KOMİSYON KONUŞMASI

KANİ BEKO (İzmir) - Kısaca ben şunu öğrenmek istiyorum. Ben yedi yıl ILO'da görev yaptım. Şimdi, 176 sayılı, ILO ile Türkiye arasında yapılan bir anlaşma var. Şimdi, bu hepimizin konuştuğu şeyler doğrudan 176 sayılı Madenler Yasası'nın içerisinde var, ayrıntıları da ben biliyorum ama sorum şu, bir: ILO ile Türkiye arasında yapılan 176 sayılı Sözleşme'yi Türkiye'de uyguluyor musunuz? Şimdi, ikincisi, -redevans sistemin iptali için çok uğraştık, çok çalıştık, çağ dışı bir sistem bu- bu redevans sistemi devam ediyor mu? Redevans sistemiyle beraber bu iş yerlerinde hâlâ taşeron çalıştırıyor musunuz? Bir üçüncüsü, madenlerde yeterli işçi olmadığı raporlarda belirtilmiş. Siz biraz önce ne kadar işçi olduğunu anlattınız ama asıl olan mesele şu: İş cinayetinin yaşandığı anda raporlarda yeterli teknik işçinin olmadığını vurgulamış uzman arkadaşlarımız; bana göre bu çok önemli.

Bir de, bunu siz de biliyorsunuz, aslında bir maden işçisinin madenlere inmeden önce mutlaka dört aylık eğitimden geçirilip sertifikasının olması lazım; daha önceki toplantıda da ben söylemiştim Sayın Bakanım, size bunu defalarca anlatmıştım.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Evet Başkanım.

KANİ BEKO (İzmir) - Soma'daki iş cinayetleri sonrası ben üniversiteye gittim, orada nasıl sertifika aldıklarını kulağımla duydum ve gözümle gördüm; bunlar çok önemli şeyler, bu çocuklar bizim çocuklarımız.

Şimdi bir başka şey, şöyle -bu bana göre çok önemli, şimdi bir sendikacı olarak söylüyorum benim kırk beş yılım geçti buralarda- işçi sağlığı, iş güvenliği uzmanları eğer çalışmış olduğu iş yerinden maaşlarını almaya devam ederse biz bu iş cinayetlerinin önüne geçemeyiz. Yani bizim söylediğimiz bir şey var: İşçi sağlığı, iş güvenliği uzmanlarının mutlaka ama mutlaka bağımsız kurum ve kuruluşlardan maaş alması gerekiyor ki cesaretli bir şekilde burada rapor yazabilsin. Ben örnek olsun diye söylüyorum: Soma'da bazı işçi sağlığı, iş güvenliği uzmanlarının madenlere inmeden rapor yazdıklarını da biliyorum. Dolayısıyla burada dikkat edilmesi gereken şeyler var: Bizim, -az önce söylemeye çalıştığım- patlama öncesi, işçi sağlığı, iş güvenliği uzmanlarına, uzman raporlarına bakmamız gerekiyor; bir. İkincisi, iş yerlerinde -ben yıllarca komisyon üyeliği yaptım- 1 işveren, 2 sendika, 3 uzman arkadaşımız tarafından işçi sağlığı, iş güvenliği komisyonu kurulup her ay o iş yerinde tehlikeli ve riskli işle ilgili karar alması gerekir; bu karar defteri bana göre çok önemli.

Bir de karakutuyu incelediniz mi? Biliyorsunuz, her yerde olduğu gibi, madenlerde karakutu var; bu karakutu çok önemli, bu karakutuyu incelememiz gerekir düşüncesi içerisindeyim.

Bir başka şey, şimdi, Sayıştay raporlarını ben de okudum, bu önemli bir şey. 2019 yılında Sayıştay raporlarında Bartın Amasra madenleriyle ilgili burada tehlikeli ve riskli iş yerleri var denilmiş ve önlem alınmadığından dolayı bir para cezası kesilmiş, Bartın'da madeni çalıştıran yöneticileri uyarmışlar. Bu, 2019 yılındaki Sayıştay raporlarında var, eğer bu para gerçekten kesildiyse... Şimdi, bu para ne için kesildi? Bu para kesilmesine rağmen hâlâ siz orada önlem almadıysanız bana göre çok büyük bir eksiklik.

Son olarak şunu söylemek istiyorum: 2002 yılından bu yana... Siz de bakın istatistiklere. Ben geçen hafta Avrupa'daydım, on gün Avrupa'da kaldım. Tabii, gittiğim yerler, genelde hep sendika başkanları, çalışma bakanları... Baktım istatistiklere -yani üzülüyorum şahsen, bu çocuklar bizim çocuklarımız- 2002 yılından bu yana işçi sağlığı, iş güvenliği önlemleri alınmadığından dolayı 30 bine yakın işçi kardeşimizi bu iş cinayetlerinde kaybettik. Siz de araştırın göreceksiniz; 30 bine yakın arkadaşımızı kaybettik. Dolayısıyla eğer bu işçi sağlığı, iş güvenliği önlemleri... 176 sayılı Sözleşme'ye -biraz evvel söylediğim gibi- uygun bir şekilde biz önlemlerimizi alamazsak bu cinayetler bundan sonra da devam eder. Dolayısıyla tabii ki ben uyarıyorum. Bu konu hassas bir konu. Lütfen, ILO ile Türkiye arasında yapılan 176 sayılı Sözleşme'ye uyun diyorum.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.