| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 26 .10.2022 |
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Başkanım, çok değerli Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Bütçe ve Strateji Başkanımız, Bakan Yardımcılarımız, bürokraside görev yapan çok değerli arkadaşlarımız, değerli milletvekillerimiz ve basın mensuplarımız; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öncelikle bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Tabii, bu bütçe AK PARTİ iktidarlarımızın 21'inci bütçesi, hep beraber yapıyoruz, inşallah milletimiz için hayırlı olacaktır.
Tabii, muhalefetten arkadaşlar dediler ki: "Ya, bu bütçe kimin bütçesi?" Tabii ki bu bütçe, ilk önce 85 milyon vatandaşımızın bütçesi yani onda hiç şüphe yok. Bu bütçe, aşağı yukarı 52 milyar TL SSK primi ödenen 9 milyon vatandaşımızın bütçesi. Yine, bu bütçe, evde bakım hizmeti alan 550 bin ağır engellilerimizin bütçesi. Bu bütçe, evleri olmayan vatandaşlarımızın bütçesi. Yine, bu bütçe, doğal gaz ve elektrik desteği alan tüm vatandaşlarımızın bütçesi. Yine, bu bütçe, asgari ücretle çalışıp da asgari ücretten vergi alınmayan tüm kardeşlerimizin bütçesi. Yine, bu bütçe tüm öğretmenlerimizin bütçesi ve diğer taraftan da son dönemlerde maaşlarını yükselttiğimiz sağlık çalışanlarımızın bütçesi. Velhasıl bu bütçe 85 milyon vatandaşımızın bütçesi.
Tabii, bu bütçeyi muhalefet eleştiriyor, eleştirmesi en doğal hakkı. Yalnız, tabii ki biz şunu isteriz: Doğru olanlara "doğru" eğri olanlara da "eğri" denilmesi lazım. "Bu bütçede en çok eleştirdikleri kesim nedir?" dediğiniz zaman, işte, bir bütçe içinde faize giden paranın yüksekliğini vurguluyorlar. Bunun, bu bütçe içindeki değeri ne kadar? 565 milyar. Tabii ki biz de bunun çok yüksek olmasını istemezdik ama şunu da göz önünde bulundurmak lazım: Hem covid sürecinin yaşanmış olması hem de arkasından çıkan Ukrayna-Rusya savaşı, doğal gaz fiyatlarında yaklaşık 9 kata yakın bir artışın olması, diğer taraftan kömür fiyatlarında 4 kata yakın artışın olması, elektrik fiyatlarında artışın olması ve yine, petrol ürünlerinde -2018'lerde varili neredeyse 30 dolardan 120 dolara çıkma gibi- önemli bir artışın olması, tabii ki tüm dünyadaki devletlerin ekonomisini etkilediği gibi bizim de ekonomimizi etkiledi ama şuradan bakmak lazım:
Şimdi, tabii ki "Önceden bu faizlere ne ödüyormuşuz?" diye baktığınız zaman, gayrisafi millî hasıla içindeki payına baktığınız zaman aşağı yukarı yüzde 10'lar civarı falan ve bütçe içindeki miktarı da yaklaşık o civarlarda falan. "Peki, daha önce bu nerelerdeymiş?" diye baktığınız zaman, bütçenin aşağı yukarı yüzde 40'ı faizlere gidiyormuş. Yani bu anlamda baktığınız zaman, gerçekten de biz, faize ödenenin bütçe içindeki payını önemli derecede azaltmışız. Biz isteriz tabii ki bu miktarlar daha da azalsın.
Tabii, bu süreçte bizim politikalarımızı eleştirenler oldu ve dediler ki: "Ya, işte siz faizleri düşürdünüz. Dünya bir tarafa giderken siz başka tarafa gidiyorsunuz ve dolayısıyla da bundan dolayı faizleri fazla ödüyorsunuz; enflasyon arttı." Fakat şunu unutmamak lazım arkadaşlar: Biz eğer Cumhurbaşkanımızın izlediği politikayı izlemeseydik, diyelim ki biz bugün faizleri yükseltmiş olsaydık, enflasyonun yüzde 80 olduğu bir ortamda aşağı yukarı yüzde 85-90 gibi bir faiz verseydik, bugün kur korumalı mevduatta yaklaşık 1 trilyon 400 milyar olduğunu düşünseydik ve dolayısıyla da bugün sadece yılda bizim faize ödeyeceğimiz para aşağı yukarı 1 trilyon 100 milyar TL olacaktı arkadaşlar. Peki, diğer taraftan ne olacaktı arkadaşlar, biliyor musunuz? Şimdi, belki enflasyon bu kadar yüksek olmayabilirdi ama bu kadar büyüme olmazdı arkadaşlar. En önemli şey büyüme.
Mesela, burada, Abdüllatif Şener de herhâlde rakamları yakından takip etmedi, bizim oradaki büyümelerimizi de yanlış söyledi ve dolayısıyla da 2020 yılında dünya küçülürken biz 1,8 büyümeyle, büyüyen nadir ülkelerden bir tanesiyiz. Yine, dünya 2021 yılında yüzde 6 civarlarında büyürken biz 11,4 büyüyen ülkeyiz. Yine, birinci ve ikinci çeyrekte aşağı yukarı yüzde 7,6 civarında büyüyen bir ülkeyiz. Eğer bizim Cumhurbaşkanımız bu politikaları uygulamasaydı, faizleri artırsaydı -İsmail Hocam, siz bu işin pirisiniz ama- şöyle olacaktı diye düşünüyorum ben: Ekonomi daralacaktı, işsizlik artacaktı, istihdam azalacaktı ve dolayısıyla da Türkiye küçülecekti. Burada mesela siz diyorsunuz ki: "Türkiye büyüyor ama bu, gerçek büyüme mi?" Peki, bu kâğıtlarda böyle yazıyor "Sahada ne görüyorsunuz?" diye baktığınız zaman, sadece Uşak'ta, tekstil organize sanayi vardı, 6 bin metrekare alanı vardı, bir 6 bin metrekare daha alanını büyüttü ve dolayısıyla da insanlar gerçekten de burada yatırım yapmak için yer bulamıyorlar; bu, hayatın gerçekleri.
Biz diyoruz ki arkadaşlar: Siz ve bizi ayıran en önemli özellik de bu; biz istihdamı artırmak, yatırımı artırmak ve Türkiye'yi büyütmek istiyoruz ve siz, eskiden uygulanan politikalarla yine faizleri artırmak istiyorsunuz. Neticede, faizleri artırdığınız zaman dışarıdan para gelecek, dışarıdan gelen parayla da -diyelim ki- döviz düşecek ve dolayısıyla da o verilen faizle döviz yine ikiye katlayacak ve yurt dışına tekrar çıkacak; biz buna müsaade etmedik, biz Türkiye'nin büyümesini sağladık yani sizlerden en büyük farkımız da bu. Mesela, ben muhalefete bakıyorum arkadaşlar "İşte, siz gidiyorsunuz, son bütçeniz; biz geleceğiz." falan filan diyorsunuz ama bakıyorum, gerçekten de ekonomiye ait herhangi bir politika ortaya koymadınız. Mesela, burada gelirleri artırıcı bir öneride bulunan oldu mu arkadaşlar? Ben görmedim. Yani gelirleri artırıcı bir öneride bulunan oldu mu? Bulunan olmadı. Sadece var olanı harcama yolunda, o yönde bir talepte bulunuyorsunuz ve görüyorum ki bizim yaptığımız politikaları doğru buluyorsunuz ama daha da iyi yapmamız için bizden bunları düzeltmemizi istiyorsunuz.
Bakın, arkadaşlar, yapılan bu düzenlemeler neticesinde, 2019'un dördüncü çeyreğinden bu tarafa Türkiye'de istihdam olan kişi sayısı 2,5 milyon İsmail Hocam yani istihdama katılan kişi sayısı 30 milyon 700 bine ulaşmış, işsizlik oranı 10,8'lere düşmüş; iş gücüne katılım oranı yüzde 53'lere ulaşmış. Tabii, bu bakımdan baktığınız zaman, Türkiye'nin bu kadar karmaşık bir dönemde, dünyanın etkilendiği bir dönemde gerçekten de nasıl istikrarlı bir şekilde yoluna devam ettiğini gösteriyoruz.
Şimdi diyorlar ki bize: "Faizleri yükseltseydiniz ya." Peki, biz faizleri düşürmekle ne yaptık arkadaşlar? Bizden daha önceki dönemlerde kamudaki borçlanma, devletin borç alma faizi neymiş arkadaşlar? Yüzde 62. Yüzde 62, İsmail Hocam. Bizim en son borçlanma faizimiz ne? 11,7. Peki, biz faizleri yüzde 85'lere çıkarsaydık kaç liradan borçlanacaktık? Yüzde 85-90'dan, değil mi? Biz kaçtan borçlanmışız? 11,7. Burada, bu yıl faize öngörülenden belki biraz daha fazla para veriyoruz gibi görünebilir ama biz, uzun vadede faize vereceğimiz miktarı oldukça azaltıyoruz arkadaşlar. Dolayısıyla da bu, gittiğimiz yolun doğru olduğunu gösteriyor.
Diğer taraftan, diyorlar ki: "Ya, hane halkı borçlulukları arttı." Yani, Avrupa ortalamasına bakıyorsunuz; bizim aşağı yukarı yüzde 13'lerde, onların daha da fazla. Diyelim ki AB'de tanımlı kamu borçluluklarına bakıyorsunuz; bizim yüzde 40'larda, onların yüzde 88'lerde.
Arkadaşlar, nereden bakarsanız bakın, bizim ekonomimiz iyiye gidiyor. Burada bizim sorunumuz ne arkadaşlar? Bu yıl enflasyondaki yükseklik, hayat pahalılığı. Bu hayat pahalılığını ve enflasyonu önlemek için elimizden gelen çabayı harcıyoruz arkadaşlar biz.
Bakın, İsmail Hocam, şimdi, şöyle bir şey var...
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Şöyle bir şey söyleyeyim: Ya, bu enflasyonla o kadar mutlusunuz ki...
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Yok, yok. Enflasyonu... Bakın, bizim birinci tercihimiz...
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız buradayken enflasyonist politikayla büyüyoruz, o zaman önümüzdeki sene enflasyonu yüzde 64 değil, yüzde 164 yapın da çok büyüyelim.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Öyle değil Hocam, öyle değil.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Daha çok büyüyelim.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Primer amacımızda enflasyonu önceleseydik Türkiye'yi küçültürdük biz ama bizim amacımız Türkiye'yi büyüterek... Biz faizleri 10,5'lere düşürmüş müyüz? Peki, 10,5'lere düşünce, gelecek dönemde bu enflasyon da daha da aşağı inecektir arkadaşlar. Dolayısıyla, bizim gittiğimiz yolun doğru olduğunu siz de göreceksiniz. Vatandaşımız zaten doğruları şimdiye kadar, yirmi yıldır görüyor; inşallah, bundan sonra da önümüzdeki seçimlerde de görecektir diye düşünüyorum ben.
Arkadaşlar diyorlar ki: "Sizin yatırım bütçeniz az." Arkadaşlar, yatırım bütçemizin bütçe içindeki payı önceki dönemlere göre artmış. Peki, arkadaşlar, biz yatırıma bütçe ayırmadık da şimdiye kadar bu 22 bin kilometre duble yolu kim yaptı, aşağı yukarı 3.500 tane sağlık tesisini kim yaptı, bu kadar havaalanını, hızlı tren yollarını, barajları, göletleri kim yaptı arkadaşlar? Nereden yapıldı bunlar?
Şimdi diyorlar ki: "Kamu-özel ortak iş birliğiyle yapıyorsunuz." Arkadaşlar, bizim yatırımlarımız içinde bunun payı sadece yüzde 10. Şimdi, burada, eğer siz hizmete erken ulaşmak istiyorsanız tabii ki bu, zamanında yapılandan bir miktar daha pahalı olabilir ama "En pahalı hizmet nedir?" derseniz, ulaşılamayan hizmettir arkadaşlar.
Dolayısıyla da ben, 2023 yılı bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.