KOMİSYON KONUŞMASI

RIDVAN TURAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; şimdi, sabahtan beri kendi kendime "Bu kadar paralel evrenlerde mi yaşıyoruz gerçekten?" diye soruyorum doğrusunu isterseniz.

Aşağı yukarı bir aydır bir bütçe çalışması yapıyoruz ve bu kapsamda da çok farklı toplumsal kesimlerden insanlarla yan yana geldik. Mesela, Güngören'de buluştuğumuz bir tekstil işçisi, bir kadın, iki aylık hamile, sabah sekiz, akşam altı çalışıyor; yalnızca cumartesi, pazar kadın doğum muayenesine gidebilmek için ekstra başka bir yerde çalışıyor. Bunlar kurgu falan değil ha, spekülasyon yapmıyorum. Niye biliyor musunuz? Çünkü devlet hastanesine gittiğinde sıra bulamıyor, aylara varan kadın doğum sırası var, özel bir doktora gitmek zorunda kalıyor.

Bir başka işçi bize şunu anlattı: Güngören'de, Bağcılar'da, Esenler'de artıkları en fazla olan semt pazarları hangileridir. İnanabiliyor musunuz? Niye biliyor musunuz arkadaşlar? Çünkü insanlar mesai sonrasında gidip oradan, atılanlardan patlıcan, biber topluyor.

Geçen hafta, Haymana'da, 70 süt ineği olan, 40 tanesini satan veya kesime gönderen bir besiciyle buluştuk. Bunların hiçbir tanesi kurgu değil, tam bir aydır bu bütçeye ilişkin "Neyi, nasıl yapmak gerekir?" diye konuşuyoruz.

En son, üç gün önce, inşaat işçileriyle İstanbul Kadıköy'de buluştuk. Ne diyorlar, biliyor musunuz? "Ya, biz asgari ücret artsın falan istemiyoruz. Biz yalnızca eski hâlimize dönsek yani yaşam maliyeti bu kadar ağır olmasa bu bile bizim açımızdan bir şeydir." diye anlatıyorlar; vaziyet bu. Yani böyle, bulutların üzerinden, Kafdağı'nın ardından, tanrısal düzeylerden belki biraz ayaklarımızı yere basmanın zamanı.

Dolayısıyla, biz, Halkların Demokratik Partisi olarak, 20'ncisinin tamamlandığı ve 21'inci bütçeye adım attığımız bu bütçeden herhangi bir beklentimiz ve umudumuz yok çünkü şunu çok iyi biliyoruz: AKP bir sınıf aygıtıdır, egemen sınıfların aygıtıdır. Bu aygıt, alt sınıfların üzerinde baskı ve tahakküm kurmaya göre kendisini hazırlamıştır; bütçesi de siyaseti de günlük etkinlerinin de temel motivasyonu budur. O sebeple, biz Halkların Demokratik Partisi olarak, bu bütçenin yerine çözüm bütçesini öneriyoruz değerli arkadaşlar. Çözüm bütçesi sermayeye, savaşlara, saraya karşı, yıllardır sürdürmüş olduğunuz yıkım politikalarına karşı var olan sorunları çözmeye aday halkın bütçesidir. Dolayısıyla, ben, çok kıymetli hazıruna ve bizi izleyen halkımıza bu bütçenin sunumunu, temel felsefesinin sunumunu yapacağım.

Değerli arkadaşlar, AKP yirmi yıldır halktan topladığı vergilerle oluşturduğu bütçeyi halka değil, bir avuç azınlığa, patronlara, sermayeye, zenginlere, savaş baronlarına aktarıyor. Halkın bütçe hakkı ne yazık ki ortadan kaldırıldı. Bu süre içerisinde işsizlik, yoksulluk kronik hâle geldi, gelir bölüşümü adaletsizliği hızla arttı, geçinemeyenlerin, barınamayanların sayısı her geçen gün daha da çoğaldı. Emekçilerin millî gelirden aldığı pay gittikçe düştü; asgari ücretle sendikasız, sosyal güvencesiz çalışmak bir kural hâline geldi. Kamu hizmetleri piyasalaştı, ticarileşti, metalaştı; sizin sayenizde. Vergi adaletsizliği derinleşti; az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alınmaya başladı. Bütçede toplumsal cinsiyet yok sayıldı. Diyanetin bütçesi sürekli artarken barışa değil, savaşa kaynaklar daha fazla arttı. Doğa talanı şiddetli bir biçimde artış gösteriyor. Neticede ÖTV, KDV gibi ağır dolaylı vergilere ilave olarak yanlış faiz politikasıyla, kur korumalı mevduat, borsa manipülasyonları, adı konulmamış bir enflasyon vergisi ve iktidarlar halkın cebinden aldığını zenginlerin cebine koydu.

Biz, HDP olarak, bu bütçenin AKP'nin son bütçesi olduğunu ilan ediyoruz. Yirmi yılda AKP'nin ürettiği çözümsüzlükleri çözüm bütçesiyle aşmayı öneriyoruz. Çünkü çözüm bütçesi, değerli izleyenler, değerli halkımız; işçinin, işsizlerin, kamu emekçisinin, emeklilerin, ataması yapılmayan öğretmenlerin, kadınların, EYT'lilerin, gençlerin ve çocukların, tarlasını ekemeyen çiftçinin, kentsel dönüşüm altında evi barkı tepesine yıkılanların, kepenk indiren esnafın, düzenli geliri olmayanların ve yoksulların, barınamayan üniversiteli gençlerin, engellilerin, tüm ezilenlerin taleplerini karşılama bütçesidir. Çözüm bütçesi, bir avuç sömürücü azınlığa değil milyonlara hizmet eden bir bütçedir. Sermaye sınıfının değil, emekçilerin bütçesidir.

Değerli halkımız, çözüm bütçesi, barışın bütçesidir. Yurtta, bölgede ve dünyada barıştan yana politikaları esas alan bir bütçedir. Kaynaklar silahlanmaya değil, halkın refahını artırmak için kullanılır. Çözüm bütçesi eşitliğin bütçesidir. Bütün kimliklerin, bütün inançların, bütün dillerin, bütün kültürlerin bütçesidir. Çözüm bütçesi, özgürlükçü, laikliğin bütçesidir. Çözüm bütçesi, eğitimde ana dil temelli, çok dilli eğitim modelini esas alan bir bütçedir ve çözüm bütçesi, emeğin bütçesidir değerli arkadaşlar; ücretler insanca yaşamaya yetecek bir seviyeye çıkartılacaktır. İşsizliği önlemek için kamuca istihdam garantisi ve desteği sağlanacaktır. İşsizlik Fonu sadece işçiler ve işsizler yararına kullanılacaktır. Her türlü güvencesiz istihdama son verilecek, herkese güvenceli iş ve gelir güvencesi sağlanacaktır. İşçi sağlığı ve güvenliğine sonuna kadar uyulacak, bir daha Somalar, Ermenekler, Amasralar olmayacaktır. Grevli ve toplu sözleşme, sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki tüm engeller kaldırılacaktır.

Çözüm bütçesi, aynı zamanda kadınların bütçesidir. Bütçe toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak amacıyla hazırlanacaktır. Kamusal hizmetlere erişimde toplumsal cinsiyet eşitliği eksenli bir bütçe oluşturulacaktır. Kadınların çalışma hakkını desteklemek, kişisel ve sosyal hayatlarındaki alanlarını genişletmek amacıyla bütçe imkânları seferber edilecektir. Kadın istihdamındaki cinsiyet temelli ayrımcılığı ortadan kaldıracak politikalar çözüm bütçesinde esas alınacaktır. Her mahalleye ücretsiz kreş açılacaktır. Tarlada, atölyede, evde kayıtsız çalışan kadınlara güvence ve eşit işe eş değer ücret sağlanacaktır. Kız çocuklarının ve genç kadınların eğitim, barınma hakları bütçeyle koruma altına alınacaktır. Kadına yönelik şiddetle mücadele için bütçeden pay ayrılacaktır. Kadın girişimciler desteklenecek, genç kadınların istihdamda yer bulması için teşvikler sağlanacaktır.

Değerli arkadaşlar, değerli halkımız; çözüm bütçesi ekoloji temellidir. Ekoloji temelli bütçeyle iklim krizi baskısı ve iktidar destekli sermaye saldırıları altındaki ekolojik varlıkların korunması sağlanacaktır. Kanal İstanbul gibi rant projeleri iptal edilecektir. Orman yangınlarına etkin müdahale edilecek sayıda yangın söndürme uçağı alınacaktır. Nükleer santral projeleri iptal edilecek, termik santraller kapatılacaktır. Marmara Denizi başta olmak üzere iç deniz ve sulara atık su deşarjı engellenecek, fosil yakıt üretimi ve kullanımı caydırılacaktır.

Çözüm bütçesi, gençlerin bütçesidir değerli arkadaşlar, kıymetli halkımız. Çözüm bütçesi gelecek umudunu kaybeden gençlere umut olacaktır. YÖK kaldırılacak, üniversiteler demokratikleştirilecek ve üniversitelerin akademik, idari ve mali özerklikleri yeniden tesis edilecektir. Gençlerin Kredi ve Yurtlar Kurumuna olan borçlarının tamamı silinecektir, faizi değil. Üniversite öğrencilerine karşılıksız aylık 5 bin lira burs verilecektir. Bütçede sağlıklı, erişilebilir ve ücretsiz yurtlar için kaynak ayrılacaktır. Gençlere yönelik aktif istihdam politikaları hayata geçirilerek genç işsizliği -ki biliyorsunuz yüzde 25 civarında- ortadan kaldırılacaktır. Gençler için Türkiye'nin her şehrinde teknoparklar, teknoloji merkezleri, ileri teknoloji merkezleri açılacak, her ilçede ücretsiz spor ve sanat merkezleri oluşturulacaktır. Şehir içi toplu taşıma gençlere ücretsiz olacak, internet tamamen ücretsiz hâle getirilecektir.

Değerli arkadaşlar, kıymetli halkımız; çözüm bütçesi, çocukların bütçesidir. Çözüm bütçesinde çocukların toplumsal öznelliği ve çocuk hakları esas alınacaktır. Çözüm bütçesi, çocuklar arasında hiçbir ayrım yapmadan toplumsal yaşamın tüm alanlarında çocukların bütün ihtiyaçlarını güvence altına alacaktır.

Çözüm bütçesi, engellilerin bütçesidir. Çözüm bütçesiyle engellilere ekonomik ve sosyal yaşamda eşitsizlik yaratan, ayrımcılığa sebep olan tüm politika, söylem ve uygulamalar ortadan kaldırılacaktır. Sosyal, ekonomik ve siyasal yaşama, kamusal hizmetlere erişilebilirlik sorunu ertelenmeden çözülecektir. Tüm engelli gruplarına şartsız olarak temel yurttaşlık geliri ödenecektir. Kamuda engelli istihdamı kotası yüzde 10'a yükseltilecek, kamusal hizmetler sunumunda işaret dili ve Braille alfabesi kullanımı artırılacaktır. Engellilerin tüm ilaçları, destek araç ve gereçleri, tıbbi ve medikal cihazları ücretsiz olarak karşılanacaktır. Otomobil alımında ÖTV indiriminde uygulanan fiyat üst limiti kaldırılacaktır.

Çözüm bütçesi çiftçinin bütçesidir. Tarlasını ekemeyen, hasadı para etmeyen çiftçinin yanındadır bu bütçe. Küçük ölçekli çiftçilerin borçları tamamen silinecektir. Çiftçiye verilen mazot, gübre, ilaç, yem, tohum ve veterinerlik giderlerinin yüzde 50'si kamu tarafından karşılanacaktır. Destekler üretimden önce nakden ödenecek, üretilen ürüne alım garantisi verilecek ve önceki yılların tarımsal destekleri derhâl ödenecektir. Çiftçilerin tüm elektrik borçları silinecek, topraksız köylüye toprak tahsis edilecektir.

Çözüm bütçesi, kamu emekçilerinin bütçesidir. Yoksulluk sınırı altında yaşam mücadelesi veren kamu emekçilerinin talepleri gerçekleştirilecektir. Tüm kamu emekçilerinin ve emeklilerinin 3600 ek gösterge hakkı derhâl sağlanacaktır. Adaletsiz vergi dilimi uygulamasına son verilerek kamu emekçilerinin maaşlarının erimesi önlenecektir. KHK'lerle işinden edilen kamu emekçileri derhâl işlerine geri dönecektir. Çözüm bütçesi ay sonunu getiremeyen emeklilere nefes aldıracaktır. En düşük emekli maaşı 7.500 lira olacak ve yılda 2 defa enflasyon oranında artırılacaktır. Emeklilerin bayram ikramiyeleri 7.500 lira olarak güncellenecektir.

Çözüm bütçesi esnafın bütçesidir. Borç batağındaki esnafa destek olunacaktır. Küçük esnafa 100 bin lira hibe yapılacak, esnafın vergi ve banka borçları faizsiz ve uzun vadeli biçimde yapılandırılacaktır.

Bu bütçeyle yoksulluğu bitireceğiz. İhtiyaç sınırına kadar elektrik, su, doğal gaz, kömür ve internet ücretsiz olacak. Temel gıda ürünlerindeki KDV sıfırlanacak. Şehir içi toplu taşıma ücretsiz olacak, yoksul ailelerin okul giderleri kamuca karşılanacak. Yoksul ailelere kira desteği sağlanacak, geliri olmayan ailelerin kiraları merkezî veya yerel yönetim bütçeleri tarafından karşılanacaktır. En yoksuldan başlayarak kadınlara ve engellilere öncelik verilerek, her haneden en az bir kişiye aylık asgari ücretin üçte 2'si tutarında her ay düzenli olarak temel gelir güvencesi desteği verilecektir.

Çözüm bütçesi işsizliği azaltacaktır. Toplumdan yana ve ekolojik kamusal yatırımlarla işsizliği azaltacağız. Demokratik katılımcı ekonomiyle milyonlarca yurttaş iş bulacak. Yerellerce yürütülecek olan kamu finansmanlı istihdam projeleriyle işsizlik azaltılacak. Çözüm bütçesi halkın taleplerini karşılayacak, ataması yapılmayan ilk etapta 200 bin öğretmenin ataması yapılacak. Emeklilerde yaşa takılanlar emekli olacak. Yaş kriterine takıldığı için emekli olamayan milyonlarca vatandaşın mağduriyeti ortadan kaldırılacak. Kamusal hizmetler ücretsiz olacak. Sağlık hizmetleri tüm yurttaşlarımız için kamusal nitelikli, erişilebilir, ana dilinde ve tamamen ücretsiz olacak. Sağlık sektöründe özelleştirme ve piyasalaştırmaya son verilecek, şehir hastaneleri kamu kamulaştırılacak. Bütçe kaynakları seferber edilerek eğitim nitelikli hâle getirilecek. Kamucu ulaştırma ve sosyal konut projeleri hayata geçirilecek.

Peki, aklınızdaki soru şu tabii ki: Bu kaynaklar nerelerde? Şimdiye kadar iktidarlar yoksulların cebinden alıp zenginlerin cebini doldurdu; biz bunun tam tersini yapacağız. Büyük sermayeye uygulanan vergi muafiyeti, istisna indirimi, vergi indirimi ve vergi aflarına son verilecek. Kâr, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıklar kaldırılacak, rantlar ve büyük servetler vergilendirilecek. Kur korumalı mevduatla yaratılan sömürüye son verilecek. Yurt dışı vergi cennetlerine kaçırılan kaynaklar vergilendirilecek. Servete ve gelire göre artan oranlı bir vergi sistemi oluşturulacak. İmar artışlarıyla yaratılan rantlara artan oranlı rant vergisi uygulanacak. Karbon salınımını kontrol altında tutmak amacıyla karbon vergisi getirilecek. Kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınarak vergi gelirleri arttırılacak. Kaynakların halka akmasıyla canlanacak ekonomi böylece daha fazla vergi geliri üretecek.

Saraydaki israfa son verilecek. Halktan, toplumdan yana bir kamu harcaması politikası geliştirilecek. Saray inşaatları durdurulacak, uçan, yüzen, yürüyen saraylar satılacak. Halka ait kaynakların israf ve şatafat için harcanmasına son verilecek. Örtülü ödenek kaldırılacak. Milletvekilleri ve Cumhurbaşkanı dâhil kamuda çalışan hiç kimseye asgari ücretin 3 katından fazla maaş ödenmeyecek. Kamu hizmetlerinde olanların birden fazla maaş alması engellenecek.

Barışçı politikalarla savaşa ve güvenlik harcamalarına akan kaynaklar düşürülecek. Ülke kaynakları tanklara, füzelere, İHA'lara, SİHA'lara gitmeyecek. S-400 füzeleri iade edilecek.

Tek adam rejiminin paralel hazinesi durumundaki Türkiye Varlık Fonu kapatılacak. Yıllardır yandaş şirketlere verilmekte olan tüm kamu ihaleleri iptal edilecek ve ödemeler durdurulacak. Kamu ihalelerindeki yolsuzlukların hesabı tek tek sorulacak. Kamu-özel iş birliği projelerine giden garanti ödemeleri durdurulacak. Kamu-özel iş birliği projeleriyle yapılan köprü, otoyol ve şehir hastaneleri projeleri kamulaştırılacak. Sarayın keyfî harcamalarının kaynağı olan fonlar bütçeye dâhil edilecek. Ödenek üstü harcamalara son verilecek ve kamu kaynaklarının yandaş dernek ve vakıflara peşkeş çekilmesine son verilecek. Bütçe hakkı bir insan hakkı olarak kabul edilerek hayata geçirilecek.

Ezcümle şu: Bu sömürü, bu insafsız ve müsrif düzen, bu saray iktidarı sürdüğü sürece bütçede mantıki bir sonuca ulaşmak, yoksulların derdine derman olmak mümkün değil.

Bu ülkede dengelerin yerine oturması için iki temel şey gerekli değerli arkadaşlar. Bunlardan bir tanesi, AKP'nin yirmi yıldan beri uyguladığı ve dünyada da pek çok kapitalist ülkenin uyguladığı biçimde neoliberal politikalara son verecek yeni bir üretim ve paylaşım anlayışını hayata geçirmek. Böylece, kamusal planlamayla üretimin artması, üreticilere, tarım işçileri, tarımsal üreticiler başta olmak üzere daha fazla kaynakların sağlanması, üretimin artması, dolayısıyla mücadele etmediğiniz enflasyonun adım adım azalması ve ortaya çıkan pastanın da demokratik bir biçimde hep beraber paylaşılması gerekli; bu birinci koşul.

İkinci koşul da Kürt meselesinin demokratik ve siyasal biçimde çözülmesi için tedbir alınacak. Çünkü bu -ne taraftan olduğu önemli değil- gençlerin hayatını kaybettiği sürece, yılda 2 milyar dolar bu kör dövüşüne aktarıldığı sürece bu memlekette ne yazık ki değerli arkadaşlar ot dahi bitmez. O yüzden, kavgaya, dövüşe gerek olmadan demokratik hakların iadesiyle, yeni bir barış ve kardeşlik ortamıyla Kürt meselesinin çözümü bütçenin dengeye gelmesinin ikinci ve temel koşuldur.

Bu iki temel koşul hayata geçtiğinde, ülkedeki hem demokratik ortam daha stabil hâle gelecektir hem doğrudan yatırımları daha fazla alan bir ülke hâline geline geleceğiz hem iç barışımız daha güçlü hâle gelecek hem bilim, teknoloji vesair konularda daha ivedi sonuçlar alacak adımlar atabileceğiz ama aynı zamanda yoksulların, toplumun en altındakilerin, işçi sınıfının bu kötü koşullardan kurtulabilmesi için mutlaka ve mutlaka ekmeğini ikiye bölen bu süngü siyasetinin ortadan kalkması gerekiyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.

RIDVAN TURAN (Mersin) - Bitirdim Sayın Başkan.