ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, teşekkür ederim.

Sayın Tanal dün de aynı konuşmayı yaptı, daha sakindi, bugün bir kendinden geçmiş geldi, hayır olsun, bilmiyorum da... Dün de aynı şeyi söyledi. Biz Komisyonda teklif sahibi olarak, milletvekilleri olarak kanun teklifleri veriyoruz ve biz kendimiz de kanun teklifleri verdiğimiz zaman, o bölgede oturduğumuzda hep o koltuk, aynı koltuk olur. O koltuk, aslında bir nevi, orada oturacak kişiler için -ki ön sırada fazla kişi oturur, Komisyonda da öyledir- ortanın neresini belli eden, oturanlar arasında herhangi bir hiyerarşik ayrıma dair bir sembol olmayan bir koltuktur. Bu burada da böyledir, bu bizim Komisyondaki bütün arkadaşların bildiği gibi de böyledir, hep böyle olagelmiştir; bir.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Genel Kurulda nasıl?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Genel Kurul başka bir yer, ben Komisyon örneğinden bahsediyorum. Ben de milletvekili olarak teklif verdim, verdiğim kanun tekliflerinde 2-3 defa ben de öyle bir koltuğa oturdum çünkü o, o sıranın ortasını belli eder; bir.

İkincisi: Bu, Sayın Bakanların da tercihi değildir, oraya gelen kişilerin de tercihi değildir. Bu, belki sizin bakış açınızla fark edilmiş bir şey olabilir ama hiçbir sembolik anlamı olmayan, sadece sıranın ortasını belli eden, dolayısıyla, gelen misafirin, kanun teklifini yapan kişinin masanın neresinde oturacağını belli eden bir şeydir. Büyütülmesi, abartılması doğru olmayan, bugünün huzurunu kaçırmaya hiç gerek olmayan bir konudur; Mahmut Bey, Sayın Tanal, yapmayın Allah aşkına, kapatalım bu konuyu.