| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a)Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü c)Meteoroloji Genel Müdürlüğü ç)İklim Değişikliği Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 09 .11.2022 |
MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkan.
Bütün katılımcıları selamlıyorum ben de.
Arkadaşlarımız geneli üzerinde detaylı değerlendirmeler yaptılar. Bakanlığın yaptığı sunumunu da dinledik fakat Bakanlığın sunumunu dinlerken Çevre Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı mı sunum yaptı yoksa Müteahhitler Birliği mi sunum yaptı tam anlayabilmiş değiliz çünkü bu sunumda çevre yoktu, ekoloji mücadelesi yoktu, bu sunumda Aliağa asbestli gemi yoktu, Gaziemir yoktu, SİNPAŞ yoktu...
(Mikrofon teknik arıza nedeniyle kapandı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Mikrofonu çekince bazen temassızlık oluyor. Hemen bakalım lütfen, seyyar mikrofonu da bu arada getirelim, ne olur ne olmaz.
OYA ERSOY (İstanbul) - Başkan, sistemde problem var, hepsi gitti.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Biliyorum, şimdi hâllederler arkadaşlar, teknik bir sorun.
Şu anda geldi, evet.
Buyurun lütfen.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Evet.
Bu sunumda Aliağa yoktu, Gaziemir yoktu, SİNPAŞ yoktu, Şırnak'ta katledilen ağaçlar yoktu, İkizdere yoktu ve daha niceleri yoktu, olan bir tek şey var, o da beton vardı, yeni betonlaşma vardı. Biz başından beri şunu söylüyoruz: Doğaya ve insana rağmen, insan sağlığına rağmen herhangi bir kalkınma tartışılamaz. Bu olsa olsa sermayenin kârı olabilir çünkü tüm dünyada bir avuç sermaye grubu kâr rekorları kırarken milyonlarca, milyarlarca insan bırakın sağlıklı ortamda yaşamayı, su hakkına bile sahip değiller.
Ben sadece birkaç şey sormak istiyorum: İklim krizi tüm dünyanın temel sorunu, defalarca konuştuk, dünya bir yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bizim Bakanlığımız bunun çözümünü betonda mı buluyor? Ormanların hızla yok olduğu, ülkenin yüzölçümünün yarısından fazlasının maden şirketlerine tahsis edildiği, ormanların, suların, göllerin hızla yok olduğu, kentlerin bir mezarlığa dönüştüğü koşullarda Çevre Bakanlığının inşaatçılık mı konuşması lazım yoksa bunların çözümünü mü konuşması lazım? Böyle bir şey olabilir mi?
Bakın, ben Bakan Beye de buradan şunu sormak istiyorum: Özellikle, Aliağa'da asbestli bir gemi meselesi yaşandı, Sao Paulo gemisi Türkiye'ye geldi, gelecekti; hem dünyada hem de Türkiye'de bilim insanları bu konuda açıklamalar yaptılar, dedik ki: "Bu gemide 600 ton asbest var, zehir var." fakat Bakanlık dediler ki "Hayır, bu gemide sadece 6 ton zehir var. Zehrin çoğu değil de azı var, buna razı olun." Daha sonrasında bu geminin gelişi Bakanlık tarafından iptal edildi. Şimdi buradan soruyorum: Bakanlığın bu konuda bir öz eleştiri vermesi gerekmez mi, bir özür dilemesi gerekmez mi? Bu konuda, bilim insanlarını, ekoloji örgütlerini tebrik etmesi gerekmez mi, teşekkür etmesi gerekmez mi? Böyle bir Bakanlık olabilir mi? Böyle bir Çevre Bakanlığı olabilir mi?
Peki, Gaziemir... Hâlâ, orada, İzmir'de nükleer atıklar duruyor, bu konuda Bakanlığın hâlâ yaptığı herhangi bir şey yok. Peki, bu konuda biz hangi çevreciliği, hangi insan sağlığını konuşacağız? Bu mümkün değildir. Ormansızlaşmanın, maden şirketlerinin, enerji şirketlerinin ülkeyi esir aldığı koşullarda sadece Çevre Bakanlığı değil, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı dâhil olmak üzere bütün bakanlıkların yaptığı tek şey şirketlerin daha çok kâr yapması için emir telakki ettiklerinin yerine getirilmesidir, işleyişin başından sonuna budur. Nasıl Mecliste biz bugüne kadar işçinin, emekçinin, doğanın lehine tek bir yasa çıkartamadıysak bugüne kadar çevre konusunda da şirketlerin talepleri dışında tek bir tartışma yapamadık, bırakın karar almayı tartışma yapabilmiş bile değiliz. Dolayısıyla bir yıkım ekonomisi sürüyor, doğa katlediliyor, insanlar zehirleniyor, dünya yaşanmaz hâle geliyor ama bir avuç sermaye kârına kâr katıyor ve bakanlıklar bırakın ekoloji örgütlerini, bilim insanlarını dinlemeyi bize burada ne kadar inşaat yaptıklarını, ne kadar beton ürettiklerini anlatıyorlar. Kaldı ki Türkiye'de insanların barınma sorunu var, evet ama bu barınma sorunu binanın, evin olmamasından kaynaklı değil fazlasıyla içi boş olan stoklar var sermayenin yani ama siz bankalara yeni krediler sağlıyorsunuz, bankalar yeni kredileri halka verecekler, insanları köleleştirecekler, bunun başka bir açıklaması yok.
Teşekkür ediyorum.