EDNAN ARSLAN (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Kıymetli Bakanım, değerli bürokrat arkadaşlar; hoş geldiniz.

Bu kitapçıkla Sayın Bakanımız burada sabah bizlere bir sunuş gerçekleştirdi. Güzel bir kitap olmuş ama Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının sadece şehircilik kısmıyla ilgili çok fazla bilgi ve veriye sahibiz bu kitapçık sayesinde. Açıkçası, bir vatandaş olarak bu kitapçığı incelediğimde kendimi bir müteahhitlik ofisine giden bir müşteri gibi hissettim; daireler -güzel yapılmış daireler- çevre düzenlemeleri "Yeşil alanı da işte şöyle olmalı." işte "Burada yeşil enerjiyi şöyle kullandık." gibi hissettim. Hâlbuki Sayın Bakanım, her ne kadar şehircilik bizim alanımız, Bakanlığımızın iştigal alanı olmuş olsa da aslında çevre ve iklim değişikliği dünyanın bir numaralı konusu; yani bu kitapçıkta biz daha çok çevreden ve daha çok iklim değişikliğinden bahsediyor olmalıydık. Gittiğiniz uluslararası birçok toplantıda 1'inci gündem maddesi iklim değişikliğidir, çevredir, ekosistemin korunmasıdır, sürdürülebilirliktir yani daha çok beton değildir. Bizim önceliğimiz bu olmamalıydı diye düşünüyorum. Yani biz bu kitapçıkta daha çok şunları görmeyi beklerdik: "Türkiye artık, dünyanın çöp sepeti değil, o yüzden biz plastik atık ithal etmiyoruz, bunu bitirdik. Geçmişte sanayimizin ihtiyacı vardı ama artık yok. Biz kendi çöpünü, kendi atığını dönüştürebilen bir ülke hâline geldik." demenizi beklerdik.

Mesela, bir nükleer santralimiz var, olacak; gerçi o nükleer santral bizim değil çünkü yap-işlet-sahip ol modeliyle bir başka ülkenin egemenlik alanında, bir başka ülkeye ait olan bir nükleer santralden bahsediyoruz. Yani 2023'te 2 tane reaktörünü devreye alacaksınız ama nükleer atıkların bertarafıyla ilgili ne yapacağız? Yani Çevre Bakanlığının burada bir sorumluluğu yok mudur? Yani burada Enerji Bakanlığıyla eş güdüm hâlinde ne yapacağımız sorusunun cevabını ben bu kitapçıkta bulamadım. Yani bu ÇED'lerle ilgili olumlu, olumsuz, iade, iptal... Burada daha detaylı, şeffaf, kimlere, ne zaman, ne kadar verildi, ne kadar iptal edildi, ne kadarı olumsuz; bunların da böyle şeffaf bir tablo hâlinde verilmesinin çok kıymetli olacağını düşünüyorum.

Karbon ayak iziyle kamuda ne yapıyoruz, ne yapmalıyız, özel sektörle nasıl iş birliği yapıyoruz? Bu karbon ayak izi yarın öbür gün bizim sanayicimizin karşılaşacağı en büyük sorunlardan biri olacak çünkü sınırda karbon vergisi olacak. Bununla ilgili daha böyle detaylı bilgi ve bilgilendirme olmuş olsa, enerji verimliliğiyle ilgili sadece "Şu kadar binaya enerji kimlik belgesi verdik." demenin ötesinde daha açıklayıcı birtakım bilgiler olmuş olsa diye düşünüyorum.

Tabii, süre sınırlı burada ama İzmir'den de bahsetmek istiyorum, bu İzmir depreminden. Ben o deprem sonrası emeği geçen genel, yerel herkese teşekkür etmek istiyorum ama Sayın Bakanım, bazı problemler var. Mesela, ben bir kanun teklifi verdim; 30 Ekim 2020 öncesi binası gitmiş, yıkılmış, ağır ve orta hasarlı bina sahiplerinden hâlâ vergi talep etmek zorundayız. Belediye başkanlarının böyle bir talebi var yani 30 Ekim 2020 öncesi varsa resen belediyemiz tarafından bu vergiler terkin edilsin, bunları hep beraber yapalım, başaralım. Zaten genel bütçeye de bir şeyi yok bunun, sadece belediye bütçesine bir zararı var. Belediye başkanı da bu işe razı çünkü sonuçta Sayıştay bu vergilerin talep edilmesi yönünde birtakım bildirimlerde bulunuyor.

Proje alanında sorunlarımız var Sayın Bakanım. Ya, proje alanındaki binaları keşke yapmasaydık, keşke o insanlar yukarıdaki rezerv alandan yer almış olsalardı, daha sonra onlar gelip kendileri kendi alanlarına evlerini yapmış olsalardı. Ya, orada kura çekilirken yani insanların konumlarına dair herhangi bir değerlendirme yapılmadan, işte, iyi noktada iyi para vermiş olarak satın alan adam zeminde çıkan kura nedeniyle zarar etti, yani sonuç itibarıyla mağdur oldu. Metrekareleri düştü bu insanların. Bu insanların, bu rezerv alanından birer konut talep hakkı var, bunu da gerçekleştirmeniz bu vatandaşlar açısından son derece önemli ve kıymetli.

Son olarak da ben bu Sao Paulo gemisinden bahsetmek istiyorum. Sayın Bakanım, Sao Paulo bu gemisi bir buçuk aydır gidecek liman bulamıyor. Bakın, okyanusta dolaşıyor, demir aldığı limana bile yanaşamıyor. Bu, buradaki şeyin, üstlenici firmanın...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ednan Bey, süreniz bitti hatta yarım dakika aştınız.

Teşekkür ediyorum.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Sayın Başkan...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir cümleyle...

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Üstlenici firmanın tekrar birtakım testlerden sonra bu gemiyi bizim limanlarımıza getireceği iddia ediliyor. İnşallah iddia aşamasında kalır, burada almış olduğunuz kararın arkasında olursunuz Bakanlık olarak.

Teşekkür ediyorum.