| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a)Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 02 .11.2022 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli bürokratlar, değerli vekil arkadaşlarım, basının değerli emekçileri ve bu salonda bize hizmet eden değerli emekçi kardeşlerim; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, konuşmama bir soruyla başlamak istiyorum size yönelik: Sayın Bakan, biliyorsunuz, Sayın Erdoğan, "Yetkiyi bana verin ve bu yetkiyle Türkiye'yi uçuracağım." dedi öyle değil mi? Yani sonuç olarak... "Parlamenter rejimde yeteri kadar zenginleşemedik, işte, bütün yetki bende olursa, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçersek Türkiye hem huzur bulacak hem de refah bulacak, uçacağız." dedi. Ben size net bir soruyla başlamak istiyorum: Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminden öncesine göre yoksulluk arttı mı, azaldı mı; size net bir soruyla başlamak istiyorum yani dört yıl öncesine göre -dört yıl oldu Hükûmette olmanız, dört yılı geçti- bu dört yıl içinde yoksulluğu azalttınız mı, çoğalttınız mı?
Şimdi, "Uçuracağım." dedi ya Sayın Cumhurbaşkanı, ben size net bir soruyla devam edeyim: Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi kimi uçurdu Sayın Yanık, kimi uçurdu, kimler uçtu mesela diye bir bakalım.
Şimdi, ben size kimlerin uçtuğunu tespitlerimle söyleyeyim: Bakın, bugün bir rakam açıklandı, Mercedes ve BMW satışları Türkiye Cumhuriyeti tarihinin rekorunu kırmış, misli misli, 5 misli, 10 misli artmış mesela geçtiğimiz yıla göre. Son bir yılda lüks araba satışları patlamış, hatta ve hatta şu anda lüks arabalarda kuyruk var, altı ay sonrasına, bir sene sonrasına sıra veriyorlar, Sayın Yanık, bir sene sonrasına sıra veriyorlar. Evet, birileri uçmuş, gerçekten uçmuş. Lüks lokantalara gidin Sayın Yanık, bilmiyorum yani görüyor musunuz bunları, lokantalarda yer yok. Rezervasyon için... Lüks lokantalardan bahsediyorum, esnaf lokantasına, bilmiyorum, gider misiniz siz, ben esnaf lokantasında yiyorum. Siz esnaf lokantasında mı yersiniz, lüks lokantada mı bilmem, görmediğim için bir şey söyleyemem ama bir şeyi gördüm, biliyorum, buraya siz de 20 milyonluk bir Mercedes'le geldiniz yine. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK - Öyle değil o!
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ne yapayım? 20 milyonluk bir Mercedes'le geldiniz. O 20 milyonluk Mercedes'le 20 bin insanın hayatına dokunabilirdiniz bundan vazgeçseydiniz mesela, öyle değil mi? Bak, Sayın Varank binmiyor mesela, demek ki binmeyebilirsiniz değil mi? Siz Sosyal Politikalar Bakanısınız, yoksulun, garip gurebanın Bakanısınız öyle değil mi? Sayın Varank vazgeçti "Ben binmiyorum o 20 milyonluk Mercedes'e." dedi, vazgeçti; demek ki vazgeçilebiliyormuş. Özellikle, bence siz bu memleketin Adalet Bakanısınız, bu vahşi kapitalizmin aç açıkta bıraktığı, dar gelirli yoksulun Bakanısınız ama 20 bin insanın hayatına dokunmak yerine 20 milyonluk Mercedes'le buraya gelmeyi hak görüyorsunuz.
Sayın Bakan, bakın, lüks lokantalar ful doluysa, lüks arabalarda kuyruk varsa şu anda demek ki ekonomi politikası birilerini uçuruyor gerçekten arkadaşlar. Bak, birileri uçuyor ama uçanlar yurttaşlarımız değil. Beni dinliyor musunuz bilmiyorum ama gene kayıtlardan bakarsınız Sayın Bakan. Bakın, şöyle söyleyeyim Sayın Bakanım, şu anda, Sayın Ekonomi Bakanı, Maliye ve Hazine Bakanımız ne dedi biliyor musunuz? "Bu sistem..." dedi; hani bir sistem uyguluyorlar ya, hani nörolojik, neydi, epistemolojik heterodoks, değil mi? Sayın Bakan, duydunuz değil mi? Nörolojik, heterodoks, epistemolojik bir sistem uyguluyorlar. Şimdi, dedi ki: "Bu sistem dar gelirliler hariç patronlara yarıyor." Allah Allah... Bak, Sayın Nebati'nin en çok neyini seviyorum, biliyor musunuz? Çok samimi, gerçekten samimi, vallahi de billahi de samimi ya. Ya, olanı söylüyor yani Sayın Bakan, hani dolambaçlı yollardan gitmiyor "Benim koyduğum sistem, dar gelirliler hariç patronlara yarıyor." diyor. Allah Allah...
Hadi buyurun bakalım, şimdi, dar gelirliler kim, bakalım. Memlekette açlık sınırı Sayın Bakan, 7.500 lira değil mi, biliyorsunuz. Açlık sınırı nedir Sayın Bakan? 4 kişilik bir ailenin mutfak masrafıdır; yalnızca mutfak masrafı, temel gıda ihtiyacı yani. Asgari ücret kaç para Sayın Bakan? 5.500 lira. Allah Allah... Uçtuk değil mi? Bayağı güzel uçmuşuz yani. Asgari ücret 5.500, yalnızca mutfak masrafı 7.500. E, gelelim yoksulluk sınırına. 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 25.000 lira. Şimdi, ben bakıyorum, hani, TÜİK rakamlarını geç, Sayın Bakan birazdan rakamları vereceksiniz ama size net bir soru daha soruyorum: Bu ülkede kaç eve 25.000 lira giriyor? Hadi, buyurun, cevabını verin. Yüzde 10'u geçmez, mümkün değil yani evine 25.000 lira giren insan oranı yüzde 10'u geçmez. Demek ki halkın yüzde 90'ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor, demek ki yoksullaşmış.
Bak, benim babam tek başına çalışıyordu, esnaftı, 5 kişilik evimizi geçindiriyordu. Şimdi 5 kişi asgari ücretle çalışsa bir evi geçindiremez. Bak, 4 asgari ücret, yoksulluk sınırını geçemiyor, 4 asgari ücret yoksulluk sınırını geçemiyor Sayın Bakan, 5 asgari ücret lazım yoksulluk sınırını geçmek için. Kim uçtu ya? Kimler uçtu arkadaşlar? Sayın Bakan ne dedi biliyor musunuz? "Bu sistemin acı verici olacağını biliyorduk." dedi; bir itiraf daha. Teşekkür ediyorum Sayın Bakana ya. "Bu sistemin acı çektirici olacağını biliyordum." dedi. Sayın Bakan, siz sonuçlarıyla uğraşıyorsunuz, öyle değil mi? Siz, önleyici hekimlik yapılmadığı için yoksulluğun sonuçlarıyla uğraşıyorsunuz değil mi? Yoksulluk arttı, e, şimdi siz de sonuçlarını yönetmeye çalışıyorsunuz. Ben sizin yerinizde olsam Kabinede masaya elimi vururum -vurdunuz mu, bilmiyorum- "Sayın Bakan, bu epistemolojik, nörolojik, bilmem ne heterodoks politikalar halkımızı daha da yoksullaştırdı." derim, "Bak, yoksul sayısı bu kadardı, şimdi 3 misli, 5 misli arttı." derim, "Bu yoldan vazgeç." derim. Sonuçlarını bu şekilde yönetemezsiniz, size biz 100 milyarlarca lira bütçe de versek yönetemezsiniz. Mesele yoksulluğu azaltmak değil miydi Sayın Bakan? Böyle demiyor muydunuz siz ilk Bakanlığa geldiğinizde? E, diyorsunuz ki "Biz yanındayız halkımızın." Kaç kuruş veriyorsunuz halkımıza? Verdiğiniz paralarla yurttaşlarımız acaba evine et götürebiliyor mu; bunları sorguluyor musunuz, soruyor musunuz?
Sayın Bakanım, bakın, siz, bu kötü, berbat, vahşi kapitalist ekonomik düzenden vazgeçmediğiniz sürece bu ülke yoksullaşmaya devam edecek; bu kadar net. Sosyal yardım değil, sosyal hak düzenine geçmediğiniz sürece bu ülke yoksullaşmaya devam edecek. Bakın, insanlarımız umutsuz, gençler umutsuz. Niye her 10 gençten 7'si "İmkânım olsa yurt dışına giderim." diyor? Yazık değil mi bizim gençlerimize ya? Yazık değil mi? Sakın Bakan "Niye?" diyor biliyor musunuz? Ne diyor biliyor musunuz Çalışma Bakanı? "İş beğenmiyorlar." diyor, bakın, "İş beğenmiyorlar." diyor.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ya, gazı almış gelmiş Sayın Bakanım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, uyarır mısınız lütfen, teşekkür edeceğim.
"İş beğenmiyorlar." diyor, değil mi yurttaşlarımız için? "Ya, 5.500 liraya iş beğenmiyor." diyor, değil mi patronlar? Sayın Bakan, Ankara'da veya İstanbul'da kiralık bir ev baktınız mı son zamanlarda? 5.000 liranın altında ev var mı? 5.000 liranın altında, o da oturulacak evler değil ha, onu söyleyeyim; ev yok. Maaş 5.500 lira; tabii ki o gençler maaşını beğenmeyecek, öyle değil mi? Geçinebilir mi? Gıdası 7.500 lira evin, ondan sonra siz diyorsunuz ki "3 çocuk yapın." Hadi, buyurun, yapsınlar bakalım gençlerimiz 3 çocuk. Bu şartlarda çocuk yapılabilir mi? Gençler evlenemiyor bile, bırakın çocuk yapmayı, evlenemiyorlar bile.
Bak, bu noktada, Sayın Bakan, sizin sosyal hak düzenine geçmeniz lazım, barınmayı bir hak yapmamız lazım, gıdayı bir hak yapmamız lazım Sayın Bakan. Bakın, dün bir öğretmen bir "tweet" atmış, okudunuz mu, bilmiyorum; on binlerce "retweet"lenmiş. Ne diyor biliyor musunuz? "Çocuklar sınıfta bayılıyor." diyor. "Çocuk 'Başım ağrıyor.' diye ağlıyor, meğerse açmış." diyor. Siz, eminim, bunlardan... Ben sizin vicdanınıza güvenmek isterim; vicdanınız sızlamıyor mu Sayın Bakan? Eğitim Bakanıyla konuşmuyor musunuz? "Gelin, bu çocuklara bir öğün yemek verelim." demiyor musunuz Eğitim Bakanına? Yarın önerge vereceğiz, "Her çocuğa bir öğün yemek verelim."i destekleyecek mi bakalım AK PARTİ ve MHP?
Bak, doğal gaz, ısınma, su, elektrik; bunlar hak olmasın mı Sayın Bakan, hak olmasın mı? Ne diyor biliyor musunuz Cumhurbaşkanı Yardımcısı? "Hükûmetimiz olarak doğal gaz faturalarının yüzde 80'inin sübvanse ediyoruz." diyor. Sayın Bakan, siz burada bir adaletsizlik görmüyor musunuz? Bakın, malikanede oturanın da faturasının yüzde 80'ini sübvanse ediyorsunuz -adam zaten Mercedes kuyruğunda, trilyonlarına trilyon katmış bu düzenle- gecekonduda oturanın da yüzde 80'ini sübvanse ediyorsunuz. Bu, hak mıdır, adalet midir?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yapılması gerekenler bir sosyal tarife koymak ve ilk baremini ücretsiz yapmak ve artan oranlı bir tarifeye geçmek. Ya, niye ben malikanede oturan insanın yüzde 80 faturasını sübvanse edeyim? Onun yerine gecekonduda oturanın, dar gelirlinin, fakir gurebanın faturasını ücretsiz yaparım, artan oranlı olarak da malikanede oturandan fatura alırım ve bu sayede sosyal adaleti sağlarım ama sizde o sosyal adalet derdi yok ki. Yandaşlar zengin olsun, efendim...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyoruz Sayın Paylan.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bitireyim son cümlemi Sayan Bakan.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bu anlamda ısınma politikasında birinci yanlışınız bu yüzde 80'i herkese eşit olarak sübvanse etmek. İkinci yanlışınız Sayın Bakan, bu anlamda, özellikle kömür yardımı meselesinde. Ya, kömür yardımı havamızı kirletiyor; yıllardır size bunları söylüyorum, önceki bakanlara da söyledim. Bu kömür yardımından vazgeçin, bunun yerine doğal gaz veya başka enerji yöntemleri bulup bunları fatura desteği şeklinde yapmamız, kömür yardımını tamamen terk etmemiz gerekiyor Sayın Bakan ama politikadan vazgeçmiyorsunuz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyoruz Sayın Paylan.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Vallahi vahşi kapitalist bir düzende adaletten bahsedilemez; siz sonuçlarıyla uğraşıyorsunuz, gidin, Hükûmette gücünüz yetiyorsa bu konuda masaya elinizi vurun Sayın Bakan.
Teşekkür ederim.