KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Değerli Bakanımız şahsında bütün heyete saygı sunuyorum.

Bir defa, şunu söyleyeyim arkadaşlar: Mehmet Muş Bakanım -aslında yüzü olmasa, gıyabında çok özel şeyler söylüyoruz ama burada da not düşmek lazım- Bakanlığa geldikten sonra tarzıyla, üslubuyla, yaklaşımıyla çok özel notlar düştü, Bakanlığa özel format attı dolayısıyla da güzel işler çıkıyor. Yanında ekibi var, ekibini ben tek tek tanıyorum, Bakan Yardımcılarımız, diğer kardeşlerimiz, hakikaten, işi çözme odaklı gayret sarf eden kardeşlerim; Nejat Başkanım söyledi ya, böyle bir hâl var. Efendim, diğer Bakanlıklarda değil mi? Elbet oralarda da öyle ama burası çok daha özel. Niye? Mehmet Muş Bakanımızın, özellikle, Parlamentoyu, Parlamentodaki işleyişi, milletvekillerinin pozisyonunu bilmesi bu noktada çok daha özel bir zemin oluşturuyor orada, öyleyse minnettarız, teşekkür ediyoruz.

Benim başlarken kime bir teşekkür daha yapmam lazım? Rekabet Kurumu Başkanımıza. Şimdi, arkadaşlar, Rekabet Kurumu bizim egemenliğimizi, bizim bağımsızlığımızı, bizim özgürlüğümüzü ifade eden bir kurum. Biraz önce bir arkadaşımız cezaların fazla olmasından dolayı Avrupa Birliği ülkelerinin rahatsız olduğunu söyledi, bin beter olsunlar, rahatsız olsunlar, olmalılar. Efendim, meydan boş olsun, istedikleri gibi cirit atsınlar; onların firmaları layüsel davransın, herhangi bir müeyyideye muhatap olmasın, bu sahada rekabet onların önüne hiç çıkmasın ve bir numara olsunlar, hep önleri açık olsun. Öyle şey olur mu? Faul yapmayız biz asla ama Rekabet Kurumumuz da gelişmeleri anbean takip ediyor, özellikle yerel firmaların, efendim, yerel üretime dönük gayret sarf eden yatırımcıların, üretimcilerin de hakkını, hukukunu koruma adına bir gayret sarf ediyor. Efendim, yerelde problem çıkaranlar onları takip etmiyor mu? Ediyor elbette ki en ince noktasına kadar. Dolayısıyla Rekabet Kurumu... Şimdi, biz burada bütçeyi görüşürken Rekabet Kurumunu -dikkat ediyorum- böyle es geçiyoruz oysa çok hayati bir kurum ve Birol Başkanımız da bu işi hakkıyla yapan bir kardeşimiz, ona da teşekkür ediyorum, Allah razı olsun.

Bir ifade kullandı, o çok çok önemliydi, başka arkadaşlarımız da kullandılar. Bir bayrak neyi ifade ediyor, ezan neyi ifade ediyor? Bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü. Rekabet Kurumunun varlığı da bu anlamı havidir, bu anlamı içermektedir. Öyleyse gözümüz gibi bakacağımız kararlarını da sahipleneceğiniz bir kurumdur. "Fiyatlar, şeyleri pahalı, kesilen cezalar" falan. Hayır, teknolojik yatırımları çok özel noktaya geldi. Biz her alanda olduğu gibi burada da hakkını vererek yapıyoruz. Öyleyse bizden kaçan, gözümüzden kaçan faul yapıcı bir hâle müsaade etmiyoruz, bunu kayda geçiyorum.

Arkadaşlar, sabahleyin Değerli Cevdet Yılmaz Bakanımızın bir hususi kaydı oldu, onu bir defa söyleyeyim, benim de yüreğimi ferahlatan bir kayıttı. Neydi o? Erdemir'in Bingöl'de çok özel demir cevheri bulması; 300 milyon ton arkadaşlar, 300 milyon ton ve bunun için 550 milyon dolarlık bir yatırım öngörüyor firma. Bu yatırımdan sonra direkt yaklaşık bin insanın istihdamı söz konusu olacak, endirekt belki on binlerce insan buradan istifade edecekler. Bir kayıt düştü Bakanımız o iktisatçı kimliğiyle, onun ağzına da çok yakışıyor bu ifadeler, onunla da gurur duyuyoruz biz hemşehrimiz olarak. Ne dedi? Cari açığa yaklaşık 600 milyon dolarlık bir katkısı olacak, cari açığı aşağıya indirecek. Bundan dolayı da iftihar ediyoruz. Tabii, bunları söylerken arkadaşlar, şunu söyleyeyim: Yatırım ortamı iyileştikçe, zemin düzgün hâle geldikçe bunlar da aşikâr oluyor, orta yere çıkıyor. Buna da müteşekkir olduğumuzu, o yatırımcıları da sahiplenici bir hâlimizin olduğunu özellikle ifade ediyorum.

Bu arada şunu da söyleyeyim arkadaşlar: Sabahleyin, Ekrem kardeşim Ağrı Diyadin'den domates getirmişti. Şimdi, bu domatesler hakikaten güzel. "Bunu bir koklar mısınız?" dedi; domates gibi domates bunlar. Bunun aynısını biz Erzurum'da yapıyoruz. Erzurum Aziziye Belediyemiz yıllık 330 ton domates üretiyor ve bunları -şu anki piyasa fiyatı nedir; şimdi 27 bin lira civarında bildiğim kadarıyla- 10 bin liraya satıyor. Bunu niye söyledim arkadaşlar? Mevzu ticaretse biz her alanda bu işte varız diyoruz. Bakın, belediyelerle, yerel yönetimlerle de biz işin içerisindeyiz. Öyleyse işin bu tarafına da bakıp müteşekkir hâlimizi açığa çıkarmak lazım arkadaşlar.

Arkadaşlar, bir başkası, sabahleyin bir arkadaşımız enflasyonla ilgili rakamlardan bahsederken TÜİK'in mütemadiyen muhalefetin ağzına diline pelesenk ettiği hâl var ya, efendim, ısmarlama rakamlar veriyor falan. O arada üç rakam verdi TÜİK, ENAG ve bir de İTO'nun rakamlarını verdi. Ehliinsaf insan en azından şöyle bakar, der ki: Ya, peki, TÜİK böyle de, şu İTO'nun açıkladığı rakam ne? Üç aşağı beş yukarı neredeyse TÜİK'le benzer, yakın rakamlar, tabii ki benzer. Yani 185 ile 100 lira bir mi? Biri yüzde 185, biri yüzde 100. Dolayısıyla ben ayrıntıya girmiyorum yani ENAG yüzde 185 enflasyon rakamı açıklıyor; afaki, kendilerine göre, sadece ve sadece toplumu ifsat etmek için yapıyorlar bunu ve uzun yıllara sari yapıyorlar bunu. Takip ediyoruz biz de arkadaşlar ve burada bir garip hâl var; TÜİK, muhalefetin işine gelen rakamı izah ederse, açıklarsa hemen sahipleniyorlar, değilse efendim "Ismarlama rakamlar." Böyle şey olur mu arkadaşlar ya? Hak teslimi yapalım. İnsanın bir vicdan ortaya koyması lazım.

Bir başkası arkadaşlar: Şimdi, sabahleyin Garo Bey -sabah mı öğleden sonra mı, her neyse- bir şey söyledi, "Efendim, birisi bir şey söyledi mi hemen içeri alıyorlar, kimse söyleyemiyor." Bak güzel kardeşim, bu hâl bizde değil. Senin o öykündüğün, sürekli örnek verdiğin Avrupa'ya git orada gör. Şimdi, dün, dün yaşanmış bir hadiseyi sizinle paylaşmak istiyorum: Uğur Işılak'ı biliyorsunuz, yüz akı bir sanatçımız, İngiltere'de bir konseri var. Bir gün kala "İptal ettik." deniyor. Niye? Hangi gerekçeyle? "Güvenlik gerekçesiyle iptal ettik." Bizde böyle bir şey neşet ederse, açığa çıkarsa kıyamet kopuyor, "Nerde demokrasi, nerde insan hakları, ne oluyoruz?" Ya arkadaş, terörizmi teşci eden, yükseğe çıkaran, efendim teşvik eden ve nevzuhur bir sanatçı, bizim demediğimiz...

RIDVAN TURAN (Mersin) - Neyi...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - O bunu yapacak ama hakikaten bu işin hakkını veren bir Avrupa'nın göbeğinde engellenecek, ona sükût edeceksiniz. Yani sizin tavrınız, içinde bulunduğumuz hâle, nimet hâline şükretmemek, başka yere öykünmek şeklinde, dolayısıyla bunları da biz biliyoruz.

Bakın arkadaşlar, Ticaret Bakanımız burada, aldığımız mesafe orta yerde, sabahtan beri arkadaşlarımız söylüyorlar, Cemal Bey söyledi, zaten Bakanımız çok tafsilatıyla anlattı, ihracat rakamlarını veriyor, "Efendim, ithalat nerede?" E, onu da veriyor, onu görmüyorsunuz. Niye? Sebep ne? "Efendim, 2023 hedefleriniz ne oldu?" Kaç defa altını çizdik ki arkadaşlar şartlar aynı kalmak kaydıyla yürünseydi 500 milyar dolarlık bir hedef mi koymuşuz, onun çok daha fevkinde o hedefi yakalamış olurduk ama 2011'den sonraki zaman dilimine bir bakın arkadaşlar, yaşadıklarımıza bakın, dünyanın içinde bulunduğu hâle bir bakın Allah aşkınıza. Neler yaşadık ya? 2013'te özellikle, özellikle ekonomi dumura uğrasın diye Gezi olayları çıkarıldı. Şimdi bazıları o Gezi olaylarını sahipleniyorlar, aslında zımnen de değil, açıkça o ekonomimize yönelmenin sahibi oluyorlar, ayıp bir şey. Sonrasında yaşadıklarımızı hep beraber gördük yani iktisadi parametreleri alaşağı edebilmek için ellerinden geleni yaptılar. Buna rağmen geldiğimiz noktada ne yapmışız? Önümüzdeki yıl itibarıyla 300 milyar doları...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız İbrahim Bey, son yarım dakika.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Beş dakika mıydı?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yarım dakika.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yok, yok, bu beş dakika mıydı, on dakika mı?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - On dakika.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Öyle mi, tamam.

Şimdi, şunu söyleyeyim arkadaşlar: 300 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirmişiz; evet, ithalat rakamlarımız da artmış. E, oradan gelenleri zaten işleyip de ihraç ediyoruz yani ticaretin ithalat kısmını siz nasıl es geçersiniz? Onu ne yani onu bir negatif kavram olarak niye kullanırsınız, ben onu anlamıyorum. 300 milyar doları geçmiş bir ihracat var. Ne zaman? 2023 hedefleri noktasında. Eğer o sıkıntıları yaşamasaydık dediğim gibi çok daha özel bir hâle gelecektik...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi de fevkalade güzel bir durumumuz var.

Güzel Bakanım, moralini çok yüksek tut, Allah'ın izniyle çok özel hâle geleceğiz ama sizden de talebimiz var Değerli Bakanım. Bir şey daha söyleyeyim hemen...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son bir...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi efendim -daha önce söyledim- İpekyolu Araştırma Enstitüsü -Erzurum için söylüyorum- İpekyolu Ticaret Müzesi -daha önce de kayıt düşmüştüm- bunları bir daha istiyoruz. Bir başkası: Biz sağlık kampüsleri oluşturduk, bir de ticaret kampüsü oluşturalım Erzurum'da. Ticaret Bakanlığımızın birimi var Gümrük Müdürlüğü, Ticaret Müdürlüğü, onlar, ticaret odaları, efendim borsa, bunların bir araya geleceği bir kampüs inşallah daha iyi bir hâle gelelim...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum İbrahim Bey.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bunu da yapalım güzel Bakanım.

Çok teşekkür ediyorum. Bütçemiz hayır uğur getirsin inşallah.