| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 07 .11.2022 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, çok değerli bürokratlarımız, basınımızın değerli emekçileri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ticaret Bakanlığının 2023 bütçesini görüşüyoruz.
Sayın Bakan, genel bütçeden Bakanlığınızın bütçesine ayrılan paya, geçen yıl ile bu yıl arasındaki farka baktığımızda çok da büyük bir fark yok. Geçen seneki bütçeden aldığı pay yüzde 0,48 iken bu yıl yüzde 0,42 olmuş; demek ki Bakanlığın farklı bir hedefi yok bu anlamda yani daha büyük bir harcama yapacak çalışması olmayacak, mevcut düzen devam edecek görünüyor.
Sayın Bakan, pandemi, iklim krizi, enerji fiyatlarındaki artış ve Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte küresel ticaret sisteminde bir yıkım ve yeni bir yapılanma, yeni süreçler yaşanıyor -siz de bunu ifade ettiniz konuşmanızda- bu yeni süreçler tabii ki bizim de ticaretimizi etkiliyor. Gelecek projeksiyonlarında, işte, ABD, Avrupa Birliği, Afrika, Asya pazarlarında, tüm dünya pazarlarında, ülkelerin 2023 büyüme hedeflerindeki küçülme ihracatımızı da eksi yönde etkileyecektir. Yeni pazar hedefleri de bu dönemde çok daha önemli hâle geliyor; öncelikle bunu bir vurgulayalım.
Yeni bir düzen oluşumu küresel tedarik zincirlerini de yeniden şekillendiriyor. Türkiye'nin coğrafi ve jeopolitik konumundaki avantajıyla tedarik zincirlerindeki bu dönüşümü lehine çevirme şansı elbette ki var ama gerekenlerin yerine getirilmesi şartıyla. Örneğin, yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm çalışmaları acaba ülkemizde yeterli düzeyde yürütülüyor mu? Pek öyle görünmüyor. Artık uluslararası ticaret tedarik zincirlerinin belirlenmesinde "yeşil" ilkeler de dikkate alınmakta, "karbon sıfır" hedefleriyle uyumlu zincirler tasarlanmakta. Dijital bir ticaret anlayışı, dijitalleşen üretim biçimleri, dijital izlerle şekillenen çalışma ilişkileri ve "dijital devlet" kavramı da ön plana çıkıyor Sayın Bakan. Bu dönüşümler, Türkiye'nin küresel ticaretteki payını artırabilmesi için izlenmesi gereken stratejileri de tarif etmekte ancak sizin iktidar olarak uyguladığınız ekonomi politikalarınız ticaret stratejilerinizi pek de desteklemiyor; Türkiye olarak dünya ticaretinden aldığımız pay azalıyor ve niteliksizleşiyor.
Biraz önce bir sözünüzle ilgili açıklama yaptınız -benim notlarımda da kayıtlı bu sözünüz- enflasyonun ortalamasıyla ilgili bir açıklama yapmıştınız "AK PARTİ dönemindeki enflasyon ortalaması son yılları saymazsak yüzde 8-9 civarındadır" diye; bunu özellikle artan enerji ve emtia fiyatlarını göz önüne alarak yaptığınızı söylediniz son yıllarda. Ben burada şunu sormak istiyorum size: Acaba enerjideki ve emtiadaki birim fiyatlar dolardaki aşırı yükselişten kaynaklı artmış olabilir mi yani Türkiye'de bu aşırı yükseliş ve enflasyonla birlikte maliyetleri artmış olabilir mi?
Şimdi, yeni ekonomi modeline baktığımız zaman, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin bir yıllık karnesine bakınca şu veriler ortaya çıkıyor bir kere: Politika faizi yüzde 19'dan yüzde 10,5'a geriledi. Bu arada dolar kuru ne oldu? 8,5 liradan 18,66 liraya çıktı. Yıllık resmî enflasyon yüzde 19,6'dan yüzde 85,51'e çıktı. Demek ki hedeflediğiniz rakamlara, hedeflediğiniz noktalara ulaşılamamış, tam tersi bir noktaya gelmişiz.
Politikanızın odağında Türkiye'nin dış ticaret hacminde güçsüz TL'ye bağlı ihracat miktarındaki artış ve cari denge hedefi var. Kanunen fiyat istikrarı sağlaması gereken Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da maalesef cari dengeyi hedefler bir politika izliyor, Cumhurbaşkanının yönetimiyle tabii ki. İşte, hedefler de tutmuyor. Cari işlemler açığına baktığımız zaman, ocak-eylül dönemi cari işlemler açığının 47-48 milyar dolara ulaşmış olabileceğini görüyoruz. İhracatımız ithal girdiye bağımlı Sayın Bakan. Aslında bunu her sene söylüyoruz çünkü bunda değişen bir durum yok, hep o bağımlılığımız devam ediyor; o yüzden ithalat daha fazla artıyor.
Mesela, bir iki rakam paylaşacağım, Türkiye'nin cari açık vererek büyüyen bir ekonomi olduğunu da veriler bize şöyle gösteriyor: En çok ihracat yüzde 0,6 artışla ham madde ara malında olmuş ama en çok ithalat yüzde 32'lik artışla yine ham madde ara malı ithalatında olmuş; bu mal gruplarında olmuş. Zorunlu ara malı ithalatı arttıkça rakamlar büyüyor, denge sağlanamıyor Sayın Bakan.
Dış ticaret açığına baktığımızda da dokuz ayda dış ticaret açığı yüzde 158,5 oranında artmış, 83,8 milyar dolara yükselmiş. Siz bu açığı yine enerji fiyatlarındaki ve altındaki artışa bağladınız Sayın Bakan. Şimdi enerjiyle ilgili zaten soru sorarak fikrimi söylemiştim, bu artışın nedenini, dövizdeki artışa bağlı olarak neden arttığını.
Şimdi, altında niye artış var diye sormak istiyorum. Acaba yine sizin yanlış ekonomi politikalarınız ve ekonomi yönetiminizden dolayı tasarruflarını yüksek enflasyona karşı korumak isteyen vatandaşların altına olan talebindeki artıştan olabilir mi diye sormak istiyorum.
Şimdi, ihracatımızın da değeri azalıyor Sayın Bakan, bu önemli bir veri. Bir başka ifadeyle, daha çok malı daha düşük fiyatla satarken daha az malı daha yüksek birim fiyatlarla satın alıyoruz. İhracatı artırdığımız hâlde dış ticaret aleyhimize dönmüş durumda. İhracatta 2023 hedefleriniz de tutmadı. 2011 Haziranında açıklamış olduğunuz hedeflerde "İhracatta ileri ve yüksek teknolojili ürünlerin payı 20'ye çıkacak." demiştiniz, bu gerçekleşmedi ve bu pay yüzde 3 oldu. Mesela "İnşaat malzemeleri ihracatında 100 milyar dolarla dünyada ilk 3 arasına girilecek." demiştiniz, hedefin anca üçte 1'i gerçekleşti.
Şimdi, Türkiye'nin ihracatı yoğun biçimde ithal girdiye bağımlı ve katma değeri düşük ihracat yapılmasından kaynaklı olarak yüksek teknoloji içeren ihraç ürünlerinin miktarı da artırılamıyor. Türkiye'nin ihracatı artıyor, öyle görünse de kilogram başına ortalama ihracat birim fiyatı 1,6 dolar seviyesinden 1,09 dolarlara kadar düştü.
Sayın Bakan, aslında önemli sorunlardan birisi, yüksek teknolojili ürünleri üretemiyor oluşumuz. Şimdi, baktığımız zaman, eylül ve ocak-eylül rakamlarına teknoloji yoğunluğuna göre imalat sanayi ürünlerindeki dış ticaret verilerinde orta düşük teknolojili ürünlerde ve düşük teknolojili ürünlerde artış görünüyor; e, tamam, tebrik ederiz ama yüksek teknolojili ürünlerde 2021'de yüzde 3'ken 2022'de aldığı pay yüzde 2,8'e gerilemiş şu ana kadarki verilerde. Mesela, toplam imalat sanayisi içerisinde yine orta düşük teknolojide yükseliş var, düşük teknolojili ürünlerde de yükseliş var. Bu barajı bir türlü aşamıyoruz, bir türlü bunu aşamıyoruz yani yüksek yoğunluklu teknoloji ürün üretimimizi artıramıyoruz. İthalat ve ithal girdi bağımlılığını ortadan kaldırmak için, ithal ikameye dönüş için ise para politikanızdaki bu faiz indirilmesi ve TL'yi değersizleştirmeyle, bu yolla yürünmez Sayın Bakan; bu yolla bunu başaramazsınız. Faiz indirerek verimliliği de artıramazsınız, üretimi de artıramazsınız, iç ticareti de geliştiremezsiniz, sanayi ve teknoloji devrimi de yapılamaz.
Şimdi ihracattan gelen kazanç refah olarak da dağılmıyor. İstihdama baktığımız zaman, üretimimiz ve ihracatımız yoğun emek sömürüsüne, düşük ücretlere, uzun saatler çalıştırmaya dayanıyor. TL'nin değersizleşmesinin yarattığı bu kârlılık -birileri kâr ediyor çünkü burada- emekçilerin maalesef yoksullaşması yoluyla kazanılıyor. Yani burada gelir dağılımında ciddi bir adaletsizlik, paylaşımda ve bölüşümde de ciddi bir şok yaşanıyor; hiçbir şekilde çalışan emekçi kesimlere yansımıyor. Ancak artık küresel gerçeklerde de bir farklılık olduğunu görüyoruz. İhracata dayalı büyüme stratejileriyle kalkınma modeli sanki biraz geride kalmaya başladı Sayın Bakan.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yirmi saniye.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Tüm ülkeler sanayi 4.0 ve dijitalleşmenin yaratacağı otomasyon ve robotlaşmanın iş gücü talebini azaltacağını öngörerek hazırlanma peşinde ama sanki biz bunu da yakalayamıyoruz. Türkiye ucuz iş gücü ihraç etme iddiasıyla dünyada güçlü bir yere gidemez.
Gümrüklerle ilgili de birkaç şeyi söyleyecektim çünkü...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son bir cümle alalım, bitti süreniz.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Son cümlelerimi de gümrüklerle ilgili o zaman söyleyeyim.
Maalesef Dünya Bankasının düzenlediği Lojistik Performans İndeksi'nde düşüşte olduğumuz en büyük kriter gümrük prosedürleri Sayın Bakan. Bu konuda söyleyecek çok şey var ama hem Gümrük Kanunu hem de çıkarılan yönetmelikler şu anda gümrüklerde yaşanan sıkıntıları ve uygulamaları karşılamaya yeterli değil. Hem gümrük kapılarında hem sınır kapılarında ciddi problemler hâlâ yaşanmaya devam ediliyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Emine Hanım.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Ben yine de, Bakanlığın bütçesinin ülke ekonomisine, esnafımıza, KOBİ'lerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum.