KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Başkanım.

Değerli Komisyon üyelerimiz, değerli bürokratlarımız; öncelikle hoş geldiniz.

Evet, bizim için bir fırsat oldu, iyi bir çalışma oldu, çok detaylı ve kapsamlı bilgilendirme de yaptınız; bunun için de teşekkür ediyorum Değerli Genel Müdürüm. Evet, Komisyonumuz açısından önemli bir toplantı oldu açıkçası.

Baktığımız zaman, IPA I 23'üncü dönemde onaylanmış Meclisimizde, IPA II de 24'üncü dönemde onaylanmış, IPA III de bizim dönemimizde uygulanacak ve umuyorum ilerisi için de AB'yle ilişkilerimize katkı sunacak bir araç olacak. IPA I onaylanırken Onur Öymen bir şerh düşmüş; orada, yurt dışında yerleşik Türk firmaları ile yabancı firmalar arasında ayrımcılık yapılması noktasında, böyle bir şerhi olmuş. Bununla ilgili -sanırım- bu düzenleme bu anlaşmanın kapsamına girecek mi? Çünkü ulaştırma, tarım ve hizmetler Gümrük Birliği kapsamında da olmadığı için ayrımcı bir uygulama oluyor mu? Detaylı bilgi verebilirseniz...

Şunu söyleyeceğim, Komisyonumuzda genelde heyetler arası görüşmeler yapıyoruz, işte resmî kabullerimiz oluyor, Karma Parlamento Komisyonu üyelikleri oluyor ama Komisyonumuzun en önemli görevlerinden biri de resmî aday ülkesi olduğumuz Avrupa Birliğiyle yasal mevzuatı uyumlaştırma noktasında bu uygunluğun olup olmadığı... Yani açıkçası tali komisyon olarak Parlamentoya sunulan birçok yasal mevzuatta görüş bildirmemiz gerekiyor çünkü İç Tüzük'te Komisyonumuza verilen böyle bir görev de var. Bu anlamda, belki bu dönem için artık geçti tabii, kısa bir süresi kaldı ama belli yasal düzenlemeler vardı, ben dikkatle takip ediyorum, o esas komisyonlara da gidiyorum, tali komisyon olarak -Avrupa Birliğinin gözükmesine rağmen- görüş bildirmediğimiz noktalar olabiliyor; belki, zaman ekonomisi düşünülerek hızlı ve hemen geçirilmesi planlanıyor ama bu anlamda Komisyonumuzun çok daha etkin olmasını önemsiyorum ben.

Mali araçlar çok önemli ve büyük bir kazanımımız; Sayın Genel Müdür de söyledi. Biz de son dönemde yapılan fon kesintilerine yapmış olduğumuz bütün heyetler arası görüşmelerde karşı çıktık, son Karma Parlamento Komisyonunda bunu gündeme getirdik, bunun doğru olmadığını söyledik, bizi üyeliğe hazırlayan veya üyelik sürecimize katkı sunacak siyasi gerekçelerle bu fon kesintilerinin bizi motivasyon anlamında geriye düşüreceğini her fırsatta ilettik. AB'yle genel ilişkilerimizde maalesef geriye doğru gidişler yaşıyoruz. Bunlar da doğal olarak yansıyor fon kesintilerine; böyle bir gerekçe sunuldu. İşte, bugünkü IPA III fonlarında da kritik alanlar olarak hep yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, demokratik kurumların güçlendirilmesi, yeşil ekonomi, yeşil gündem, iklim değişikliği, dijitalleşme; bunlar stratejik alanlar. Burada kullanılan fonların da en etkin şekilde kullanılıp bu yasal mevzuatların da gerçekten katkı sunacak bir noktaya gelmesi... Yani Avrupa Birliğinin önceliklerinin bizim de ülke olarak öncelikli ve stratejik alanlarımız olarak ortaya çıkması gerekiyor. Bu geriye gidişlerin mutlaka önlenmesi... Çünkü bakıyorum ben -siz de söylediniz- Adalet Bakanlığının yargı bağımsızlığı noktasında aldığı, istihdamı güçlendirmek özellikle o cinsiyet eşitsizliğine dönük, onu ortadan kaldıracak, bölgesel farklılıkları azaltacak... Çünkü bizi -kendi içimizde bunları azaltıp hem de- Avrupa Birliğiyle yakınlaştırmak amacıyla bunlar yapılıyor, bu fonlar veriliyor.

Erasmus programları çok önemli, ben de öğretim üyesi olarak görev yaparken değişim programlarından faydalanmış biri olarak konuşuyorum, hem kendim faydalandım hem de öğrencilerimizi bu noktada motive ettik. Çok önemli, geçen yıllarda Erasmus'daki ödemelerle ilgili sorunlar oldu, bunlar neden kaynaklandı? Biz bunlarla ilgili soru önergeleri verdik ama kaynak sebepleri neler oldu? Bunun da ortaya konulması lazım. Biz ülke olarak bu fonlardan en çok faydalanan ülkeyiz yani oransal olarak, IPA I döneminde 11,5 milyarın neredeyse 5 milyarına yakın bizim ülkemiz kullanmış, IPA II'de de aynı tablo var, IPA III'ün henüz dağılımı belli değil ama bu da muhtemelen öyle olacak. Burada şeffaflık çok önemli, şeffaf bir kurumsal yönetim gerekiyor. Burada da sorunlar oldu, bazen, ben Bütçe Komisyonundaki Sayıştay raporlarına baktığım zaman, AB fonlarıyla ilgili sorun alanları ortaya çıkabiliyor özellikle IPARD'da çok önemli, kırsal kalkınma alanında son Sayıştay raporlarına yansıyan bazı tespitler ortaya çıkmış. Birkaç tanesini söyleyeyim ben size, hızlıca -zamanı da çok almak istemiyorum Başkanım- mesela diyor ki: Kurumsal olarak... Tanımlama sorunu olduğunu söylüyor, işte "zanaatkârlık" ve "katma değerli ürünler" derken tanımlamayı doğru yapmadığımızı söylüyor. Kur farkına atıf yapmış, bundan dolayı faydalanıcıların... Bizim tabii özel bir durumumuz oldu, döviz kuru karşısında para birimimizin çok aşırı değer kaybetmesi, bunun fonlara yansımasından bahsediyor. Ülke genelinde yaygınlaştırılması, bu da çok kritik bir konu. Özellikle tarımsal kalkınma noktasındaki desteklerin tüm ülkeye yaygınlaştırılmadığı -siz de söylediniz- 41 veya 42 il bundan faydalanıyor.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI MALİ İŞBİRLİĞİ VE PROJE UYGULAMA GENEL MÜDÜRÜ BÜLENT ÖZCAN - 42.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - İç gelişmişlik farklarını azaltıcı noktada tarım alanında destekler kullanılmıyor. Tarım, bizim kritik, stratejik sektörümüz; Avrupa Birliğinin muazzam fon verdiği bir alan ama biz ülke olarak, bu içsel sorun alanı olarak bunu tam olarak yapamıyoruz.

Bir de uzmanlarla ilgili -bu da çok önemli- görevlendirilen uzmanların gerekli niteliklere sahip olup olmadığına dair böyle kurumsal bir eleştiride bulunmuş. Kırsal tanım dışına çıkılması, tam netleştirememişiz bunu da. Bakanlık muhasebe sistemine kaydedilmesi noktasında da sorunlar var. Ben akademik olarak da bakıyorum, bunlar şöyle önemli: Bunlar, bu yapısal zayıflıklar, bu kurumsal sorunlar Avrupa Birliği nezdinde çok önemsenen unsurlar; şeffaflık en önemli öncelikleri ki bununla ilgili sorunlarımız olmuştu eski bir AB Bakanımız döneminde -Sayın Bağış dönemiydi sanırım- ciddi bir de eleştiriye de maruz kalmıştık. Bu fonların en etkin şekilde kullanılması...

Bir de son olarak şuna değinmek istiyorum: Üniversitelerin, araştırma geliştirme kurumlarının, öğrencilerin, sivil toplum kuruluşlarının, yerel yönetimlerin çok ciddi bilgilendirilmesi gerekiyor. Bu kurumların bu fonlardan yararlanması noktasında bir bilgilendirme mekanizmasının da çok ciddi olması gerekiyor. Burada bakanlık ya da eş güdümlü kurumlarla birlikte bunu da önemsememiz gerektiğini düşünüyorum.

Neticede, biz onaylayacağız bu anlaşmayı, hepimiz oy birliğiyle katkı sunacağız ve onaylayacağız Meclisimizde, bu önemli bir anlaşma ama bizim için en önemlisi, bu Komisyonda kalan görev süremizde Türkiye'nin Avrupa Birliğiyle ilişkilerinde yeniden, gerçekten, en önemli kriterlerimiz olan ve müthiş kazanımlar elde ettiğimiz ama ciddi de geriye gidişleri de beraberinde yaşadığımız Kopenhag Siyasi Kriterleri'nde hukuk, adalet, ifade özgürlükleri, demokratik kurumsal yapılarımızın güçlendirilmesi, güçler ayrılığı gibi temel alanlarda mutlaka ciddi reformlara yeniden dönmemiz gerektiğini -Komisyonumuz toplanmışken- ben vurgulamak istiyorum.

Bu Komisyonun toplanması iyi bir adım oldu -Başkanımıza da teşekkür ediyoruz- gerçekten, hepimizin de bilgi eksikliği olan bir alanda iyi bir toplantı da oldu. IPA fonlarının ülkemizin Avrupa Birliğine üyelik sürecine bir ivme ve reform sürecine de katkı sunacağını temenni ediyorum.

Teşekkür ediyorum Başkanım.