| Komisyon Adı | : | (10 / 6598, 6599, 6600, 6601, 6602, 6603, 6604, 6605) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Hacettepe Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü Maden İşletme Ana Bilim Dalı Başkanı Profesör Doktor Bahtiyar Ünver, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Zonguldak Meslek Yüksekokulu Madencilik ve Maden Çıkarma Bölümü Başkanı Profesör Doktor Kemal Barış, ODTÜ Maden Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Profesör Doktor Nuray Demirel, Konya Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Maden Mekanizasyon ve Teknolojileri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Profesör Doktor Niyazi Bilim ve Maden Mühendisliği Bölümü Maden İşletmeleri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Profesör Doktor Bilgehan Kekeç tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 03 .11.2022 |
MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Evet bilim insanlarımıza, hocalarımıza teşekkür ediyorum.
Şimdi, elbette ki farklı alanlarda buluşmak isterdik ama böyle bir acı olayda Türkiye'nin, milletimizin iradesini temsil eden bu çatı altında özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından bize, üzerimize tevdi edilen bu görevi bütün iktidarıyla, muhalefetiyle 41 canımızın ve orada yaralanan vatandaşlarımızın ve burada kazanın nedenlerini araştırmak, afet olmadan önce, kaza olmadan önce nasıl önlem alırız ve bundan sonraki süreçte ne yapabiliriz diye bir araya geldik. Şimdi, şunu söylemek isterim: Burada, biz Sayın Başkanımız ve milletvekillerimiz hep beraber hocalarımızı dinlerken, tercih yaparken biz bu hocalarımızın asla ideolojik görüşlerine bakmadan, hiçbir araştırma yapmadan, bilim insanı olarak, bu ülkenin değerleri olarak buraya çağırdık ve onların değerli bilgilerini aldık.
Şimdi, ben de öncelikle altını çizerek söylemek istiyorum: Bir milletvekili olarak üzerime de alındığım bir şey olarak şunu söylemek isterim, düzeltmek istiyorum Sayın Başkanım, tutanaklara geçmesi için. Bizim geçmişimizde katliam ve cinayet yoktur ve burada tutanaklara bu işi katliam ve cinayet olarak, bilinçli olarak bu ifadeleri kullanmayı doğru bulmuyorum. Bu bir iş kazasıdır, Deniz Yavuzyılmaz Bey'in de söylediği gibi iş kazasıdır. Bizim geçmişimizde cinayet de yok, katliam da yok ve burada öyle bir şeyi reddediyoruz ve kabul etmiyoruz. Sebebi de şu: Türkiye'de ve dünyada elbette iş kazaları olabilir, kaza zaten öngörülmeyen bir olaydır, öngörülmüyor ve bu kazaların da sıfırlanması diye bir şey yoktur. Yani siz önlemleri alırsınız, azaltırsınız, oran düşer; doğru. Çin'den örnekler veriliyor, trafik kazaları da böyledir, ne tür önlemleri alırsanız alın ismi üzerinde kazadır, bunu da farklı yerlere çekip oradan siyasi mesaj verenleri de -biz bunları anlıyoruz çocuk değiliz- ve bunları da doğru bulmuyoruz tutanaklara geçmesi kaydıyla.
Diğer taraftan, değerli hocalarımızın özellikle Kemal Barış Hocam -benim de mezun olduğum üniversitede değerli bir akademisyen, havalandırma konusunda Türkiye'de çalışıyor- özellikle havalandırmayı ön plana çıkararak risk yönetimi, proje yapılması, denetimin tek elden yapılması ve bunun gibi havza bazlı değerlendirmelerin yapılması, havalandırma mühendisi ve bunun gibi ayrıntılarla ilgili çok önemli ifadeler kullandı ve yine Bahtiyar Ünver Hocamız da burada farklı alanlarda görüşlerini ifade ettiler belki ortak da söylediler yani denetimin tek elden yapılmasını, havalandırma konusunu ve bunun gibi çalışmalardan, bilimsel önerilerinden bahsettiler. Ben özellikle Profesör Doktor Kemal Barış Hocama sormak isterim: Türkiye Taşkömürü Kurumu Zonguldak'ta, sizler de Zonguldak'ta 2000 yılından beri -yanlış ifade etmiyorsam- üniversitenin özellikle en riskli olan taşkömürü kurumunun olduğu bölgedensiniz. Burada elbette ki öğrencileriniz de ocakta çalışıyor yani sizin mezun ettiğiniz öğrenciler de ocaklarda çalışıyor. 5 müessese var. Burada Türkiye Taş Kömürü Kurumunda yirmi yıldan beri ortak bir projeniz var mı? Veya sizin ideal gördüğünüz ve yaptığınız bir projede Türkiye'de uygulanmış olan bir havalandırma projesi var mı? Bunu sormak isterim. Yani şimdi, biz, bilim adamları, elbette ki kamu üniversitelerdeki bilim adamları aynı gemideyiz, hiç kimse kendini kenarda tutamaz, hepimiz bu işin içerisindeyiz bir eksiklik varsa bunu paylaşmamız lazım; -kimisin de fazla vardır, kimisin de az vardır- burada sizin ortak yaptığınız proje var mı? Bunu sormak isterim.
Özellikle havza bazlı değerlendirmelerden bahsedildi. Zonguldak'ta Türkiye Taşkömürü Kurumu yaklaşık yüzyılın üzerinde bir üretim yapıyor yani bakir bir alan değil böyle alanlarda havza bazlı bir projenin uygulanabilirliği var mı? Bunu sormak isterim.
Diğer taraftan, yine, Kocaeli Milletvekilimiz söyledi, özellikle örneklemeler; Amerika, Avrupa, Çin. Bu örneklemeler Türkiye'yle kıyaslandığı zaman yine Türkiye Taşkömürü Kurumu, bu kadar tektonik hareketlerle, kırıklı faylarla kırıklı olan ve çok eski bir işletme, derinlik artmış, faylar var, eğimi fazla ve böyle bir ocakla dünya genelinde kıyaslamak lazım. Acaba bu kıyasladığımız Amerika, Almanya veya Çin'deki ocaklar aynı statüde midir ve burada mekanize, tam mekanize uygulaması, teknolojinin uygulanması acaba Türkiye Taşkömürü Kurumunun 5 tane müessesesinde uygulanabilir mi, tam mekanize olarak burada teknoloji uygulanabilir mi? Bunu öğrenmek istedim.
Diğer taraftan da şu ana kadar konuşulanlara bakıldığı zaman elbette ki Orta Doğu Teknik Üniversitesinden Profesör Doktor Nuray Demirel Hocamızın şu cümleleri benim için çok önemli, biz de Sayın Başkanımızın da burada önderliğinde aynı duygularla devam ediyoruz: "Tüm veriler analiz edilene ve nihai rapor tamamlanana kadar bir araştırma tamamlanmış sayılmaz." Bizler de sizleri dinleyeceğiz, ondan sonra alana gideceğiz, alanda yeraltına ineceğiz; şehit yakınlarımızla, yaralanan işçilerimizle, bütün paydaşlarla, sivil toplum kuruluşlarıyla ve devletimizin yargı sürecindeki hazırlanan raporları; hepsinden sonra elbette ki biz de burada nihai raporumuzu hayata geçireceğiz. Daha bitmedi bu, özellikle burada çalışmalarımız devam ediyor.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Tamamlayın lütfen.
MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
Yani son söz olarak: Aynı geminin içerisindeyiz, bundan sonra da bizim hocalarımız -asla öyle bir şey yok- özgürce burada düşüncelerini ifade ettiler, öyle farklı bir düşüncemiz olsaydı, bu kutsal çatının altına bu insanları... Biz istediğimiz, aynı dilden konuşacağımız insanları da davet edebilirdik ama biz konunun Türkiye genelindeki en iyi insanlarını buraya çağırarak; burada sizleri dinledik.
Ben tekrar Sayın Başkanım, sizlere ve değerli hocalarımıza ve değerli milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyor, yine, şehit olan bütün madencilerimize Allah'tan rahmet diliyor, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Kazasız belasız ve afet olmayan bir Türkiye ve bir dünya diliyorum; sağ olun, var olun diyorum.