KOMİSYON KONUŞMASI

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarımız, değerli bürokratlarımız, değerli basın emekçilerimiz; öncelikle hepinizi selamlıyorum.

Evet, bugün Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesini görüşüyoruz. Tabii, sözlerime başlarken öncelikle 2023 bütçesinin bir seçim bütçesi olduğunu belirterek başlamak istiyorum. Elbette ki burada bütçe harcama ve paylaşım tercihlerinizi değerlendireceğiz, sadece Bakanlık bütçesiyle ilgili değil.

Tabii, bu değerlendirmeyi yirmi yıldır sürdürmüş olduğunuz ekonomi ve maliye politikaları üzerinden yapmak gerekir ama biraz ben 2021 Eylül ayını da milat olarak almak istiyorum. Çünkü 2021 Eylül sonrası yeni bir ekonomi modeline geçtiniz, zaten bozuk olan ekonomik düzen bu yeni ekonomi modeliyle iyice altüst oldu ve bozuldu. Neredeyse tüm dünyada faizler yükseltilirken Merkez Bankası politika faizini son bir senede 6 kere düşürdü. Şimdi, dünyada neredeyse tüm merkez bankaları bunu yaparken Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yine faizleri düşürmeye devam etti; şu anda 10,5 faiz oranıyla yürütüyorsunuz ve bu süreçte... Özellikle sunumunuzda da "Asgari ücreti yüzde 95 oranında artırdık." dediniz. Aslında açıkladığınız yüzde 95 oranındaki bu rakam asgari ücretliyi enflasyona nasıl ezdirdiğinizi de gösteriyor çünkü gerçek enflasyon TÜİK'in açıkladığı enflasyon değil, halkın yaşadığı enflasyon.

Şimdi, bu yeni ekonomi modeliyle birlikte AKP döneminin en yüksek enflasyonunu yaşıyoruz -hadi yine TÜİK'inkini göz önüne alalım- en son geldiğimiz nokta yüzde 85,5. Tabii, doların nasıl fırladığını da biliyoruz, şu anda yüzde 18,6'ları konuşuyoruz.

Diğer yandan, ülkenin ekonomik görünümüne baktığımızda ülkelerin borçlanma risklerini, risk primlerini belirleyen CDS primine baktığımızda şu anda 840 puan civarında olduğunu görüyoruz; önce bir 900 puana yükseldi, bir düştü ama 900 civarında. Şimdi "Nedir bu CDS primi?" dediğimizde dış borçlanma maliyetinin ve ödemeler dengesi krizi riskinin ne kadar arttığına işaret ediyor Sayın Bakan, sizin de çok iyi bildiğiniz gibi.

Diğer bir derecelendirme kuruluşuyla ilgili bir veriyi de paylaşacak olursak kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings yayımladığı raporda Türkiye'nin kredi notunu "B+"dan "B"ye indirdiğini, görünümünü ise "negatif" olarak teyit ettiğini açıkladı. Ama siz öyle bir sunum yaptınız ki sanki her şey güllük gülistanlık, her şey çok yolunda, siz esnafa dağıtıyorsunuz, kredi dağıtıyorsunuz, çiftçiye dağıtıyorsunuz, sosyal destekler arttı ama bir taraftan da bakıyoruz; örneğin, Ziraat Bankasını ele alalım, çiftçiye kredi vermesi gereken Ziraat Bankası gidip maalesef sizin iktidarınızın borazanlığını yapan Demirören Holdinge kredi vermeyi tercih etti ve bugün bu tahsil edilemeyen kredi yüzünden aldığınız bu yanlış kararlarla şu anda İstanbul Göktürk'te başka bir krizin yaşanmasına sebep oldunuz Sayın Bakan yani birbirini tetikleyen zincirli bir sürü hata.

Gelelim, bu çok konuşulan kur korumalı mevduat meselesine. Hazineden ve Merkez Bankasından, kur korumalı mevduatın da şu anda ülkemize maliyetinin -her ne kadar Merkez Bankası verileri açıklanmamış olsa da tahminlere bakıldığında- yaklaşık 150 milyar TL civarında olduğu ifade ediliyor; tabii, bu rakamları en doğru Merkez Bankası ve siz bizlerle paylaşabilirsiniz. Şimdi, yine, sunumunuzda özellikle istihdamla ilgili çok güzel şeyler paylaştınız, dediniz ki: "Toplam istihdam seviyesi ağustos itibarıyla mevsimsel düzeltilmiş olarak 31 milyon kişiyle tüm zamanların zirvesine ulaşmıştır. 2021 yılı sonunda 1,2 puan artarak yüzde 47,9..." Evet, 2022 birinci çeyrekte yüzde 47,2 olarak açıklanmıştı ama DİSK-AR tarafından, yine, TÜİK verilerinden hareketle hesaplanan kayıtlı tam zamanlı istihdam oranı yüzde 33,3 olarak gerçekleşmiş, kayıtlı tam zamanlı istihdam. Yani sizin verileriniz tam zamanlı istihdamı vermiyor Sayın Bakan, burada verileri de çarpıtıyorsunuz. Çalışma çağında yani 15 yaş üstü yaklaşık 64,5 milyon kişinin sadece 21,4 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda Sayın Bakan. O yüzden, bu verileri biraz daha tutarlı açıklamanızı rica ediyoruz sizden.

Yine, istihdam üzerinden gidecek olursak şöyle bir dörtlünüz var, hem arkadaşlar bunu paylaşıyorlar hem siz ifade ediyorsunuz, işte, yatırım, istihdam, üretim ve büyüme 4'lüsünü ifade ediyorsunuz sürekli. Ama bu 4'lünün içerisinde tek gerçekleşme nerede Sayın Bakan? Büyümede gerçekleşiyor. Yatırım, istihdam ve üretimde yok. Zaten buralarda olmadığı için de işte büyümede de nereden kaynaklanıyor? İhracat rakamları. Sürekli ihracattaki artışı vurguluyorsunuz ama hiç ithalat rakamlarından bahsedilmiyor. Şu anda cari açık patlamış durumda. Sadece ekim ayındaki veriyi paylaşırsak ekim ayında, son bir yılda 103,2 milyar dolara çıktı dış ticaret açığı. Hiç bunları söylemiyorsunuz.

Peki, büyümeden kim, ne kadar pay alıyor Sayın Bakan? Yani hep bu "Büyüme, büyüme... Büyüdük, ülkenin ekonomisini büyüttük." diyorsunuz da "Kim büyüyor?" diye bir baktığımız zaman, yine, TÜİK verilerine göre, emeğin büyümeden aldığı pay trajik bir şekilde düşüyor Sayın Bakan. Bakın, iş gücü ödemelerinin payı iki yılda 11,4 azalırken sermaye kazançlarının payı 11,1 puan artmış yani 11,4 puan oradan bu tarafa geçmiş yani el değiştirmiş. Burada bir el değiştirme var. Yine, en zengin yüzde 5'in gelirden aldığı pay, nüfusun yarısının aldığı paya yaklaşıyor Sayın Bakan. Yani yoksullaştıran bir büyümeyi gerçekleştiriyorsunuz. Bunun altını özellikle birlikte çizelim, sizin büyümeniz yoksullaştıran bir büyüme. Dar gelirli kesimler yoksullaşırken sermaye büyüyor. Bu, sürdürülebilir bir durum değil. Sizin -asıl göreviniz- enflasyonla mücadele edip bu yoksulluğu önleyici politikalar geliştirmeniz gerekirdi ama yapmadınız. Bu saatten sonra da zaten yapmanızı açıkçası beklemiyoruz. Israrlı bir şekilde bu politikalarınızı sürdürürseniz yoksulluğun artmaya devam edeceğini maalesef görüyoruz.

Bugün ekmeğin 7,5 lira olduğundan bahsediyoruz. Belki gerçekleşmedi ama bunu ifade eden kişi şu anda hapiste; böyle bir durum da var, böyle bir şeyi de yaşıyoruz. Yani bu ülkede artık yoksulluk gittikçe artıyor. Halk, temel gıda maddelerini almakta güçlük çekiyor.

Burada TÜİK'le ilgili bir şeye geçmek istiyorum, bu noktada. Şimdi, Mayıs 2022 dönemine ait tüketici enflasyonu verilerinden önemli bir bilgiyi çıkarttı TÜİK hesaplamalarında. Neydi o? "Madde sepeti ve ortalama madde fiyatları" adlı liste; Mayıs 2022'de yenilenmedi Sayın Bakan. TÜİK yönetimi, sorular üzerine de bu veriyi açıklamayacağını söyledi. Yanlışsak lütfen, siz bunu düzeltin. Şimdi, TÜİK bu veri setini Ocak 2003'ten bu yana yani iki yüz otuz iki aydır düzenli olarak açıklamış, hatta bu uygulama yaklaşık 1933 yılından bu yana yayınlanıyor yani yayınlanan bir veri ama artık açıklanmıyor. "Ne var bu paketin içinde?" diye baktığımızda ekmek, peynir, süt, yumurta ve daha birçok temel gıda maddesinin ortalama fiyatlarının kalem kalem açıklandığı bir veri bu ama artık bunu çıkardınız.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Aslında ne yapardı vatandaş? Pahalılığı ölçerken ekmeğin, peynirin, sütün fiyatına bakarak bu pahalılığı ölçerdi ama şimdi bu karşılaştırmayı yapamayacak. Siz, bu hakkını da vatandaşın elinden aldınız. Ayrıca da artık verilerin doğru bir şekilde analiz edilmesini istemiyorsunuz. Bunun için bunu yapıyorsunuz. Artık, TÜİK'in enflasyonu hangi fiyatlara göre derlediğini de bilemeyeceğiz gibi görünüyor. TÜİK artık gerçekten toplum açısından, bu devlet için görevini yerine getirmiyor. Sadece, Cumhurbaşkanı nasıl isterse, siz nasıl isterseniz kamuoyuyla bu verilerin paylaşılmasını sağlıyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yarım dakika aştınız sürenizi.

Teşekkür ediyorum, sağ olun Sayın Gülizar Emecan.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Ben, yine de bu yetmeyen bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum.