KOMİSYON KONUŞMASI

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sayın Bakanım, hoş geldiniz.

Şimdi, çevre ve şehircilikten ve teknik konulardan bahsetmeyeceğim çünkü yatırım bütçesi faiz ödeyeceği paranın 200 milyar altında olan bir ülkede ne çevre ne şehircilik ne de başka bir şey olabileceğine inanmıyorum ben.

Ayrıca, bugün düşüncelerini açıkladı diye Ekmek Üreticileri Sendikası Başkanının hapse atıldığı bir ülkede -ben araştırdım hukukçu olarak "Suç teşkil eden ne vardır?" diye, hiçbir şey görmedim- insanın değerinin olmadığı bir yerde doğanın ve çevrenin de hiçbir değerinin olabileceğini düşünmüyorum. Yönetiminiz insanı değersiz kılan bir yönetim olduğu için özel bir beklentim bu yıl içerisinde de yok bu konularla alakalı ama Necip Fazıl'ın çok güzel bir lafı var "İhya etmek için ne kadar ilim lazımsa imha için de o kadar cehalet kâfidir." diyor. Umarım, iktidar milletvekillerinin "ihya" diye saydıkları aslında bir imha sonrasındaki çabalar değildir çünkü önce doğayı rant alanlarına çevirdiniz, yok ettiniz, hâlâ devam ediyorsunuz buna. Mesela, örnek olarak söylüyorum: İstanbul Kemerköy'de Ziraat Bankasına geçene kadar bir arazi durduk yerde duruyor; sonra siz oraya imar planı hazırlıyorsunuz, karşılığında İstanbul Büyükşehir Belediyesi başka bir imar planı hazırlıyor. onlar "Yeşil alan." diye tariflemeye çalışıyorlar. Siz bir iş adamından, yandaşınız, yöredaşınız Demirören Grubundan batırdığınız paraları tahsil etmek için Ziraat Bankasına orayı imara açarak alan yaratmaya çalışıyorsunuz ve çok net bir yeşili yok ediyorsunuz, herkesin gözünün önünde yok ediyorsunuz, deprem toplanma alanını yok ediyorsunuz. Ben şimdi Necip Fazıl'ın bu sözünü buraya uyarlamayayım da nereye uyarlayayım ya da birçok uygulamanıza uyarlamayayım da nereye uyarlayayım? Sonra burada arkadaşlarımız çıkıyorlar "Biz millet bahçesi yaptık." diyorlar. Ya, yapın, kimsenin itiraz ettiği yok ama doğayı talan ettikten sonra, ucundan ucundan birtakım şeyleri de yeni şirketlere para kazandırmak için millet bahçesine çevirip gelip karşımızda böbürlenmeyin. Hâlâ kulaklarımızdadır Sayın Cumhurbaşkanının bir arkadaşına gökdelenler yapıldıktan sonra "Küstüm sana." dediği. Devlet yönetmeyi böyle anlıyorsanız, bu şekilde bir yere varmak mümkün değildir.

Bakın, ben size bir hatırlatma yapacağım. Burada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanından bahsedildi, birçok konu söylendi; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanından bahsedildi. Siz Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanısınız; bir gün İzmir Büyükşehir Belediyesini ziyaret ettiniz mi, bir gün Ekrem İmamoğlu'nu ziyaret ettiniz mi, bir gün onların ziyaret taleplerine cevaz verdiniz mi? Sayın Cumhurbaşkanı ona verilmemiş bir yetkiyi kullanıyor şu anda, muhalefet partilerinin almış olduğu belediyeleri ya refüze ediyor ya belediyeyi ellerinden alıyor, 59 belediyeyi aldığı gibi.

O yüzden, ben bütçenizin hayırlı uğurlu olmasını kuşkusuz burada söyleyeceğim ama harcayacağınız bir para yok, milletin sırtından harcattırıyorsunuz az önce İzmir Otoyolu'ndan bahsedildiği gibi.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Milletin sırtından harcattığınız bir parayı kafa karışıklığıyla, hukuk bilmezlikle "Devlet yaptı." diye tarif edecek kadar da karışık bir kafaya sahipsiniz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz dolmuştur.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sayın Başkanım, bitireceğim.

AK PARTİ iktidarı devlet değildir, bunu yirmi yıl sonra artık anlayın ne olursunuz, devlet başka bir şeydir.

Çok teşekkür ederim.