KOMİSYON KONUŞMASI

AYLİN CESUR (Isparta) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli Genel Müdürümüze ve bürokratlarımıza az önceki kapsamlı sunum ve bilgilendirme için çok teşekkür ediyorum ben de, gerçekten çok faydalandık, hoş geldiniz.

Ben, aslında, biraz önce konuşmalar yapılırken ve sunum yapılırken kendi aklımda olan ve önemsediğimiz konuları 7 tane soru olarak alt alta not almıştım Başkanım ancak değerli arkadaşım Sibel Özdemir büyük ölçüde benim soracağım sorulara değinmiş oldu. Bu manada, sadece tutanağa geçmesi bakımından bazı hususları söyleyeceğim ama tekrar cevaplatarak Sayın Genel Müdürümüzü yormak anlamında değil, bunun altını çizeyim, sadece kendi düşüncelerimizin tutanakta olması bakımından bazı hususları söyleyeceğim; bir ikisi dışında çok büyük ölçüde cevaplanmış oldu.

Şimdi, burada, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu olarak ve tabii ki ilgili Genel Müdürlük olarak aslında buradaki bütün siyasi partiler de dâhil olmak üzere hepimizin amacı aynı; Türkiye Avrupa Birliğine girmek istiyor, sıkıntılarımız var. Bugünkü toplantının konusu olan bu yardımların da esasında Avrupa Birliğine girme müzakerelerinde, durdurulmuş olan fasılları belki açma manasında veya yeni pencereler açma manasında kullanılmasının bir numaralı öncelik olması gerektiğinin ben bir altını çizmek istiyorum.

Avrupa Birliği 2020 Raporu'na göre maalesef işler parlak değil bizim bakımımızdan, Türkiye bakımından. Türkiye'de, işte, demokratik kurumların fonksiyonlarında ciddi eksiklikler olduğu ve demokratik alanda gerilemenin devam ettiği not edildi ve bu tabii ki çok uzun, kapsamlı bir rapor, o başlıklara burada girecek değiliz ama malum, insan hakları, Kıbrıs'ta yaşananlar, Doğu Akdeniz meselelerinde Türkiye'yi bu gerilimden sorumlu tuttular. Bir birçok başlık, Türkiye'de hak ve hukuk, özgürlükler ve para politikaları vesaire diğer konular tek tek not edildi ama bunlara rağmen olumlu gelişmeler de var esasında Türkiye bakımından. Mayıs ayında Macron'un öncülüğünde Avrupa Siyasi Topluluğu toplandı ve Türkiye'nin de buradaki ülkelere dâhil edilmiş olması, buradan baktığımızda, Avrupa'nın bakışı bakımından Türkiye için aslında hâlâ olumlu bir işaret olarak da algılanabilir ama hepimizin bildiği iç ve dış engeller önümüzde var hâlâ ve bunları aşmaya çalışıyoruz. İşte, bu duraksamaları açabilmek için gerek bölgemizdeki olaylar gerek Türkiye'nin coğrafi konumu aslında bunları Türkiye'ye... Tarihî bir stratejik dönemeçte olduğumuzu vurgulamak istiyorum. Bu manada da yine bu toplantının konusu olan bahse konu fonların, işte, arkadaşlarımın dile getirdiği soru işaretlerinin giderilerek kullanılması... Tabii ki bu fonlardan memnuniyetimizi, bizim de bunu desteklediğimizi aslında söylemek istiyorum ama bunların giderilmesi gerekiyor. Şimdi, kaynak... Öncelikli olarak, ben bunu değerli Genel Müdürümüzden net duymak istiyorum. Bu kaynakla ilgili, STK'lerle ilgili hibeler yapılırken az önce vurguladığım Avrupa Birliğine girmemizi sağlayacak projeler birinci öncelik alınıyor mu? Yani buna "Evet." ya da "Hayır." şeklinde bir cevap rica edeceğim.

Yine, arkadaşım vurguladı ama benim de altını çizmem lazım; gençlere yönelik, kadınlara yönelik, uyuşturucu mücadelesine yönelik, toplum sağlığına yönelik ana başlıkları önemsiyoruz. Bu tip projeleri öncelikle almak gibi bir şey Bakanlık tarafından tercihte söz konusu mu? Belirlenirken neye göre belirleniyor, kriterler nelerdir? Projenin rantabl olmasına mı bakılıyor, yoksa konusuna göre mi? Bu fonların nereye, ne kadar aktarılacağı kısmı neye göre belirleniyor? Bunu aslında bilmek isterim.

Az önce sivil toplum kuruluşlarıyla iletişimin önemi vurgulandı. Daha önceki IPA projelerinde de bu konunun altı defalarca çizilmiş. Daha önceki zamanlara göre iyileşme olmasını da aslında memnuniyetle karşılıyoruz ancak hâlâ birtakım şikâyetlerin olmuş olması bunların da bir an önce giderilmesi konusunu tekrar gündeme getirmiş oluyor. Dolayısıyla ne şekilde yapıldığını az önce vurguladınız ama bu STK'lerin bilgilendirilmeleri acaba daha geniş bir şekilde ele alınabilir mi? İlgili bir hibe projesi olduğunda Bakanlık bütün STK'lerin bundan bilgisi olduğuna dair denetleme yapıyor mu? Bir ortak mesaj sistemi "mail sistemi" dediniz ama mesela proje uzmanı olmayan STK'lere Bakanlık nasıl bir destek veriyor? Belki proje uzmanı olmayanlara proje uzmanı desteği verilebilir mi? Böylelikle bu rantabl olacak projelerin bir kısmının birtakım eksikliklerden kaynaklı olarak geride kalması acaba önlenebilir mi? İşte, kaynakların geri aktarıldığı süreçler oldu, bayağı sıkıntılı süreçler oldu; bunları engellemek bakımından az önce bahsettiğim hususları sizin de önemsediğinizi söylediniz ama bizim de önemsediğimizin altını çizmem gerekiyor.

Bunun dışında -notlarım var- evet "11 farklı sektör." dediniz konuşmanızda, "11 farklı sektörde yapıyoruz." dediniz. İşte, Türkiye'de özellikle, sağlıkta, eğitimde ve kırsal kalkınmada sosyal politikalara ayrılırken -az önce yine arkadaşlarım vurguladı- illerin tercihinde bu neye göre, hangi kriterler aslında esas alınarak yapılıyor? Projenin rantabl olması ili tercih ederken projeye göre daha önde tutulabilir mi? Ben bunun da altını çizmek istiyorum. Tabii ki Sayıştay raporlarına yansıyan hususları önemsiyoruz. Elbette, her ülkede olabilen ve her yerde karşılaşılabilen durumlar olmakla beraber bunun bu şekilde tabii üstünü kapatıp da geçemeyiz, bunları "Her ülkede vardı." deyip de kapatamayız. Elbette, Sayıştaya yansımış hususların mümkün olduğu kadar sıfıra indirilecek düzeye gelmesi için devletin ve tabii devletin ilgili kurumlarının bu konudaki önleyici tedbirleri yasal çerçevede muhakkak çok iyi bir şekilde alması gerekiyor. Yoksa, Türkiye'de yolsuzluk endekslerinde veya bunların da beraberinde getirdiği tabii birçok kırılmayla sefalet endekslerinde Türkiye önde gitmeye devam edecektir. Bütün bunları engelleyemediğimiz vakit... İşte bu toplantının konusu olan Avrupa Birliğine uyum için çaba gösteren bizlerin bu çabalarının da karşılık bulabilmesi için mümkün olduğu kadar global dünyada, herkesin her şeyi görebildiği bir dünyada bunların mümkün olduğu kadar derinlemesine bir şekilde ele alınıp üzerine gidilmesi gerektiğini ben de düşünüyorum.

Tekrar buraya geldiğiniz için ve değerli çalışmalarınız için... Görüyoruz ki çok kapsamlı, oldukça mesai sarf etmeyi gerektiren ve büyük bir sorumluluk alanınız var. Çok mesai yapıyorsunuz, bu mesainiz için de Türkiye'de yaşayan bir birey olarak ayrıca teşekkürlerimi sunmak isterim.

Çok teşekkür ederim.