| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a) Millî Eğitim Bakanlığı b) Yükseköğretim Kurulu c) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı ç) Yükseköğretim Kalite Kurulu d) Üniversiteler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 03 .11.2022 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Sayın Başkanlar, değerli hazırun; bütçe, devletin varlık nedeniyle özdeş bir süreç, bu bakımdan çok önemli. Sayın Bakanı ve Başkanı dinlerken, tabii, sayılar çok öne çıktı, siyaset de öyle; tabii, ben "Keşke hukuk da biraz vurgulansaydı." dedim kendi kendime. Hâliyle nicelik ve nitelik arasındaki ilişkide nitelikten çok nicelik öne çıktı. Sayı çok dedim, siyasette oldukça çünkü her ikiniz de görev sürenizle ilgili olarak veyahut da parti başkanlığı yoluyla devlet başkanlığı ve yürütmenin ihdas edildiği dönemle ilgili değil, 2002'ye yollama yaptınız. Ben bunu olumlu yorumladım çünkü parlamenter rejime bir övgü, demek ki büyük işler parlamenter rejim döneminde yapıldı biçiminde.
Sayın Bakan, Sayın Başkan; ben konuşmamı yasadan hareketle yapacağım, sonra hukuk ve liyakatle devam edeceğim.
Şimdi, Komisyonunuzla ilgili olarak birçok yasa hazırlandı, hemen hemen hepsine katıldım ama Sayın Bakan, sizi hiç göremedim; Sayın Başkan, sizi de hiç göremedim. 4 yasa yapıldı bizimle doğrudan ilgili olarak ve yaklaşık olarak 20 torba yasaya Millî Eğitimin sorunları ve YÖK sorunları bocalandı, dağıtıldı ve kapatıldı, örtüldü. Tabii, böyle olunca hâliyle burada nitelik ve nicelik arasındaki denge de bozuldu. Bir örnek vereceğim izninizle: Öğretmenlik Meslek Kanunu madde 3/1'de öğretmenlik mesleğini "ihtisas" olarak tanımlıyor ama gelin görün ki madde 6'da "Öğretmenler uzman öğretmen unvanı için yapılan yazılı sınava başvuruda bulunabilir." diyor. Eğer öğretmenlik bir uzmanlık mesleğiyse o zaman neden "öğretmen" "uzman öğretmen" "başöğretmen" diye ayrım yapıyoruz. İşte, bunu düzeltemedik Sayın Bakan; eğer siz olsaydınız, belki bu tür iyileştirmeler yapılırdı. Tabii ki bunu öğrenciye sorsanız sınıfta bırakırlar öğretmenler, ihtisas ve uzmanlık arasındaki çelişkiyi.
Şimdi, burada, hukuk ve liyakat ilişkisi nedir, neden önemlidir? Zira 15 Temmuz gecesi Türkiye'de bu felaket hukuk ve liyakat eksikliğinden yaşandı ve 15 Temmuz sonrası bir kez daha böyle bir felaketin yaşanmaması için hukuk ve liyakate dönüş temenni edilirdi, ne var ki bu yapılamadı. Şöyle ki: Üniversiten uzaklaştırılan, öğretmenlikten uzaklaştırılan binlerce ve on binlerce meslek mensubu meslektaşımız ya sendikaya üye olduğundan veyahut da demokratik muhalefet safında yer aldığından uzaklaştırıldı. Kuşkusuz suçlular da var ama ben onlara girmiyorum, onların da tabii ki yargılanma hakkı var. Şimdi, böyle olunca bu kişiler beş yıl süreyle yargıya hiç başvuramadılar. Beş yıl bekledikten sonra yargı yolu açıldı ama beş yıl neden bekletildikleri kendilerine bildirilmedi. Bu süreçte Anayasa Mahkemesi karar verdi, ağır ceza mahkemeleri kararlar verdi ama bu kez hukuki olmayan kavrama yönelindi. Nedir bu hukuki olmayan kavram? Kurum kanaati. Şimdi, kurum kanaati nerede var? Kurum kanaati ve iltisak... Şimdi, iltisak, aslında, cemaatle iltisaklıların kamuflajı olarak kullanıldı. Sayın YÖK Başkanımız bunu iyi bilir, her ikimiz de Marmara Üniversitesindeydik ve şu anda bile Marmara Üniversitesinde birçok iltisaklı var ama onlar icabında hiç ilgilisi olmayan kişilerin üniversiteden uzaklaştırılması için çaba gösterirler fakat onlar kesinlikle yargılanmazlar. Şimdi, buradaki durum nedir? Burada, bakın, bütün bu işlemler için yani şu anda 6 bine yakın öğretim üyesi; hani, bu kadar üniversiteden söz ediyoruz ama onlar üniversite kapılarına yaklaşamıyorlar bile uluslararası standartlarda binlerce kişi; öğretmenlerin hiçbir biçimde cemaatle ilişkileri yok ama bunlarla ilgili işlemler yapanlar -üniversite, YÖK ve Hükûmet, tabii MİT rölesiyle, iş birliği sonucu- aslında 5 yasayla sorumsuzluk zırhına kavuşturuldular.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - San yarım dakikanız.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Nedir bu 5 yasa? Mali sorumsuzluk, idari, cezai ve hukuki sorumsuzluk olmak üzere...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz dolmuştur, teşekkür ediyorum.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Son cümlem.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir cümleyle...
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Bir cümleyle...
Burada o kişiler ömür boyu tescilli, haksız bir biçimde ithamla karşı karşıya ama onlarla ilgili haksız, hukuksuz işlemleri yapanlar da ömür boyu korunacaklar. Bu çelişkiyi görmemiz gerekir Sayın Bakan, Sayın Başkanlar. Görmediğimiz sürece bu ekranlarda çok daha süslü animasyonlar görme durumuyla karşı karşıya kalırız.
Teşekkür ederim.