KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkanım, izniniz olursa önce kısa bir açıklama yapmak istiyorum.

Garo Bey kendisinin hedef gösterildiğini söyledi konuşmasında, ne olduğu belirsiz bir konuyu partimizin ismini zikrederek anlattı. Kendisinin bize söylediğine göre güya suçu MHP'ye atacaklarmış. Biz de diyoruz ki: Milliyetçi Hareket Partisini dolaylı da olsa itham edecek bir ifadeyi kullanmak hiç kimsenin haddi değildir, kesinlikle reddediyoruz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Cevap vereyim mi hemen size?

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bitireyim artık yani.

Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Değerli Başkanı, Komisyonumuzun değerli üyeleri, Sayın Sayıştay Başkanı, Kamu Başdenetçisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, değerli bürokratlar, basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir. Türk milleti egemenliğini Anayasa'nın koyduğu esaslara göre yetkili organları eliyle kullanmaktadır. Bu kapsamda, yasama yetkisi Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Türkiye Büyük Millet Meclisi bağımsızlık savaşı kazanmış ve vatan kurtarmış ilk Meclistir. İstiklal Harbi'mizi idare ettiği için Gazi Meclis unvanı alan Meclisimiz, 15 Temmuz 2016 tarihinde hain FETÖ işgalini durdurmuş, bu hâliyle ikinci defa vatan kurtarıcılığı unvanına layık olmuş, demokrasi adına örnek direnişiyle ikinci kez "Gazi" unvanını almayı hak etmiştir.

Bilindiği üzere 16 Nisan 2017 tarihinde aziz milletimizin iradesiyle bir Anayasa değişikliği yapılmış ve hükûmet sisteminde köklü bir reforma gidilerek Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmiştir.

Yeni sisteme mesnetsiz eleştiriler yapılmaktadır. Öncelikle yeni sistemle birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisinin etkinlik, güçlenme ve demokratikleşme bakımından kazanımları ve güçlendirilmiş parlamenter sistem diyenlerin de neyi önerdikleri konusunda bir değerlendirme yapmak istiyorum. Yeni sistemle Türkiye Büyük Millet Meclisi asıl fonksiyon ve vasfına kavuşmuş, temsil ve yetki bakımından güçlenmiştir. Kanun yapımında Meclis iradesi ön plana çıkmış, Meclis münhasıran milletvekilleri tarafından verilen kanun teklifleri üzerinde yasama yapmaya başlamıştır. Yasamanın kabul ettiği kanunları uygulayacak olan yürütmedir. Bu bakımdan kanun tekliflerinin hazırlanmasında ve müzakeresinde yürütmenin temsilcilerinin, önerilerinin ve görüşlerinin alınması elbette ki doğaldır. Yasama, yürütmenin karşıtı değildir. Kuvvetler ayrılığı, kuvvetlerin birbiriyle düşmanlığı da hiç değildir.

Yürütme sadece Meclise bütçe ve kesin hesap kanun teklifi sunabilmekte, bütçe kanun teklifini aynen ya da değiştirerek onaylama yetkisi yine Meclise ait bulunmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe yetkisinin devredildiği iddiaları boş ve asılsızdır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi döneminin 5'inci bütçesini görüşüyoruz. Uygulamadan da açık ve net görüldüğü üzere Cumhurbaşkanı tarafından sunulan bütçe kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından görüşülüp karara bağlanmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe yetkisinin devri asla söz konusu değildir. Yeni sistemle Plan ve Bütçe Komisyonu güçlendirilmiş, üye dağılımı demokratik hâle getirilmiştir. 25'i iktidara ait 40 üyeden oluşmaktayken yeni sistemle 30 olarak belirlenen Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri partilerin Meclisteki milletvekili sayılarına göre oluşmaktadır, böylelikle fonksiyonunu daha demokratik ve etkin kullanabilme kabiliyetine sahip olmuştur.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte yetki kanununa dayalı kanun hükmünde kararname çıkarma uygulaması kaldırılmıştır. Böylelikle Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama yetkisinin elinden alınması anlamına gelen bu uygulamaya son verilmiş, kuvvetler ayrılığı tahkim edilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisine ilk kez Hâkim ve Savcılar Kurulunun çoğunluğunu oluşturan 7 üyenin nitelikli çoğunlukla seçilmesi yetkisi verilmiştir.

Meclisin soru, genel görüşme, Meclis araştırması ve Meclis soruşturması yoluyla denetim fonksiyonları devam etmekte olup yazılı soru önergelerine on beş gün içinde cevap verilmesi öngörülmüştür.

Yürütme Meclis içinden çıkmadığı ve güvenoyunu bizzat milletimizden aldığı için de güvenoyu ve gensoru mekanizması kaldırılmıştır. Cumhurbaşkanının her türlü eylem ve işlemleri yasama ve yargı denetimine tabi hâle getirilmiş, Cumhurbaşkanına cezai sorumluluk yüklenmiştir. Bu amaçla getirilen suçlandırma mekanizması yeni sistemin güçlü ve caydırıcı bir denetim aracı olarak Anayasa'da yerini almıştır.

Sayın Başkan, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri yoluyla Meclisin kanun çıkarma yetkisinin elinden alındığı da iddia edilmekte, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin, madde sayılarının fazlalığı örnek gösterilmektedir. Böyle bir tespitin esasen hiçbir hukuki ve bilimsel yanı bulunmamaktadır. Bugüne kadar çıkan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin toplam madde sayısının fazla olma sebebi, sistem değişikliği sonrasında bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilatlarının Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yeniden düzenlenmesinden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple de örneğin 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi 539, 4 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ise 802 maddeden oluşmaktadır. Tek başına bu iki kararnamenin madde sayısı 1.341'dir; dolayısıyla, yeni sisteme geçiş dönemi tamamlandıktan sonra çıkarılan kararnamelerin madde sayısı bu şekilde değildir.

Cumhurbaşkanının, yürütme alanıyla ilgili kararname çıkarması başkanlık sisteminin rutinlerindendir ve yaygın olarak başvurulan bir yetkidir. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, Cumhurbaşkanının, asli düzenleme yetkisini kullanmak suretiyle, Anayasa'da belirlenen sınırlar çerçevesinde olmak ve kanunlara aykırı olmamak kaydıyla yürütmeye ilişkin konularda yaptığı düzenlemelerdir.

Cumhurbaşkanlığı kararnameleri normlar hiyerarşisinde kanun hükümlerinden sonra gelmektedir. Cumhurbaşkanlığı kararnameleri Anayasa Mahkemesi denetimine tabidir. Cumhurbaşkanının kararname çıkarma yetkisi sınırsız ve yasama yetkisini ihlal eden bir yetki değildir ve yargı denetimine tabidir. Cumhurbaşkanının Anayasa'da yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile siyasi haklar ve ödevler konularında kararname çıkarma yetkisi bulunmamaktadır. Cumhurbaşkanı Anayasa'da münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda ve kanunlarda açıkça düzenlenen konularda da kararname çıkaramamaktadır. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması hâlinde kanun hükümleri uygulanmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda bir kanun çıkarması durumunda kararname hükümsüz hâle gelmekte ve kanun tatbik edilmektedir.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle kuvvetler ayrımı net olarak sağlanmıştır. Parlamenter sistem yumuşak kuvvetler ayrılığına dayanmakta olup yürütme organı ikili bir yapı arz etmekte, yürütme yasama organı tarafından seçilmekte ve yasama organına karşı sorumlu olmaktadır. Parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı sağlıklı bir şekilde işlememektedir. Hükûmet yasama organı içinden çıktığı için yürütme yasama üzerinde tahakküm oluşturmakta, dolayısıyla kuvvetler birliği hasıl olmaktadır. Parlamento çoğunluğunu elde eden hükûmet, içinden çıktığı çoğunluk partisinin ya da partilerinin desteğine de sahip olduğu için sağlıklı bir parlamento denetiminden de söz edilememektedir. Yani, parlamenter sistemde yürütmeyi elinde bulunduran siyasi güç parlamentoya da mutlak anlamda hâkim olmaktadır; dolayısıyla, parlamento, yürütme organının denetleme işlevini yeterince yerine getirememektedir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ise katı kuvvetler ayrılığına dayanmaktadır. Hiç kuşku yok ki milleti esas alan bir sistem daha demokratiktir. Yürütmeyi de yasamayı da millet seçtiği için millî irade güçlendirilmiş; ayrıca, yönetimde tam istikrar sağlanmıştır.

Dünyada başkanlık sistemlerinde uygulandığı üzere Türk tipi başkanlık sisteminde de tek başlı yürütme bulunmaktadır. Tek başlı yürütme başkanlık sisteminin ayırt edici özelliğidir. Yürütmeyi doğrudan halk tarafından seçilen başkan temsil etmektedir, yasamayı ise Parlamento oluşturmaktadır.

Sayın Başkan, muhalefet partilerinin tek ortak söylemi güçlendirilmiş parlamenter sistemdir. Türkiye'nin uzun yıllar denediği parlamenter sistemin tipik ve temel özellikleri yeni bir sistem önerisi olarak sunulmaktadır. Bu vaat Türkiye'yi siyasi istikrarsızlık dönemlerine geri döndürmektir. Hükûmet kurulmasının kolaylaştırılması, düşürülmesinin zorlaştırılması amacıyla yapıcı/kurucu güvensizlik modeli önerilmektedir. Ülkemizde parlamenter sistem döneminde hükûmetlerin güvenoyu alamaması ya da gensoruyla düşürülmesi olayları çok nadir yaşanmıştır. Parlamenter sistem döneminde yaşanan siyasi istikrarsızlıkların altında yatan esas neden, seçim sonrası hükûmet kuruluşunun gecikmesi, pazarlıklar ve milletvekili transferleriyle hükûmetlerin yıkılması ve kurulması, hükûmet krizleri, kısa süreli koalisyon ve azınlık hükûmetleri, iç ve dış vesayet odaklarının siyasete müdahaleleridir. Yapıcı/kurucu güvensizlik oyunun, hükûmet istikrarsızlığına gerçek anlamda çözüm getirmeyeceği gibi, esasen hükûmet kurmak için daha fazla pazarlık yapılmasını da gündeme getirme potansiyeli bulunmaktadır.

Bakınız, ülkemizde çok partili seçimlerin yapıldığı 21 Temmuz 1946'dan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin yönetim hayatımıza resmen girdiği 9 Temmuz 2018 tarihine kadar geçen yetmiş iki yıllık zaman diliminde tam 51 hükûmet görev yapmıştır. Bu yetmiş iki yıl boyunca 17 koalisyon hükûmeti, 6 azınlık hükûmeti, 3 darbe hükûmeti, 2 geçici hükûmet göreve gelmiştir. Koalisyon ve azınlık hükûmetlerinin ortalama görev süresi bir yıl on gün olmuştur. Türk milleti yirmi beş gün görev yapan hükûmetleri dahi görmüştür. Kısa ömürlü hükûmetler, Cumhurbaşkanı seçiminde yaşanan gerilimler, koalisyon partileri arasındaki kutuplaşmalar, hükûmet kurma aşamasındaki anlaşmazlıklar milletimizi sürekli hayal kırıklığına uğratmıştır, kayıp seneler geleceğimizden çalmıştır. Biz Cumhur İttifakı olarak milletimizden aldığımız güçle bu olumsuz tabloya neşter vurduk, yönetim sistemimizde kalıcı ve köklü bir reform yaptık; siyasi istikrarı kurumsallaştırdık, devlet ve millet dayanışmasını üst bir seviyede güncelledik, daha da kuvvetlendirdik. Parlamenter sistemde yaşanan tüm sıkıntılar Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle ortadan kaldırılmıştır. Devlet yönetiminde çift başlılık, yönetim sisteminde tıkanıklıklar, hükûmet krizleri ve siyasi istikrarsızlıklar dönemi sona ermiştir. Böylelikle siyasi, ekonomik ve demokratik istikrarın yolu açılmış, hızlı işleyen, çabuk karar alan, sorunların çözümüne ve Türkiye'nin gelişmesine odaklı bir yönetim yapısı tesis edilmiş ve başarıyla uygulanmaktadır. 2023 yılıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ikinci dönemine geçilmiş olacak, Türkiye'nin gücüne güç katılacaktır. Türkiye geriye gitmeyecek, eskiye dönmeyecektir.

Sayın Başkan, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşmesi ve sistemin tamamlayıcı unsurlarının gerçekleştirilmesi için atılması gerekli adımlar bulunmaktadır. Bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi yeni ve demokratik bir anayasayla taçlandırılmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi anayasa teklifini cumhuriyetin 100'üncü yıl dönümünü esas alarak 100 maddeyle hazırlamıştır. Demokratik ve sivil nitelikli bir anayasa hazırlayıp önümüzdeki yüzyıla Türk milletinin mührünü vurmak en temel gündem konusudur. Bununla birlikte darbe dönemi ürünü olan Siyasi Partiler Kanunu ve seçim kanunları yeniden düzenlenmeli, siyaset kurumu etkin bir şekilde demokratikleştirilmelidir.

Amacı ülkeye ve millete hizmet olan siyasetin ahlaki değerlerle bezenmesi bize göre bir mecburiyettir. Siyasetin, siyasetçinin ve tüm devlet düzeninin saygınlığını geliştirmek için her şeyden önce siyasi etik kurallarına uygun davranan bir parlamentonun varlığı tesis edilmelidir. Temiz siyasetin temiz toplum için ön şart olduğu düşüncesinden hareketle yasama faaliyetlerinin ve milletvekillerinin etik kurallar çerçevesinde hareket etmesi temin edilmelidir. Milletvekili dokunulmazlığı kamu vicdanının kabul edeceği makul esaslara bağlanarak belli durumlar dışında kaldırılmalıdır. Milletvekili de olsa hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur, işlenmiş suçlar hiç kimsenin yanına bırakılmamalıdır. Özellikle de bölücülük, terör örgütlerine yardım ve yataklık iddialarıyla ilgili düzenlenen fezlekeler derhâl işleme konulmalıdır. Türk siyaseti ahlaki ve hukuki bir arınma dönemi yaşamalıdır. Bu ihtiyaç herkes ve hepimiz için geçerlidir.

1961 Anayasası'yla Türk hukukuna giren Anayasa Mahkemesi, yeni hükûmet sisteminin doğasına uygun şekilde yeni baştan yapılandırılmalıdır.

Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarının Anayasa'nın 135'inci maddesinde düzenlenen kamu kurumu niteliği dikkate alınarak Anayasa'yla belirlenen çerçevede faaliyet göstermeleri temin edilmelidir. Anayasal çerçeve dışında hareket etme durumuna ilişkin etkili denetim ve müeyyide uygulanması mümkün hâle getirilmelidir.

Bilindiği üzere Meclisin çalışma, usul ve esasları İç Tüzük'le düzenlenmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak hızlı, etkin, şeffaf, katılımcı ve kaliteli bir yasama sürecinin ortaya çıkarılmasını sağlayacak şekilde Meclis İçtüzüğü'nün tümüyle gözden geçirilmesi gerektiğini değerlendiriyoruz. Yasama kalitesinin artırılması, yasama ve denetim sürecinin odağını komisyonların teşkil etmesi, kanun tekliflerinin etki analizini yaparak tarafsız ve teknik rapor sunacak altyapının oluşturulması, denetimin etkinleştirilmesi kapsamında kesin hesap ve denetim raporlarının görüşüleceği ayrı bir daimî ihtisas komisyonu kurulması İç Tüzük çalışmasında önemli gördüğümüz ve önerdiğimiz hususlardır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, yasama faaliyetleri yanında, idari teşkilatı aracılığıyla Meclis faaliyetlerinin verimli ve etkin yürütülmesi için faaliyet yürütmektedir. Meclis çalışanlarının mali ve sosyal haklarındaki farklılıkları giderecek düzenlemelerin yapılması verimliliği artıracak, hakkaniyeti sağlayacaktır. Yardımcı hizmetlerde çalışanlar -ki bunlar arasında üniversite mezunları, hatta yüksek lisans ve doktora yapanlar bile var- genel idare ve teknik hizmetler kadrolarına alınmalıdır.

Sayın Başkan, denetim yoluyla idareyi geliştirmek önemli bir fonksiyondur. Sayıştay, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına yaptığı denetimlerle bu amaca önemli katkılar sunmaktadır. Sayıştay denetim raporlarında çok sayıda ve önemli bulgular yer almaktadır. Sayıştayın tespit ettiği ödenek aktarımı ve ödeneküstü giderler gibi uygulamalara meydan verilmemesine ve denetim raporlarında yer alan Sayıştay önerilerine riayet edilmesine özen gösterilmesi gerekmektedir. Özellikle mevzuatın yahut uygulamanın kamu kurumlarındaki uygulayıcılarca bilinmemesi, yanlış muhasebeleştirme gibi sebeplerle yapılan eksik işlemlerin giderilmesi için Sayıştay ile kurumlar arasındaki iş birliği sürdürülmelidir.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, tarihimizden ve geleneğimizden gelen kamu denetçiliği sisteminin sağlıklı işlemesini vatandaşlarımızın idareden kaynaklanan mağduriyetlerinin süratle giderilmesi bakımından önemli görüyor ve takip ediyoruz. Kamu Denetçiliği Kurumu, verdiği kararlarla kamu hizmetlerinin kalitesinin artırılmasını temin etmekte, idareyle olan uyuşmazlıkların yargıya başvurmadan çözülmesi suretiyle on binlerce davanın idari ve adli yargıda açılmasının önüne geçmekte, yargının yükünü hafifletmekte, aynı zamanda mağduriyetlerin süratle çözüme kavuşturulmasına katkı sağlamaktadır. Kuruma 2021 yılında 18.843 başvuru yapılmış, yaklaşık on yıllık süreçte yapılan toplam başvuru sayısı ise 203.295'tir. 2021 yılında toplam 1.604 adet tavsiye kararı verilmiştir. Kurum tavsiye kararlarına uyum oranı yüzde 79,15'e kadar ulaşmıştır. Tavsiye niteliğinde kararlar alan Kamu Denetçiliği Kurumunun etkinliğinin her geçen gün arttığını bu oran göstermektedir.

2023 yılı bütçelerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi, Sayıştay ve Kamu Denetçiliği Kurumuna hayırlı uğurlu ve bereketli olmasını diliyorum.

Saygılar sunuyorum.