| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a) Millî Eğitim Bakanlığı b) Yükseköğretim Kurulu c) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı ç) Yükseköğretim Kalite Kurulu d) Üniversiteler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 03 .11.2022 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, değerli bürokratlar, tüm katılımcılar; ben de saygıyla selamlıyorum hepinizi.
Evet, Sayın Bakan, sunumunuzu dikkatle dinledik ve göreve geldiğinizden itibaren de farklı bir yaklaşım ortaya koymaya çalışıyorsunuz ama biz artık, gerçekten gündemimizdeki okullaşma oranı, ikili eğitim, eğitimin niteliği, sorunları, okul öncesi eğitim, mesleki eğitim; bunları bizim artık tartışmamamız gerekiyor. Bunları gerçekten tamamlamış ve gerçekten farklı bir şekilde eğitim, istihdam, üretim modeli üzerine, eğitim ve istihdam eş güdümü üzerine yeni bir aşamaya geçmemiz gerekirken biz hâlâ... Sizin sunumunuzun da büyük bir kısmı bu oldu ve siz sanki kendinizden öncekinden farklı bir iktidardan gelmişsiniz gibi farklı bir model geliştirmeye çalıştınız. Okul öncesi eğitimi öncelediniz, mesleki eğitimi... Çünkü ciddi sorun alanlarıydı bunlar, biz söyledikçe bunlar kabul edilmedi ama bu anlamda bunu tespit ettiniz ve buna odaklandınız. Ama gerçekten eğitim sisteminin yapısal sorunları var.
İşte, biz ısrarla -ben de bir eğitmenim, akademisyenim, Erol Hoca da hocam oluyor- atanamama sorununu tartıştıkça gerçekten öğretmenlik mesleğinin itibarına büyük zarar veriyoruz ve hâlâ sözleşmeli, ücretli öğretmen sorununu tartışırken biz Meslek Kanunu'nu getirdik. Meslek Kanunu yapılmalıydı, gerekliydi ama böyle bir tartışma ortamında değil, bir mutabakatla, gerçekten öğretmenlerin sorunlarını çözecek bir kanun ortaya koymalıydık. Şimdi, ücretli, kadrolu, sözleşmeli garabeti varken, atanamama sorunu varken Meslek Kanunu'nun bu şekilde gelmesi tabii ki sorunu çözmediği gibi, tartışma ortamı da yarattı.
Sayın Bakanım, soru önergesi verdim, İstanbul'da ciddi bir okul yıkılması ve tekrar inşa süresinde -uzun bir süre var- ikili eğitime yönlendiriliyor kalabalık sınıflar ama şimdi de alım gücüyle beraber ulaşım sorunu var bu okullara yani erişemiyor öğrenciler, ailelerin en büyük sorunu buydu; beslenme, diğer sorunları bir kenara bırakalım ama erişemiyor zaten yani bu tabloyu dikkatle bir ortaya koymanız lazım.
Bu saat konusu da çok tartışılıyor; erken başlama... İkili eğitim olduğu için birçok okulda, bu konuda da güncelleme yada bir değişim gerekmiyor mu, bunu tartışmıyor musunuz?
Şimdi, Değerli Hocam, üniversitelere geldiğimiz zaman, bütçe sıkıntılı, bütçe istenen düzeyde değil. Bakın, düşüş var Hocam; karşılaştırdınız mı? 2016'dan 2023'e üniversitelere ayrılan toplam bütçede bir düşüş var. Eurostat'ın verileri var Hocam, bakın, diyor ki: "Türkiye'de bin kişiden 95'i üniversite öğrencisi." Bu Avrupa ülkelerindeki en yüksek oran ama aynı zamanda bu ülkelerdeki en yüksek genç işsizliği bizde yani üniversite mezunu işsizimiz, lise mezunu işsizimizden fazla. Şimdi, bunu tartışmak gerekmiyor mu? Böyle bir tablo var. Öğretim üyesi başına düşen öğrenci, araştırma, geliştirme kalemlerinde de çok düşük Avrupa ülkelerine göre yani bizim nüfus potansiyelimiz artıyor üniversitede, bununla övünüyoruz ama niteliksel sorun çözülmüyor. Sizin buradaki sunumda niceliksel muazzam bir gidiş var ama bunun niteliksel çıktıları yok eğitimde; bunu ortaya koymak lazım. Niye niteliği yansımıyor bunlar? Biz bu sorunları tartışıyoruz.
Erol Hocam, şimdi, bu dönem büyük bir kontenjan boşluğu var yani ciddi şekilde fazla kontenjan var, boş kontenjan var ve kayıt yaptırmayan -Sayın Yılmaz vurguladı- bir öğrenci grubu var; bunu sizin ortaya koymanız lazım. Bu boş kontenjanların planlaması, öncelikli alanlar, neden bu kontenjanlar var ve bu öğrenciler niye oraya kayıt yaptırmadı; bunu da ortaya koymak lazım.
Üniversitelerin ciddi sorunları var; bir defa rektör atamalarından başlayalım. Kabul ettiğimiz bu sistem gereği bir parti genel başkanı rektörleri atıyor, rektörlerin muazzam yetkileri var; kadrolaşma, liyakatsiz kadrolar, üniversite kurullarının işlevsizleşmesi... İşte, bunun en somut Boğaziçinde bir buçuk yıldır yaşananlar yani bu iktidarın kuralsızlaşmasın, kurumsuzlaşmasının, kadrolaşmasının en somut örneğini Boğaziçi Üniversitesinde yaşıyoruz. Erol Hocam, bakmıyor musunuz, bu üniversitede neler oluyor? Üniversite kurulları yok edilmiş, hukuksuzluk, liyakatsizlik...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız...
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Lütfen, bir dakika rica edebilir miyim Başkanım?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Ciddi sorunlar var bu üniversitede. Ya, siz öğretim üyelerini çağırmıyor musunuz, ne oluyor? En son Sayın Tolga Sütlü Hocamız... Yani ciddi şeyler oluyor bu üniversitede ve sizin, YÖK'ün burada bir görev ihmali var Hocam yani YÖK burayı denetlemeli. Aynı şey vakıf üniversitelerinde de oldu; Mecliste bizim çıkardığımız kanunu uygulamıyor vakıf üniversiteleri. Evet, denetim süreci başlattınız ama ne oldu? Çok ciddi çalışma koşulları, ciddi iddialar var, sizin bunu ortaya koymanız lazım; ciddi sorunlar var, yapısal sorunlar var, yirmi yıllık bir iktidar var yani sürekli değişen bir Bakan var ama gerçekten tartıştığımız bu tartışmalardan çıkmalıyız biz diyorum.
Teşekkür ederim.