| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a) Gençlik ve Spor Bakanlığı b) Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 01 .11.2022 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, sayın milletvekilleri, değerli bürokratlarımız, basınımızın değerli emekçileri; öncelikle, herkesi saygıyla selamlıyorum.
Bugün gençlerimizi, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesini, sporumuzu konuşacağız. Sunumunuzu dinledik Sayın Bakan, teşekkür ediyoruz fakat farklı hiçbir şey duyamadık sunumunuzda, açıkçası heyecanınız da yoktu sunumunuz esnasında eskisi gibi; bunu da fark ettik.
Bütçenize bakacak olursak, 2023 için Gençlik ve Spor Bakanlığına ayrılan bütçe 66 milyar 544 milyon TL, söylediğiniz gibi. Geçen sene 27,78 milyar TL olan bütçenin artış oranı yüzde 139 olmuş yani enflasyonun altında ezilmiş bir bütçeden bahsediyoruz aslında. 2021 yılı sonu itibarıyla Türkiye'de 15-24 yaş arası grubundaki genç nüfusumuzun 12 milyon 971 bin 289 kişi olduğunu düşünürsek artan enflasyon ve döviz kurları altında ezilen gençlerimiz için de bu bütçe yeterli mi diye sormak istiyorum Bakanlığınızın çalışmaları kapsamında.
Şimdi, gençler bu ülkede yaşarken ne hissediyorlar? Beklentileri, umutları, hayalleri neler? Sorunları neler? Kendilerini güvende hissediyorlar mı? Aslında bunların da cevabını aramamız gerekiyor. Türkiye'de gençlerin yarısından fazlası mutlu değil Sayın Bakan. TÜİK verileriyle bakalım: TÜİK'in gençler arasında yaptığı Yaşam Memnuniyeti Araştırmasına göre, gençler her yıl gittikçe mutsuzlaşıyor. 18-24 yaş arası grubundaki genç nüfusta kendini mutlu olarak beyan edenlerin oranı 2020 yılında yüzde 47,2'ken 2021 yılında bu oran yüzde 44,5'e gerilemiş. Gençlerin çoğunun, yüzde 78'inin çalıştıkları işlerden memnun olduklarını ancak 2019 yılında gelirinden mutlu olan gençlerin oranının yüzde 43,4'ten 2021'de yüzde 39,7'ye gerilediğini görüyoruz.
Bir de Hafıza Merkezi ve KONDA'nın bu haftaki bir araştırmasını sizlerle paylaşmak istiyorum; gençlere yönelik bir araştırma yayınladılar. Araştırmaya göre, gençlerin yüzde 52'si son iki hafta içinde kendini hiç keyifli ve huzurlu hissetmediğini söylemiş. Evet, yakın tarihli bir veri. Ekonomiden de umutsuzlar gençlerimiz maalesef. Gençlerin yüzde 87'si önümüzdeki üç ay içinde ekonomik krizin büyüyeceğini, yüzde 84'ü üç ay içinde ekonomik açıdan hayatının daha zora gireceğini düşünüyor. Bunları biz söylemiyoruz Sayın Bakan; bunlar gençlerin sözleri, gençlerle yapılan araştırmalardan çıkan sonuçlar.
İşsizlik, cumhuriyet tarihinin zirvesinde maalesef; gençler işsizlikle boğuşuyorlar. Alınan yanlış ekonomik kararlar işsizliği ciddi anlamda tetikledi ve cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine getirdi. AKP'nin 2023 hedefi, sizin 2023 hedefiniz işsizlikte yüzde 5 oranıydı. Bugün genç işsizliğinin oranının, TÜİK'in azaltılmış verileriyle bile, yüzde 18 olduğunu görüyoruz. Bu oran, genç erkeklerde yüzde 15,2; genç kadınlarda yüzde 23,3 olmuş. Kadınlarda gittikçe artıyor işsizlik oranı, pandemide başlamıştı bu süreç ve devam ediyor. DİSK-AR'a göre geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 41'lere ulaşmış durumda, dayanmış durumda.
Şimdi, Umberto Eco'nun bir tespiti var, bir sözü var: "Modern üniversiteler işsizlik sorununun saklandığı park alanlarıdır." diyor. Özellikle de bizim gibi ülkelerin üniversiteleri işte tam da böyle Sayın Bakan. Üniversite mezunu gençlerin, evet, bir kısmı işsiz kalmıyor ama asgari ücrete mahkûm olarak iş bulabiliyorlar. Asgari ücrete yakın iş bulabilen üniversite mezunu gençlerin oranı yüzde 40 ila 60 arasında. 7-8 milyon gencimiz ise çalışmaktan artık ümidini kesmiş, evde; ne okuyor ne iş arıyor. Ailesinin maddi imkânlarıyla yaşıyor bu gençler, 7-8 milyon genç olduğu tahmin ediliyor. Siz, Bakanlığınızın faaliyetleriyle bu gençlere gerçekten ulaşabildiğinize inanıyor musunuz? Bu sorunlar yumağı içinde işte gençler Türkiye'yi terk ediyorlar, kaçıyorlar ve uzun süredir beyin göçünü konuşuyoruz Sayın Bakan. Gençler yurt dışına gidiyorlar; yine TÜİK'in verileriyle ki son iki senedir uluslararası göç istatistiklerini açıklamıyor TÜİK; buna rağmen 2019'a bakıldığında Türkiye'de en çok göç veren yaş aralığının 25-29 yaş aralığı olduğu görülüyor. Toplamda 330 bin 289 vatandaşımız ülkeyi terk etmiş, içlerinde 50.154'ünü 25-29 yaş grubu oluşturmakta. Şimdi, bu sayı tabii önümüzdeki bu yaşadığımız yıllarda katlanarak artıyor, bunlara doktorlarımız da eklendi, katlanarak artıyor, göç edenlerin büyük çoğunluğu da iyi eğitimli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları. Şimdi, neden gittiklerini Cumhuriyet Halk Partisinin Gençlik Politikaları Genel Başkan Yardımcılığının yapmış olduğu Beyin Göçü Çalıştayı Raporu'ndan bazı örneklerle paylaşmak istiyorum. Araştırma daha önce farklı deneyimlerle yurt dışında yaşayıp Türkiye'ye dönmüş Türkiye'de yaşıyor olmasına rağmen yurt dışına gitmeyi düşünen gençlerle ve 9 farklı ülkeden katılan gençlerle yapılmış Sayın Bakan, gençlere kulak verelim isterseniz, bu gençlere. "Neden yurt dışına taşınma kararı aldınız?" sorusuna örneğin, 26 yaşında Fransa'da yaşayan bir erkek "Bir iş görüşmemi unutamıyorum. 2 yabancı dil istiyorlar, bende 3 dil var ama önerdikleri maaş asgari ücret. Ayrıca, size iş görüşmelerinde gelecekle ilgili de bir projeksiyon çizilmiyor." demiş.
Yine, 27 yaşında Almanya'da yaşayan bir erkek "Gitme kararını aslında daha üniversite yıllarında vermiştim. Ülkedeki korku iklimi, ifade özgürlüğünün ortadan kalkmış olması, insan emeğinin değersizleştirilip kaynakların bir avuç insanın elinde tutulması beni bu kararı iten başlıca sebeplerdendir." diyor.
Yine, 28 yaşında Almanya'da yaşayan bir kadın "2017 yılında master yapıp dönerim diye gitmiştim, darbe girişiminden sonra tek adamlığa dönüşen sistemden ve ekonominin hâlinden ümidi kesip kalmaya karar verdim" diyor. Sayın Bakan, "Ne olursa dönersiniz?" sorusuna da "Orta vadede refah düzeyinin artma belirtilerini gözlemlersem ülkeme kesinlikle dönüş yaparım. Kendimi kıymetli hissedeceğim bir ortam oluşursa dönmeyi düşünebilirim. Güvenebileceğim bir adalet sistemi bulunduğuna inanırsam ve ülkemde siyaset, ekonomi ve eğitim alanlarında günden güne pozitif yönde gelişmeler olduğunu görürsem dönerim." diyorlar.
Sayın Bakan, gördüğünüz gibi göçün sebepleri beyin göçünün görünürdeki ve ilk akla gelen sebebi yurt dışındaki eğitim ve iş imkânları olsa da son dönemde yurt dışına göç eden yurttaşlarla ilgili yapılan araştırmalara göre bu göçün arkasında yatan asıl sebebin Türkiye'nin kötüleşen politik ve ekonomik durumu olduğu görülüyor. KONDA'nın araştırmasına devam edeceğim çünkü bu araştırmayı tamamlar nitelikte veriler var. Gençlerin yüzde 53'ü kendini ülkesinde bile yabancı hissediyor. Türkiye'de gençler en çok kadınların daha sonra da kendilerinin haklarının ihlal edildiğini düşünüyor. Gençlerin insan hakları savunucuları tarafından en çok savunulması gerektiğini düşündüğü haklar kategorisine ilk sırada kadınların eşitlik hakkının savunulması, ikinci sırada ise ifade özgürlüğü almış. Şimdi, gençlere göre bugün ülkenin hâlini tanımladıkları kavramlar; geçim sıkıntısı, yoksulluk, haksızlık, huzursuzluk, mutsuzluk, korku, baskı ve şiddet.
Sayın Bakan, gençlere kulak vermiyorsunuz. "Siz bu gençlerin ne kadarına ulaşabiliyor ve bu gençlere umut olabiliyorsunuz?" diye baktığımızda aslında çoğuna ulaşamadığınızı da görüyoruz. Şimdi, aslında, burada bir bakış açısı ve zihniyetle alakalı bu durum tamamen. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu arada gençleri sırf daha iyi arabaya binmek, daha iyi telefon alabilmek, sırf daha çok konsere gidebilmek için süfli yani aşağılık heveslerle başka ülkelerin kapısına gitmekle suçlayabildi; işte zihniyet, anlayışı bu. "Nereden nereye gelmişiz"e baktığımızda gençliğe bu ülkeyi emanet etmiş ve "Her şey unutulur, biz her şeyi gençliğe bırakacağız. O gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır, gelecek umudunun ışıklı çiçekleri onlardır." diyen Ulu Önder'imiz Mustafa Kemal Atatürk'ten gençliğe daha iyi yaşam koşullarını layık görmeyen bir Cumhurbaşkanına gelmişiz Sayın Bakan. Böyle bir ortamda sizin Bakanlığınızın ne yapabileceğini düşünüyorsunuz? Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun Amerika Birleşik Devletleri'ne yaptığı ziyaret ve İngiltere'ye, arkasından Almanya'ya yapacağı ziyaretler de aslında bu konularla yakından alakalı Sayın Bakan. Şimdi, yurt dışında bilim ve teknoloji üreten Türklerle yaptığı görüşmeler, bilim insanlarımızla yaptığı görüşmeler, gençlerle buluşmaları işte tam da bu tersine beyin göçünün sağlanmasının altyapı çalışmalarıdır.
Biz, gençlerden umudumuzu kesmedik Sayın Bakan sizler gibi, onlar da bu ülkeden umutlarını kesmediler. Biz, iktidara geldiğimizde atacağımız adımlarla yurt dışına giden gençlerimizin ve parlak beyinlerimizin özgürce düşünebilecekleri ve üretebilecekleri, kendilerini güvende hissedebilecekleri bir Türkiye ortamını yaratacağız. Çünkü Türkiye'nin ikinci yüzyılda kalkınması öz kaynaklarına ve gelecek nesillerine ancak sahip çıkmasıyla mümkündür.
Sayın Bakan, biraz da eğitimdeki öğrencilerin yurt sorunlarından bahsetmek istiyorum. Evet, öğrenci çok fakat yurt hâlâ yok. Kaç yıldır bu sorunu konuşuyoruz? Siz "Şu kadar yurt yaptık." diyorsunuz, biz de yetmediğini söylüyoruz. Yine aynı şeyleri konuşacağız maalesef. Lise ve üniversite çağındaki gençlerimizin eğitimlerini sağlıklı ortamlarda sürdürmeleri için, sürdürebilmeleri için barınma sorunlarının çözümü bizim için çok önemli. Şehir dışında okuyan binlerce öğrenci üniversitelerinin bulunduğu şehirlere geldiler ve barınmaya dair birçok sıkıntıyla hâlâ boğuşuyorlar. Bu sıkıntıların en başında da ev kiralarının yüzde 50-60 oranlarında artmasından dolayı kiralama yapamıyor olmaları, devlet yurtlarındaki yetersizlik ve özel yurt ücretleri geliyor. Yükseköğretimde okumak için kayıt yaptıran toplam öğrenci sayısı 2021 yılı için 8 milyonun üzerinde. Bu öğrencilerin yarısından fazlasının il dışında okudukları tahmin ediliyor. Bu sayıyı aslında siz verirseniz çok seviniriz yani kendi şehrinde okuyan öğrenci sayısı ile kendi şehrinde okumayan öğrenci sayısı arasındaki fark, bunu biz de öğrenelim. Ama yarısı bile olsa devlet yurtları bu öğrencilerin bu sıkıntılarını hâlâ çözemiyor.
2023 bütçe gerekçesindeki verilere göre "2022 yılında toplam 779 yurtta 825 bin yatak kapasitesiyle ev konforunda ve yüksek standartlarda barınma hizmeti verilmektedir." diyorsunuz. Ev konforunu ve yatak sayısını bazaları artırarak, yurtları koğuşa çevirerek mi verdiniz diye sormak istiyorum. Bakın, hâlâ basına yansıyan böyle yurtlarla ilgili fotoğraflar var. Bu konuda sürekli açıklama yapıyorsunuz. Bakanlığınızın sayfasında da yeni yapılmış yurtların fotoğrafları var ama hâlâ böyle yurtlar var Kredi ve Yurtlar Kurumunda Sayın Bakan. Bunlarla lütfen ilgilenmenizi ve artık yatırımlarınızı bu yurtların yenilenmesine yapmanızı rica ediyoruz.
Tabii, bu arada öğrencileri tarikat yurtlarına da mecbur bırakmaya devam ediyorsunuz. KYK yurtlarının yetersizliği çocuklarımızı, öğrencilerimizi -imkânı olanlar, özel yurtlara gidebiliyor ama imkânı olmayan yoksul ailelerin çocuklarını- dernek, vakıf yurtlarına itiyor. 2006 yılında 1.723 olan vakıf, dernek yurt sayısı sizlerin de iktidarınızın da desteğiyle 2021'de 3.331'e çıktı, neredeyse 2 katı bir artış. Bu yurtlar denetlenmiyor ve vahim sonuçlar yaşanıyor. 2021 Aralık ayında Antalya'da bir özel yurtta aşçı olarak çalışan İhsan Güney mutfakta sıkıştırdığı üniversite öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul'u vahşice katletmişti. Bunu hâlâ Türkiye unutmadı Sayın Bakan ama bu yurtlara destek veriyorsunuz, denetlemiyorsunuz. 2018 öncesi İstanbul Büyükşehir Belediyesinin verdiği destekler ortada. Aşağı yukarı 852 milyonluk bütçe yansıdı ama bizim dönemimizde İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yurt sayısını 2024'te 10 bin yatağa çıkarma hedefi var, bu yolda çalışıyor. İlk hedef de önümüzdeki yıl 5 bin yatağı tamamlamak.
Sayın Bakan, önemli sorunlardan bir tanesi de uyuşturucuyla mücadele. Çocuklarımız zehirleniyorlar Sayın Bakan. Uyuşturucu kullanımı 11-12 yaşlarına indi. Aileler perişan ve çaresizler. Bakın, 2021 Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezinin araştırmasına göre 30 yaş altı ölüm oranları yüzde 40,7. Sizin Bağımlılıkla Mücadele, Bağımlılığın Önlenmesi Programı'nızda bu mücadele için eğitim programlarına 7 milyon 866 bin TL bütçe ayrılmış. Bu bütçeniz de yine bütçe raporunuzda belirttiğiniz gibi ulaştığınız 60-70 bin genç sayısı da bağımlılıkla mücadele etmenize yetmez Sayın Bakan çünkü dediğim gibi sorun çok derin ve büyük, acılı bir sorun. Uyuşturucuyla asıl kaynağında mücadele edilmesi gerekiyor ama etmiyorsunuz. Dün gece Sayın Genel Başkanımız bir videoyla bu konuya, uyuşturucuyla mücadeleye dikkat çekti. Yasal düzenlemelerle -ki bu konuda iktidarınızı çok uyarmamıza rağmen- ülkeye girmesine izin verilen kaynağı belirsiz kara paranın uyuşturucu kullanımının artmasında başımıza nasıl bir bela olduğunu Sayın Genel Başkanımız anlattı ama ne tesadüftür ki uyuşturucu baronlarıyla boy boy resimleri çıkan İçişleri Bakanınız Sayın Süleyman Soylu çok rahatsız olmuş ki anında Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı üzerinden Genel Başkanımız hakkında suç duyurusunda bulunmuş.
SALİH CORA (Trabzon) - Genel Başkanınız yalan konuşuyor.
YILDIRIM KAYA (Ankara) - Genel Başkan yalan söylemez, haddini bil!
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Ne diyorsun sen ya?
SALİH CORA (Trabzon) - Hamburgerciden aldığı sipariş...
YILDIRIM KAYA (Ankara) - Haddini bil! Genel Başkan yalan söylemez.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sana bir şey söyleyeyim mi Sayın Cora; çok rahatsız oldun. Ve rahatsız olmakta çok haklı; rahatsız olmalı. Aslında hepiniz rahatsız olmalısınız bu durumdan, hepiniz; hepiniz rahatsız olmalısınız.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, hepiniz sırası gelince görüşlerinizi ifade edin.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkan, sözünü geri alsın.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ne söyledi?
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - "Genel Başkan yalan söylüyor." dedi.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bak, sen Trabzon Vekilisin; ben geçen yıl Rize'nin Güneysu ilçesine gittim, Cumhurbaşkanının memleketi ve orada karşımıza çıkan vatandaşların bana ilettikleri ilk problem neydi biliyor musunuz?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir saniye...
Değerli arkadaşlar...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - "Uyuşturucuyla başımız belada, lütfen bize yardım edin." dediler. Sen git, önce o bölgendeki uyuşturucuyla mücadeleyle ilgili sorunlara bir bak.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Emine Hanım, bir saniye lütfen.
Değerli arkadaşlar...
(Uğultular)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir saniye... Sayın Cora...
Değerli arkadaşlar...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bakın, sizin iktidarınız mücadeleyi "mış" gibi yapıyor, "mış" gibi, "mış" gibi yapıyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Emine Hanım, ilave edeceğim, söz.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Ama Pandoranın kutusu...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Emine Hanım, ilave edeceğim.
Bir müsaade ederseniz, bir şey söyleyeyim. Hani, burada bir hararet yükseldi.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, bütün gruplardan rica ediyorum. Bütçe görüşmesindeyiz, tabii ki görüşlerimizi, eleştirilerimizi ifade edeceğiz ama genel başkanları hiçbirimiz tartışmayalım, her birimizin genel başkanı kendisi için kıymetli. Dolayısıyla, genel başkanlar üzerinden bir tartışma yapmak doğru değil.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sözünü geri alsın.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - "Yalan söylüyor." dedi.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Biz kendi görüşlerimizi sırası geldikçe... İkinci söyleyeceğim...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Başkan, "Yalan söylüyor." dedi, sözünü geri alacak.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir saniye...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Her görüşmede yapıyor bunu.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir saniye...
Sizden de çok söyleyen oluyor, "Yalan söyledi." diyen. Emine Hanım, bu sadece bir kişinin sözü değil. Genel bir anlayış birliği oluşturalım yani bir anlayış birliği oluşturalım.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sözünü geri alsın Sayın Başkan, olmaz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İşte, onun için konuşuyorum ama Emine Hanım müsaade etmiyor. Bir müsaade ederseniz...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Genel Başkanımızla ilgili, bana söylemiyor, "Yalan..." Bana söylese tamam, hadi şey gösterelim...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yok, yok, size de söylemesin, kimseye yani...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Genel Başkanımızla ilgili "Yalan söylüyor." dedi, sözünü geri alsın.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, bakın, "yalan" sözü hakaret midir, değil midir, hukuken bilmiyorum; bir bakmak lazım.
YILDIRIM KAYA (Ankara) - Sözünü geri alsın, düzeltsin.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Fakat şunu söylüyorum: En azından nezaketen söylenmemesi gereken bir söz.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Başkan, biz söylediğimiz zaman müdahale ediliyordu.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir müsaade eder misiniz, tamamlayayım. Emine Hanım, bir müsaade edin.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Tamam Sayın Başkan.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Arkadaşlarımıza benim tavsiyem şu: Bir konunun gerçekle örtüşmediğini düşünebilirsiniz, bu gayet doğal bir şey. Buna "Yalan söylüyorsunuz." ifadesi yerine, "Bu ifade doğruyla örtüşmüyor, doğru değildir. Bu, doğruyu yansıtan bir ifade değildir." şeklinde ifade etmeniz daha doğru olur diye inanıyorum, nezaketen daha doğru olur diye inanıyorum. Hani, hukuken şeyi... Hani, nezaketen bunu hepimizin yapmasında fayda var diye düşünüyorum.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bu ifadeyi düzeltmesini rica ediyoruz Salih Bey'den.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Evet.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun Salih Bey, size söz veriyorum, buyurun.
SALİH CORA (Trabzon) - Değerli Başkanım, dün akşam Genel Başkanlarının yaptığı açıklamayı ben sosyal medyada takip ettim. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük uyuşturucuyla mücadele dönemini yaşadığı bir süreçte ortaya attığı iddialar tamamen iftira boyutunda. Açık ve net bir şekilde yalan konuşmaktadır...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Başkan...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar...
SALİH CORA (Trabzon) - ...ve uyuşturucu çetelerine, mafyaya cesaret vermektedir. Bu konuyu...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Başkan...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bak, Salih Bey, "Doğruyla örtüşmüyor, doğru değil." diyebiliriz ama "yalan" ifadesini nezaketen kullanmamamız gerekir.
SALİH CORA (Trabzon) - Yalan konuşuyor.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Lütfen sözünüzü geri alın Sayın Cora.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bütün genel başkanların hukukunu korumamız lazım. Rica ediyorum...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sözünüzü geri alın.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - "Doğruyla örtüşmüyor." demeniz daha doğru.
SALİH CORA (Trabzon) - Amerika'da hamburgerciden aldığı siparişle de ortaya çıkarmıştır.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sana düşmez cevap vermek.
SALİH CORA (Trabzon) - Amerika'da hamburgerciden...
(Uğultular)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Salih Bey, kusura bakmayın. Bakın, "yalan" kelimesini bu Plan ve Bütçe Komisyonunda kullanmayalım. "Doğruyla örtüşmüyor." diyebilirsiniz, "Doğru değil." diyebilirsiniz, gayet doğal ama "yalan" ifadesini düzeltelim lütfen.
SALİH CORA (Trabzon) - Uyuşturucu baronlarıyla, uyuşturucuyla en fazla mücadele eden AK PARTİ'ye atılmış bir iftira olarak değerlendiriyorum.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sana öyle geliyor, sana öyle geliyor!
SALİH CORA (Trabzon) - Ve bunu reddediyoruz, kabul etmiyoruz.
Her şeyi ortaya koyabiliriz; bütün yapılan operasyonları, çökertilen çeteleri, cezaevlerindeki raporları ortaya koyabiliriz yani. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, ben milletvekillerinin... (AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
Bir saniye, bir saniye...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Uyuşturucuyla sokakta mücadele ediliyor, siz kaynağını kesmiyorsunuz, uyuşturucuyla mücadelenin kaynağında mücadele etmiyorsunuz.
SALİH CORA (Trabzon) - Ya, uyuşturucuyla mücadele bizim işimiz, biz bu mücadeleyi yapıyoruz.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - O kaynağı...
SALİH CORA (Trabzon) - Bu konuda sizden ders alacak değiliz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Cora, aynı şeyi...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sözünüz...
SALİH CORA (Trabzon) - Siz, mafya liderlerinin dublörü konumuna dönüşmüşsünüz.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Başkan...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bunun için mi söz verdiniz Sayın Başkan?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Siz "Söz verin." dediniz söz verdim, "Söz verin." dediniz, söz verdim, siz istediniz yani. Ne diyebilirim?
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Eleştiri yapsın diye mi söz verdiniz?
SALİH CORA (Trabzon) - Ve Genel Başkanınız kendilerine verilen rolü oynadı.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sözünü geri al!
YILDIRIM KAYA (Ankara) - Bu nasıl düzeltme ya! Özrü kabahatinden büyük.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, "yalan" kelimesi hakaret olarak görülmüyor, hukuken görülmüyor.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Biz mahkeme değiliz Sayın Başkan.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ben görülmesi gerektiğini düşünüyorum ama hukuken böyle değil. Ama nezaketen kullanılmaması gereken bir kelime olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum. Sizlerin takdiri ama ben, şunu söylüyorum: "Doğru değil." diyebiliriz, "Bu, gerçekle hiçbir şekilde bağdaşmayan bir ifadedir." diyebiliriz; aynı fikri çok daha nazik bir şekilde, kibar bir şekilde ifade edebiliriz. Bunu tercih etmenizi de tavsiye ediyorum ama tabii, benim milletvekillerine, hukuk dışında bir şeyi dikte edecek hakkım da yok, bir şey diyemiyorum.
Emine Hanım, sürenize ilave ediyorum, devam edin lütfen.
YILDIRIM KAYA (Ankara) - Sedat Peker Trabzon'da çalışma yaptı unuttuk mu? Sedat Peker'in hizmetiyle seçildin, unuttun mu?
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Başkan...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun lütfen.
Üç dakika ilave ediyorum.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Üç dakika ilave ediyorsunuz...
YILDIRIM KAYA (Ankara) - Sedat Peker'le kol kola girdiğin günleri unuttun mu?
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Başlayamıyorum ki.
SALİH CORA (Trabzon) - Kim girdi kol kola?
YILDIRIM KAYA (Ankara) - Sen! Trabzon'da...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, Emine Hanıma söz verdim, başlasın.
Lütfen...
SALİH CORA (Trabzon) - İspatlamayan şerefsizdir!
YILDIRIM KAYA (Ankara) - Şerefsiz sensin!
SALİH CORA (Trabzon) - İspatlamayan şerefsizdir!
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Cora sürekli bunu yapıyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Cora, sıra size geldiğinde ifade edin lütfen.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Her bütçe görüşmesinde bunu yapıyor, lütfen buna müsamaha göstermeyin. Artık yeter!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Defalarca uyardım, defalarca uyardım ama artık devam ettirmeyelim karşılıklı.
Siz, buyurun.
SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Başkan, bir şeyi düzelteceğim.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Böyle bir şey olamaz Sayın Başkan.
SALİH CORA (Trabzon) - Bakın, Yıldırım Bey orada, ifadesinde...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Cora, sıra size geldiğinde konuşun. Söz verdim...
SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Başkan...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hayır, lütfen, sıra size geldiğinde lütfen.
Ama size söz verdim, tartışma daha bir alevlendi. Kusura bakmayın, böyle gidemeyiz yani.
SALİH CORA (Trabzon) - Başkanım, Yıldırım Bey oradaki ifadesinde... Şurayı kaçırıyoruz...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ne diyor? Ben duymadım doğrusu.
Buyurun.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Böyle yaparsanız, böyle yönetirseniz devam edemez.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Başkanım, bu konuyu sonra tartışsınlar. Böyle bir usul yok.
SALİH CORA (Trabzon) - Başkanım, bakın, şurayı kaçırıyorsunuz...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Böyle bir usul yok Sayın Başkan.
SALİH CORA (Trabzon) - Başkanım, karşı taraf, muhalefet, iktidar partisine, Komisyonun birinci partisine açıkça hakaret edecek, iftiralarda bulunacak ve buna sessiz...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sen başlattın!
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Ya, sen başlatmadın mı?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Siz de "iftira" dediniz zaten.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sen başlatmadın mı bunu?
SALİH CORA (Trabzon) - Başkanım, Yıldırım Bey ifadesinde şunu söylüyor...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bakacağım ben.
SALİH CORA (Trabzon) - Tutanaklara bakın, Yıldırım Bey ifadesinde diyor ki: "Sen, Trabzon'da Sedat Peker'le kol kola gezmedin mi?"
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Peki, baktıracağım.
SALİH CORA (Trabzon) - Bu, alçaklıktır, şerefsizliktir ya! (CHP sıralarından gürültüler)
YILDIRIM KAYA (Ankara) - Senin yaptığın nedir?
Sayın Başkan...
SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Başkan...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, bütçeyi görüşüyoruz.
Sayın Cora, tutanaklara bakacağım ondan sonra.
YILDIRIM KAYA (Ankara) - Ama bakın...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Şu anda devam edeceğiz. Tutanakları isteyip bakacağım, ne dediğinize bakacağım.
YILDIRIM KAYA (Ankara) - Sayın Başkan, tutanaklara bakmadan Salih Cora'ya söz verdiniz, bana da söz vermek durumundasınız.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet Başkanım, doğru.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun size de söz veriyorum, buyurun.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama Yıldırım Beyefendi de direkt "Sen şerefsizsin." dedi.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamam, son kez söz veriyorum.
YILDIRIM KAYA (Ankara) - Salih Cora'nın, herhangi bir milletvekilinin herhangi bir siyasi partinin genel başkanına "yalancı" deme hakkı da yok, haddi de yok. Bu sözün geri alınmasını talep ettik ama Salih Cora bunu düzelteceği yerde, daha da ilerletti.
Çok açık ve net; Sedat Peker'in açıklamaları, Trabzon'da seçim sürecinde Adalet ve Kalkınma Partisinin...
SALİH CORA (Trabzon) - Yalan söylüyorsun!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
Farklı tartışmalara girmeyelim rica ediyorum, bütçeyi konuşuyoruz. Teşekkür ediyorum.
Tutanaklara tekrar baktıracağım.
Emine Hanım, lütfen devam edin.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Başkan...
SALİH CORA (Trabzon) - Açık açık söylüyorum: Genel Başkanınız...
YILDIRIM KAYA (Ankara) - Yalancı sensin! Yalan söyleyen sensin!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, artık yeter, kifayetimüzakere.
SALİH CORA (Trabzon) - Hamburgerciden sipariş...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, ara vermemi mi istiyorsunuz? Sayın Cora, Mehmet Bey...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Ya yeter artık!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Rica ederim, yeter artık gerçekten yeter yani. Bütçe konuşuyoruz.
Buyurun.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Yeter, yeter!
SALİH CORA (Trabzon) - Ama bakın...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sana yeter!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar...
SALİH CORA (Trabzon) - Açık açık söylüyorum...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sus artık ya, sus! Yeter!
YILDIRIM KAYA (Ankara) - Her bütçede böyle yapıyor!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun Emine Hanım, devam edin.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bu konuyla ilgili son bir cümle söyleyip başka bir konuya geçeceğim. Bu, uyuşturucuyla nasıl bir mücadeledir ki sokakta mücadele ettikçe büyüyen bir sorun hâline geliyor. Nokta diyorum, Pandora'nın kutusu açılmıştır.
Sayın Başkan, Sayın Bakan; biraz Sayıştay raporlarıyla ilgili bir konuya değineceğim konuşmamın devamında. Sayıştayda ciddi tespitler, bulgular var. Bunlardan bir tanesi -Sayın Bakan dinliyor musunuz- Bakanlık ile bir federasyon arasında yapılmış bir sözleşmeyle ilgili. Sayıştay raporu "... Federasyonu" yazmış ama ada paftasını verdiği için bu federasyonun İstanbul Beykoz Riva'daki Futbol Federasyonu olduğunu tabii ki biz kolaylıkla anlıyoruz.
Şimdi, Spor Genel Müdürlüğü ile federasyon arasında 27/8/2013 tarihli bir protokol imzalanmış. Bir arazi, bir hizmet binası yapım amacıyla 28/5/2039 tarihine kadar federasyona tahsis edilmiş. Bu tahsis 8/5/2020 tarihli Bakan oluruyla iptal edilmiş. Bu olura istinaden düzenlenen aynı tarihli protokolde taşınmazlar üzerinde federasyon tarafından yapılan tesislerin bedeli karşılığında Bakanlığa devri kararlaştırılmış. Şimdi, Sayın Bakan, bu bedel Bakanlık tarafından 5/3/2021 tarihi itibarıyla tamamen ödenmiş, üç ay içerisinde federasyon bu binayı, araziyi teslim etmesi gerekirken etmemiş. Federasyona 3 ayrı tarihte yazı yazılmış ama federasyon -bir zahmet- bunlara da cevap vermemiş, aradan geçen sürede tesisler devralınamamış. Peki, ne kadar para ödenmiş? Toplamda 176 milyon 936 bin 447 lira. Şimdi, bu parayı o günkü kurdan hesaplayıp bugüne baktığımızda karşımıza 445 milyar 735 milyon lira ödenen bir para çıkıyor. Şimdi, Sayın Bakan, şunu sormak istiyorum: Aradan geçen bu kadar sürede, bu kadar erken ve hızlı bir şekilde bu parayı federasyona ödeyip neden teslim alınmasıyla ilgili gerekli girişimlerde bulunmadınız? Eğer teslim almayacaksanız, 2039'a kadar bu tahsis zaten vardı, 2020 yılında neden bu tahsisi kaldırdınız ve hâlâ federasyona kullandırmaya devam ediyorsunuz, bunun arkasında ne var? Konuşmanızda da "Federasyonumuzun yanındayız, ona destek oluyoruz." dediniz. Türkiye'de futbolun geldiği durum ortada. En fazla konuşulan spor dalı da futbol zaten. Altyapı yetersiz, her yıl bunu konuşuyoruz. Bakın "spor" diyoruz, "Sporcu... Gençlerin spora alıştırılması, kötü alışkanlıklarından uzaklaştırılması." diyoruz farklı branşlarda...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Emine Hanım, süreniz doldu, üç dakika ilaveniz de doldu. Bitirebilirseniz...
Buyurun.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Tamam, o zaman bağlayayım sözümü Sayın Başkan.
Diğer branşlarda başarılarımızla övünüyoruz, kız voleybol takımlarımızla, basketbol takımlarımızla, diğer branşlarda madalya alanlarla ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz ama futbolda da... Yani Digiturk'ün bile anlaşmasının Cumhurbaşkanının oluruyla yapıldığı bir sektörden bahsediyoruz. Artık lütfen bu devletin kaynaklarını buralara aktarmayın. Ben de bir taraftarım ama futbolun geldiği noktadan hiçbir taraftarın memnun olmadığını da biliyoruz.
Bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum.