| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a) Dışişleri Bakanlığı b) Avrupa Birliği Başkanlığı c) Türk Akreditasyon Kurumu ç) Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı (Türkiye Ulusal Ajansı) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 08 .11.2022 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Çok teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli hazırun; Dışişleri Bakanlığı bütçe önerisi üzerine on yıl Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Eğitimi Ulusal Komitesi üyeliği yapmış bir kişi olarak İnsan Hakları Avrupa hukuku üzerinde birkaç gözlemle yaklaşmak istiyorum; yıllar 2001-2005. Bu dönemde Dışişleri Bakanlığının insan hakları yaklaşımını ve performansını çok iyi tanımış bir kişi olarak ve çok önemli programlara imza atmış bir Bakanlık olarak bu bütçenizin Avrupa Konseyi kısmını aradım ve burada yalnızca 33'üncü sayfada "Avrupa Konseyi ve Mahkemesi başta olmak üzere ilgili tüm uluslararası ve bölgesel kuruluşlarla iş birliğimiz kesintisiz devam etmektedir." cümlesini açıkça çok yadırgadığımı ifade etmek istiyorum çünkü bu sanki Avrupa Konseyi Amerika'da veya Afrika'da bir kuruluşmuş gibi, biz onun içerisinde yer almıyormuşuz gibi bir biçimde kaleme alınmış olması Dışişleri Bakanlığı adına benim açımdan olumsuz bir sürpriz oldu. Tabii ki burada Avrupa Mahkemesi kararlarından söz edecek değilim Sayın Bakan özellikle Demirtaş, Kavala kararlarından ama Kavala'nın 22 Temmuz kararına ve sözleşmenin 46'ncı maddesine yollama yaparak izninizle Alevilerle ilgili tam 6 karar, kesinleşmiş 6 karar verilmiş olmasına rağmen bugün ne rastlantı ne rastlantı, sabahleyin el sıkıştığımızda gazlı değildim ama bu arada tam Avrupa Mahkemesi kararlarının aksine bir düzenlemeyle yasa önerisi, bugün görüşülecek olan ve basın açıklamasına gidince polisimiz sıkıca gaz sıktı hepimize, öksürerek geldim tabii yanınıza ve tabii Anayasa'nın 65'inci maddesi sosyal devleti bir yana bırakalım, 137'nci maddesini yıkın, hukuk arkadan sonra gelsin bir yana bırakalım, aslında Avrupa Mahkemesi kararını tam tamına yadsıyan, yadsıyan, onunla hiç ilgisi olmayan bir düzenleme görüşülecek biraz sonra Büyük Millet Meclisinde.
Sayın Bakan, acaba neden bu kopukluk, neden bu kopukluk? Tabii ki siz Dışişleri Bakanı olarak ne kadar izleyebiliyorsunuz bilmiyorum ama parti başkanlığı yoluyla devlet başkanlığı ve yürütmenin 3 hâlini özetle belirtecek olursam fikir verir diye düşünüyorum. Cumhuriyet anayasalarının 3 ortak paydası:
Hükûmetin genel siyaseti Bakanlar Kurulunca belirlenir.
Bakanlar bireysel ve toplu olarak TBMM'ye karşı sorumludur.
Devleti temsil eden Cumhurbaşkanı ve hükûmet birbirinden ayrıdır.
Şimdi 3 yokluk hâli şunlardır:
Kurul hâlinde siyasal karar süreci yoktur.
Bakanlar arasında eş güdüm ve dayanışma bulunmamaktadır.
Siyasal sorumluluk ve hesap verebilir yönetim bulunmamaktadır. Denge ve denetim düzenekleri bulunmamaktadır.
İşte bunun sonucu Sayın Bakan üçüncü saptamam: Parti başkanlığı yoluyla devlet başkanlığı ve yürütme ne yazık ki parti, devlet ve kişi birleşmesine yol açmıştır ve bunu da çarşamba günü grup toplantılarında Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında görebilmekteyiz. Hiçbir yasa önerisi için Meclise teşrif etmeyen bakanlar orada parti başkanlarını -ki kendi parti başkanları değil aslında- ayakta alkışlayabilmektedirler. Bu nedenle, aslında sözü edilen bu farklılaşmalar nedeniyle sözü edilen eksen kayması bir biçimde Rusya, İran ve Çin yönünde eksen kaymasından söz ediliyor ama benim saptamam bir anayasacı olarak Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerde bir egemenlik kaybının söz konusu olması, bu çok ciddi bir durumdur. Bu nedenle benim dileğim esasen en azından bu tür ortak platformlarda, sizlerin Dışişleri Bakanı olarak çok az katılabildiği ortamlarda bu sorunları serinkanlı bir biçimde ortaya koyabilmek ve bu 2017 Anayasa kurgusunun yürürlüğe koyduğu yürütmenin parti başkanlığı yoluyla devlet başkanlığı ve yürütmenin sürdürülebilir olmadığını saptamak ve demokratik hukuk devletinde birleşmek suretiyle esasen seçimlere giden yolda bizim geleneğimiz olan, bizim tarihimizde artılarını ve eksilerini çok iyi bildiğimiz parlamenter demokratik yönetimi el birliğiyle kurmak.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yirmi saniyeniz.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Bu, bir şey sorunu değildir, bir tür ego sorunu filan yapılmamalı çünkü burada da görüyoruz Sayın Bakan, bütçe yürütme tarafından sunulur ama yürütmeyi temsil eden kişi bütçe toplantılarına bile gelmemektedir ve burada yürütmesiz bütçe yapmaktayız. Bu da zannediyorum neden bu anayasal kurgunun sürdürülemez olduğunu ortaya koymaktadır.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Çok teşekkür ederim dikkatiniz için.