| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a) Gençlik ve Spor Bakanlığı b) Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 01 .11.2022 |
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, çok kıymetli genç kardeşlerim; sizler de hoş geldiniz. Çok kıymetli bürokrat arkadaşlarımız, sayın basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum. Sayın Bakan Yardımcılarını unuttum, kusura bakmayın, arkaya geçmişler, sizleri de saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, bütçeniz hayırlı olsun. Her ne kadar biz bütçenin büyüklüğünü yeterli görmesek de geçen sene de artırılması için önerge vermiştik, bu sene de özellikle gençlerin ihtiyaçlarını da karşılayabilmeniz için bütçenin yeterli olmadığını düşünüyorum. Ayrıca, başka bir sebep daha var: Bütçenin geneli geçen seneye göre, enflasyonun da katkılarıyla tabii, yüzde 155 artmışken sizin bütçeniz yüzde 139 artmış, genel artışın da altında kalmış. O bakımdan, biz, yine, bütçenizin artırılması için önerge vereceğiz. Bundan önce çok kıymetli görüşler dinledik ve siz de farkındasınız ki sorunlar spordan ziyade gençlik üzerinde yoğunlaştı. Gençliğin hakikaten çok ciddi sorunları oluştu son yıllarda. Burada pek çok sorunun bir sebebi var, en başta -bunu hep söylüyoruz- bu nepotizm meselesi, kayırmacılık meselesi. Gençlerimizin vatandaşlık hislerini zayıflattı maalesef, yurt dışına kaçışların da bir sebebi bu yani üniversite sonrası oluşan rekabet ortamında gençler kendilerine yer olmadığını düşünmeye başladılar. Bunun da nedeni biraz, biraz değil, çok fazlasıyla particilik taassubundan kaynaklanan kayırmadan ileri geliyor. Bunu hakikaten önlememiz lazım yani bu particilik işini artık bir bölücülük hâlinden çıkarmamız lazım. Gençler hepimizin gençleri, bütün gençler ilk başta Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşları, partilere gelene kadar çok daha farklı özellikleri var.
Bunun yanında son senelerde -bu, 1980 ihtilalinden sonra başladı ama ihtilal sonrası olanlar bir türlü normale dönemedi- AK PARTİ döneminde bu uygulamalar daha da çok kullanılır hâle geldi ve gençlerin siyasetten uzak durmaları, ülkeyle ilgili düşünce oluşturamamaları, geliştirememeleri büyük bir sorun. Şimdi bana diyeceksiniz ki "Biz, seçilme yaşını 18'e indirdik." Bu değil benim kastettiğim, seçilme yaşının 18'e indirilmesi, seçme yaşının işte belli bir yaşta olmasından kastetmiyorum, o bir işin şeklî tarafı. Önemli olan gençlerin düşüncelerini geliştirmeleri ve bu düşüncelerin geniş bir tabanda ülkenin siyasetine, ülkenin geleceğine de bir ışık tutabilmesi, hatta itiraz edebilme haklarının olması. Bakın, 1916'da kurulmuş çok kadim bir kurum var Türkiye'de, Millî Türk Talebe Birliği; çok önemli düşünceler oradan çıkmış, çok önemli düşünce insanları oradan çıkmış, çok önemli siyasetçiler yetiştirmiş. Bugün de burada belki Millî Türk Talebe Birliği Millî Türk Talebe Birliği olduğu zamandan son kalan insanlar aramızda bulunuyorlar evet. Fakat bugün Millî Türk Talebe Birliğinin... Millî Türk Talebe Birliği bir gençlik örgütü değil mi Sayın Bakan, çok kadim bir gençlik örgütü diyorum -1916'da kurulmuş- Türkiye'nin en eski iki kurumundan biri. Bunun başında şu anda bir AK PARTİ Milletvekili var, 50'li yaşlarına merdiven dayamış bir AK PARTİ'li Milletvekili arkadaşımız bu Millî Türk Talebe Birliği, Talebe Birliği gençlik örgütünün Genel Başkanı; ben seçildiğimden beri böyle, bundan öncesi de muhtemelen vardır. Şimdi bu nereye sığar, ben bunu anlayamıyorum. Bunu lütfen AK PARTİ'li arkadaşlarımız da bir düşünsünler, bunun doğru mu yanlış olduğunu onların da dikkatlerine sunalım, vakit çok çabuk geçiyor. Bu beyin göçü hakikaten çok çok önemli, bu bizim hepimizin çok önemli bir yarası.
Yaşlanıyoruz Değerli Bakanım, çok ciddi bir yaşlanma sürecine girdik ve bizim bu yaşlanmamız şu açıdan da çok sıkıntılı: Batılı gelişmiş ülkeler gelişmişliklerini tamamladıktan sonra yaşlanmaya başladılar, insan gücü ihtiyacı o kadar kalmamıştı. Fakat biz gelişmişliğimizi daha tamamlayamadan, önümüzde daha çok yol varken yaşlanmaya başladık ve bu bizim gelişmemizin de önünde çok büyük bir engel. Kaliteli insan yapımızı, kaliteli beyin gücünü biz, nüfusumuz artarak ve onları eğiterek ancak elde edebiliriz fakat biz çok hızla yaşlanmaya başladık.
İşsizlik rakamlarına girmeyeceğim, işsizlikte arkadaşlarımız çok doğru rakamlar verdiler, hakikaten çok ciddi bir işsizlikle karşı karşıyayız ve işsiz gençlerin oranı yüzde 21 açıklanıyor ama bu, doğru bir rakam değil yani TÜİK rakamları, şu bu alınarak bu rakamlara varılıyor, hakikaten işsizlik oranları bana kalırsa yüzde 30'lardadır. Şu anda bu pek çok farklı soruna da sebep oluyor, başta uyuşturucu meselesine ki biraz sonra bu konuya da geleceğim.
Gençlerimizin bir başka sorunu da kariyerlerine çok ciddi bir borç yüküyle başlıyorlar, KYK borçlarıyla başlıyorlar. KYK'nin bu borç yükünün nispeten hafiflemesi için geçtiğimiz hafta Plan ve Bütçe Komisyonunda bir teklif kabul edildi, daha yasalaşmadı, siz "Yasalaştı." dediniz ama daha yasalaşmadı, Genel Kurulda kabul edilmedi. İyidir, doğru bir davranış, doğru bir yaklaşım ama çok geç çünkü bakın bir hikâye ben size anlatayım. Erzurumlu bir genç kardeşim bundan bir sene önce beni aradı "Vekilim, ben iş bulamıyorum ve çok ciddi de borcum var ve bu diploma benim işime artık yaramıyor. Diplomayı geri vereyim, yırtsın atsınlar, borcumu silsinler." dedi. Gençler -hakikaten bir gerçek hikâyeden bahsediyorum- böyle bir psikolojide şu anda hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Bizim KYK'lerle ilgili daha insani, daha sosyal çözümlerimiz ve tekliflerimiz var, inşallah iktidara geldiğimizde bunları yapacağız. Hüseyin Bey de kısmen bahsetti ama bu KYK borçlarını parayla değil de sosyal hizmetlerle ödetme yoluna gideceğiz. Mesela, bir iki saat boyunca bir sosyal sorumluluk projesinde çalışmak suretiyle, çocuklara satranç öğretmek suretiyle, oyuncak toplama kampanyalarında bu gençleri çalıştırmak suretiyle, yaşlanmış vatandaşlarımızı huzurevinde ziyaret edip, onlarla sohbet edip, onlara belki kitap okuyup, onların dertlerini dinlemek suretiyle, barınaktaki hayvanlarla ilgilenmek suretiyle orada geçirdikleri zamanı fiyatlandırarak bu borçları ödemelerini sağlayacağız.
Spora gelirsek ben sporda üst sporlardan ziyade altyapıya daha çok önem veriyorum. Ben de evladına altyapıda spor yaptırmış bir veli olarak gördüm ki Türkiye'de bir "spor için spor" bir de "skor için spor" var. Burada çok da kıymetli bir üst düzey sporcumuz da var. Bu altyapılarda "skor için spor" yaptırdığımız zaman Sayın Bakanım, çocukları harcıyoruz, onların psikolojisini de yıpratıyoruz ve 18-19 yaşına gelen genç... Benim oğlum öyle oldu, altyapı manasında üst düzey denebilecek basketbol oynadı ve bu kazanma baskısından 18-19 yaşında spordan, basketboldan nefret eder hâle geldi. Hâlbuki bizim onları kazanmamız lazım, çocukları kazanmamız lazım, maç kazanmaları önemli değil ve ileride onların uluslararası manada üst düzey sporcular olması lazım. Altyapılarda şampiyonalarda birincilik almalarının bana kalırsa hiçbir kıymeti yok, onların asıl üstyapılarda kendilerini gösterecek derecede kendilerini yetiştirmeleri lazım ve onları yetiştirenleri de bizim belki yetiştirmemiz lazım. Altyapılarda benim gördüğüm bir başka sorun da spor hayatında çok başarılı olamamış bazı sporcu kardeşlerimizi sırf iş alanı açmak için altyapılarda onları konumlandırıyoruz ve onlar, bazen veya çoğu zaman oralarda, kendilerinin yapamadığından dolayı biraz da acıları olduğu için o acıyı çocuklardan da çıkarabiliyorlar -bak Saffet kardeşim gülüyor- ki bu yanlış bir tespit değil.
İbrahim Bey izin verirse biraz Erzurum'dan bahsetmek istiyorum. Geçen sefer de geçen sene de bahsettiğim 29 Kasım 2014'te söz verilen kapalı spor salonunu biz istiyoruz Sayın Bakan, siz yapmazsanız Allah'ın izniyle biz yapacağız. Stadyum yine aynı şekilde, stadyum böylesine soğuk bir şehirde üstü kapalı bir stadyum... Çok farklı farklı şehirlerde harika stadyumlar görüyorum, buna da biz imrenerek bakıyoruz.
Yine 2 şampiyona geçirmiş, 2 şampiyona yaşamış atlama kulelerimiz var. Bu, hakikaten Erzurum'un da bir simgesi oldu Paris'in Eyfel Kulesi gibi. Bizim de Erzurum'un atlama kuleleri var; çok güzel süsleniyor, ışıklandırılıyor, hakikaten çok güzel manzara fakat bir işe yaramıyor çünkü bu 2 şampiyonadan sonra -ki çok eskide kaldı- ondan sonra orada herhangi bir şampiyona olmadı. Bir şampiyon sporcumuz var, Arda kardeşimiz, o bile atlayamadı, Millî Takım orada kamp yapamıyor. Şu anda tekrar, 4'üncü defa neredeyse yıkılmış gibi tadilata girdi. Bunun akıbeti nedir? Bu hatalı inşaatın hesabı sorulmayacak mı? Bunu merak ediyorum. Erzurum'da yine... Ha bu arada bu atlama kulesinde bir organizasyon yapıldı bundan iki sene önce -tam pandemi öncesi veya pandemi sırasında mı tam hatırlayamıyorum- AK PARTİ Palandöken İlçe Başkanlığı orada güzel bir kongre yaptı, Erzurum manzaralı güzel bir kongre yaptı. Onun dışında da hiçbir faaliyet yok. Bu da millî servettir, bunun da değerlendirilmesini rica ederim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - On saniyeniz kaldı.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Yine Erzurum'da amatör sporlar yapılmaktadır. Buz hokeyi takımlarımız var çok başarılı, onlara da malzeme desteği, ulaşım desteği yapılmasını rica ediyorum.
Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.