RIDVAN TURAN (Mersin) - Değerli milletvekilleri, Marmara Denizi'ne akan tüm atık suların ileri biyolojik ve kimyasal arıtma yöntemleriyle arıtılması ve denize deşarj edilmeyerek karasal ortamda kullanılması artık bir zorunluluk hâline geldi. Bunu şundan dolayı öneriyoruz: Şimdi, çok çeşitli kirleticiler Marmara Denizi'ni kirletiyorlar, bunların içerisinde tarımsal atıklar, evsel atıklar, endüstriyel atıklar, meteorolojik kirlenme, deniz taşımacılığı sebebiyle kirlenme gibi temel faktörler var.

Şimdi, Türkiye su zengini bir ülke değil. Dolayısıyla, mesela, Ergene'ye deşarj edilen oradaki 2 bin sanayi tesisinin bütün atıkları Ergene derin deşarjı vasıtasıyla Marmara'yı buluyor. O da ciddi bir ekolojik felaket yaratıyor. Şimdi, buna yapılacak çözüm ya da verilecek cevap bunu kimyasal yöntemlerle arıtmaktır ve evsel atıkları da ileri biyolojik yöntemlerle arıtmaktır. Fakat Türkiye su zengini bir ülke olmadığından dolayı bu kalitede arıtılmış suyun denize deşarjı yerine karasal alanda peyzaj ve tarım başta olmak üzere pek çok alanda kullanılması mümkündür. Dolayısıyla, biz yalnızca ileri biyolojik arıtma ve kimyasal arıtmayla bu kirletici faktörlerin engellenmesini değil, aynı zamanda arıtılmış olan bu nitelikli suyun karasal ortamda kullanılmasını Türkiye'nin su zengini bir ülke olmaması hasebiyle doğru görüyoruz. Bunun için de Bakanlığın bütçesine 50 milyar lira daha ek ödenek ayrılmasını öneriyoruz.