| Komisyon Adı | : | (10 / 6598, 6599, 6600, 6601, 6602, 6603, 6604, 6605) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Araştırma Komisyonunun çalışma takvimi ile görevlendirilecek uzmanların belirlenmesine ve davet edileceklerin tespitine ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 26 .10.2022 |
HAMDİ UÇAR (Zonguldak) - Çok teşekkür ediyorum.
Değerli Başkanım, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; ben de hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. Bugün en son konuşmacıyım herhâlde Sayın Bakanım.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Bir iki arkadaşımız daha var.
HAMDİ UÇAR (Zonguldak) - Evet, şimdi, tabii, Amasra'da yaşamış olduğumuz elim bir kaza sonucu 41 kardeşimizi şehit verdik; Allah'tan rahmet diliyoruz, kederli ailelerine başsağlığı diliyoruz. Olayın vuku bulduğu zaman diliminden bugüne kadar hep bölge milletvekili arkadaşlarımızla birlikte ailelerimizin yanında olmaya çaba sarf ettik, yanlarında olduk. Hep birlikte ülkemizin bütün kurumları, milletvekilleri sahadaydı, oradaydı, acıları paylaştı. Herkese teşekkür ediyoruz.
Açıkçası merkezinde bir milletvekili olarak, Zonguldak merkezde yaşayan bir milletvekili olarak, bu acıları yaşamış bir kardeşiniz, arkadaşınız olarak 1983 yılında Kandilli'de, 1992'de Kozlu Müessesesinde yaşanan acıda bizatihi orada bulunmuş bir kardeşinizim. 2010 yılında Sayın Bakanım, zatıâlinizle birlikte yaklaşık orada bir aylık bir dönem içerisinde hep birlikte orada yaşanan acıları, dramları hep birlikte yaşadık; ne olduğunu, ne yaşandığını gördük, hep birlikte sahadaydık, oradaydık. Bugün yaşamış olduğumuz süreç de iliklerimize kadar işlemiş. Ne yapabiliriz? Bu acıları nasıl dindirebiliriz? Hem teknik açıdan, hem sosyal açıdan yapılması gerekenlerle ilgili çeşitli fikirler, müzakereler yapıldı, düşünceler ortaya atıldı. Bugün de kurmuş olduğumuz Komisyonumuz, bu bağlamda süreci politize etmeden ülkemizin gerçeği olan maden kazalarının önüne geçilebilmesi için uluslararası sözleşmelere uygun bir şekle getirilmesi konusunda ne yapılması lazım; teknik olarak bunun çalışmasını yapmak için yola çıktık. Tabii, ben bir maden mühendisi değilim ama ailemde maden mühendisi var, yakınlarım, eniştem, kardeşlerimizde. Maden mühendisi değilim diyorum, 1983 yılında madene indim; o gündür bugündür çeşitli vesilelerle ocağa iniyoruz, üretimi yerinde izliyoruz, görüyoruz. Biraz önce söylediğim 1983-1992 tarihlerinde yaşanan bu faciaları bizzat yaşamış kardeşiniz, arkadaşınız olarak ve o günkü iktidardaki, siyasi platformdaki milletvekili arkadaşlarımızın da o günkü pozisyonlarını çok yakinen bilen bir kardeşimiz olarak ifade ettiğim gibi süreci politize etmeden tedbirlerin alınması konusunda neler yapabiliriz düşüncesi içerisinde duygularımı paylaşmak istiyorum.
Son dönemlerde iş sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili alınan tedbirleri çok iyi biliyorum. Ben de bölgede bir il başkanı olarak görev yaptım. Hükûmetimizin özellikle yer altındaki çalışmaların mekanize sisteme dönmesi, yarı mekanize sistemle beden gücünü daha azaltarak riskin azaltılması konusunda yapmış olduğu yatırımları, tedbirleri çok iyi biliyorum. Ama daha önemlisi de şunu ifade etmek istiyorum: Sayın Bakanım, Komisyon olarak aslında burada teorik olarak bunları konuşuyoruz, dile getiriyoruz ama pratikte sahaya inip, özellikle Zonguldak maden ocaklarına inip yerinde incelememiz gerekiyor, görmemiz gerekiyor. Çünkü zannediliyor ki Soma'daki, Kütahya'daki, Tekirdağ'daki linyit ocakları gibi saha olduğu düşünülüyor; hâlbuki oradaki çalışma şartlarının ne kadar zor olduğu, damarların ne kadar güç olduğunu yerinde incelemek lazım, görmek lazım. Zannediliyor ki sanki kömür damarları 3 metre, 4 metre kalınlığında, kilometrelerce kömür damarı olduğu zannediliyor ama 80 santimlik, 100 santimlik, 1 metrelik damarlarda hâlâ üretim yapıldığını yerinde görmemiz gerekiyor, incelememiz gerekiyor. Bu nedenle işe buradan başlanırsa, Komisyonun yerinde incelemesi konusunda bir duyarlılık gösterilirse daha iyi olur diye düşünüyorum. Bu bölgemizde hem Karadon hem Kozlu, Üzülmez ve Kandilli müesseseleri ve Amasra malum 5 tane müessese var. Herhangi bir tanesine gidilerek bu incelenebilir. İlyas Bey'in söylediği 850 kotunda şu an Kozlu'da üretim yapılmakta. 850 metre aşağıya iniyorsunuz, ardından 300 metre civarında deniz tabanına doğru ilerliyorsunuz. Oradaki şartları yerinde incelemek bana göre çok daha ayrıcalıklı olur diye düşünüyorum.
Muhammet Bey de bakıyor, Muhammet Bey de sahayı, bölgeyi çok iyi bilen bir kardeşimiz, arkadaşımız; orada eğitim almış, orayı da çok iyi bilen.
O yüzden Zonguldak özelinde bu konuya farklı bakmak lazım. Soma'yla, Kütahya'yla ya da diğer ülkelerdeki Ukrayna ya da Çin'deki maden ocaklarıyla kıyaslamamak lazım diye düşünüyorum. Elbette ki fikirler, düşünceler çok önemlidir. Aynı dili kullanalım ama aynı duyguları da paylaşalım. Konuşmaların başında hep bu sahalarda emek veren insanlarımızın bu kazalar sonucu kaybedilmemesi için yasal düzenlemeler ne olur, teknik düzenlemeler ne olur, devletin bu anlamda yapacağı yeniliklerin ne olur; bunun üzerinde durulması gerektiği düşüncesi içerisindeyiz. Her gün, her dakika o insanlarla birlikteyiz, sahadayız biz.
Bunun dışında bölgemizde redevanslı sahalar var. Sayın vekilimizin biraz önce redevanslı sahalarla ilgili yapmış olduğu açıklamalar vardı. Redevanslı sahalarda, bakarsanız iş kazaları kamuya göre biraz daha az çünkü onlar 800 kotunda çalışmıyorlar. 250-300'e kadar bile inmiyorlar -Amasra'dan bahsedildi- 100 kotunda üretim yapıyor bunlar. Tabii bunlar teknik konular, bunları yerinde incelemek gerektiği düşüncesi içerisindeyim.
Ben bu Komisyonumuzca iyi niyetle, gerçekten samimi duygularla, bölgemize has olan taş kömürü madenciliğinin yerinde incelenerek tedbirlerin alınması konusunda teknik bir raporun hazırlanmasının çok daha iyi olacağını düşünüyorum.
Ben bu vesileyle hepinize çok çok teşekkür ediyorum. Başarılar diliyorum hepinize.