| Komisyon Adı | : | (10 / 6598, 6599, 6600, 6601, 6602, 6603, 6604, 6605) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Adnan Ertem ile Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı temsilcilerinin yaptıkları sunumlara ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 09 .11.2022 |
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Şu anda kaç kişi var AK PARTİ sıralarından burada?
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Siz burada yoklama yapmakla mükellef değilsiniz, yoklamayı biz yaparız.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Öyle mi? Peki, siz mi bana...
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Siz, lütfen konunuzla ilgili konuşun.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Emriniz olur (!)
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Lütfen buyurun.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Nasıl konuşup konuşmayacağımı bir kere sizden öğrenip tavsiye alacak değilim. Biz burada...
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Siz de bizim milletvekillerimizi yoklama yapmayla şey yapamazsınız.
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Başkana biraz saygılı olalım yani ayıp ya.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Saygılıyım, ben saygılı olduğum için zaten burada arkadaşlarımız olsun ve birlikte çalışalım istiyorum.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Toplantı yeter sayısıyla devam etmek zorunda toplantılar.
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Biz oyumuzu kullanmaya gittik, sizin sayenizde Meclis kapandı, gözünüz aydın. Ya, çalıştırmıyorsunuz Meclisi.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Biz isterdik ki burada bütün siyasi partilerin milletvekilleri olsun. E, tabii, bir milletvekilinin görevi burada hem komisyonlara girmek hem de Genel Kurula getirmek. Yoklama alınca demek ki...
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Yasaları böyle zorla geçirince böyle oluyor. İstişareyle yasalar gelse böyle olmaz.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Arkadaşlar, lütfen hatibe müdahale etmeyin, buyurun.
Sayın Bankoğlu...
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Yasalar istişareyle gelse çalıştırılır, yasalar dayatmayla gelince...
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Sizin göreviniz çalıştırmamak, bizim görevimiz çalıştırmak.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Lütfen arkadaşlar...
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Uzlaşıyla yasaların gelmesi lazım.
OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Arkadaşlar lütfen...
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Aslında bu konuşmayı yaparken isterdim ki Sayın Başkan da burada olsun, bizi dinlesin çünkü ona da birkaç sözüm olacak. Bir kere ben genel olarak birkaç şey söylemek istiyorum. Bu Komisyonun adı yanlış bir kere; adında kaza geçiyor bu Komisyonun ama bizim Amasra'da yaşadığımız maden faciası bir kaza değil, bir cinayet, bir faciadır çünkü öngörülebilir ve önlenebilir her kazanın adı cinayettir ve her cinayetinde bir faili vardır. 14 Ekimde Amasra'da yaşanan patlama öngörülemez değildi çünkü Sayıştay raporları, madenci ifadeleri, ertelenen ihaleler, liyakatsiz atamalar; hepsi aslında bu yaşananları uyarıcı nitelikteydi. Önlenemez hiç değildi; elimizdeki bilirkişi raporunda ve buraya gelen akademisyenlerin, uzmanların hepsinin söylediği şey aynı: Gerekli önlemler alınsaydı bu facia yaşanmazdı. Demek ki biz Amasra'da öngörülmesine rağmen sorumluların sorumluluklarını hakkıyla yerine getirmemesi nedeniyle ve gerekli önlemleri almamaları nedeniyle bir facia yaşadık. İdari ve siyasi olarak sorumluların görevlerini hakkıyla yapmamasının bedelini de 42 canımızla ödedik.
2014 yılında 301 kişinin hayatını kaybettiği Soma faciasında da ilimizin, Bartın'ın da milletvekili olan Sayın Yılmaz Tunç'un da bulunduğu bir komisyon çalışması yapıldı; 23 uzman, 17 toplantı, 4 inceleme yaptı ve altmış günün sonunda 2 ciltlik bir rapor yazıldı, değil mi? Peki, o raporlardan acaba hangisi altı yıl boyunca Enerji Bakanlığı da yapmış ve döneminde 405 madencinin hayatını kaybettiği ve şu anda da bu Komisyonun Başkanı olan Taner Yıldız döneminde yapıldı, soruyorum: Şimdi, bu iktidar, burada -komisyon toplantı tutanaklarında gördünüz- bizden bir hükümde bulunmamamızı, yargıda bulunmamamızı ve siyasete girmememizi, siyaset üstü olmamızı istiyor, öyle mi? Peki, TTK'ye şaibeli atamalar yaparken siyasi kriterleri objektif kriterlerin üstüne koyanlar şimdi, biz, yapılan ihmalleri, iktidarın siyasi sorumluluğunu konuşunca konuyu siyasetüstü bir konuma yerleştirmeye çalışıyorsunuz. Şimdi, bakın, kendileri gibi, siyasi güçlerini kullanarak bu Komisyonun kararlarını, ilkelerini hatta Başkanını belirlerken bizim ses çıkarmamamızı bekliyorsunuz. Şimdi, yerine getirilmeyen her bir sorumluluğun bir bedeli vardır sayın vekiller. Biz, bu Komisyonda yönetimdeki iktidarın sorumluluğunu kendilerine halkımız adına ve 41 şehidimizin ve onların aileleri adına hatırlatmak zorundayız. Biz, burada, ihmallerde siyasilerin sorumluluğunu da tartışmak zorundayız, hiçbir şey olmamış gibi yapamayız. 41 eve ateş düştü; kaza, kader edebiyatıyla "Konu siyasetüstü." diyerek kimse sorumluluktan kaçamaz bir kere, bunu bir kez daha söyleyelim.
Bizler elbette burada milletvekilleri olarak yargı konumunda değiliz ama seçilmişler olarak iktidarın siyasi sorumluluğunu denetlemek bizim en önemli görevimiz ve sorumluluğunu hakkıyla yerine getirmeyen iktidarın da siyaseten de olsa hesap vermesini istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN TANER YILDIZ - Buyurun.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Bu konuda, bu Komisyonda failler ve sorumlular için bu Komisyon hüküm vermeyecek olabilir ancak bu işin siyasi sorumluları da bu millete ve bu milletin temsilcilerine de bu Mecliste hesap verecek.
Şimdi, bu Komisyonun adından bahsettik, Sayın Başkan, seçimi de yanlış, daha önce arkadaşlarım belirttiler ama ben de şunu eklemek istiyorum: Geçmiş dönem Enerji Bakanı Sayın Taner Yıldız'ın burada olması 3 sebepten dolayı yanlıştır, bu Komisyonun Başkanlığında olması. Bunun birincisi, yüzyılın en ölümlü maden faciası olan Soma faciasını yaşadığımızda kendisi Bakanlık yapmış kişidir ve bu Komisyona -ki kuruluşu tüm siyasi partilerin talebiyle olan, ortak talebiyle olan bu Komisyona- Başkan atama usulü kapsayıcı ve çoğulcu olmamıştır. Yine, tüm bunların yanı sıra Sayın Başkan, biliyorsunuz, Amasra'daki Türkiye Taşkömürü İşletmelerinin A sahası ve B sahası var ve bu kömür havzasının bir kısmı TTK tarafından, Amasra Taşkömürü İşletmeleri tarafından işletiliyor, bir diğer kısmı da redevans usulüyle yapılan bir sözleşme sonucu Hattat Holdinge verilmiş durumda 2005 yılında. 2005 yılından beri Hattat Holding bu Amasra B sahasında 1 kilogram bile dahi kömür çıkarmamış ve Sayın Bakan -ve şu anki Komisyon Başkanı, o dönemin Bakanı- 2012'de zannediyorum buradaki madene ilk kazmayı da vurmuşsunuz, değil mi? Ve o günden beri, hatta 2005'ten beri, o redevans sözleşmesinin yapıldığı o günden beri 1 kilo bile kömür çıkmamış. Biz, basından okuyoruz, sanırım bu Hattat Holdingle Sayın Komisyon Başkanının bir de hemşehrilik ilişkileri olduğuna dair de basında haberler var, bunu şu yüzden ifade ediyorum: "Amasra Taşkömürü İşletmelerinde yapılan bu işlem acaba tekrar olur mu, acaba ATİM bölgesi de Hattata verilir mi?" diye Amasra halkının bir kaygısı var Sayın Başkan. İşte bu yüzden de tüm bu bağlar, kaygılar olduğu için sizin bu Komisyona Başkanlık etmeniz doğru olmaz. Doğru olmaz, bunu sizin takdir etmeniz gerekiyor.
Şimdi, bakın, tekrar rapora geri döneceğim. Biz, bu Komisyonda saatlerce çalışıyoruz, günlerce uğraşacağız, aylarca çalışacağız, uzmanları dinleyeceğiz ve kamuoyunun da, aslında bizlerin de her şeyden önce bu Komisyonla bir şeylerin gerçekten aydınlanacağına ve değişeceğine inanması gerekiyor. Ama Amasra faciası ilk maden faciası değil, Mecliste kurulan bu araştırma komisyonu da ilk araştırma komisyonu değil yani biz Soma'yı yaşadık. Hepimiz biliyoruz, bu Komisyon günlerce, aylarca çalıştı; raporu yayınlandı, 111 öneri sunuldu. E, ne oldu; e ne oldu? Sayın Başkan, siz o zaman Bakandınız ne oldu? Araya seçim girdi, raporu Meclis gündeminde tartışılmadı, hükümsüz kaldı; rapor da öneriler de tozlu raflarda kaldı değerli milletvekilleri.
Şimdi bu Komisyon üç ay çalışacak, bir ay uzatım alacak; sonra seçimler gelecek değil mi? Aynı hataları yaparak biz başka sonuçları bekleyemeyiz. O yüzden, bizim Soma raporu da Sayıştay raporu da aslında ciddiye alınmadığı için Amasra'da 41 madencimiz şehit olmuştur. Her şeyden önce, bu Komisyonun çalışmalarının tozlu raflara kaldırılmayacağından emin olmamız gerekiyor. Siz emin misiniz? Bunun için de o zaman, o raporu tozlu raflara mahkûm eden Hükûmetin bize Komisyon Başkanını, Komisyonun usul ve ilkelerini dayatmak yerine, bugün yapılacak çalışmanın neden ve nasıl farklı olduğunu anlatması gerekiyor ve bizi, kamuoyunu ikna etmesi gerekiyor. Tüm bunları yapmazsanız siz adına istediğiniz kadar "kaza" deyin, istediğiniz kadar "kader" deyin; yitireceğimiz her bir madencinin vebali aynı hatayı sürekli yapan Hükûmetin üzerindedir. "Bize dokunulmasın, bizi eleştirmesin. Sorumluluğumuz, hatamız görünmesin." derseniz, "Hata bizde değil kader bu." derseniz, yanlışa yanlış diye kızar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - ...ve dün ihmali olanları, TTK Genel Müdürlüğüne getirir, siyasi sorumluları Komisyon başına geçirirseniz, ne bu düzeni değiştirebilir ne de halkı samimiyetinize ikna edebilirsiniz.
Sayın Başkan, mikrofonu açabilir misiniz.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Devam edecekseniz açayım tabii ki.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Evet, edeceğim, devam edeceğim.
Aralık belirtmediniz de...
Bir diğer konu, buraya davet edilen isimlerle ilgili. Evet, bu Komisyon yargı yeri değil; bu milletin, bu Meclisin çatısının altı. O yüzden de soruşturma geçirmiş olması gereken ya da soruşturmaya dâhil olması gereken yöneticilerin, kişilerin araştırma Komisyonunda bilgi verip vermemeye davet edilmesi konusunda çok hassas davranılması gerekir.
Bakın, ben bir hukukçuyum, suç isnadı ne demek, masumiyet karinesi ne demek bilmiyorum. Ama bakın, mesela, geçen hafta burada TTK Genel Müdür Yardımcısı bilgi verdi; bilirkişi raporunda kazada kusur atfedilen kişilerden birisi. Keza, bugün, yine burada temsil edilen Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı, Amasra Taşkömürü İşletmelerinde denetlemeleri gereğince yapmaması nedeniyle bilirkişi raporunda yine, kazada kusur atfedilen kurumlardan bir diğeri. Şimdi, bir kere, bizden önce mahkemenin müesseseyi denetlemeye gelen müfettişler başta olmak üzere denetleme mekanizması üzerinde söz sahibi olan, planlı olmayan denetlemeleri yeterli sıklıkta organize etmeyen, bu kararları almaya yetkili ve görevli Bakanlık personelini öncelikle tespit etmesi ve soruşturmaya dâhil etmesi gerekir. Özellikle de amirlerin konumları itibarıyla, henüz toplanmamış delilleri karartma, gizleme, tanıklar üzerinde etkide bulunma ve olayın oluş biçiminin aydınlatılmasına engel olma ihtimalleri varsa yani aslında, CMK madde 100'ün unsurları oluşmuşsa bu kişileri dikkatle seçip buraya getirmeniz gerekir ama...
Sayın Başkan beni dinlemiyor tabii. Biz "Bu Başkan kendisi affını istemeli." diyoruz zaten ama dinlemiyor bile.
Bu durumda da...
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Başkanım, Sayın Başkanım...
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Yok, dinlemeye ihtiyaç duymuyor demek ki Sayın Başkan, ihtiyaç duymuyor herhâlde.
Evet, şimdi birkaç soru soracağım.
KEMAL ÇELİK (Antalya) - On beş dakika oldu.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Bir süre sınırımız mı var?
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Var, var.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Bir süre sınırımız olduğu söylenmedi.
Şimdi, sunumlarla ilgili, bu teftişler...
BAŞKAN TANER YILDIZ - Siz yurt dışındaydınız, burada bulunmuyordunuz, o zaman söylendi.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Yani neyin söylenip söylenmediğini, 285 sayfa 2 tutanağı da okudum.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Yani arkadaşlarınız sizi bilgilendirmiş olmalılar diye düşünmüştük; ondan dolayı.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Ben bütün tutanakları okudum, neyi söyleyip söylememem gerektiğini kendim çok net takdir edebiliyorum. Aynı şeyler de olsa ben bu bölgenin, bu şehrin milletvekiliyim. 42 eve tek tek gitmiş, o insanların hikâyelerini, acılarını paylaşmış bir kişiyim.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Bilginizin olmadığını söylediniz, ben de arkadaşlarınızın sizi bilgilendirmiş olduğunu kabul ettiğinizi söyledim yoksa siz çok bilgilisiniz.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Siz beni niye dinlemiyorsun? Ben bilgili veya bilgili olup olmadığımı kanıtlamaya çalışmıyorum. Ben, bu Komisyona Başkanlık ediyorsanız bütün milletvekillerini dinlemeniz gerektiğini hatırlatıyorum; tercih sizindir.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Sürenizi iyi kullanın lütfen.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Şimdi, birkaç sorum olacak. Bunlardan bir tanesi, teftiş ve denetimler sırasında geriye dönük olarak acaba Merkezî Gaz İzleme sistemlerinin verilerini incelediniz mi?
Bir diğeri, müfettişlerin yetkinliklerini nasıl belirliyorsunuz, yer altı madenlerinde denetim yapan müfettişlerin? Bu müfettişler nasıl bir eğitimden geçiyorlar? Acaba herhangi yazılı ve sözlü sınava tabi tutuluyorlar mı? Ya da bu denetleyenleri kim nasıl denetliyor? Yani denetleyenlerin sağlaması nasıl yapılıyor? Yine, Amasra TİM'de son denetlemeyi yapan müfettişler kimler? Şu anda hangi görevdeler bu müfettişler, neredeler? Haklarında herhangi bir iç soruşturma yapılmış mıdır ya da yapılacak mıdır? Şu anda Teftiş Kurulu Başkanınız hangi unvanla nerede çalışmaktadır? Burada değil çünkü.
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Burada, burada.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Burada mı? E, vekili diye...
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKAN YARDIMCISI ADNAN ERDEM - Vekili.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Başkan nerede?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKAN YARDIMCISI ADNAN ERDEM - Emekli oldu.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Yeni mi emekli oldu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKAN YARDIMCISI ADNAN ERDEM - Yaş haddinden emekli oldu.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Ne zaman?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKAN YARDIMCISI ADNAN ERDEM - Bir buçuk ay önce.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Anladım. Teşekkür ederim.
Yine, Uluslararası Çalışma Örgütünün iş yerlerine yapılan teftiş ziyaretleri istatistiği var. Türkiye'de 2010 yılında 46.969 iş yeri teftişi yapılmış. 2020 yılında sadece 9.170 iş teftişi yapılmış. Bu teftiş sayısının acaba bu kadar azalmasının bir sebebi var mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Yine, Amasra Taşkömürü İşletmelerinin Zonguldak müessesine raporlama yapması bekleniyor değil mi? Doğru biliyoruz. Yani Zonguldak'a bağlı diyebileceğimiz bir müessese. Yıllık planlamaları da Zonguldak müessesi tarafından denetleniyor, düzenleniyor; bu doğru mu, değil mi? Amasra TİM, Amasra Taşkömürü İşletmeleri yani madenin hâlihazırdaki durumu Zonguldak tarafından yapılan yıllık planlamaya uygun mu? Buna acaba yapılan teftişler sırasında müfettişleriniz dikkat etti mi, etmedi mi?
Yine, teftiş sırasında müessesede "A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı" olarak kendini tanıtan Fazıl Karaküp'le acaba müfettişleriniz görüştü mü? Görüştülerse bu kişi, Fazıl Karaküp acaba kendini hangi unvanla tanıtmıştı? Çünkü bilirkişi incelemelerinde kendisini "Kaza Takip Mühendisi" olarak tanıtmış, ifadesi alınırken ise kaza takip mühendisi olarak görev yaptığını ama aslında kurum kayıtlarına göre iş güvenliği uzmanı olarak göründüğünü beyan etmiş bu kişi. Bunu bir cevaplarsanız sevinirim.
Bir de yaptığınız bu son teftişler, 5-11 Ekim 2022 tarihlerinde yapılan teftişler ne kadar sürdü? Yani teftişleriniz ne kadar süreyle sürüyor? Senede 2 kere mi Amasra Taşkömürü İşletmelerinde programlı teftiş yapılıyor? Bu teftişleri hep aynı müfettişler mi yapıyor? Sunumunuzdan anladığım kadarıyla "2019 ve 2020 yıllarında Amasra Taşkömürü İşletmelerinde teftiş yapılmamış." diye anladım, doğru mu? Doğruysa neden?
Son olarak, toz ölçüm sonuçları... Son teftişiniz toz ölçüm sonuçları nedir paylaşır mısınız? Bir de bu tozla mücadeleyle ilgili bilirkişi raporu bu konuda Başkanlığın yani sizin, Teftiş Başkanlığınızın öneri ve tespitte bulunmadığını eleştirmiş. Siz de dediniz ki sunumunuzda: "Kömür tozu patlaması riskini araştırmak bizim işimiz değil, biz sadece solunabilir tozun meslek hastalığına sebep olup olmadığına bakarız." dediniz, değil mi doğru anladım? İş yerinde kazaların arttığını söylüyor 2019 Sayıştay Raporu, sizin tespitleriniz bu konuda ne ATİM açısından? Sorun olduğu belliyken neden önlem almadınız, neden ceza kesmediniz?
Teşekkürler.