KOMİSYON KONUŞMASI

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Teşekkür ediyorum.

Şimdi, öncelikle bugün 10 Kasım. Her kasım ayında, her siren sesinde yeniden doğan Büyük Kahraman, sen hiç eğilmediğin için biz hâlâ dimdik ayaktayız. Dâhilî ve haricî hainlere rağmen laik Türkiye Cumhuriyeti aydınlanmaya ilelebet devam edecek. Her zaman içimizde olan, bizimle olan Ata'mızı 84'üncü yılında saygıyla, rahmetle ve minnetle tüm grubum adına anıyorum.

Bu Komisyonda tek Bartın Milletvekili benim. Evet, hepimiz çok acı yaşadık, hepimiz çok üzgünüz ama tek tek 42 ailenin evine gitmiş, onların hikâyelerini dinlemiş, acılarını paylaşmış bir insanım.

Şimdi, komisyonların ve bu Komisyonun... Bir kere -dün de ifade ettim- kaza değil bir facia, bir cinayet yaşadık, bunu tekrar söyleyeyim ve bu Komisyon insan yaşamını merkezine alan bir Komisyon yani sorumluluğu var bu Komisyonun. O yüzden de dün yaşananlar üzerine bir usul tartışması açma ihtiyacı hissettik. Çünkü bu Komisyondan beklentinin de aslında çok yüksek olduğunu hatırlatmam gerekiyor. Biliyorsunuz, komisyonların amacı istişare etmek, tartışmak, müzakere etmek yani önerilerin hangi koşullarda kabul görüp görmediğini biz müzakere ederek ancak anlaşabiliriz. İç Tüzük madde 29... Komisyonlarda her bir milletvekilinin söz hakkı vardır ve Komisyon Başkanı da objektif bir şekilde her bir milletvekilini dinlemek ve Komisyonun sağlıklı bir şekilde çalışmasını idame ettirmekle yükümlüdür. Hitap şekilleri, söz kesmeler, çoğunluğa güvenerek farklı tavırlar kabul edilebilir değildir. Bir milletvekili, bir Komisyon Başkanı yani Komisyon, çalışma şekline uygun bir şekilde davranmamıştır. Yani biz zaten şu anda burada olmayan ama mevcutta Komisyon Başkanı olarak görevlendirilen, atanan kişinin Komisyon Başkanlığını kabul etmiyoruz, bunu şaibeli buluyoruz. Dün yaşadığımız, Komisyon toplantısı sırasında yaşadığımız tutum, tavır, baskıcı yönetim kabul edilebilir olmadığı gibi facianın, Amasra'da yaşadığımız facianın nedenlerini de şeffaf bir şekilde araştırmaya engel olmaktadır. Sağlıklı bir şekilde burada tüm partilerin milletvekilleri sorular sordu, yorumlarda bulundu. Ya, dört buçuk saat konuştuk değerli milletvekilleri, on beş dakika bile cevap alamadık. Neden? Çünkü Sayın Komisyon Başkanı gelen Bakan Yardımcısını konuşturmadı. Bakan Yardımcısı Sayın Ertem tam, havalandırmayla ilgili bir sıkıntı olduğundan, havalandırmanın yetersizliğine ilişkin bulguları ve tespitleri olduğunu anlatırken, sürekli ve sürekli müdahale ederek konuşmasını engellediği gibi bizim de konuşma hakkımızı engelledi. Yani dört buçuk saatlik konuşmalarının üzerine sorulan soru ve yorumlara cevap verilemedi. Bakan Yardımcısının yani sürekli konuşması engellendi ve apar topar bir şekilde bu Komisyon kapatıldı. Âdeta Komisyon Başkanı bu toplantıdan kaçmıştır dün. Biz bunu kabul etmiyoruz. Yani sübjektif nitelikte bir yönetim sergiliyor Komisyon Başkanı. Zaten biz bu Komisyon Başkanının Bakanlığı döneminde yüzyılın yani 21'inci yüzyılın en ölümlü maden faciası olan Soma'da 301 olmak üzere 405 madencinin hayatını kaybettiğini biliyoruz onun döneminde. Başta Soma sebebiyle hiçbir faciaya ilişkin ne adli ne siyasi olarak hesap vermeyen, aslında aklanmamış, toplum nezdinde aklanmamış olan bu kişinin Komisyon Başkanlığında bulunmasının yanlış olduğunu defalarca söyledik, yine söylüyoruz. Ve dün gördüğümüz üzere sayın milletvekillerine, Komisyon üyelerine karşı kullandığı saygısız dil ve tavırlarla Komisyonun sağlıklı çalışmasını engellemiştir. 42 kişinin yaşamını yitirdiği bu acı vakanın, bu acı facianın sebeplerini ortaya çıkarmak yerine âdeta -ya bir nevi- bu işin üzerini örtbas etmeye çalışmak olmadığına bizi nasıl ikna edeceksiniz?

OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Sayın Milletvekilim, toparlayalım.

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Dört buçuk saat konuştuk, dört buçuk saat. Burada ne bir AK PARTİ milletvekili ne bir MHP milletvekili ne bir HDP milletvekili ne bir İYİ Parti milletvekili ne de Cumhuriyet Halk Partisinin milletvekillerinin sorularına ne bir cevap verildi ne de bir geri dönüş alındı; bu şekilde olmaz. Eğer maksadınız şaibeli bir Bakanı aklamak ya da mevcut facianın da Soma gibi üzerini örtmek ise biz buna asla müsaade etmeyiz. Bunu buradan bir kez daha söylemek istiyorum. Ve biz bu Araştırma Komisyonunun kâğıt üstünde bir komisyon olduğunu düşünmek istemiyoruz, buna tanıklık etmek istemiyoruz. O yüzden de tekrar ediyoruz: Komisyon Başkanı bu Komisyona başkanlık etmeye devam edemez, etmemelidir, istifa etmiyorsa affını istemelidir, istemiyorsa da gereği yapılmalıdır. Dün yaşananlar üzerine buraya gelip bilgi veren bürokratların ve Çalışma Bakan Yardımcısının sorulara cevap vermesinin engellenmesi sebebiyle bu Komisyona yeniden davet edilmesini ve teknik bir şekilde sorularımıza cevap vermesini talep ediyoruz. Bunu da çok önemsiyoruz.

Teşekkürler.