BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar, değerli katılımcılar; ben de sizleri saygıyla selamlıyorum.

Tabii, özellikle son yıllarda Ticaret Bakanlığımızın, İçişleri Bakanlığımızın kaçak sigarayla mücadeledeki başarısıyla özellikle sigara kaçakçılığı konusunda Türkiye iyi bir noktaya geldi. Tabii, bu sigaraya kaçakçılığıyla mücadelede özellikle gümrüklerde ve diğer kolluk kuvvetlerimizin yapmış olduğu çalışmalar önemli ancak özellikle nargilelik tütünlerde İran üzerinden yurda girişler olduğu da biliniyor ve bu konudaki mücadeleyi etkinleştirmek, yasal boşlukları da doldurmak adına buradaki düzenlemeler önemli. Yine, doğrusu yurtdışından kaçak tütün gelmesi noktasında çok gelen bir tütün yok, bu noktada... Ama özellikle yeniden belki bir tütün ve sigara yasası çalışılması, derli toplu çalışılması önemli. Bu yasa teklifi üreticilerle, direkt üreticilerin sorunları veya üreticilerle ilgili bir yasa teklifi değil, gördüğüm kadarıyla sigara ticaretini düzenleyen ve tütün ticaretini düzenleyen, ticaretle ilgili bir mesele. Dolayısıyla, üreticinin sorunlarını çözme noktasında bu Komisyonun böyle bir iddiası da yok. Belki bu konuda Tarım Komisyonuyla, belki Ticaret ve Adalet Komisyonlarıyla birlikte çalışarak kapsamlı bir yasal düzenleme gerekir ve bu noktada da inşallah adımlar atılır diye düşünüyorum.

Değerli arkadaşlar, özellikle, bizim Malatya Doğanşehir, Kurucaova, Adıyaman... Şimdi, Abdurrahman kardeşim burada ama Çelikhan tütününü bütün Adıyaman'a mal ediyor; öyle yok. Yani bizim şehre...

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Adıyaman Malatya'dan ayrılmadı mı?

BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - Gidin, Adıyaman merkezdeki tütünün kalitesi ile Çelikhan'daki, Doğanşehir'de... Ki Kurucaova'daki çok farklı, bütün yöreyi biliyoruz. Onlar sözleşmeli fabrikalara tütün üretilirler, fiyatları da çok farklıdır ama Doğanşehir'de ki Çelikhan tütünü dediğimiz tütünün büyük bir kısmı da Doğanşehir ve Kurucaova havzasında üretilir; bunlar da kıyılmış ve sarmalık olarak küçük dükkânlarda veya her yerde de satılır, buna da doğrusu biz Hükûmet olarak da göz yumuyoruz. Onlar...

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Ama hapis getirdiniz Sayın Bakan.

BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - Bir dakika, onu da izah edeceğim, hele bir dakikaya ya.

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Ben de merakla bekliyorum da.

BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - Tamam, onu da izah edeceğim.

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Tabii, buyurun.

BAŞKAN ABDULLAH GÜLER - Arkadaşlar, önce bir dinleyelim de cevaplarınız olur, sıkıntı değil.

BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - Arkadaşlar, bizden önce bu tütünün 50 kilosunun bir yerden bir yere taşınması gerçekten suçtu, sonradan biz bunu gevşeterek 250 kiloya kadar çıkarttık ve uzun yıllar da göz yumduk. Ama daha sonra Samsun Bafra'da üretilen, İzmir'in normalde içimlik fabrikalarda tüketilmesi gereken tütünler de Adıyaman'a geldi, Doğanşehir'e geldi, bu yörede üretilen tütünlere, bunlarla harmanlanarak veya... Bizim oradaki tütün üretimi sınırlı yani biraz önce yine Abdurrahman Bey'in söylediği gibi en büyük tarla 4 dönümdür, 3 dönümdür, ona da "tarla" diyorlar, normalde 500... Küçük şeyler ve bunların üretimiyle fiyatları da yani 100 TL'ye kilosu, tonu 100 bin liraya kadar, 150 bin liraya kadar çıkabilen bir ürün ama dediğim gibi diğer yerlerde üretilen tütünlerin de kilogramı 30 liradır, 20 liradır yani oranlaması 2-3 kat daha geridedir. Bunlar da buralara gelerek yine insanları bir anlamda kandırarak veya kalitesini de bozarak biraz önce Abdurrahman Bey'in gösterdiği kıyılmış şekilde piyasaya verilmeye başlandı. Öyle ki zaman zaman gittiğinizde, Adıyaman'da kargo firmalarının önünde böyle yüzlerce koli görebilirsiniz ve bu, haksız bir rekabete ve haksız bir kazanca da yol açıyordu. Neresi için yol açıyordu? Bu işin gerçek üreticileri için de haksız bir rekabete yol açıyordu; bu işe emeğini veren Doğanşehir, Kurucaova, Fındık veya Çelikhan, hatta bir kısmı Adıyaman'ın merkezinde olmak üzere gerçekten bu işin üretimini yapanlara da haksız rekabet oluyordu. Bunu önleme adına da oralarda bu tür önlemlerin alınması önemli. Tabii, bunu yaparken cezaların...

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Nasıl ayıklayacaklar Sayın Bakanım?

BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - Bir saniye, bitireyim.

Ondan sonra, bu cezaların daha önce düzenlenen üç yıl alt sınır getirilmesi uygulamada birtakım sıkıntılara yol açıyor muydu? Açıyordu, doğru söylemek lazım. Ve oradaki kamu vicdanını yaralıyor muydu? Yaralıyordu. Şimdi, bu düzenlemeyle en azından ertelenebilir veya...

BAŞKAN ABDULLAH GÜLER - Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı.

BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - Evet, böyle bir düzenleme olumlu.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Anayasa Mahkemesi onu bir tehdit olarak gördü. HAGB kapsamına alınmasıyla iyi bir şey yapılmış olmuyor tek başına Sayın Başkan. Çünkü ne dedi Anayasa Mahkemesi? "Bu bir tehdittir." dedi. Yani HAGB...

BAŞKAN ABDULLAH GÜLER - Evet, dinliyoruz.

BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - Makaronla ilgili düzenleme... Gerçekten, makaron kaçakçılığı da boyutları itibarıyla çok fazla bir hâle geldi. Bu konuda makaronların denetimsiz olması, izlenebilir olmaması da özellikle birtakım örgütlerin veya suç örgütlerinin... "Şu terör örgütü" demiyorum ama suç örgütlerinin ilgi alanına girdi ve bu noktada da ciddi bir açık ortaya çıktı. Şimdi, makaronun da burada diğer sigara üretimleri gibi olması olumlu ve özellikle kaçak sigara yapımına yönelik getirilen düzenlemelerle birlikte düşündüğümüzde umulur ki bu azalır diye düşünüyoruz. Ha, yollar bulunur mu? Bulunur; her şeyin, her düzenlemenin bir noktası var.

Değerli arkadaşlar, diğer nokta da özellikle tütünün kooperatifler, vergi boyutu, üretimin, ekilen alanlarının sınırlandırılması noktasında -bir kez daha altını çiziyorum- yeniden bir çalışma yapmakta fayda var diye görüyoruz, özellikle tütün üreticileri noktasında. İnşallah, grubumuzun da bu noktada bir çalışmayı yapacağını düşünüyorum. Kooperatiflerin 250 olan üye sayısı belki azaltılarak daha kolay kurulabilir hâle getirilebilir çünkü Türkiye'de kooperatifçilik konusunda insanların geçmişte yapılan hataları güven erozyonuna uğradığını ama özellikle tarım ticaretinde tütün de dâhil olmak üzere kooperatiflerin önemini de biliyoruz.

Sözlerimi sonlandırırken... Değerli arkadaşlar, biraz önce Zeynel Bey konuşurken kaza kadere de girdi. Şimdi, kaza kadere inanmakta herkes özgür; ister inanırsın ister inanmazsın, kimse de zorlamaz. Ancak kaza kader meselesini sadece iman, tedbirsizlik anlamıyla da algılamamak lazım yani bir insan kaza kadere iman ediyorsa "Ben asla tedbir almam." veya "Bu iş, tedbirsizliği gerektirir." gibi bir lafı da söylemesi doğru değil, en azından İslam inancı açısından doğru değil. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan o konuşmasında "Biz kaza ve kadere inanırız." derken tedbirsizlikten bahsetmedi ki; ne dedi orada? Tedbirle ilgili, tedbirsizlikle ilgili, ihmalle ilgili, kusurla ilgili kimin payı varsa bunların yargılanacağını, bunlardan hesap sorulacağını da özellikle ifade etti. Dolayısıyla,"Biz kaza kadere inanıyoruz veya iman ediyoruz veya bu konuda inancımız var." diyorsak bunun tedbirsizlik olarak da lütfen anlamayın.

Ben tekrardan arkadaşlarıma ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.