KOMİSYON KONUŞMASI

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Sayın Bakan ve değerli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Millî Eğitim, itiraf edelim başarısız olduğumuz alanların en başında geliyor. Sayın Bakan, istediği kadar öğrenci sayısı, öğretmen sayısı, bina sayısı, bütçe büyüklüğü gibi girdilerden bahsetsin. Sonuç nedir? Bugün maddi imkânı olan hemen hemen herkes çocuğunu devlet okullarına göndermiyor, özel okullara gönderiyor. Öğretmenler mutsuz, çocuklar hep sınavlara hazırlanarak büyüyorlar, marifetmiş gibi bir de her yıl yeni bir sınav ortaya çıkarıyoruz. Dünyanın belki de en geniş kapsamlı sınav yapan ülkesiyiz. İlkokuldan memuriyete girişe kadar her şey sınavla oluyor. ÖSYM artık koskoca bir işletme hâline geldi ama maşallah onu da dejenere ettik. Son iptal edilen KPSS sınavı ne oldu? Kopya mı, yolsuzluk mu, usulsüzlük mü yoksa sadece özgün soru hazırlama beceriksizliği mi hâlâ bir muamma. Sayın Bakan, kendisi de ÖSYM Başkanlığı yaptı, dolayısıyla bakmaktan daha fazlasını yapmalı.

Okullarda hâlen kalabalık sınıflar, velilerden para toplamalar, beslenemeyen çocuklar, çocuğuna beslenme çantası koyamayan veliler, parasızlıktan temizlik ve hijyen sağlanamayan sınıflar, yeterli laboratuvar ve kütüphane gibi altyapısı olmayan okullar, evine yakın okul bulamayan karanlıkta okula gidip karanlıkta ikili öğretimden çıkan çocuklar, kendi seçim bölgemde bile kanayan yaralarımızdan bazıları.

Modern bir ilkokulda sınıf mevcudu 20'yi geçmemesi gerekirken 30-40 civarında öğrencili sınıflar çok yaygın. Buralarda "kadrolu" "sözleşmeli" ve "ücretli öğretmen" adı altında aynı işi yapıp farklı özlük haklarına sahip moralsiz öğretmenlerin bu farklılıklarını gidermek yerine, "uzman öğretmen" ve "başöğretmen" gibi yeni kategorileri ortaya çıkaran hem de bu ayrımcılığı tabii ki sınavla yapan bir Bakanlık. Sınavı geçemeyen öğretmenin psikolojisini, öğrenciler karşısındaki konumunu düşünemeyen bir bürokrasi ve "Ben yaptım oldu." diye savunmaya kalkan siyasetçiler. Atanamayan 100 binlerce öğretmen varken hâlâ her yıl öğretmenlik bölümlerine öğrenci alan YÖK, Milli Eğitimi batırmak için el birliğiyle çalışıyorsunuz. Sayın Bakan, umarım bunu değiştirir ama günden güne durumun vahametini kendisi de görüyordur.

Üniversitelere bakacak olursak, yükseköğretim mezunu, işsizlik oranında OECD ülkeleri arasında 3'üncü sıradayız. YÖK, girdilerle uğraşacağına biraz da çıktılara baksa çok daha faydalı olur. YÖK, üniversite mezunlarının işsizliğinde Kolombiya'dan daha iyiyiz diye övünebilir ama acı gerçek şu ki üniversite mezunlarımızın önemli bir bölümü kendi alanlarında iş bulamıyor, kariyerlerini orada ilerletemiyor; sonra ne oluyor? Bu alanda iş bulamadıkları için maalesef istemedikleri, sevmedikleri işleri yapmaları gerekiyor; bunca yıllık emek, maddi manevi külfet boşa gidiyor. Bu durum apaçık bir millî kaynak kaybıdır.

Ayrıca, üniversite bitirip iş bulamayan gençlerin psikolojisini hayal edebiliyor musunuz? 22 yaşında, kendisini hem ailesine yük olmuş hem de yararsız hisseden bir gence ne vadediyoruz? Ondan sonra da gençlerin yüzde 84,6'sının bir imkân verildiği takdirde yurt dışında çalışmak istemesine şaşırıyoruz.

Esnaf gezerken Etimesgut Şaşmaz Organize Sanayisi'nde bir işletmede 2 genç çalışıyordu; birisi nispeten mutlu, diğeri mutsuz, aynı işi yapan 2 genç. Mutlu olan, liseden terk; sanayide çalışmaya başlamış, mesleği öğrenmiş. Mutsuz olan genç ise liseden sonra üniversiteyi de bitirmiş ama iş bulamayınca mecburen sanayide iş bulmak zorunda kalmış. Maalesef geldiğimiz nokta bu. YÖK Başkanımızın çok ülke gezdiğini duyuyoruz. Ülke gezmelerden fırsat olursa Şaşmaz Sanayisi'ne de gitsin; kaç üniversite mezunu çalışıyor, lütfen bir baksın; kontenjan artırarak, baraj puanını kaldırarak çözüm bulunamayacağını bir görsün.

TÜİK verilerine göre 2021 yılında ne eğitimde ne de istihdamda yer alan gençlerimizin oranı yüzde 24,7'dir. 2 milyon 959 bin gencimiz ne istihdamda ne eğitimde yer alıyor. Bu grup "ev gençleri" olarak nitelendirilmektedir. Bu sıralamada Avrupa 1'incisiyiz.

Bakın, elimdeki Amerika'daki Tufts Üniversitesinin hazırladığı, 2021 mezunlarına ait infograma baktım; buna göre, mezunların yüzde 95'i mezuniyetten sonra, altı ay içinde ya eğitimlerine devam ediyor ya da iş buluyor yani zaman ve kaynak yatırımlarının karşılığını alıyorlar. Bizde neden bu bilgilendirmeler yapılmıyor, gençler ve aileler boş ümitlerle oyalanıyor?

Dinlediğiniz için teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.