KOMİSYON KONUŞMASI

KANİ BEKO (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Profesör Doktor Bahtiyar Ünver'e, Profesör Doktor Kemal Barış'a, Profesör Doktor Emre Altun'a, Profesör Doktor Nuray Demirel'e, Profesör Doktor Niyazi Bilim'e, Profesör Doktor Bilgehan Kekeç'e öncelikle çok teşekkür ederim yaptıkları sunumlardan dolayı.

Ben sizi dikkatle dinledim, notlarımı da aldım, teker teker de sorularımı da sormak istiyorum.

İlk sorum Profesör Doktor Bahtiyar Ünver'e: Hazırlamış olduğunuz proje eğer hayata geçirilmiş olsaydı Hocam, sizce bu kaza önlenebilir miydi? Sizin gibi mutlaka başka hocalarımız da projeler hazırlamıştır. Peki, sizin projeniz kabul edilmediğine göre kimin projesi kabul edildi? Yoksa gerek yok denilerek, tüm projeler toptan iptal mi edildi veya ret mi edildi?

"Maden Sağlık ve Güvenlik Yönetim Sistemi her maden için hazırlanmalıdır." dediniz. Ülkemizde bu sistemin hazırlandığı maden var mıdır? Zonguldak ve Bartın bölgesinin önemine vurgu yaptınız. Amasra maden ocağında bu sistemle -her zaman- denetim yapılmış mıydı? Bununla ilgili bilgi aldınız mı? Soma gibi, büyük bir maden kazasının, katliamının ardından, bu sistemin hayata geçirilmiş olması gerekmez miydi? Sizce yapılsaydı kaza önlenir miydi?

"Eğitim çok önemli." dediniz, size katılıyorum elbette. "Dördüncü kademe eğitim Türkiye'de yok." dediniz. Neden? Mutlaka siz bunu ilgililere önermişsinizdir ya da önerenler olmuştur. Özellikle de Soma'dan sonra neden kabul edilmedi? Kim, nasıl bir itirazda bulundu?

Bir de Soma cinayetinden sonra bir araya gelemedik dediniz; bu, bizim için çok önemli. Ben sendikacıyım, Soma cinayetlerinde ben de oradaydım. Vurguladığınız konu, bana göre çok önemliydi; neden bir araya gelemedik, niçin Soma'dan ders çıkarmadık? Bunu da ben öğrenmek istiyorum.

Profesör Doktor Nuray Demirel Hocam, günümüz koşullarında tüm maden kazaları önlenebilir dediniz. Sizce ülkemizdeki tüm kazalar önlenebilir miydi? Soma maden kazası, Amasra maden kazası önlenebilir miydi?

Maden kazasının temel nedenleri tespit edilmeli ve düzeltilmeli dediniz. Amasra'da kazanın nedenleri tespit edilebildi mi ya da sizin ilk tespitleriniz nedir? Peki, neden düzeltici önlemler alınmadı?

Tehlike kontrolünde ilk adım, tehlikenin kaynağında bertaraf edilmesi gerekir dediniz. Bertaraf edildi mi? Bir yandan da Bahtiyar Hocam, bu adımları hazırlamak için bir türlü bir araya gelinemediğini belirtti, sizce bunun sebepleri nedir?

Profesör Doktor Nuray Demirel Hocam, son olarak, sizin, açık ocak maden işletmeciliği, işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman olduğunuzu biliyorum. Öncelikle size de aynı soruyu yöneltmek istiyorum: Sizce bu kaza, tam olarak neden oldu? İhmal, kaza, tedbirsizlik, tam olarak kazanın sebebi nedir?

Sayın Hocam, ayrıca, bir işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanı olarak bu maden ocağına dönük olarak oradaki uzmanlara dair bilgi edinme şansınız oldu mu? Biliyorsunuz ki Türkiye'de işçi sağlığı ve iş güvenliği sistemi tam anlamıyla göçük altındadır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası bu çökmüş sistemi kurtarabilecek mi?

Son olarak şunu öğrenmek istiyorum: Yasal düzenlemelere rağmen, taşeronlaştırma ve güvencesiz çalıştırma yaygınlaşmıştır, kayıt dışı kesinlikle artmıştır. Bu fiilî süreçlerin yanında, yasanın çıktığı 2012 Haziranından bugüne piyasa lehine yapılan değişiklikler yasanın inandırıcılığını ayrıca ortadan kaldırmış mıdır? Sizin bu konudaki görüşlerinizi tabii ki merak ediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KANİ BEKO (İzmir) - Toparlayayım isterseniz.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Lütfen devam edin, tabii.

KANİ BEKO (İzmir) - Teşekkür ederim.

Sayın Kemal Barış Hocam, kaza sonrası televizyonda sizin bir değerlendirmenizi dinledim. Burada, 2010-2020 yılları arasında dünya ölçeğinde yaşanan kazalara ve ülkelere dair kısa bir analiz sundunuz. On yıllık süreçte en fazla ölümün 306 madenciyle Çin'de yaşandığını vurguladınız ancak "Çin'in yıllık üretimi ile bizim yıllık üretim kapasitemiz elbette karşılaştırılamaz durumdadır." dediniz. Bu konuşmanızda, gelişmiş ülkelerde ölçümlü kazaların son yıllarda yok denecek kadar az yaşandığını da vurguladınız. Bu işi en iyi şekilde yapan ülkelerden biri olan Avustralya'nın durumuna dair yakın bir incelemeniz oldu mu? Onlar bu işi nasıl başarmışlar? Bizim ülkemizde de tedbirler alındığını, ancak alınan bu tedbirlerin doğru tedbirler olmadığını da belirttiniz. Sizce nerede hata yapıldı? Mevzuatta nelerin değişmesi doğru olur?

Zonguldak'ta, Bartın yer altı kömür madenlerinin çok zor olduğunu biliyorsunuz ve bunları da ifade ettiniz. Sizin de belirttiğiniz gibi, kazanın olduğu ilk günden bugüne kadar sizin de konuyu takip ettiğinizi biliyoruz. Bir havalandırma uzmanı olarak sizce bu kaza tam olarak neden oldu ihmal, kaza, tedbirsizlik, tam olarak nedir Hocam? Bunu da öğrenmek istiyorum.

Son sorum: "Havalandırma, yetersiz ve etkisiz havalandırma sistemi, olayın meydana gelmesindeki en temel unsurdur." Uzmanların raporu bu. Ayrıca "Havalandırma sistemi olsaydı, olayın meydana gelmesi önlenirdi." diyor uzmanlar. Soruyorum: Raporda "en temel unsur" diyerek, altını çizmelerine rağmen... Bu konuyla ilgili de nasıl bir öngörünüz var, tabii, öğrenmek istiyorum.

Sayın Niyazi hocam ve Bilgehan hocama da sorunlarım var. Siz de madenlerde işçi sağlığı ve iş güveliğinden söz ettiniz, kanunlardan bahsettiniz. Ayrıca, kolay yanıcı özelliğe sahip tozlar, havada belli bir konsantrasyonun üzerine çıktıklarında toz patlamaları oluşur. Bunun, madencilikte, özellikle kömür madenlerinde sıklıkla karşılaşılan bir durum olduğunu söylediniz, çeşitli çözümler de sundunuz yani kömür tozu mücadelesinden söz ettiniz. Kömür tozunun patlama sonrası ocağa yayılmasının, boyutu ve etkiyi artırdığını belirttiniz. Ayrıca, işletmede kömür tozu yönergesinin olması, işletmenin böyle bir sorundan haberdar olduğunu gösteriyorken bu durumda, işçiler bile bile patronlar tarafından mayın tarlasına gönderilmiş olmuyor mu?

Türkiye ile ILO arasında imzalanan ve 23 Mart 2015 tarihinde yürürlüğe giren 176 no.lu Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi'nin ülkemizde doğru bir biçimde uygulandığına inanıyor musunuz?

Benim sorularım kısaca bu kadar.

Beni dinlediğiniz için de teşekkür ederim.