KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yok, ben sordum da ona...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Öyle mi? Orhan Atalay var da Ardahan Vekilimiz, onu mu kastettiniz?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yok, şöyle bir ifade oldu da o yüzden sordum, beni özellikle ilgilendiren tarafı oydu.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Köye gitmişler "Seçimde bize oy verirseniz yolunuzu yapacağız." demişler. Seçimden önce başlayıp 1 kilometre yolu atmışlar, seçimden sonra muhtemelen oradan doğru düzgün oy çıkmayınca da yolu bırakmışlar diye bir iddia var.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Böyle bir iddiayı dile getirdi, tamam.

ORHAN YEGİN (Ankara) - O yüzden bunu önemsedim, bunun hangi köy olduğunu.

CAVİT ARI (Antalya) - Çok yerde var öyle olay, şahidiz yani.

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Evet, beraber gidip bakalım.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Doğru olup olmadığını öğreneceğim.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - CHP'li belediyelerin işi o.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şöyle: Bu bizim ...

CAVİT ARI (Antalya) - Çok yerde var.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir saniye, Orhan Bey konuşuyor. Cavit Bey, Orhan Bey'e söz verdim, size söz vermedim.

ORHAN YEGİN (Ankara) - ...hizmet anlayışımızda olmaz.

CAVİT ARI (Antalya) - Var.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bizim ekip arkadaşlarımızda olmaz.

CAVİT ARI (Antalya) - Var.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Eğer bizim tarafımızdan bir şekilde yapılmışsa muhtemelen sizden sızan birilerinin ortaya koyduğu bir iştir bu.

CAVİT ARI (Antalya) - Var. Sizin Belediye Başkanınız Alevi bir köye aynısını yaptı, ben şahidim bire bir.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir müsaade eder misiniz Cavit Bey, böyle bir usulümüz yok, siz hukukçusunuz, rica ediyorum.

Buyurun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Cavit Bey...

CAVİT ARI (Antalya) - Olan hadiseyi söyledim Başkanım, var dedim yani.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, tek bir şey...

CAVİT ARI (Antalya) - "Örnek var mı?" dedi, var dedim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Orhan Bey, durun.

CAVİT ARI (Antalya) - Antalya'da AK PARTİ'li mahallere...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Cavit Bey, siz konuşurken birisi böyle yapsa hoşunuza gider mi, takdirinize sunuyorum.

CAVİT ARI (Antalya) - "Örnek var mı?" dedi, ben de var dedim Başkanım, olanı söylüyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, biz onlar konuşurken yapmayız, yapmıyoruz da. Soruyorsunuz ya hani "Siz konuşurken size yapılsa hoşunuza gider mi?" diye, biz yapmıyoruz Başkanım. O yüzden onu düşünüp "Acaba nasıl olur?" diye tahayyül etme şansı yok yani onun.

CAVİT ARI (Antalya) - Neyse, seni severim, fazla...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Cavit Bey, lütfen, ben de seni severim ama farklı bir şekilde yansıtmayalım bunu.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Aşkınızı başka yerde ilan edin.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bu aşk değil, bu insani, ortalama beraber bir şey.

evet, geçiyorum cümleme, ek süre de istemeyeceğim bu kadar saboteden dolayı.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun Orhan Bey.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sadece söylemek istediğim şey şu, temel problemimiz şu: Türkiye'nin her yerinde, Türkiye'nin her ilinde, ilçesinde, her yaylasında, her köşesinde eksikler var, sorunlar var; geçtiğimiz yüzyılda o kadar çok yokluk, sorun, problemler yaşamış ki bunların hepsini tamamlamak; bu milleti, gerçekten layık olduğu bütün hizmet standardına Türkiye'nin dört bir tarafında ulaştırmak gibi bir gayretimiz ve çabamız var. Ulaşamadığımız yerler var, yetiştiremediğimiz işler var, yapamadığımız; eksik ve noksan kaldığımız hususlar var ama bunları yaparken -yapamadığımız yerleri, eksik kaldığımız yerleri, noksan kaldığımız yerleri- ne bir mezhep taassubuyla ne bir etnik yaklaşımla ne bir hemşehrilik, bölgeselcilik yaklaşımıyla; hiçbir şeyi ortaya koymadan yaparız, temel problem bu. Türkiye'nin dört bir tarafında olan eksikliği, bugün Ankara'nın köylerinde olan eksikliği, Erzurum'un az önce bahsedilen köylerinde veya Veli Ağababa'nın birazdan belki bahsedeceği köylerdeki eksikliği başka bir yerde olduğu zaman mezhepsel bir tartışmanın üzerinden varmış gibi anlatmak; işte temel problemimiz, sizle uyuşamadığımız, sizinle karşı karşıya geldiğimiz, rahatsız olduğumuz, bu millete yazık ettiğiniz, bu milletin kardeşliğine, barışına, huzuruna yazık etmeye çalıştığınız, yazık ettiğiniz temel ayrışma noktamız budur sizinle.