| Komisyon Adı | : | (10 / 6598, 6599, 6600, 6601, 6602, 6603, 6604, 6605) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Komisyonun 9 Kasım 2022 tarihli toplantısındaki işleyiş ve usulle ilgili görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 10 .11.2022 |
KANİ BEKO (İzmir) - Şimdi, sevgili Komisyon üyesi arkadaşlarım, çok özür dilerim, önce sizi dinlemek isterdik ama dünden kalan bir konu vardı, onu aydınlatmamız gerekirdi.
Şimdi, dün ben sadece Komisyondaki milletvekillerimi ve buradaki personel arkadaşlarımı bilgilendirmek için İstanbul'a gitmiştim. İstanbul'daki yaralıları ziyaret ettim. İstanbul'dayken bir arkadaşımız da Çam ve Sakura Hastanesinde maalesef hayatını kaybetti. O ailelerle ilgilendim, sonra onları Amasra'ya gönderdik. Ve 3 arkadaşımız hastanede tedavi altında, 1 arkadaşımız ise yoğun bakımda. Onların aileleriyle görüştük. Ben çok fazla detaylara girmeden kısaca bilgi vermek istedim. Dikkat ederseniz, Zonguldak'taki yaşanan maden kazasına da hiç değinmedim. Neden değinmedim? Burada 2 Zonguldak milletvekili arkadaşım var.
POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - 4 milletvekili.
KANİ BEKO (İzmir) - Efendim?
POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Zonguldak'ta 4 milletvekili var.
KANİ BEKO (İzmir) - Ben bizim parti adına konuşuyorum.
Şimdi, 2 arkadaşımız var, tabii siz de varsınız, siz de Zonguldak milletvekilisiniz; sizin Zonguldak'taki yaşanan bu maden kazasını anlatacağınızı da düşünerek bu konuyla ilgili bir şey söylemedim ben. Aslında dün siz, bu arkadaşlarımıza da 4 maden işçisinin kazasıyla ilgili eğer söz hakkı vermiş olsaydınız olay aynen devam edecekti, bir sıkıntı çıkmayacaktı.
Şimdi, usul konusuna gelince ben dün çok üzüldüm. Neden üzüldüm? Ya dün burada saatlerce hep beraber yönetici arkadaşlara sorular sorduk, hep beraber sorduk bunları. Şimdi, burada Sayıştay raporları var, müfettiş raporları var, savcılık raporları var yani hepimizde çuval çuval rapor var. Zaten artık olayın neden bu hâle geldiğini hepimiz biliyoruz. Şimdi, en son kalan müfettiş arkadaşlarımız kendilerini hazırlamış. Bu müfettiş arkadaşlarımızı da dinleyecektik ve ondan sonra da bugün de hocalarımı dinleyecektik ama birden ne olduysa siz, 18:00'de toplantıyı kapattınız ve ilk defa biz saat 18:00'de toplantıyı kapattık ve buradan ayrıldık. Şimdi, kafalarda şöyle bir işaret var, ben size söyleyeyim: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Komisyonu aradı, Komisyon Başkanına talimat verdi, Komisyon Başkanı da Bakan Yardımcısına talimat verdi ve müfettişlerin konuyla ilgili hazırlamış olduğu soruların cevabını biz alamadık, bütün kafalarda bu var. Şimdi, durup dururken böyle bir meseleye neden olduk.
Şimdi, şunu söyleyeyim, bir iki meseleyi konuştuktan sonra sözlerimi bildireceğim: Arkadaşlar, Allah var ya, ben dün burada anlatmaya çalıştım, ben kırk beş yıllık sendikacıyım; benim hayatım, ömrüm bu iş yerlerinde geçti. Kırk beş yılım, çalışan işçilerin ekonomik, demokratik, siyasi, sosyal haklarını korumak, kollamakla geçti. Ben şimdi burada sorarım arkadaşlarıma: Kırk üç yıl madenlere inmemiş, madenleri bilmeyen bir insan madenlerde yönetici olur mu arkadaşlar ya? Olur mu böyle bir şey ya? Bakın, defalarca aynı şeyi konuştuk. Yani ben 4 biliyordum meğer 7 imiş. Bazı raporlar 7, bazı raporlarda 4 yani madenlerdeki bu havalandırmalar için 4 kez ihale açılmış, her seferinde iptal olmuş. Neden? Niçin? Yani 4 kez havalandırma ihalesi iptal edilir mi? Nereye kadar geldi bu iş? En son 42 arkadaşımın ölümüne kadar geldi ama elimizi vicdanımıza koyalım ya. 1978 yılında yapılan bu havalandırma tam kırk yıldan bu yana zaten evsafını yitirmiştir. Yani madenlere inen arkadaşlarım bilir, eğer indiyseniz görmüşsünüzdür yani yıllarca madenlerdeki o aspiratörler siz isteseniz de istemeseniz de o madenlerdeki bu metal, aşağılardaki rutubetten dolayı evsafını yitirir. Yani şimdi, bunu biz arkadaşlarımızdan öğrendik, Sayıştay raporları böyle, savcılık raporları böyle, bilir kişi raporları böyle.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KANİ BEKO (İzmir) - 7 uzmanın almış olduğu karar böyle; e, dün müfettişlere de ona soracaktı, diyecekti ki: "Ya, gerçekten bu böyleyse peki ne yapmak lazım?
Şimdi, sevgili Komisyon üyeleri, bugün yaptığımız basın toplantısında da söyledim -bakın, bu işin şakası yok- madenler gerçekten çok çetin, çok zor. Oradaki zor koşullarda çalışan bu işçi arkadaşlarımıza eğer biz yardımcı olmak istiyorsak -bakın, bende var, istiyorsanız size de dağıtalım- bizim Uluslararası Çalışma Örgütüyle 1995 yılında yapmış olduğumuz bir anlaşma var. Nedir bu anlaşma? Maden Yasası Anlaşması. Maden Yasası Anlaşması, ben defalarca burada sordum, dikkat ettiysen tutanaklarda da var; hiçbirinden bir cevap alamadım.
CEMAL ÇETİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, usul tartışması böyle olmaz.
KANİ BEKO (İzmir) - Bir müsaade eder misin?
CEMAL ÇETİN (İstanbul) - Çıkmak istiyorum.
KANİ BEKO (İzmir) - Çıkabilirsiniz ya, dinlemek istemiyorsan.
CEMAL ÇETİN (İstanbul) - Dinlemiyorum.
KANİ BEKO (İzmir) - Çıkabilirsin.
Bu Maden Yasası...
BAŞKAN TANER YILDIZ - Şimdi, yalnız, bakın...
KANİ BEKO (İzmir) - Bitiriyorum, bitiriyorum.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Kani Bey, bakın, şöyle siz söz alırken "Usulle alakalı." Bakın, konuya giriyoruz.
KANİ BEKO (İzmir) - Sayın Başkan, bitiriyorum.
Şimdi, bu Maden Yasası'nın uygulanmasıyla ilgili kırk yıldan beri aynı şeyi konuşuyoruz. Son olarak şunu söylüyorum: Arkadaşlar, eğer biz bu Komisyondaki arkadaşlarımızla beraber profesörleri dinledik, uzmanları dinledik; elimize uzman raporları var, Sayıştay raporları var, savcılık raporları var. Bu konuyla ilgili biz güzel bir maden yasası hazırlayıp Türkiye Büyük Millet Meclisinden ILO kriterlerine, Avrupa Birliği kriterlerine uygun bir yasa çıkaramazsak bundan sonraki madenlerde ölecek işçilerin önüne geçemeyiz. Eğer bu insanların ölmesini istemiyorsak yapılacak şey, bu çalışmadan sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisinde hiçbir parti ayırımı olmadan bütün partilerle ortak, birlikte bir maden yasası çıkarmak olmasını diliyorum.
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.