| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 07 .11.2022 |
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Teşekkür ederim Başkan.
Ben de herkesi saygıyla selamlıyorum, başarılar diliyorum.
Evet, bu sabah yine üzücü bir haber aldık. Seçim bölgem Ağrı'da, Van'dan Ağrı'ya giden bir yolcu otobüsü Tutak ilçemizde bir trafik kazası geçirdi ve bu kazada 7 yurttaşımız yaşamını yitirdi, 11 yurttaşımız ağır yaralı; şu an hastanede tedavileri devam ediyor. Öncelikle, kazada yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara da acil şifalar.
Bu kazanın olduğu noktada ilk defa bir kaza meydana gelmiyor. Aslında sık sık o noktada kazalar meydana geliyor ve bu kazalar sonucunda insanlar yaşamını yitiriyor. AKP'li siyasetçiler tarafından sürekli SMS üzerinden kente mesaj atılıyor: "Müjde! Bu yol şu tarihte açılacak, bu tarihte açılacak." diye. Böyle sürekli gündeme getiren, üzerine söz kuran, SMS atan bir tarzda yapılıyor bu ama maalesef bu yol bir türlü bitemedi, bir yılan hikâyesine döndü bu Ağrı-Tutak arasındaki alternatif yolun açılması. Dolayısıyla böyle yılan hikâyesine dönen bu yol meselesinden kaynaklı insanların her gün yaşamına mal oluyor. Yani burada "bir kaza" denilerek bu işin içinden çıkılamaz. Çok ciddi bir ihmal söz konusu, önlem alınmadığına dair iddialar var. Dolayısıyla hani bu Tutak'ta ve Ağrı'da son dönemlerde sık sık meydana gelen kazalarda bir ihmalkârlık söz konusu, bir önlem almama hâli söz konusu. Dolayısıyla ben bir kez daha, burada, yetkililerin önlemleri almasını ve bu alternatif yolun da bir an önce açılmasını talep ediyorum. Tekrardan kentimize de başsağlığı diliyorum.
Evet, şimdi Ticaret Bakanlığının bütçesi üzerine görüşmeler devam ediyor. Ticaret Bakanı Sayın Muş, Bingöl'de bir açıklama yaptı. Aslında enflasyon rakamlarını paylaştı kamuoyuyla. Açıkçası ben de dinlerken çok şaşırmıştım: Acaba bizim ülkemizden mi söz ediyor, yoksa başka bir yerden mi söz ediyor diye çünkü bu rakamları bu kadar öz güvenle paylaşan bir Ticaret Bakanı için herhâlde ya ülkenin gerçekliklerinden haberi yok ya da gerçekten bu ülkede yaşamıyor, başka bir ülkenin gerçekliğinden söz ediyor diye düşünmüştüm. Şimdi, enflasyon artık Türkiye'nin ana gündemlerinden bir tanesi. Yani market ürünlerinden tutalım kira fiyatlarına, elektrikten ulaşıma kadar fiyatları belirleyen ana şey enflasyon. Dolayısıyla insanlar artık enflasyonla uyuyor, enflasyonla kalkıyor. Dolayısıyla sizin sözlerinizin ya da ifade ettiğiniz rakamların bu kadar etki etmesinin bir nedeni de bu. Evet, bu açıklamayı Bingöl'de yaptınız. Ayrıca şeyi de düşündüm, keşke biraz Bingöl esnafını da ziyaret etseydiniz, onlardan biraz bu rakamları, gerçekliği de dinlemiş olsaydınız. Çünkü Bingöllüler ekonomik krizin faturasının halka nasıl çıkarıldığını elektrik faturalarını dükkanlarının camına asarak protesto etmişlerdi; aslında bu eylem Türkiye tarihinde bir ilkti. Yine Bingöllü esnaflar "Soygun var!" "TEDAŞ zulmüne hayır!" pankartlarıyla durumu protesto etmişlerdi. Yani "Akşam aldığımız ürünü sabah alamayacak duruma geliyoruz. Biz ürünleri satamıyoruz. Zam da yapamıyoruz çünkü bu ürünlere zam yaptığımızda ortada müşteri denen bir şey kalmayacak." diye söylüyorlar dolayısıyla kendi durumlarına bu anlamda isyan ediyorlardı, hani bunun da görülmesini isterdik.
Yine, Türkiye genelinde esnafın hâli bu. Yani Bingöl'de esnafların dile getirdiği sorunların benzerini, hatta daha fazlasını diğer esnaflar da dile getiriyor, dile getirmekle kalmıyor, aynı zamanda kepenk kapatmak durumunda kalıyorlar. Yani Ticaret Bakanlığının verilerine göre 2019 ile 31 Temmuz 2022 yılları arasında 381.218 esnaf yaşanan bu sorunlardan kaynaklı kepenk kapatmış. Esnaf borç batağında, kredi ve SSK borçlarını ödeyemiyor, kira konusunda ciddi zorlanıyor. Esnaf ile büyük sermayedarlar aynı torbaya konularak sorun çözmeye çalışan bir siyaset izleniyor.
Evet, Türkiye'de yaşanan ekonomik krizi geçmiş kriz dönemleriyle sürekli kıyas eden bir hâl söz konusu. İşte eleştirdiğimizde ya da sokakta insanlar muhalefet ettiğinde iktidar tarafından hep 2002 ile önceki süreçler hep karşılaştırılıyor ve bunun üzerinden hani bir söylem üretiliyor. O zaman biz de bir 2002 ile 2022'nin rakamlarını kıyaslayalım. Şimdi, 2002'de enflasyon yüzde 29,7, dış borç 130 milyar dolar, cari açık yüzde 0,5. Peki, 2022'ye geldiğimizde durum ne? Enflasyon yüzde 85 -bu tabii resmî rakamlar, ENAG'a göre bu çok daha fazla- dış borç 460 milyar dolar, cari açık yüzde 6.
Şimdi, durumun vahametini aslında bu tablonun kendisi özetliyor. Yani dış politikadan bürokrasiye, hukuk sisteminden ekonomiye kadar bir enkaz yaratıldı. Yani çokça ifade ediyorsunuz ya 2001'deki krizi esas alarak işte "Biz bir enkaz devraldık. Bir enkaz devraldık." diye -uzunca bir dönem- aslında 2002'den sonra, son yirmi yılda yaratılan enkaz AKP hükûmetleri tarafından yaratıldı yani en büyük enkazı aslında bu hükûmetlerin kendisi yirmi yıl içerisinde meydana getirdi. Şimdi, bu dönemde de yine birçok şirket battı, diğerleri borç batağında, krediler aldılar yani kredilerle ayakta durmaya çalışıyor ama çoğu da kredi borçlarıyla boğuşuyor ve bu kredilerini ödeyemez duruma geldiklerini biz biliyoruz.
Yine, özellikle bölgeler arası gelişmişlik uçurumunu ortadan kaldırmak açısından sınır ticareti çok önemli bir faktör, biz bunu biliyoruz ama Hakkâri, Ağrı, Van, Iğdır gibi illerde sınır kapıları olmasına rağmen biz bu illerde bölgenin kalkınmasına hani bu kapıların ciddi bir etki yaratmadığını, ciddi bir istihdam alanı da yaratmadığını biliyoruz. Örneğin, Derecik, Nusaybin, Şenyurt, Gülyazı Sınır Kapıları hâlâ aktif değil, aktif olanlar da ciddi sorunlar yaşıyor. İşte Hakkâri ilimiz 2 ülkeye sınır olması nedeniyle ticaret potansiyeli çok yüksek bir il aslında ama yine Türkiye'nin en yoksul kentleri arasına giriyor. TÜİK'in Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması bölgesel sonuçlarına göre, 2021 verilerine göre en düşük yıllık ortalama eş değer hane halkı kullanılabilir fert geliri Van, Muş, Bitlis, Hakkâri illerimizde gerçekleşmiş. Yine, İran'a açılan Esendere Sınır Kapısı A kategorisinde olmasına rağmen uygulanan bu kota nedeniyle halk buradan faydalanamıyor. Üzümlü Sınır Kapısı'ndan sadece yolcular geçiş sağlayabiliyor. Derecik-Umurlu Sınır Kapısı'ysa AKP tarafından sık sık açılıyor yani gidiyorlar, açıyorlar, geliyor; yılda bir iki defa açılıyor sınır kapısı ama ortada ne bir kapı var ne de bir faaliyet var. Yine, sorunlarıyla gündeme gelen bir diğer sınır kapısı ise benim kentim olan Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesinde bulunan Gürbulak Sınır Kapısı. Yani Gürbulak Sınır Kapısı 1985'ten beri faaliyet yürütülen bir kapı ama yaşadığı sorunlarla sürekli gündeme geliyor. Herhâlde, kendi tarihinde bu kadar derin sorunları yaşayan bir dönemi yaşamamıştı Gürbulak Sınır Kapısı yani uygulanan bu yanlış politikalardan kaynaklı neredeyse sınır kapısı durma noktasına geldi. Dolayısıyla, kentin o önceki canlılığını, kentteki o yansımalarını şu an görmek mümkün değil. Dolayısıyla, bu uygulamaların kendisi aslında sınır kapısında ticaret yapan insanları da canından bezdirdi. Siz de gitmiştiniz Doğubeyazıt'a, orada kimi temaslarda bulundunuz; ticaret ve meslek odalarını, STK'leri ziyaret ettiniz. Orada da STK'ler sizinle Gürbulak Sınır Kapısı'na ilişkin sorunlarını paylaştılar sizin Doğubeyazıt'a yaptığınız bir ziyarette, Esnaf ve Sanatkârlar Odası ve STK'ler sizinle bununla ilgili bir paylaşımda bulundular yaşanan sorunlara dair.
Şimdi size yani onların hazırladığı raporu ileteceğim.
TİCARET BAKANI MEHMET MUŞ - Sınır kapısında bir problem vardı, inşaatta artan malzeme maliyetiyle alakalı; giderildi, inşaat başladı, inşallah önümüzdeki yıl bitireceğiz onu.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Evet. Onları izah edeceğim, ben bir bitireyim.
İşte ona dair bir dosya hazırlayıp size gönderdiklerini biliyorum.
Şimdi, siz, serbest bölgelerden söz ettiniz sunumunuzda, 19 yeni serbest bölge açılacağını ifade ettiniz ama bunlar içerisinde Doğubeyazıt ismini ben göremedim. Var mı? Yok. İşte, kentin öyle bir talebi var, size gelin raporda da vardı böyle bir talep.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Soru cevapla gitmeyelim de fikirlerimizi ifade edelim, en sonunda Bakan Bey cevaplarını versin.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Zaten Bakanın kendisi cevap verdi yani sorun yok bence.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Soru sorunca cevap oluyor.
Buyurun.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Yine, Gürbulak Sınır Kapısında bir süredir inşaat faaliyeti yürütülüyor ve sizin "Çözeceğiz ." dediğiniz şey; o da temel sorunlarından bir tanesiydi. Siz "Yakın zamanda çözülecek." dediniz.
Yine, bir diğer konu da bazı idari kısıtlamaların kaldırılması üzerine olmuştu. Normalde araç içindeki eşyaların 10-15'ine bakma zorunluluğu var iken yani yüzde 10-15'ine bakma zorunluluğu varken şimdi neredeyse bütün eşyalar indiriliyor, yine, bir şekilde bu malzemelere zarar veriliyor, indiriliyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son on saniyeniz.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Yine, orada harç meselesi vardı. Hani, günlük olarak gidip gelenler Covid'den önce normalde 50 TL ödüyorlardı, şu an bu fiyat 150 TL'ye çıkarılmış durumda; o da ciddi anlamda, günübirlik sınır kapısını kullananlara ciddi bir zorlamaya neden oluyor.
Teşekkürler.