KOMİSYON KONUŞMASI

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Tüm arkadaşları saygıyla selamlıyorum.

Her yıl olduğu gibi bugün yine Gençlik ve Spor Bakanlığı tüm gençlerin sorunlarını görmezden geldi, güllük gülistanlık bir tablo çizdi sunumunu yaparken ama gerçekliğin bu olmadığını bizler çok iyi biliyoruz. Geçen yıl da aslında bahsetmiştik, bu yıl maalesef tekrar bahsetmek durumunda kalıyoruz. Geçen yıl da bir barınma sorunu vardı, bu yıl tekrar bir barınma sorunuyla karşı karşıya kaldık. Pandemiden sonra özellikle üniversite sınavında barajların kaldırılmasıyla beraber aslında neredeyse bütün üniversitelerdeki kontenjanların dolması ve buna karşılık yeterince Kredi Yurtlar Kurumunun olmamasından kaynaklı öğrenciler bu yıl da sokakta kaldı. Geçen yıl öğrenciler günlerce parklarda sabahladı, sokaklarda uyudu "Barınamıyoruz." dedi. Bu yıl yine benzer bir durum yaşandı, öğrenciler yine Ankara'da, İzmir'de, İstanbul'da, Mersin'de, Adana'da, Antalya'da parklarda sabahladı "Bir çatımız yok, çatımız gökyüzü." dedi. Bakan veya herhangi bir yetkili bir kez olsun dahi öğrencilerle bir görüşme gerçekleştirmedi, öğrencilerin bu sorununu görmezden geldi ama tüm bunlara rağmen, öğrenciler barınma sorununu dile getirmekten çekinmediler ve yine, bununla beraber "Barınamıyoruz." diyen ve barınamadığı için, Kredi Yurtlar Kurumundan yer alamadığı için eğitimine ara vermek durumunda kalan onlarca öğrenci oldu. Özellikle genç kadınlar barınamadığı için, herhangi bir yurda yerleşemediği için ve bir ev kirasını ödeyemeyecek durumda olmasından kaynaklı eğitimine ara vermek durumunda kaldı.

Elbette yurtların sorunu, Kredi ve Yurtlar Kurumunun yurtlarının sorunu bir tek bunlar değil. Kapasitenin artırıldığından bahsediliyor ama kapasitenin nasıl artırıldığını biz çok iyi biliyoruz. Kapasite bu şekilde arttırıldı; ranza sistemine geçildi, ranzalar kırıldı ve öğrenciler yerde yatmak durumunda kaldı. Yine, ranza sistemiyle donatılmış bir yurt, çalışma masası yok, dolaplar yok, öğrenciler böyle yurtlarda, böyle odalarda barınmak zorunda bırakıldı ve burada eğitiminin tamamlanması istendi öğrencilerden. Elbette ki Kredi ve Yurtlar Kurumunun tek sorunu sadece ranza sistemine geçilmesi değil. Şansa yurda yerleşmiş bir öğrenci tek tip yemek sistemiyle beslenmek zorunda kaldı ve aslında beslenemedi, aç kaldı. Öğrencilere bir akşam yemeğinde verilen yemek makarna ve aslında makarnanın içerisinde bir böcek. Yine, sabah kahvaltısında sadece 5 zeytin ile beyaz peynir ve bir ekmekle öğrenciler aslında sadece sokaklarda bırakılmadı, yurda yerleştirilen öğrenciler de aç bırakıldı aynı şekilde.

Elbette, yemek sistemi sadece aç kalmayla da sınırlı değil. Ekim ayında dört farklı yurtta zehirlenme durumu yaşandı; Karabük Bahaddin Gazi KYK Erkek Öğrenci Yurdu'nda 130, Ankara Emine Şerif Hanım KYK Kız Öğrenci Yurdu'nda 21, Dersim Anadolu KYK Kız Öğrenci Yurdu'nda 12 ve Gümüşhane Hacı Şaban Cengiz KYK Erkek Öğrenci Yurdu'nda 40 öğrenci yedikleri yemeklerden kaynaklı zehirlendiler. Tek tip yemek sistemi zaten öğrencileri açlığa mahkûm ederken aynı zamanda zehirlenmelerine de sebep oldu ve onlarca öğrenci KYK yurtlarında yedikleri yemeklerden dolayı zehirlendi.

Yine, KYK yurdunda yaşayan, barınan öğrencilerin, aynı zamanda, tüm demokratik hakları da ellerinden alınmış olunuyor. Sayın Bakan, sunumunda seçilme yaşının 18'e indirildiğini söyledi. Evet, seçilme yaşı 18'e indirildi ama gençler siyasetten uzaklaştırılmaya çalışılıyor, gençler demokratik haklarından uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Munzur Üniversitesi öğrencisi 6 kadın öğrenci "Gülistan Doku nerede?" eylemlerine katıldıkları için yurtlarından atıldılar, uzaklaştırıldılar. Akdeniz Üniversitesinden 12 öğrencinin 9'u 8 Mart kutlamalarına katıldıkları için yurtlarından süresiz bir şekilde uzaklaştırıldılar, atıldılar. Üniversite okuyan gençler siyaset yapamayacak mı? Üniversite okuyan gençler en demokratik haklarını kullanamayacak mı? Yurtların koşullarının iyileştirilmesi için bir basın açıklaması düzenleyemeyecek mi? Böyle mi demokratik haklar sağlanıyor öğrenciler için? Buradan Bakanın bunu da cevaplamasını istiyoruz. Birçok öğrenci demokratik hakkını kullandığı için yurtlarından atılıyor ve bursları kesiliyor.

Öğrenciler barınamıyor. Verilen 850 lirayla geçinemiyor. 850 lira sadece ulaşıma dahi yeterli olmuyor birçok ilde ama bir de işin trajikomik bir yanı var; devlet tefeciliğe soyunuyor. Kredi olarak verdiği bursu, "burs" adı altında verdiği aslında krediyi faiziyle işsiz bıraktığı gençlerden 3 katı, 4 katı geri almak istiyor. Daha sonra, "Biz faizi sildik." diyerek aslında 3 katı, 4 katı parayı öğrenciden almak istiyor. Daha sonra, müjdeyle "Biz faizi sildik." diyerek gençlere müjde veriyor. Bu müjde, öğrencinin, gencin aklıyla dalga geçmektir. Faize bindireceksiniz ilk önce, daha sonra "Biz faizi sildik." diye müjde vereceksiniz; böyle bir müjde olmaz. Müjde vermek istiyorsanız tüm öğrencileri ücretsiz bir şekilde KYK'lerde barındırın, tüm kredileri bursa çevirin. Bursu da öğrencilerin geçinebileceği bir miktarda belirleyin.

Zaten öğrenciler işsiz. Bu ülkede 2 milyondan fazla üniversite mezunu genç işsiz. Aynı zamanda, her 4 gençten 3'ü iş bulamıyor. Öğrenciler çok zor koşullarda eğitim hayatını tamamlamaya çalışıyor, part-time işlerde çalışıyor, yurtlarda barınmaya zorlanıyor, zehirleniyor, aç kalıyor ama bunun sonucunda, mezun olduktan sonra da işsiz kalıyor.

Bugün biz Türkiye'de yaşayan gençlere baktığımızda yüzde 70'i, yüzde 75'i bu ülkede yaşamak istemiyor çünkü işsiz, çünkü umutsuz, çünkü demokratik haklarını kullanamıyor, çünkü özgür bir ülke yok ve AKP iktidarı döneminde 20 bin genç intihar etti ve bu intiharların bir kısmı yurtlarda yaşayan öğrencilerdi. Sadece bir yıllık duruma baktığımızda, son bir yılda yurtlarda barınan ve intihar eden... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, size söz verdiğimde cevap verebilirsiniz.

Bu arada da bilgiler alırsınız.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Bu tabloya baktığımızda, aslında Bakanlığın gençler açısından kendini sorumlu hissetmediğini çok açık bir şekilde görüyoruz.

Ben birkaç örnek vereceğim: 3 Aralık 2021'de Bingöl KYK Pir Ali Bey Kız Yurdu'nda kalan 20 yaşındaki bir genç intihar etti. Akdeniz Üniversitesi KYK yurtlarında kalan 3 öğrenci şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar...

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Bezm-i Âlem Valide Sultan Yurdu'nda Halil Gülcan...(AK PARTİ sıralarından gürültüler)

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Senin kardeşin diplomatı katletti ya!

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Başkan...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, sıra size geldiğinde görüşlerinizi ifade edersiniz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - İsyan ediyorum ya!

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Ben burada gençlerin sorunundan bahsediyorum, siz katlettiğiniz gençlerin hesabını verin, siz katlettiğiniz, aç bıraktığınız, sokakta bıraktığınız gençlerin hesabını verin. Bu gençlerin ne suçu var, aç bıraktığınız gençlerin ne suçu var?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Burada yalan söylüyorsun, böyle bir şey olamaz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Aydemir, müsaade ederseniz... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Bir saniye...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Böyle bir şey olur mu arkadaş!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, bütün grupların konuş...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bu diplomatın ne suçu var?

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Sen aç bıraktığın, sokakta bıraktığın gençlerden bahset, işsiz bıraktığın gençlerden bahset. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Senin kardeşin diplomatı şehit etti.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Aydemir...

Değerli arkadaşlar...

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Senin iktidarında gençler bu ülkede yaşamak istemiyor, senin iktidarında gençler bu ülkede yaşamak istemiyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sen yalancısın.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, bir dinler misiniz. Ara mı vereyim? Bir yapmayın lütfen. Bir dinler misiniz değerli arkadaşlar.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - İsyan ediyorum ya! Böyle bir şey olamaz ya!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İbrahim Bey, rica ediyorum.

Değerli arkadaşlar, birbirimize...

Farklı partilerle bir çalışma yapıyoruz. Burası hiçbir partinin grup salonu değil, bütün partiler burada. Bu partiler farklı partiler, farklı görüşleri olan partiler, farklı hassasiyetleri olan partiler, İç Tüzük'ümüzün genel çerçevesi içinde hepsi görüşlerini ifade edecekler. Bunu yapmak durumundayız. Burası Plan ve Bütçe Komisyonu. Hoşumuza gitsin gitmesin, katılalım katılmayalım, bütün fikirleri dinleyeceğiz. Sonuçta, söz geldiğinde herkes kendi fikrini ortaya koyacak, eleştirisini ortaya koyacak, bu çalışmayı yürüteceğiz. Dolayısıyla, sizden rica ediyorum, birbirimizin fikirlerine karşı biraz tahammüllü davranalım ama elbette İç Tüzük'ümüzün genel kuralları çerçevesinde.

Devam edin lütfen.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Akdeniz Üniversitesi KYK yurtlarında kalan 3 öğrenci şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Bezm-i Âlem Valide Sultan Yurdu'nda Halil Gülcan, Elmalılı Hamdi Yazır Yurdu'nda Muhammet Emre Kandemir ve Muhammet Kaya isimli gençler hayatını kaybetti. Öğrencilerin can güvenliği Bakanlığınızın sorumluluğunda değil mi? Tek bir açıklama dahi yapılmadı bu öğrenciler katledildikten sonra, intihar ettikten sonra. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

SALİH CORA (Trabzon) - Katletmek sizin işiniz ya!

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Biz soru önergesi verdik. Verdiğimiz soru önergesinde cevabınız ne oldu, biliyor musunuz Sayın Bakan: "Olayla ilgili Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı konuyla ilgili inceleme başlatılmıştır."

SALİH CORA (Trabzon) - Katletmek sizin işiniz!

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Bir dinleyin ya! Bu ne ya! Bu ne saygısızlık Başkan.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Peki, bu inceleme sonucu ne oldu? Kamuoyuna bu inceleme sonucu açıklandı mı?

SALİH CORA (Trabzon) - Katletmek sizin işiniz!

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Bir sus ya! Bir sus!

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - KYK yurdunda barınan bu gençler hayatını kaybediyor, Bakanımız kamuoyuna... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, Bakanımız bunlara cevap verecektir mutlaka, cevabını verecektir, biraz sabır sabırlı olalım lütfen.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Ve bununla beraber, ülkedeki gençlerin durumuna baktığımızda zaten durumun çok daha vahim olduğunu görüyoruz. Ülkede yüzde 75'in üzerinde bir oranda gençler Türkiye'de yaşamak istemediğini, geleceğini görmediğini, umutsuz olduğunu söylüyor. Ve her ilden nasıl oluyorsa gençler kaçak bir şekilde yurt dışına çıkıyor. Ağrı'ya bakıyoruz, işsizlik oranının yüzde 70 olduğu, Türkiye'nin en yoksul kentlerinden olan Ağrı'da gençler ne hikmetse hiçbir sorun yaşamadan çok rahat bir şekilde kaçakçılarla yurt dışına çıkabiliyor, yurt dışına çıkıyor; Dersim'de durum yine aynı şekilde, Urfa'da durum yine aynı şekilde, Şırnak'ta durum aynı şekilde, İstanbul'da yaşayan gençlerde durum aynı şekilde. Yurt dışında yaşamak isteyen, geleceğini göremeyen gençler için bir politikanız, ayırdığınız bir bütçe var mı? Gençler umutsuz, gençler bu iktidarın politikalarından memnun değil, burada yaşamak istemiyor ama siz yaptığınız sunumda bununla ilgili tek bir söz kurmadınız. Gençlerin tek bir gerçek sorununa değinmediniz.

Şimdi, bağımlılık gün geçtikçe artıyor. Uyuşturucu kullanımı 11-12 yaşa kadar düştü. "Politikalarımız var." diyorsunuz, "Seminerler düzenliyoruz." diyorsunuz; peki, bu madde bağımlılığı ülkeye nasıl geliyor? Nasıl bu kadar kolay satılıyor? Nasıl her köşe başında madde satılıyor?

SALİH CORA (Trabzon) - Sizin işiniz ya, sizin işiniz.

ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) - Sizin işiniz sizin, baron... Senin işin.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Senin işin engellemek, senin işin madde bağımlılığını engellemek.

(AK PARTİ ve HDP sıraları arasında karşılıklı konuşmalar)

ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) - Şakşakçıya bak, şakşakçıya!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar... Sayın Cora, karşılıklı konuşma usulümüz yok, sıra geldiğinde cevap verirsiniz.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Madde kullanımı 11-12 yaşına kadar düştü. İktidar sizsiniz, neden engellemiyorsunuz? Madde kullanımını, satışını neden engellemiyorsunuz?

SALİH CORA (Trabzon) - Sizin işiniz ya.

ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) - Şakşakçısın, şakşakçı! Şakşakçıya bak hele!

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Bu ülkede nasıl madde kullanımı yaşı 11-12'ye kadar düştü?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Cora, sıra size geldiğinde cevap verirsiniz ama karşılıklı konuşursak bitiremeyiz bu çalışmamızı, rica ediyorum.

ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) - Herkese saldırıyor, amigo...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Başkan, Cora'yı sık sık...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ben herkesi uyarıyorum, herkesi uyarıyorum.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - AKP iktidarının işi, madde bağımlılığının, kullanılmasının yaygınlaştırılmasında rol oynamak. Neden engellemiyorsunuz?

(AK PARTİ ve HDP sıraları arasında karşılıklı konuşmalar)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım. Böyle bir usulümüz yok, sırası geldiğinde cevap verelim.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Okul önünde bu kadar rahat madde satılıyorken neden engellenmiyor? Her sokak başında uyuşturucu satılıyor, neden engellenmiyor, neden engellemiyorsunuz? Neden uyuşturucu satımını engellemiyorsunuz?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım, hatip "AK PARTİ'nin işi uyuşturucu bağımlığını artırmaktır." diyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir saniye.. Bir saniye...

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Neden gençlerin yurt dışına kaçışını engellemiyorsunuz? Kaçakçılık nasıl oldu da bu ülkede bu kadar kolay yapılan bir...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir saniye... Bir şey söyleyeceğim.

Sürenizi durduruyorum.

"Uyuşturucu AK PARTİ'nin işidir." gibi bir ifade kullandınız mı?

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Kullandı, kullandı.

ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - Kullandı Sayın Başkan.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - "Artırmaktır..." diyor Sayın Başkanım.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - AK PARTİ'nin işi değil, "Engellemek AK PARTİ'nin işidir."

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - "Engellemek işidir." diyebilirsiniz elbette ama "Uyuşturucu AK PARTİ'nin işidir." dediyseniz -ben tam duyamadım- bu hiçbir şekilde...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım, biz de bütçe görüşmelerinin huzurlu bir şekilde geçmesini istiyoruz, yalnız konuşmacı ısrarla hem hükûmetimizi hem Bakanımızı, Bakanlığımızı hem de Komisyonumuzu tahrik eden konuşmaya devam ediyor.

ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) - Eleştirmesin mi?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bu şekilde konuştuğu zaman, "Katletmek..." "AK PARTİ'nin işidir..." derken, bizim susmamızı beklemeyin Sayın Başkanım. Yani biz, sabahtan beri...

(AK PARTİ ve HDP sıraları arasında karşılıklı konuşmalar)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Müdahale ediyorum ben, gerektiği yerde müdahale ediyorum. Bu tutanaklara tekrar baktıracağım ama hiçbir partinin işi uyuşturucu olamaz. Hepimizin görevi engellemektir.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Teşekkür ederim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen, karşı tarafla tartışmaya girmeden, ikili diyaloglara girmeden sunumlarımızı yapalım.

Değerli arkadaşlar, herkesi sükûnete davet ediyorum. Lütfen, birbirimize hakaret etmeden, kişiselleştirmeden, İç Tüzük'ümüz gereği temiz bir dil kullanarak, hep birlikte bu sorumluluk içinde hareket ederek bu tartışmaları yürütelim. Bir bütçe tartışması yapıyoruz, herkes başka yerde gidip daha siyasi konuşmalar yapabilir. Burada bütçeye dönük sizlerden katkılarınızı, görüşlerinizi, eleştirilerinizi bekliyoruz.

Buyurun devam edin, sürenizi tamamlayın lütfen.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Açıkçası gençlerin sorunlarından bahsederken AKP iktidarının neden bu kadar tepki gösterdiğini de anlamıyoruz. Bağımlılık konusunda neden bu kadar...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Şimdi, siz AK PARTİ Grubunu...

Lütfen, kendi konuşmanıza yoğunlaşın.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Biz madde kullanımını yaygınlaştıranları eleştiriyoruz, siz neden bu kadar tepki gösteriyorsunuz gerçekten bunu anlamakta zorlanıyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama bakın, tartışmayı bitirmiyor Sayın Dağ.

Şimdi, siz AK PARTİ Grubuyla yine ikili diyaloğa giriyorsunuz, kendi konuşmanızı yapın, rica ediyorum.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Ama bu şekilde olmaz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama karşı tarafa soru sorarsanız oradan da tepki gelir.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Öyle olmaz, soru değil, ben eleştiremeyecek miyim?

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Başkan...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ya, eleştirin, eleştirmeyin demiyorum.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Tamam, bu tepki nedir? Bu tepki nedir?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Benim söylediğim şu: Karşılıklı diyaloga girmeyelim, kendi görüşünüzü söyleyin.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Karşılıklı diyaloga karşı taraf geçiyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Herkese söylüyorum.

Buyurun.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - O kız bir suçlamada bulunmuyor, bir eleştiride bulunuyor. Siz dersinizi alırsınız...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Böyle bir eleştiri yok.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Eleştiriye cevap verirsiniz, eleştiriye cevap verirsiniz.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - 4-5 kişi en öne oturmuşsunuz, genç bir arkadaşımıza...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen görüş ve eleştirilerinizi ifade edin ama karşı tarafı muhatap alıp sorular sorarsanız oradan da cevaplar gelir, bitiremeyiz bu işi.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Başkan, manipüle ediyorlar, şiddet uyguluyorlar, mobbing uyguluyorlar.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Spor Bakanlığının bütçesini görüşüyoruz, bir genç konuşuyor ama bir gencin gençlerin sorununu söylemesine tahammülünüz yok, tahammül edemiyorlar.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen konuşmanıza geri dönün.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - İşte AKP iktidarının gençliğe bakışı tam da bu, gençliğe bakış tam da bu. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Başkan, ama olmaz ki böyle.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, Dirayet Hanım, sizler de lütfen yerinize geçin.

Ben uyarıyorum, ben uyarıyorum, lütfen devam edin.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - AKP iktidarının gençlere bakışını burada bir kez daha gördük. AKP iktidarının gençlere bakışını bir kez daha gözler önüne serdiniz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Eleştirmiyor, suçluyor, bunu yapamaz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uğur Bey, rica ediyorum... Arkadaşlar böyle bitiremeyiz, lütfen.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Bir gencin konuşmasına, eleştirisini sunmasına dahi tahammülünüz yok.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Böyle bitiremeyiz, bitiremeyiz, lütfen.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Bir gencin Bakanlığın bütçesini eleştirmesine, AKP iktidarını eleştirmesine dahi tahammülü yok.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bütün eleştiriler burada dile getiriliyor, rica ediyorum.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Bunu bir kez daha görmüş olduk. Burada resmen gençlerin sorununu dile getiren genç bir kadın linç edilmek isteniyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne alakası var?

ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - Bu ne ya!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Kimse linç edilmez.

Lütfen buyurun, sözünüzü tamamlayın.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Ve aslında söylediğimiz eleştirilere tek bir cevap da yok.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bakın, ben size söz veriyorum, siz ısrarla bu tartışmayı devam ettirmek istiyorsunuz. Lütfen kendi konunuza dönün.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Benim söylediğim eleştirilere her türlü cevap verebilirsiniz ama tek bir cevabınızın olmadığını da çok iyi biliyoruz.

Sizin AKP iktidarı döneminde 20 bin genç intihar etti, intihar. 20 bin genç intihar etti sizin iktidarınız döneminde. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - Ne alakası var, lafını bil, öyle konuş!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buna mutlaka cevap verirsiniz. Değerli arkadaşlar, ben ne diyebilirim?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkan...

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Başkan...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ne diyebilirim yani? Cevap verirsiniz, size söz verdiğimde cevap verirsiniz.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Bu ülkedeki gençlerin yüzde 75'i sizin iktidarınızın olduğu ülkede yaşamak istemiyor. Türkiye'de yaşamak istemiyor, yurt dışına gitmek istiyor. Soruyoruz: Bu gençler kaçakçılıkla beraber nasıl yurt dışına çıkıyor?

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Yurt dışına gönderen sizsiniz. Yurt dışına gönderen sizsiniz.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Nasıl izin veriyorsunuz? Nasıl bu kadar rahat yurt dışına çıkabiliyor bu gençler, biz soruyoruz? Kaçakçılık nasıl bu kadar yaygınlaştı bu ülkede? Madde satışı nasıl bu kadar kolaylaştırıldı, bu kadar yaygınlaştırıldı ki 11 yaşındaki çocuk dahi madde bağımlısı hâline geldi? Okul önlerinde nasıl satılıyor? Denetim yok mu? Denetim varsa nasıl engellenemiyor? Gençlik ve Spor Bakanlığının burada gençlere dönük projelerinden bahsediyorsunuz, kaçı gerçekleştirildi? Gerçekleştirildiyse bu öğrenciler neden yurtsuz; neden barınamıyor; neden intihar ediyor; neden bu ülkede yaşamak istemiyor; neden madde bağımlısı hâline geliyor; neden suç oranı gün geçtikçe artıyor? Neden madde bağımlılığından sonra...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Kardeşiniz neden Osman Köse'yi öldürdü?

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Bunun cevabı o değil.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Nilgün Hanım, rica ediyorum. Rica ediyorum, sıra geldiğinde siz görüşünüzü ifade edin.

SALİH CORA (Trabzon) - Bir genci neden öldürdü?

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Ya, söylediğimiz konularda cevap verin, eleştirdiğimiz konularda cevap verin. Benim eleştirilerime cevap verin, eleştirilerime cevap verecekseniz buna cevap verin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

SALİH CORA (Trabzon) - Gençleri neden öldürüyorsunuz?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ya, biraz sonra Uğur Bey'e söz vereceğim, Uğur Bey AK PARTİ adına bunları cevaplar. Rica ediyorum, karşılıklı konuşmayalım, bitiremeyiz bu şekilde.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Benim eleştirilerime cevap verin, eleştirilerime.

SALİH CORA (Trabzon) - Gençleri öldürenler gençleri savunamaz!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Dağ, siz konunuza dönerseniz sevinirim.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - 7 milyon genç neden işsiz bu ülkede? 7 milyon genç neden işsiz?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Şimdi, kusura bakmayın da Sayın Dağ, siz de tam bu tartışmayı istiyorsunuz herhâlde, ben onu anlıyorum artık yani lütfen konunuza dönün.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Ben sunumumu yapıyorum ama cevap veriyorlar. Hayır, niye cevap veriyor, böyle bir şey olmaz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Konunuza dönün ama sürekli muhatap alıp böyle bir tartışmaya girmek istiyorsunuz, ben öyle anlıyorum.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Ne demek "girmek istiyorsunuz" ya?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Konunuza dönün lütfen.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Uyarın o zaman grubu.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uyardım ben ama siz defalarca aynı tartışmaya geri döndünüz, lütfen konunuza dönün.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Cevap veriyorlar, cevap veriyorlar Başkan. Hayır, ben burada sunumumu yapıyorum, neden cevap veriyorlar? Eleştirilerimi sunuyorum...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun, lütfen devam edin.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Siz tahrik ediyorsunuz, provoke ediyorsunuz, neyin cevabını kime soruyorsunuz? Siz yüz yıllık Kürt sorununun üstünü...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Eleştirilerinize devam edin, buyurun.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Kirli politikanıza rağmen gençler bu ülkede yaşamaya ve bu ülkede kendi geleceği için mücadele etmede ısrarcı. Sizin sokakta bıraktığınız, sizin aç bıraktığınız, sizin işsiz bıraktığınız, sizin intihara sürüklediğiniz gençler sizin bu iktidarınızı yerle bir edecek.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz dolmuştur, birkaç cümleyle toparlarsanız.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Toparlıyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Yine bağlamından koparmadan konuşmamı bitirmek istiyorum. Mademki gerçekten gençleri düşünüyorsunuz, gençlerin geleceğini düşünüyorsunuz o zaman gelin, barınamayan ve beslenemeyen öğrencilere ücretsiz, insani barınma koşulu sağlayalım ve üniversite öğrencilerine ücretsiz sağlıklı beslenme sağlayalım. Eğitim hakkı kapsamında öğrencilere karşılıksız burs verelim. Daha önce verilen kredi borçlarını silelim. Tüm kredi bursu alan öğrencilerin bursunu KYK bursuna dönüştürelim. Madde bağımlılığıyla mücadele etmek için özel bir bütçe ayıralım. Gençleri kaçırıp alıkoyan ve kendilerini kolluk kuvveti olarak tanıtan kimliği belirsiz kişilerle ilgili soruşturma başlatalım. Spor müsabakalarında ırkçılığın önüne geçebilecek çalışmalar yapalım. Genç işsizlerin istihdamına yönelik bütçe ayıralım. Amatör sporlara özel bir bütçe ayıralım. Sporda cinsiyetçi yaklaşım ve uygulamaları ortadan kaldıracak düzenlemeler yapalım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, teşekkür ediyorum.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Bitiriyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Genç yoksulluğu ortadan kaldıracak politikalar üretelim. O zaman bizler de sizin gerçekten gençler için çalıştığınıza inanalım ama bu bütçe gençliğin bütçesi asla değildir.