| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a)Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 02 .11.2022 |
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, Kıymetli Komisyon üyeleri, değerli basın mensupları Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın saygıdeğer bürokratları; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Aile kurumu Allah'ın insanoğluna bir lütfu, insanlık tarihinin en büyük kazanımı, gelecek nesillere ulaştırılmak üzere emanet edilen müstesna bir cemiyettir. Çağın getirdikleri, dezenformasyonun had safhaya ulaşması, aile kurumunun temellerini sarsacak araçların neredeyse her eve girmesinin kaçınılmaz olduğu günümüzde aile bağlarının ve aile kurumunun korunmasının önemi çok daha önem kazanmıştır.
Elbette ailenin temel direği kadınlarımızdır. Kadınlarımız sağlıklı bir ailenin, huzurlu bir toplumun temel taşı, olmazsa olmazıdır. Kadınlarımızın ne anlam ifade ettiğini anlamak açısından Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli'nin de şu sözleri çok önemlidir: "Kadın annedir, kadın eştir, kadın yuvadır, kadın insandır, ailenin temel direğidir kadın, toplumun aynası, geleceğimizin ümit ateşidir."
Evet, kadın annemizdir, eşimizdir, yuvamızın direğidir ancak ne yazık ki öyle bir dönemden geçiyoruz ki masum bir kadına el kaldırmayı maharet olarak gören, farklı amaçlarla bir kadını tehdit etmeyi sıradan sayan utanmazlar her tarafta kendisini gösterebilmektedir. Hâlbuki kadın kendini güvende hissedemiyorsa, masum bir kadının canı bir cani tarafından alınabiliyorsa ülkü edindiğimiz medeniyet seviyesini yükseltmek elbette ki beyhude olacaktır. Her asra ve her insana hitap eden, mensubu olmakla da şereflendirildiğimiz ve kadına verdiği önemle öne çıkan İslamiyet'in öğütleri önümüzde dururken, Türk milletinin tarih boyunca kadını baş tacı yaptığı kıssalar dilden dile, kitaptan kitaba dolaşırken "Nasıl böyle bir hâle geldik?" sorusunun bütün siyasi mülahazalarının üstünde bir akılla sorulması zorunluluk addetmektedir.
Hiç şüphe yok ki toplumumuzun kültürel genetiğine aykırı mahalle baskıları yine toplum tarafından reddedilecektir. Yine, hiç şüphe yok ki devletimiz kadın ve ailenin korunması için birçok çalışmaya da imza atmaktadır. Özellikle kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla gerçekleştirilen çalışmalar bu manada önemlidir. Yapılacak çalışmalarda daha fazla durulması gereken husus ise bize göre şudur: Şiddete sebep olan psikolojik ve toplumsal etkenlerin tamamen ortadan kaldırılması idealinden asla vazgeçilmemelidir. Şüphesiz çocuğa karşı şiddet ve dilimiz varmasa da çocuğa karşı cinsel istismarın müsebbibi kim olursa olsun o sapkın zihniyet ayaklarımızın altında ezilmeli, o zihniyeti besleyen etkenler köreltilmelidir.
Kıymetli milletvekilleri, vatanımız ve milletimiz için canlarını veren, toprağı tertemiz kanlarıyla sulayarak varlığımıza kastedenlere geçit vermeyen şehitlerimizin başımızın tacı yakınlarının ve gazilerimizin topyekûn Türk milletine emanet olduğu unutulmamalıdır. Onlara karşı sorumluluğumuzu tam manasıyla yerine getirmek en büyük görevlerimizden biridir. Bu manada hâlihazırda her gün ifade edildiği gibi 47.437 şehit yakınımız, gazi ve gazi yakınımız kamuda istihdam edilmektedir. Onlara karşı sorumluluklarımızı sayılarla ifade etmek elbette yeterli olmayacaktır ancak şu da bir gerçektir ki son yıllarda gazilerimize, gazi yakınlarına ve şehit ailelerimize yönelik çok önemli çalışmalar da gerçekleştirilmiştir. Ancak ifade etmem gerekir ki muharip gazilerimize bağlanan şeref aylıklarının farklılaşmış olması ve bunun düzeltilmesi gazilerimizin de beklentileri arasındadır. Şehit çocuklarımızın tamamına sahip çıkılmalı, hepsine iş imkânı tanınmalı; şehit annelerimize, babalarımıza bağlanan aylık da mutlak suretle yeniden düzenlenerek artırılmalıdır. Şehitlerimizin eş ve çocuklarından birine, eşi veya çocuğu yoksa anne veya babasından birine sağlanan ÖTV'siz araç satın alma imkânı bir defaya mahsus dahi olsa gazilerimize de tanınmalıdır.
Engelli vatandaşlarımızın sosyal hayatın her alanında varlık gösterebilmesi için sergilenen hassasiyet tüm kurum ve kuruluşlarımızda kendisini göstermektedir. Ne mutlu ki esas engelin, engelli olmadığını sanan kafaların bir ürünü olduğu gerçeği kabullenilmiştir. Seçim bölgem İzmir'de 59 kapasiteli bir resmî engelli bakım ve rehabilitasyon merkezi, toplam 1.458 kişi kapasiteli 16 özel bakım ve rehabilitasyon merkezi yatılı engelli bakım hizmeti sunmaktadır. Sadece İzmir'imizde 18.644 engelli vatandaşımız adına evde bakım hizmeti yardımı ödenmektedir. Geride bıraktığımız dönemde 19.744 engelli vatandaşımız için 18.702 engelli yakınına aylık 63.956 Türk lirası, son dokuz ayda ise toplam 445 milyon 145 bin 697 TL engelli evde bakım ücreti ödenmesi gerçekleştirilmesi de devletimizin engelli vatandaşlarımıza ve kıymetli ailelerine karşı hassasiyetin de bir göstergesidir.
Diğer yandan, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın aile ve gruplarının ihtiyaçlarının karşılanması için 11 ilçemizde sosyal hizmet merkezi yapılanması bulunmaktadır. Karşıyaka ve Çiğli ilçelerimizdeki merkezlerin de bu yıl hizmete girecek olması sevindiricidir. İnşallah, önümüzdeki dönemde hizmete girmesini beklediğimiz Narlıdere ve Gaziemir ilçelerimizdeki yapılanmanın da bir an önce tamamlanması beklentilerimiz arasında yer almaktadır.
Yine, sosyal hayatımızda başımızın tacı olan yaşlılarımıza karşı sorumlulukların yerine getirilmesi de inkâr edilemeyecek bir görevdir. Yaşlı nüfusun çoğunlukta olduğu ilimiz İzmir'de hâlihazırda 1.782 kapasiteli 8 adet kamuya ait huzurevimiz bulunmaktadır. Açılış ve denetimi Bakanlığımıza bağlı kurumlar tarafından yapılan 57 özel huzurevinin bulunduğu ilimizin toplam 4.506 yaşlımıza ev sahipliği yaptığı da bilinmektedir. Ancak yaşlılarımıza hizmet veren merkezlerimizin sayısının artırılması gerektiği de muhakkaktır. Bu manada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın gerekli hassasiyeti göstereceğinden de şüphem bulunmamaktadır.
Bu vesileyle ifade etmem gerekir ki İzmir Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğümüz kendi ailesiyle yaşama imkânı kalmamış olup durumu evlat edindirmeye uygun olan çocuklarımızı, uzmanlardan aldığı kararla onların yüksek yararı da gözetilmek suretiyle, gerekli incelemeler tamamlandıktan ve uygun bulunduktan sonra evlat edindirilerek ailelerle buluşturmaktadır. Sadece İzmir'imizde 2022 Eylül ayı itibarıyla 38 çocuğumuzun evlat edindirilmek üzere 36 ailemizin yanına yerleştirildiğini biliyoruz. Ayrıca 2022 yılı evlat edindirme hizmeti için 10 ailemiz de sıraya alınmıştır. Hâlihazırda evlat edindirilmiş 111 ailemiz ise denetim, izleme ve rehberlik hizmetlerinden faydalandırılmaktadır.
Bu vesileyle ifade etmem gerekir ki bir çocuğun hayatına dokunan, onlara umut olan, aydınlık geleceklerine vesile olmak için ulvi bir görev ifa eden ailelerimizi tebrik ve takdir ediyorum. Mutluluğun bir ömür boyu onlarla olması en büyük temennimdir.
Ben, bu duygu ve düşüncelerle Aile Bakanlığımızın bütçesinin Türk milletine hayırlı olmasını diliyor, teşekkür ediyorum.