KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli Başkanlar, sayın vekiller, değerli konuklar; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Tabii, bugün 3 Başkanı dinledik, her 3'ü de çok önemli ancak yasama mutfağında bulunmaklığım nedeniyle ben bu konuşmamı daha çok yasama çerçevesinde yapacağım, zira toplamı beş dakika.

Sayın Başkan, bütçe hakkının önemini dillendirmemize gerek yok, sıkça dillendirildi ama şu soruyu sorarak başlamak istiyorum: Yürütme bütçenin neresinde? Çünkü malum, 2017 Anayasa değişikliğine göre yürütme eşittir Cumhurbaşkanı, yalnız başına ama beş yıldır Cumhurbaşkanını burada hiç göremedik oysa Anayasa madde 161 ona münhasır bir yetki veriyor, nasıl ki siz burada haklı olarak bugün bulunuyorsunuz Meclis adına, onun da bütçe adına -"Sunar." diyor- bulunması gerekirdi ama göremedik. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum.

Ama daha çok, tabii, siz, norm koyma yetkisi açısından yasamanın yasama faaliyeti, yasa faaliyeti üzerinde durduğunuz için ben de bu konuda birkaç saptama yapmak istiyorum: Malum, norm koyma yetkisi paylaşılmış bulunuyor Cumhurbaşkanı ile Meclis arasında. Cumhurbaşkanı kararnameleri ile Meclisin çıkardığı yasalar arasında bir ortak payda var, o da her ikisinin torba biçiminde, torba norm tarzına ağırlık veriliyor olması ama çok önemli bir fark var, tezat var ikisi arasında, Cumhurbaşkanı ancak kendisine tanınan alanda kararname çıkarabiliyor, yasama Meclisi ise genel ve asli bir yetkiye sahip bu konuda. Ne var ki yasama Meclisi bu genel ve asli yetkisini sahiplenmedi beş yıldır, bu konuda Anayasa madde 104 fıkra 17 kanuna öncelik verdiği hâlde, münhasır yasa kavramını öngördüğü hâlde Meclis, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi inceleme komisyonu kurulmasından bile imtina etti, bir. Birinci saptama, bu çok önemli bir saptama çünkü sürdürülebilirlik açısından önemli. İkincisi, Meclis pilot kararlar gereği yasal düzenleme yapmaktan imtina etti, bu tavrı devam ediyor. Üçüncüsü ise sizin vurguladığınız özellikte teklif ve yasa sayısı açısından. Ben biraz bu konuya ağırlık vermek istiyorum çünkü buradaki ana sorun, yasanın kamu yararı, toplum yararı ve Anayasa'ya saygılı yasa olarak ortaya çıkmasının yanı sıra bir de nitelikli yasa, yasanın sürekliliği, müzakereci sürecin işletilmesi gibi asgari birtakım yasama faaliyetinin gereklerine uyulup uyulmadığı. Şimdi, bu açıdan bakıldığı zaman mesela sizin verdiğiniz o çok yüksek sayıdaki tekliflerde hep yasalaşanlar mutlaka Cumhur İttifakı tarafından verilen teklifler, muhalefet partileri tarafından verilen hiçbir teklif yasalaşmadı. Bazen bizim yaptığımız önerileri Parlamento çoğunluğunun engellemesi karşısında biz "propose" ediyoruz yani öneriyoruz, yol açıyoruz; siz "oppose" ediyorsunuz yani engelliyorsunuz oysa tersi olmalıydı biçiminde yakınmalarımız da oluyor. Bu tipiktir mesela 12 adet adil yargılanma hakkı gereklerine ilişkin yasa teklifi dizisini sunduk ama on sekiz aydır herhangi bir biçimde komisyonlar toplantıya çağırmadı bu amaçla. Bu çok önemli...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan bir iki dakika rica etsem çünkü bu çok önemli, Sayın Başkanlar burada.

Çok teşekkür ederim.

Şimdi, burada, tabii, sorun yasa teklifi aşaması, öncesi, esnası, komisyonlardaki görüşmeler ve sonrası olmak üzere hepsinde zaaf var. Öncesinde, mesela yasa etki analizi yok -oysa bu kadar yasama uzmanımız var- çevre yasalarında çevresel etki değerlendirmesi yok ve Anayasa'ya uygunluk analizi ise hemen hemen hiç yapılmıyor ve burada yüce Meclisin kürsülerinden "Anayasa Mahkemesine gidin, Anayasa'ya aykırı da olsa biz oylarız." biçiminde beyanlarda bulunulabiliyor ve nedir sonuç olarak 70 torba yasa, yalnızca 35 tek konu yasası ve bu 70 torba yasanın içerisinde 164 kanun, bu 27'nci Dönemde tekrar ve tekrar hatta bu haftadan sonraki haftaya kadar değiştirilen kanun. İşte bu bakımdan, yasama belleği, yasama ciddiyeti, yasama özeni, bırakın nitelikli yasa sürecini, bu açılardan da çok ciddi sorunlarımız var. Şimdi bu açıdan bakıldığı zaman "Anayasa Mahkemesine gidin." biçimindeki öneriler... Bizde bilindiği gibi Anayasa Mahkemesinin önceden denetimi yok, iş işten geçtikten sonra ama tabii "Yıkın, hukuk arkadan gelsin." zihniyeti eğer öne çıkarılırsa hiçbir biçimde Anayasa Mahkemesi işlev göremez.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir dakikayı aştınız, toparlayın lütfen bir iki cümleyle.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Toparlıyorum Sayın Başkan. Çok teşekkür ederim şeyiniz için.

Bu bakımdan, açıkçası bunun nedeni sizlerin de çok övdüğü parti başkanlığı yoluyla devlet başkanlığı ve yürütme değil başlı başına çünkü burada tanık olduğumuz manzara, görünüm, yasama süreci aslında 2017 Anayasa değişikliğinde konulan normlara da riayet edilmemesi biçiminde bir sonuç doğuruyor. Belki de bunun nedeni, hesap verebilir bir hükûmetin bulunmayışı -hükûmet yok çünkü- siyasal sorumluluk ilkesinin olmayışı, siyasal karar alma düzeneğinin bulunmaması.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

İki dakikaya yaklaştı, lütfen.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Ve hâliyle neden burada yürütme bulunmuyor? Evet, karşıda şu anda sıraları boş olan vekiller belki yürütmeyi destekleyici konuşmalar yapıyor ama onlar yasama üyeleri ama biz bütçeyi yürütme olmadan yapıyoruz çünkü bakanlar siyasal sıfatları haiz olan kişilerdir.

Teşekkür ederim.