhanesi var, Rum patrikhanesi var ama bunların statüsü yok. Bunlar nasıl yaşar, nasıl hayatta kalır, nasıl din insanı yetiştirir? Ya, siz "Dindar bir nesil yetiştirmek istiyoruz." demediniz mi ya, diyorsunuz değil mi? Sayın Cumhurbaşkanı diyor: "Biz dindar bir nesil yetiştirmek istiyoruz." Ermeni patrikhanesi de dindar nesil yetiştirmek istiyor Sayın Bakan, Sayın İbrahim Aydemir, Ermeni patrikhanesi de dindar nesil yetiştirmek istiyor.
Peki, ruhban okulu var mı Ermeni patrikhanesinin? Yok, açılmasına izin vermiyorsunuz, ruhban yetiştiremiyor. Bak, Heybeli'de ruhban okulu var Rum patrikhanesinin, açmıyorsunuz, ruhban okulu dindar nesil yetiştirsin diye izin vermiyorsunuz. Bak, ciddi bir sıkıntı var.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Yunanistan'a da...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya Yunanistan'ın derdi, arkadaşlar, Yunanistan...
Bak, biz doğrusunu yapalım, biz doğrusunu yapalım.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Mütekabiliyet...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ha, sen mütekabiliyete getiriyorsan bunun acısını biz çekeriz, biz Osmanlı bakiyesiyiz. Eğer bu bilince varmazsanız... Yani Yunanistan bu anlamda yanlış yapıyor, biz de aynı zulmü size yapacağız diyorsanız yanlış yaparsınız, değerli arkadaşlar, yanlış yaparsınız.
Bu açıdan, değerli arkadaşlar, tüm inançların statüsünü kabul etmemiz gerekir, yasal statülerini sağlamamız gerekir ve açıkça söyleyeyim: Bakın, bu meseleyi bir kültür meselesine indirgememiz... Kültür Bakan Yardımcımız buradaydı, açıkça söyleyeyim, ya, bir inancın Kültür Bakanlığına bağlanmasını siz doğru buluyor musunuz arkadaşlar ya? Hanginiz bunu destekleyebiliyorsunuz? Bak, yarın bir kararname çıkacak, daha çıkmadı, bu yasa çıksın bekleniyor, bu yasa çıkacak, Cumhurbaşkanı diyecek ki: Arkadaş, ben fermanı yayınlıyorum, kararnamedir, bundan sonra Aleviler, cemevleri Kültür Bakanlığına bağlandı, bir daire başkanlığına bağlıyorum. Ya, buna rıza yok ki. Ya, haddim olmayarak söylüyorum: Alevilikte rıza esas, bak, rıza yok, Alevi kurumlarının federasyonu diyor ki: "Benim buna rızam yok." Siz rıza olmayan bir konuda fermanla iş yapacaksınız, bu doğru değil arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
Diğer maddelerde de devam edersiniz, bitti süreniz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Son bir cümlemi söyleyeyim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, bu meseleyi su, elektrik meselesine indirgemek ve Kültür Bakanlığına bağlamak gerçekten hakarettir arkadaşlar, bu hakareti hiçbirimiz kabul etmeyelim.