EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Yine, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı olan bir maddeyi görüşüyoruz. Anlaşılan o ki biraz önce yapmış olduğunuz tüm açıklamalar, Fiyat İstikrarı Komitesinin neden kurulması gerektiğiyle ilgili açıklamalar Anayasa Mahkemesini ikna edememiş. Şimdi 74 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı'yla 30/6/2021 tarihli Resmî Gazete'de yayımlandıktan sonra Cumhuriyet Halk Partisinin Anayasa Mahkemesine başvurusuyla Anayasa Mahkemesi bu düzenlemeyi iptal etti.

Şimdi, bir komitenin yapısına baktığımız zaman... Görüşüldüğü o zaman da tabii çok tartışıldı bunlar. Bir diğer getirilen düzenlemenin özelliği iptal edilen Cumhurbaşkanı kararının aynısı, bir değişiklik yok görebildiğimiz kadarıyla, aynı şekilde olduğu gibi getirilmiş. Şimdi komitenin yapısına baktığımız zaman Hazine ve Maliye Bakanlığının koordinasyonunda Hazine ve Maliye Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Sanayi, Teknoloji Bakanı, Tarım Orman Bakanı, Ticaret Bakanı, Strateji ve Bütçe Başkanı ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanından oluşması planlanmış. Komitenin de amacına, görev ve yetkilerine baktığımız zaman tanımlanan para ve maliye politikaları arasında eş güdümü gözetmek suretiyle fiyat istikrarını sağlamaya yönelik yapısal politika önerileri geliştirmek, fiyat istikrarını tehdit eden riskleri izleyerek alınması gereken tedbirleri belirlemek, ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından uygulanmasını sağlamaya yönelik kararları almak ve kamu tarafından belirlenen ya da yönlendirilen fiyatların fiyat istikrarı odağında uygulanmasını sağlamaya yönelik kararlar almak.

Evet, şimdi, değerli arkadaşlar, bir bakalım, fiyat istikrarını sağlamak için ülkemizde hangi kurum var? Merkez Bankası, öyle değil mi? Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının görevi fiyat istikrarını sağlamak değil mi? 1211 sayalı Kanun'un 4'üncü maddesinde yapılan değişiklikle Merkez Bankası fiyat istikrarını sağlama yetkisini almış ve bu yetkisini kullanmakla sorumlu bir bankadır. Diğer yandan da Bankanın para politikasını belirlemede -yine kanunla belirlenmiş- tek yetkili ve sorumlu olduğu belirtilmiş.

Şimdi, ben şunu sormak istiyorum: Merkez Bankasına şu ana kadar Cumhurbaşkanı tarafından müdahale edilmeseydi, acaba görevini tam olarak yerine getirseydi yani bağımsızlığını kaybetmeseydi, acaba daha farklı sonuçlar yaşar mıydık diye sormak istiyorum. Şimdi, fiilen bağımsızlığını kaybeden bir Merkez Bankasından bahsediyoruz; sürekli Cumhurbaşkanının "Faiz indireceğiz." demesinden sonra faiz indirme kararı alan ve bu kararını uygulayan. Şimdi, merak ettiğim şey, bu kurulacak olan Fiyat İstikrarı Komitesi neyi farklı yapacak? Bu Komitenin gerçekten kurulma amacı ne? Bugün bu ülke tek bir kişinin ağzından çıkan sözlere göre alınan kararlarla yönetiliyor; para politikası, maliye politikası, ekonomi yönetimi tamamen bunun üzerine kurulu. O zaman Merkez Bankası da şu anda bağımsızlığını kaybettiğine göre... Mesela, Fiyat İstikrarı Komitesi kurulduğunda "Faizi yükseltmemiz gerekir Sayın Cumhurbaşkanım." dediğinde, bu faiz yükselecek mi? Yani gerçekten anlamak mümkün değil. Birincisi, Anayasa Mahkemesinin iptal etmiş olduğu bu kanuni düzenlemenin tekrar aynı şekilde getirilmesi anlaşılır gibi değil. Aynı şekilde, bu kadar müdahale edilen bir sistemde böyle bir Komiteye ihtiyaç olduğunun anlatılması hiç ikna edici değil. Bu Komitenin nasıl bağımsız bir hareket içerisinde olacağını bize açıklamanız lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun, son cümle.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Son cümlem, bitiriyorum.

Aslında, Diyojen'in dediği gibi, Sayın Cumhurbaşkanı gölge etmese belki bu ülkede fiyat istikrarı da sağlanacak, belki enflasyonla mücadele de sağlanacak, para ve maliye politikaları birbiriyle çok daha uyumlu yönetilecek. O nedenle bu Fiyat İstikrarı Komitesiyle ilgili maddenin kanun teklifinden geri çekilmesini öneriyorum.

Teşekkür ederim.