| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve 73 Milletvekilinin Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4680) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 24 .10.2022 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Şimdi, altı ay kadar önce mart ayında 7383 sayılı Kanun'u görüştük, Diyanet Akademisinin kurulmasına dair yasa ve bu yasa Diyanet İşleri Başkanlığının önerisi üzerine geldi Meclise. Millî Eğitim Komisyonunda görüştük, tartıştık, Genel Kurula geldi, Genel Kurulda kabul edildi. Diyanet Akademisinin kurulmasına dair yasanın görüşmelerine Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları da katıldı, onlara biz sorular yönelttik, neden öyle bir öneri yazdıklarını sorduk. Onlar da bize açıklamalarda bulundular, artılarıyla eksileriyle Meclisimiz kabul etti.
Şimdi, bu görüştüğümüz yasa önerisi ise onunla karşılaştırıldığında çok farklı bir zeminde ilerliyor. Şöyle ki şimdi cumhuriyetin üçlüsü olarak; eşitlik, yurttaşlık, laiklik dikkate alındığı zaman bu üçlü çok önemli. Aslında Adalet ve Kalkınma Partisi buradaki eksiği de görmüş olmalı ki, dikkate almış olmalı ki aslında Alevi toplumunun mücadelesine farklı biçimlerde katkıda bulundu. Geçmişte Alevi çalıştayı biçiminde, nitekim, biraz önce dile getirildiği üzere, Avrupa nezdinde kazanımlar, biraz önce Sayın Aslan'ın söylediği gibi idare mahkemelerinin tescil etmesi, bu kazanımlar; hukuki kazanımlar, fikrî kazanımlar ve eylemsel kazanımlar olarak üç aşamada toplanabilir. Hukuki kazanımlarda mahkemelerin katkısı çok oldu, Alevi toplumunun hukuk yollarını kullanması, kuşatıcı bir kullanım tarzı etkili oldu. Fikrî çabalar yine, hem iktidar partisi hem muhalefet partisi temsilcileri tarafından ve bunların ışığında Alevi toplumu çok önemli eylemsel mücadeleler verdi. Şimdi, bunun sonucu olarak bu yasanın yapılma tarzını dikkate aldığımız zaman Diyanet Akademisi yasasından farklı olarak; bir, şimdi öğreniyoruz ki hiçbir Alevi toplumuna danışılmamış, ondan farklı olarak. İki, o yasa Diyanet İşleri kanunu idi, bu yasa adı da yok ve bir torba yasa hâlinde düzenleniyor. O yasa haklı olarak Millî Eğitim Komisyonunda görüşüldü, bu ise hiç ilgisi olmayan bir komisyonda görüşülüyor. Şimdi bu açıdan bakıldığı zaman hani, cumhuriyetin üçlüsünü tamamlama, Adalet ve Kalkınma Partisinin de bu eksiği görerek bu konuya katkıda bulunduğunu varsaydığımız zaman, doğrusu neden ibadethane olarak tanınmayan bir cemevine bir yardım yapılıyor; bir kültürel etkinlik olarak kabul edilen bir şeye, bir topluluğa neden devlet yardım ediyor, bunu yasal düzenlemeye bağlıyor, doğrusu bunu anlamak mümkün değil. Eğer bu bir dünyevi kuruluş ise o zaman bir başka kültürel etkinlikte bulunan derneğe bu katkı sağlanabilir. Hayır, eğer bu kültürel bir etkinlik değilse, dünyevi bir etkinlik değilse -ki bunun mensupları "Hayır." diyorlar bizimki bir inanç topluluğudur, bu da zaten Avrupa Mahkemesi kararlarında ve ulusal mahkeme kararlarında tescil edilmiş bulunuyor- o zaman neden "ibadethane" denmekten kaçınılıyor?
Şimdi, bu çerçevede yalnızca bazı üyeler bunun "Laiklikle ilgisi bulunmamaktadır." biçiminde itirazlarda bulundular. İki cümle söyleyeceğim Anayasa'nın 2'nci maddesine neden ve nasıl aykırı olduğuna dair. Alevi inancına sahip kişiler lehine bir düzenleme getirir gibi yapan teklif maddesi, devletin Sünni inancını Alevi inancının önünde tutma ve Alevi inancını yok sayma tavrının devamlılığında yer almaktadır. Böylece devletin İslam dini dâhilinde bir tercihte bulunduğu anlamına gelmektedir. Devletin farklı din ve inançlar karşısındaki tarafsızlık yükümlülüğünü ihlal eden teklif maddesi, bu itibarla Anayasa'nın 2'nci maddesindeki laiklik ilkesine aykırıdır. Laiklik ilkesinin şemsiyesi; madde 136'da Diyanet İşleri Başkanlığını kuran, ön gören hükümdür. Dolayısıyla, bunun dünyevi bir...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyoruz Hocam, bir sonraki maddede...
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Son bir cümle...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son bir cümleyse vereyim.
Buyurun.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Son bir cümle şimdilik.
Eğer bu dünyevi bir düzenlemeyse buna gerek yok, Anayasa'ya aykırıdır. Hayır, bu "ibadethane" olarak tanımlanıyorsa o zaman Anayasa madde 136 çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde düzenlenmesi gerekir.
Teşekkür ederim.